Sayfa 8 Toplam 8 Sayfadan BirinciBirinci ... 45678
Toplam 78 adet sonuctan sayfa basi 71 ile 78 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: ODTÜ'lü robotlar mayın avlayacak

  1. #71
    Üyelik tarihi
    28.Temmuz.2008
    Mesajlar
    4,807
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Alıntı simurg Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Üstad büyüksün .. Bu projeyi bitirip teslim edeceksin arkadaşa sanırım...
    Sadece google'da konuyu araştırdım.Projeyi gerçekleştiren firmaya ait bir pdf dosyasına göz attm.Çalışma prensibi ile ilgili temel bilgileri öğrendim.Bir işe yarayacağını bilsem, 2-3 ay içinde projeye ait tüm verileri inceler hayata geçirebilmek için adım atabilir hale gelebilirim.

    İmkan olsaydı ülkemiz için kendi alanımda çok şey yapabilirdim belki.Benim gibi bu potansiyeli olan binlerce işsiz insan vardır muhakkak.

    Ama şimdi kendini kurtarmaya çalışan, kıytırık bir borsacı ve işsiz bir mühendis olarak bize verilen bu değerli hayatı geçirmek durumundayız.

  2. #72
    Üyelik tarihi
    19.Temmuz.2007
    Yaş
    66
    Mesajlar
    437
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Alıntı stockbroker Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sadece google'da konuyu araştırdım.Projeyi gerçekleştiren firmaya ait bir pdf dosyasına göz attm.Çalışma prensibi ile ilgili temel bilgileri öğrendim.Bir işe yarayacağını bilsem, 2-3 ay içinde projeye ait tüm verileri inceler hayata geçirebilmek için adım atabilir hale gelebilirim.

    İmkan olsaydı ülkemiz için kendi alanımda çok şey yapabilirdim belki.Benim gibi bu potansiyeli olan binlerce işsiz insan vardır muhakkak.

    Ama şimdi kendini kurtarmaya çalışan, kıytırık bir borsacı ve işsiz bir mühendis olarak bize verilen bu değerli hayatı geçirmek durumundayız.
    Sendeki var olan bu potansiyeli, en iyi bilenlerden biri sayılırım herhalde..
    Tübitak' a yazsan bir sonuç çıkarmı acaba..

    Gerçi borsadaki parada hiçbir yerde yok..
    Bu alemde de bilgi açısından çok iyi bir yerdesin..

    Tek bir eksiğimiz var..
    Bildiklerimizi, düşündüklerimizi eyleme dönüştürmek, hızlı karar verebilmek..

    Birde bunu başarabilsek..

    Sevgilerimle..

  3. #73
    Üyelik tarihi
    28.Temmuz.2008
    Mesajlar
    4,807
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Alıntı KUTERO Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sendeki var olan bu potansiyeli, en iyi bilenlerden biri sayılırım herhalde..
    Tübitak' a yazsan bir sonuç çıkarmı acaba..

    Gerçi borsadaki parada hiçbir yerde yok..
    Bu alemde de bilgi açısından çok iyi bir yerdesin..

    Tek bir eksiğimiz var..
    Bildiklerimizi, düşündüklerimizi eyleme dönüştürmek, hızlı karar verebilmek..

    Birde bunu başarabilsek..

    Sevgilerimle..
    Güvenin için teşekkür ederim abi.

    Tübitak'da dayın çalışmıyorsa birşey çıkmaz.Eğer çalışıyorsa projeye hiç gerek yok, uydurma raporlar düzenleyip bir şekilde proje için destek adı altında her türlü parayı tırtıklarız, o ayrı konu...

    Borsadaki para senin benim için yok maalesef.IMKB'ye kote 300'ün üzerinde halka açık şirket var.Bunların kaç tanesi küçük ölçekli bireysel yatırımcıya para kazandırıyor?Kaç tanesi yatırımcısı ile kazancını paylaşıyor?Sürekli bedelli sermaye artırımları ile yatırımcısını söğüşleyeni mi, yalan ortaklık ve yatırım haberleri ile yatırımcılarını sürekli dolandıranları mı, ne kadar pislik ararsan burada var.

    Bunların üzerine SPK başkanı bir de KOBİ niteliğindeki 250 şirketin daha halka açılabileceğinden bahsediyor.Mevcut şirketlerin yıllardır yatırımcılarını türlü düzenbazlıklarla dolandırmalarını engellediniz de yeni şirketleri halka açacaksınız!Öteki tarafta yatacak yer bulamazlar inşallah!

    Bu ülkede para kazanmak, yaşamını sürdürmek istiyorsan başkasını nasıl dolandırırım, nasıl tokatlar kaçarım, onun yollarını öğreneceksin.Aksi halde sen doğru oldukça, dürüst oldukça hayatın daha zor hale gelecektir.

    Projeymiş, insanlığa, vatana faydalı olmakmış...Bunlar fasulye düşünceler.

  4. #74
    Üyelik tarihi
    19.Temmuz.2007
    Yaş
    66
    Mesajlar
    437
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Doğru söylüyorsun..
    Ama yılmamak lazım..

  5. #75
    Üyelik tarihi
    11.Mart.2007
    Mesajlar
    527
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Mamutlar aramıza tekrar dönebilir mi?

    Donmuş buz kütlesinin içinde bugüne kadar bozulmadan gelen bir tüy yumağı, Yünlü Mamut (Woolly Mammoth) adı verilen ırkın tekrar hayata döndürülmesini sağlayabilir.

    Yalnızca bir tutam tüy parçası olabilir ancak, buzların içinde günümüze kadar dayanabilmiş yumaktan elde edilen DNA örnekleri bilim insanlarının soyu tükenmiş olan yünlü mamutların ölümden döndürülmesine yardımcı olabilir.

    Bilim insanları, Sibirya’nın buzulları arasında binlerce yıldır bozunmadan kalabilmiş tüy yumağından elde ettikleri DNA’yı çözmeye devam ettikçe, mamutların günümüzde yaşayan akrabaları olan fillerden şimdiye kadar tahmin edilenden çok daha benzer bir genetik karaktere sahip olduklarını ortaya çıkardı. Bu keşif, bilim insanlarının elde edilen DNA örneklerini kullanarak, günümüzde yaşayan fillerin de yardımıyla, tarih öncesi hayvanın tekrar hayata getirebileceklerine inanıyorlar.

    Jurassic Park filmini anımsatan araştırma, Sibirya’da bulunan biri 20 bin diğeri 60 bin yıllık mamut kalıntılarından elde edilen DNA örnekleri ile ilerliyor. İki DNA’yı eş zamanlı inceleyen bilim insanları, bugüne kadar o dönemin büyük devlerinin genetik kodunun %80’ini çözmüş durumda.

    Mamutların iki milyon yıl önce iki farklı gruba ayrılığını belirten bulgular, bir ırkın 45 bin yıl önce neslinin tükendiğini, bir diğer ırkın ise 10 bin yıl öncesine, buzul çağının sonuna kadar hayatını devam ettirdiğini gösteriyor.

    Şimdiye kadar elde edilen bulgular, buzul çağında yaşamış olan mamutların günümüzde yaşayan fillerin genetik karakterleri ile %99,4 uyumlu olduğunu ortaya koyuyor.

    Sibirya’da şimdiye kadar 40 mamut bedeni bulundu.

    Ntvmsnbcden alıntıdır

  6. #76
    Üyelik tarihi
    11.Mart.2007
    Mesajlar
    527
    Teşekkür / Beğeni

    Standart TÜBİTAK’tan roketin bile delemediği zırh

    Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), roketlere karşı üstün koruyuculu “kompozit zırh” geliştirdi.

    Yerli kaynaklarla roketlerin yarattığı tahribatı engelleyen üstün koruyuculu kompozit zırh geliştiren TÜBİTAK, zırhın suikast silahlarına karşı geliştirilmiş bir modelini Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün kabul ve tören salonunun pencere ve duvarlarına uyguladı. Dünyada çok az ülkenin sahip olduğu bu teknolojiyle kaplanan platformlar, roketlerin yarattığı tahribattan etkilenmiyor.


    Malzeme Enstitüsünün 15 yıldır “kompozit zırh” teknolojisi geliştirme çalışmalarını 35 kişilik mühendis ekiple sürdürdüğünü anlatan TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Malzeme Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Tarık Baykara, ekibin hammaddelerin geliştirilmesi ile bunların entegre ve zırh haline getirilmesi ile tasarım, test, geliştirme, modelleme ve simülasyon çalışmaları yaptığını belirtti.

    Enstitünün, Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) özel destekleriyle savunma sanayi alanındaki çalışmalarına son üç yıldır yoğun şekilde devam ettiğini kaydeden Baykara, kamu ve özel sektör ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin korumaya yönelik ihtiyaç duyduğu teknolojileri üreterek uygulamaya dönük ürünler çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.

    Enstitüde geliştirilen kompozit zırhların, insan hayatını, ağır muharebe tanklarının da aralarında bulunduğu zırhlı araçlar, hava ve deniz savaş platformlarını korumak üzere özel olarak tasarlandığını belirten Baykara, “Bu zırhlar, silahların etkisini neredeyse sıfırlıyor” diye konuştu.

    Baykara, dünyada çok az ülkenin kompozit zırh teknolojisine sahip olduğunu ifade ederek, bu teknolojinin “milli olması” gerektiğini vurguladı.

    TÜBİTAK’ın yerli mühendislerinin geliştirdiği ilk kompozit zırhların 7.62 mm ve 9mm’lik tabanca ile 12.7, 14.5, 20 mm’lik kinetik enerjili mühimmata karşı etkili olduğunu anlatan Baykara, “Çok temel ve klasik özellikler içeren bu teknoloji, artık hiç bir şekilde başka bir ülkenin bağımlılığına gerek duyulmadan TÜBİTAK laboratuvarlarında yapılabiliyor” diye konuştu.

    Baykara, bu uygulamanın özellikle güvenlik güçlerinin şehir içinde yaşanacak olası bir çatışmada korunması amacıyla geliştirildiğini kaydetti.

    MAYINLARA KARŞI DA KORUYOR
    Doç. Dr. Baykara, belli ağırlıklardaki TNT ve eşdeğeri infilak etkisine sahip mayınlara karşı da koruyucu tasarımları bir süre önce yine TÜBİTAK laboratuvarlarında geliştirdiklerini belirterek, bunları gerçek silahlarla test ettiklerini ve çok başarılı sonuçlar aldıklarını bildirdi. Baykara, bu zırhların, platformların alt bölmelerine entegre edilebildiğini belirtti.

    Bomba ve mayınlara karşı geliştirdikleri kompozit zırh sisteminde 10 kilogramlık TNT patlayıcılarının etkisini hem malzeme hem de geometrik tasarımla ikiye bölerek infilak enerjisinin yok edildiğini aktaran Baykara, “Böylece korunan platformlarda tahribat neredeyse sıfıra iniyor, sadece yüzeyde bir takım ufak tefek hasarlar meydana geliyor. Böylece platform da insan da korunuyor” dedi.


    M72 ROKETLERİNE KARŞI SÜPER KORUMA
    Enstitüde kompozit zırh teknolojisi alanındaki geliştirdikleri son ürünün ölümcül bir silah olan M72 ve benzeri roketlere karşı üstün koruma sağladığını bildiren Baykara, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu silahın içindeki bakır huzme, büyük bir basınçta gördüğü her katı cismi sıvı gibi algılıyor. Yani onların içinden, sanki sıvının içinden geçer gibi geçiyor. Yani maddenin artık dördüncü haline geliyor.

    Bizim yaptığımız bu sistemler, bu ölümcül silaha karşı da son derece iyi sonuçlar verdi. Sıvı haldeki bakır huzme zırha çarptığı anda sapıyor. Yani delme, tahrip işlemi körelmiş oluyor ve zırh sisteminin içine hapsediyor, arkaya geçemiyor ve tahribat yapamıyor.”

    Baykara, roketlere karşı geliştirdikleri bu kompozit zırhları gerçek silahlarla test ederek olumlu sonuçlar aldıklarını kaydetti.



    HAMMADDE VE MÜHENDİS YERLİ

    Kompozit zırh teknolojisini oluşturan malzemeleri yurt dışındaki örneklerine göre son derece uygun maliyetlerle geliştirdiklerini vurgulayan Baykara, “İlkelerimizden biri de bu ürünleri bulunabilir malzemelerle üretmek. Ürünlerimiz, tamamen Türkiye’den temin edilebilir malzemeler kullanılarak geliştirildi” dedi.

    Baykara, zırh yapımında Türkiye’nin en büyük dünya rezervlerine sahip olduğu bor madeninin yanı sıra seramik, polimer alüminyum ve reçine, özel yapıştırıcılar ve nanoteknolojik malzemeler kullandıklarını anlattı.


    ÇANKAYA KÖŞKÜ’NE UYGULANAN KOMPOZİT CAMLAR
    Özellikle sert mermi çekirdeklerinin taşındığı özellikle Kanas suikast silahına karşı geliştirdikleri kompozit cam sistemi hakkında da bilgiler veren Baykara, bu sistemin normal bir cam görüntüsünde şeffaflık sağladığını, duvar ve pencere gibi platformlara da istenen boyutlarda uygulanabildiğini belirtti.

    Baykara, zırhlara, merminin isabet ettiği kompozit cam parçalarının etrafa saçılmaması için bir takım yeni özellikler de eklediklerini kaydetti.

    Bu kompozit zırh sistemiyle geçen yıl Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün kabul ve tören salonlarının pencere ve duvarlarını da kapladıklarını bildiren Baykara, sistemi 20 günde kurduklarını belirterek, “Şu anda burası belki dünyanın en emniyetli mekanlarından biri haline geldi” dedi.

    Doç. Dr. Tarık Baykara, bu zırhların yalnızca askeri amaçlı değil, kamu binaları, bankalar gibi çok stratejik ve koruma gerektiren mekanlarda da rahatlıkla kullanılabileceğini sözlerine ekledi.

    (Ntvmsnbcden alıntıdır)

  7. #77
    Üyelik tarihi
    11.Mart.2007
    Mesajlar
    527
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Bilimsel efsaneler

    Çin Seddi uzaydan görünür mü? Beynimizin sadece yüzde 10’unu mu kullanıyoruz? Esnemek bulaşıcı mıdır? Kediler dört ayak üzerine mi düşerler?

    Her şeyin olduğu gibi efsanelerin de bilimsel bir açıklaması var...

    Su, kuzey yarımkürede ayrı, güney yarımkürede ayrı yönlerde mi döner?
    Giderinden girdap oluştura oluştura akan suyun, kuzey yarımkürede ayrı yönde, güney yarımkürede ayrı yönde döndüğü sanılır, bu da dünyanın dönüş hızına bağlanır. Oysa dünyanın dönüş hızı, suyun yönünü etkileyecek kadar hızlı değildir. Lavabonun yapısına göre yan yana duran iki giderden akan suyu bile ters yönlere döndürebilirsiniz.

    İnsan, beyninin sadece yüzde 10’unu mu kullanır?
    Bilim adamlarını övmek için gazetelerin uydurduğu bir bilgi olmalı. İnsan uyurken bile beyninin büyük kısmı aktiftir. “İnsanlar, beyinlerinin olası potansiyelinin %10’unu kullanıyorlar” deselerdi belki bu kadar saçma olmazdı, beynimizin gerçek potansiyeli hakkında hiçbir fikrimiz yok. Ancak insan beyninin her kıvrımı aktif olarak çalışır. İnanmıyorsanız MR’a girin, rengârenk sonuçları kendiniz görün.

    Bir gökdelenin tepesinden bırakılan bozuk para, birini öldürebilir mi?
    Eğer kötü bir niyetiniz varsa, bozuk para seçmemenizi öneririz. Aerodinamiklikle alakası olmayan biçimini ve pütürlü yüzeyini düşünürsek, Petronas Kuleleri’nin tepesinden bile bıraksanız, evinizin penceresinden aşağı bırakmanızdan bir farkı olmaz.

    Yetişkinler, yeni beyin hücresi üretirler mi?
    Denir ki; 20’li yaşlardan sonra beyin, yeni hücre üretmez, cepten yer, bu yüzden de yaşlandıkça unutkanlaşırmışız. Gerçekten de beynin gelişiminin en hızlı olduğu dönem çocukluk, ancak ondan sonra da beyin hiç durmadan yenilenmeye devam ediyor. Annelerin, çocukları kafalarını bir yerlere çarptığında aptal olacaklar diye endişelenmelerine gerek kalmadı.

    Böcekler kafaları kesildikten sonra da yaşayabilir mi?
    Evet, böcekler kafaları olmadan, açlıktan ölene kadar yaşayabilir. Ama sadece onlar değil, tavuklar da. Tavukların kafaları olmasa da merkezi sinir sistemleri yaşamalarına izin verir. Açlıktan ölene kadar ortada gezinmeye devam ederler. Kuş beyinli işte.

    Tavuk suyuna çorba, soğuk algınlığına iyi gelir mi?
    “İyi gelmek”ten kasıt “iyileştirmek”se, o biraz zor. Ama kastedilen şey “kendini iyi hissettirmek”se, o olabilir. Tavuk suyunun, boğaz ağrılarını rahatlattığı biliniyor. Üstelik sıcak. Üstelik lezzetli. Neden olmasın?

    Esnemek bulaşıcı mıdır?

    Bu konuda hâlâ kesin bilimsel bir veri yok ama şempanzeler bile, birbirlerini esnerken görürse esnemeye başlıyor. Tamamen psikolojik olmakla birlikte, bu satırları okurken bile esnenmeye başlandığını biliyoruz.

    -Olamazzz!

    Hayvanlar, afetleri önceden sezer mi?
    Hayvanların böyle bir yeteneği olduğuna dair hiçbir bilimsel veri yok. En azından bir altıncı hisleri yok. Ancak bizim duymadığımız frekanslardaki sesleri duyuyor olabilirler.

    Bir çiklet yutarsanız, 7 yıl boyunca midenizde kalır mı?
    Doğal gıdaları sindirmekten daha zorsa da çikletlerin mideniz tarafından böyle özel bir muameleye tabi tutulduğu doğru değil. Bu düşüncenin, yapış yapış bir şeyi yutmayalım diye annelerimiz tarafından uydurulduğuna eminiz.

    Çin Seddi, uzaydan görülebilen insan yapımı tek yapı mıdır?
    Daha atmosferden çıkmadan önce görülebildiği doğru. Ancak o yükseklikte mistik olmak istersek piramitleri, sıradan olmak istersek havaalanlarını da görebiliriz. Mesela aydan bakarsanız hiçbir şey göremezsiniz.

    Aynı yere iki kere yıldırım düşer mi?
    Yıldırım, yüksek yerlere düşer, yani etrafta yüksek olan tek bir yer varsa oraya defalarca yıldırım düşebilir. Mesela Empire State binasına yılda ortalama 25 kere yıldırım düşüyor.

    Kediler daima dört ayak üzerine mi düşer?
    Kediler gerçekten de çoğunlukla nazikçe yere inerler. Ancak her zaman değil! Düşme açısı önemlidir. Yani kedi bilinçli olarak atlarsa başına hiçbir şey gelmez, ancak ayağı kaydıysa, yani kazayla düştüyse yere dengesiz düşme ihtimali vardır. Genel kanı olan “ne kadar yüksekten düşerse o kadar iyi” düşüncesi de doğru. Yani ikinci kattan kötü bir açıda düşen kedinin dört ayak üstüne inme şansı, altıncı kattan kayarak düşen bir kedinin dört ayak üstüne inme şansından az, yükseklik, yani artan serbest düşüş süresi, kediye toparlanıp dengesini kurmak için zaman sağlıyor. Ancak bu, gökdelenden düşen kedi de dört ayak üstüne düşecek demek değil.

    Öldükten sonra saçlarımız ve tırnaklarımız uzamaya devam eder mi?
    Etmezler. Ancak vücudumuz su kaybettiği, yani büzüştüğü için tırnakların kökünü kaplayan etler bir miktar çekilebilir. Bu da sanki tırnak uzamış gibi görünmesine yol açar.

    (Ntvmsnvcden alıntıdır)

  8. #78
    Üyelik tarihi
    11.Mart.2007
    Mesajlar
    527
    Teşekkür / Beğeni

    Standart İlk modern bilim adamı Iraklı

    Pek çok kişi modern bilimin babasını tartışmasız Isaac Newton kabul eder. Ancak bu görüşe itirazlar var, hem de Newton’un anavatanı İngiltere’den…

    İngiltere’nin Surrey Üniversitesi’nden fizikçi Prof. Jim el Halili, BBC’nin internet sitesinde yayınlanan makalesinde, Newton’dan yedi yüz yıl önce yaşayan, Irak doğumlu Hasan İbn-i Haysem’in, ilk gerçek bilim adamı olduğunu ve Newton’ın özellikle optik alanındaki buluşlarının Haysem’in çalışmaları üzerinden yükseldiğini yazdı.

    Prof. Halili, makalesinde şunları yazıyor;

    AVRUPA’NIN KARANLIK İSLAM DÜNYASININ ALTIN ÇAĞI
    “Bilim tarihindeki popüler açıklamalar tipik olarak Antik Yunanlılar ile Avrupa Rönesansı arasındaki dönemde hiçbir büyük bilimsel gelişme olmadığını öne sürer. Ancak Batı Avrupa’nın karanlık çağlarda yaşadığı gerileme, dünyanın kalanının da durguluk yaşadığı anlamına gelmez. Gerçekte, 9. ve 13. yüzyıl arasındaki dönem İslam bilimini altın çağı olarak nitelendirilebilir.


    Bu dönemde matematik, astronomi, tıp, kimya ve felsefede büyük ilerlemeler yaşandı. Bu dönemdeki pek çok dehanın yanında İbn-i Haysem öne çıkmaktadır.

    İLK BİLİM ADAMI
    İbn-i Haysem, modern bilimsel metodun babası unvanını hak ediyor. Genel tanımıyla, modern bilimsel metodu, deney ve gözleme dayalı bilgilerin kullanılması ve formüller ve testlerle ortaya konulan hipotezlerin takip edilerek bilinmeyen açıklanması, yeni bilgilerin ortaya konması ya da varolanların düzeltilmesi olarak tanımlayabiliriz. Bilim bugün bu şekilde yapılıyor ve bilimsel gelişmelerin temelinde de bu yöntem yatıyor.

    Genellikle bilimsel metodun, 17. yüzyılda Francis Bacon ve Rene Descartes’e kadar ortaya konmadığı iddia edilir. Ancak benim, bu konuda İbn-i Haysem’in ilk olduğuna hiçbir kuşkum yok. Deneysel bilgi ve sorgulanabilir sonuçlar söz konusu olduğunda Haysem genellikle ‘ilk gerçek bilim adamı’ sayılmaktadır.

    GÖRME OLAYINI AÇIKLADI

    İbn-i Haysem'in optik üzerine yaptığı çalışmalar yüzyıllar sonra Avrupa'da da yayınlandı.

    İbn-i Haysem, cisimleri nasıl gördüğümüze ilişkin soruya ilk doğru açıklamayı getirmiştir. Örneğin İbn-i Haysem, Platon, Öklit ve Ptolemy gibi düşünürlerin inandıkları yayılma teorisinin (bu teoriye göre gözümüzden çıkan ışınların, bakılan cismi aydınlatması ile görüyoruz) deneysel verilerle yanlış olduğunu kanıtladı.

    Ayrıca, daha önce hiç kimsenin yapmadığı biçimde iddialarını kanıtlamak için matematiği kullandı. Bu nedenle de onu ilk teorik fizikçi olarak nitelendirebiliriz.

    Belki de buluşları arasında en çok tanınanı ‘iğne deliği kamerası’dır, bu nedenle de onun yansıma kanunlarını keşfettiğine inanılmaktadır. Ayrıca ışığın yayılmasında, renk bileşenlerine ayrılması üzerine ilk deneyleri yapmış, gölgeler, gökkuşakları ve güneş tutulması üzerine çalışmış ve güneş ışınlarının kırılması üzerinden atmosfer yüksekliğinin yaklaşık 100 km. olduğunu hesaplamıştır.

    Ntvmsnbc'den alıntı

Sayfa 8 Toplam 8 Sayfadan BirinciBirinci ... 45678

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
YASAL UYARI
Ekonomi, Borsa ve Para piyasaları" bölümünde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır. Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.keyborsa.com web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.
Google Privacy Policy
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193