ODUN YARICI
Bugün günlerden ne acaba? Dün aðustos ayýna girdik. Bugün ayýn ikisi, hafta ortasý falan olsa gerek. Her neyse çarþamba veya perþembe ne fark eder? Hava da çok sýcak. Boðucu bir sýcaklýk var. Ter içinde kalmýþým. Biraz daha gezeyim sonra dinlenirim. Zaten vakit de öðleni geçeli bir saat oluyor. Bugün de iþ çýkmayacak galiba. Üç dört gün önce yarým araba odun kesmiþtim. O zamandan bu yana boþa dolaþýyorum ya neyse. Gezmeden, dolaþmadan da olmuyor ki. Kim bilecek benim evi de gelecek, “ Hasan Usta, gel bizim þu odunlarý kesiver “ diyecek. Sonbahar geleydi iþler açýlýrdý, ama oraya daha iki ay var. Tek tük yazdan odun alanlar olmasa bilmem ne olurdu?
Geçen yazýn bu sokakta, þu evin bahçesinde odun kesmiþtim. Ýyi de para vermiþlerdi. Bakalým yine odun aldýlarsa çaðýrýverirler belki. Sesleneyim biraz durup da: “ Haydi, odun yarýcý geldi, odun yarýcý…Haydi, odun yarýcý geldi, odun yarýcý…” Ses seda yok. Ýþ çýkmayacak galiba. Boþ ver. Ýçim de bayýlmaya baþladý. Acýkmýþým. Sabah evde içtiðim çorba hepsi o kadar. Ýleride bir bakkal olmalýydý. Bir ekmek alýp, yarýsýný yiyip, yarýsýný torbaya koyup, akþama saklamalý.
Oh be, dünya varmýþ! Neredeyse ekmeðin tümünü yiyiverecektim. Az kaldý ya, pasta gibiymiþ. Üstüne çeþmeden kana kana bir de su içtim, kendime geldim azýcýk. Ýyi ki, bu çýnarýn dibine oturmuþum. Gölgelik, serin burasý. Dinleneyim on beþ yirmi dakika burada. Karþýdan gelen þu genci birisine benzeteceðim, ama kime? Dur bakalým, yaklaþsýn biraz. O’na benziyor ama O deðil. O olsaydý, durup þöyle bir bakar, mutlaka beni tanýr, hiç çekinmez gelir yanýma oturur, hal hatýr sorar konuþurdu. Bu kafasýný kaldýrýp bakmadý bile. Olsun caným, ben bu genci de pek sevdim. Beni iki üç ay öncesine döndürdü. O’nu daha önceden de görmüþlüðüm vardý. Ben bu ihtiyar halimle, baltam omzumda, kesilecek odun ararken yollarda birkaç defa denk geldiydi. Yanýmdan geçerken yavaþlar yüzüme bakardý. Dikkat ederdim, gözleri yaþarýr gibi olurdu. Bir iki derken rast geldiði, acaba dedim beni dedesine falan mý benzetiyor da ondan aðlamaklý oluyor. Sonra hiç unutmam tenha bir sokakta oturmuþ, öðle vakti ekmeðimi yiyordum. Yoldan geçerken gördü beni, yanýma geldi, oturdu. Hal-hatýr sordu. Oldukça mütevaziydi. Laf lafý açtý. Beni sordu: Yaþým 65 dedim. Tek odalý bir evim var dedim. Gençliðimden beri hep oduncuyum dedim, anlattým durdum. Adý Serdar Yýldýrým'dý. Kendisi hikayeler yazarmýþ. “ Senin için de bir hikaye yazacaðým dede, dedi. Herkes seni bu hikaye ile tanýsýn, bilsin, yaþasýn istiyorum “ dedi. Acaba yazdý mý ki?..
SON