Yapı Fuarı'nda Ege Seramik standında neler öne çıktı?
Yapı-Endustri Merkezi organizasyonundaki bu fuarı, ülkenin yapı malzemesi üreticisi profilini ortaya koyan son derece önemli bir etkinlik olarak görüyorum. Biz kurum olarak ziyaretçi profilinden fazlasıyla memnunuz. Ürünlerimizi hem teknik hem de görsel olarak anlatma fırsatı bulduğumuz ve aynı dili konuştuğumuz bu ziyaretçi kitlesiyle oluşan atmosferde fuarın gerçek kimliğini geliştirerek sürdürdüğünü düşünüyorum. Yapı sektörü, Türkiye'nin kaynak üreten ve yaygın istihdam sağlayan en önemli sektörlerinden birisi. Dünyanın 20. büyük ekonomisi olarak tanımlanan Türkiye'de, yapı sektörü bu ekonominin temel taşlarından birisi. Diğer ekonomileri de ateşleyen bir lokomotif. Enerji maliyetlerinin çok yüksek olması, haksız rekabet, kayıt dışı gibi ülkenin genel yapısından kaynaklanan sıkıntılarımız var. Bu konuların kısa süre içerisinde rehabilite ediliyor olması halinde, Türk yapı sektörünün dünya pazarlarında daha önemli roller üstleneceğine inanıyorum. Seramik sektörü, enerji yoğun bir sektör. Dünyadaki rakiplerimizin çok üzerinde enerji maliyetlerleri ile çalışıyoruz. Bu konularda iyi değerlendirmeler ve sonuca yönelik iyileştirmeler bekliyoruz. Sayın Adnan Polat, aynı zamanda Türk Seramik Federasyonu başkanı. Federasyon, sektörü doğrudan ilgilendiren bu gibi konularda nasıl bir strateji izliyor, ne kadar aktif? Federasyonun öncelikli konuları, çatısı altındaki üreticilerin temel sorunlarını ortak bir payda altında toplayarak doğru platformlarda çözüm üretiyor olabilmek. Ancak, tüm çalışmalar yapılıyor olsa dahi, çözüm üretme süreçleri oldukça yavaş ilerliyor. Rakip ülkeler, rakip firmalar gibi kavramları doğru yorumlarla değerlendirmek gerek. Özellikle, kaliteli olmayan Uzakdoğu ithalatı var, bu anlamda önemli çalışmalar yapıldı. 'Kaliteli olmayan' tarifinin altını çiziyorum, çünkü Uzakdoğu'da kaliteli ürünler de var. Ülkemize olabildiğince ucuz, karı maksimize edici ve denetimden uzak ürünler ithal edildiği için bu tip sıkıntılar yaşıyoruz. Türkiye'nin enerji maliyeti sorunu, seramik sektörünün yanısıra, büyük üretim hacimli ve ihracat gücüne sahip diğer birçok sektörde rekabet gücünü olumsuz etkileyen en önemli faktörlerinden birisi. Türkiye gibi zengin su kaynaklarına sahip bir ülkenin hidroelektrikten bu kadar uzak olmaması gerektiği kanaatindeyim. Bunun yanısıra coğrafyamız içindeki böylesine büyük bir rüzgar kaynağını da bürokrasi ve prosedürler nedeniyle yeterince kullanamıyor veya büyük zaman kaybıyla kullanmaya başlıyoruz. Türk Seramik Federasyonu Başkanı ve şirketlerimiz yönetim kurulu başkanı olan Sayın Adnan Polat'ın rüzgar enerjisi konusunda da uzun zaman öncesine dayanan çalışmaları ve yatırımları var. Verimliliğin ve karlılığın artık satış noktalarından çok üretimin içindeki verimlilik ve kalite faktörlerinden kaynaklandığı kabulü ile doğal kaynaklarımızı süratle ithal kaynaklardan yerli kaynaklara dönüştürerek en efektif şekilde kullanmamız gerekliliği kaçınılmazdır. Her yıl Ar-Ge çalışmalarına milyon Euro'lar kaynak ayırıyoruz. Büyük maliyet ve emeklerle tasarlanarak üretilen ürünlerimizin, çok kısa süre içerisinde ve ilkel yöntemlerle taklit edildiğini görüyoruz. Bu anlamda özgün tasarımların koruma altına alınmasının çok önemli bir konu olduğunu ifade etmek istiyorum. Haksız rekabet içerisinde en önemli sıkıntılarımızdan birisini de bu konu teşkil etmektedir.