COCA COLA İÇECEK/O'NEILL:''DÜNYAYI GERİ DÖNÜLMEMECESİNE DEĞİŞTİREN BİR DÖNEME GİRİYORUZ''
Coca-Cola İçecek Üst Yöneticisi (CEO)
Michael A. O'Neill, dünyayı geri dönülmemecesine değiştiren bir döneme
girildiğini ve bu durumun 5 yıl içerisinde değişmeyeceğini belirtti.
O'Neill, EDUPLUS ve TAKTX tarafından düzenlenen ''6. Liderlik
Zirvesi''nde yaptığı konuşmada, iş dünyası için verilen kredilerin durduğuna,
işten çıkarmaların ve işsizlik oranlarının arttığına dikkat çekti.
Dünyanın bir takım finansal duraksamaya girdiğini belirten O'Neill,
şunları kaydetti:
''Düşen bir istek var ve herkes kendi durumunu korumaya çalışıyor.
Gelecekte daha da kötü olacak. 5 yıl içerisinde beni tekrar davet ederseniz size
hitap etmem için, şu anki açılış konuşmamı değiştireceğimi tahmin etmiyorum. Öyle
bir çağa giriyoruz ki, dünyayı geri dönülmemecesine değiştiren bir döneme
giriyoruz. 5 yıl içerisinde hiçbir şey değişmeyecek. Peki ne yapacağız? İnsanları
işten mi çıkaracağız? Reklamlardan mı kısacağız? Yoksa lüks ihtiyaçları mı
kısacağız? Çoğu şirket hedefleri karşılamaya çalışıyor. Reklam bütçelerini
kısıyor veya insanları işlerinden çıkarıyor. Ancak bilmiyorlar ki bu
organizasyonların bel kemiklerini çıkarıyorlar işlerinden.''
O'Neill, şirketlerin bu dönemde yarına hazırlanmadan günü kurtarmaya
çalıştığını belirterek, nereden tasarruf yapılmasının iyi anlaşılması gerektiğini
vurguladı. İnsanların her zaman yeniliklere açık olduğunu dile getiren O'Neill,
krizlerin fırsata dönüştürülebileceğini söyledi.
Yönetimin, sadece kriz yönetimi olmadığına dikkati çeken O'Neill, temel
gerekliliklerin de geliştirilmesi ve yeni projeler üretilmesinin önemini
vurguladı.
O'Neill, krizle birlikte insanların gelirlerinin sarsıldığını belirterek,
''Gelirleri sarsılan insanlara hala nasıl kola içirebiliriz? Burada çok dikkatli
olmamız lazım. Ürünlerimizin artık insanların çok daha gücünün yetebileceği ürün
olması gerekiyor. 1998 yılında yaşanılan krizi ilk anda anlayamadığım için
yeterli kararları alamadım. Türklerin farkı da şu Türk yöneticiler çok daha
agresif ve yırtıcılar. Hiç bir zaman 'bu yapılamaz, gerçekleşemez' demezler''
şeklinde konuştu.
-KRİZ NEDENİYLE İLK ÇEYREKTE ÜRETİMDE YÜZDE 60 DÜŞÜŞ-
Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Jürgen Ziegler de kriz
nedeniyle bu yılın ilk çeyreğinde üretimlerinde yüzde 60 oranında bir düşüş
olduğunu, ancak geleceğe umutla baktıklarını ifade etti.
Ziegler, iyi bir yöneticinin, liderin bazı özellikleri olması gerektiğini
belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Liderlerde olması gereken özelliklerden 3 tanesine odaklanmak
istiyorum. Bunlardan bir tanesi gerçekçi olmalı ve geleceğe bakmalı, ikincisi
cesaretli karar vermeli, üçüncüsü de iletişime açık olmalı. Kriz dönemlerinde çok
hızlı hareket etmek gerekiyor. Gerçeği yaşamak çok önemli, ama gerçeği yaşarken
de geleceğe bakmak da çok önemli. Burada çalışanların durumu çok önemli.
Çalışanlar işverenin kriz karşısındaki planının güvenli olup olmadığını öğrenmek
istiyor. İnsanlar gelecekte ne olacağını tam bilemiyorlar, tahmin edemiyorlar.
Şirketlerde yönetme ve geleceğin resmini çizme açısından bir kargaşa
yaşanıyor.''
Şirket olarak mevcut yaşanan durumla ilgili bir takım programlar, planlar
ve taslaklar hazırladıklarını dile getiren Ziegler, şirket değerlerinin kriz
zamanlarında çok daha fazla ortaya çıktığını söyledi.
-''KRİZ ZAMANINDA BİRBİRİMİZE KENETLENMEMİZ ÇOK ÖNEMLİ''-
Jürgen Ziegler, genel strateji ve hedeflere bakıldığında, şu andaki
duruma odaklandıklarını belirterek, şunları kaydetti:
''Bu dönemde hangi projemiz önce gerçekleşecek, hangisini kaldıralım,
hangisine ihtiyaç duyuyoruz, hangisine ihtiyaç duymuyoruz? Bu tabii krizle de
biraz ilintili. Bunlara karar vermeye çalışıyoruz. Bu kriz zamanında birbirimize
kenetlenmemiz çok önemli. Burada tartışmalarımızın gerçekçi bir temele dayanması
çok önemli. Önce takımımızı ikna etmeliyiz ki takım olarak sektörde bir şeyler
yapalım. Bunun yanında cesaretli karar almak da bir o kadar önemli. Bu kriz
ortamında mucizeler yaratmak o kadar da kolay değil. Kriz dönemleriyle diğer
dönemler arasında işletmelerde durumlar birbirinden çok daha farklıdır. Kriz
zamanında geç kalmamak, hedefleri kesin bir şekilde çizmek, aksiyon planını öne
almak çok önemlidir.''
Ziegler, şirketlerinde bir takım oluşturduklarını ve haftalık
toplantılarda geleceğe dair senaryolar üzerinde konuştuklarını, bu senaryolar
karşısında kendi aralarında konuşarak bir takım önlemler aldıklarını anlattı.
Liderin iletişime açık, şirket çalışanları ile iyi iletişim kurabilen,
ikna kabiliyeti yüksek gibi bir takım özelliklerinin olması gerektiğini
vurgulayan Ziegler, bunun yanında liderin her zaman etrafa pozitif enerji veren
bir yanının da bulunması gerektiğini söyledi.
Ziegler, reklam bütçelerini yüzde 20 oranında azalttıklarını belirterek,
''Türkiye'de her şey mümkün. 'Yaparız abi, ederiz abi'' gibi bir yaklaşım var ve
ben bunu çok takdir ediyorum'' dedi.
-''AR-GE'YE 100 MİLYON DOLARLIK BİR YATIRIM YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUZ''-
Bayer Türk Üst Yöneticisi (CEO) Sebastian Guth ise liderin şirketini iyi
yönetebilmesi için güven, işe tutku ve yaratıcılığın çok önemli olduğunu
vurgulayarak, kriz zamanlarının belirsizlik zamanı olduğunu ve insanların çok
fazla belirsizliğe odaklanmadığını kaydetti.
Guth, şöyle devam etti:
''Bu insanların endişelerini ve sorunlarını hizmete dönüştürebilmek için
dürüst ve şeffaf bir şekilde onlara cevap vermek gerekmektedir. Ben her zaman
çalışanlarla iletişime geçmeye çalışıyorum. İnsanlarda güven yaratabilmek için bu
çok önemli bir şey. Organizasyonların veya şirketlerin başarılı olabilmesi, pazar
içerisinde ekonomik bir değer yaratabilmesi için, bizlerin daha uzmanlık
gerektiren işler yapmamız gerekiyor. Çalışanlarımızın hayal gücünü ve işe olan
tutkularını harekete geçirmemiz gerekiyor.
Son dönemde şirketler üzerine yapılmış bir araştırma okudum. Çalışanların
yüzde 20'lik kesimi işlerine son derece bağlı. Bu araştırmaya göre bazı ülkelerde
bu oran yüzde 2-3'lük dilimlere iniyor. Bu dönemlerde başarılı olabilmek için
insanların işe olan tutkusunu ve yaratıcılığını her zaman yüksek tutmak
gerekiyor. Bizim için şirkette fikirlerin kimden geldiği önemli değil. Bu
fikirler üst düzey yöneticilerden de, alt pozisyonda çalışanlardan da gelebilir.
Burada önemli olan fikirlerin birbiri ile yarışması ve daha yaratıcı olması.''
Guth, inovasyon ve yenilikçiliğin şirketleri için çok önemli olduğunu,
Ar-Ge'ye Avrupa çapında en fazla bütçe ayıran şirket olduklarını, yatırımlarını
azaltmadıklarını, hatta Ar-Ge'ye 100 milyon dolarlık bir yatırım yapmayı
düşündüklerini söyledi.
Sony Eurasia Genel Müdürü Mohsen Noohi de krizin Sony için 2008'de değil,
yıllar önce dijitalleşmeyle başladığını söyledi.
Noohi, bu durumun bir süreç olduğunu belirterek, ''Dijitalizasyonun
gelmesiyle insanlar, sizin inovasyonunuzu ve yeni fikirlerinizi kopyalamaya
başladı ve endüstri kendini yenilemek zorunda kaldı'' dedi.
Krizin daha fazla derinleşmeyeceğini savunan Noohi, Türk tüketicilerin
Sony'ye çok güvendiğini ve ürünlerine karşı bitmeyen bir istek olduğunu ifade
etti.
(16/04/2009 - 18:32:57)
Birşeyi yapmak için, onu çok sevmelisiniz. Birşeyi sevmek için, ona delicesine inanmalısınız.