Toplam 7 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 7 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Sezai Karakoç

  1. #1
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Sezai Karakoç

    Sezai Karakoç'un Hayatı (1933 - )
    Sezai Karakoç, 1933 yılında Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde dünyaya gelir. Babası Yasin Efendi’nin koyduğu isim Muhammed Sezai’dir. Nüfus kayıtlarında Ahmet Sezai olarak geçer. Dedeleri, Ergani ve yöresinde oldukça etkin kişilerdendir. Babasının babası Hüseyin efendi, Plevne savaşına katılmış; Gazi Osman Paşa’nın takdirini kazanmıştır. Aile Leventoğulları olarak anılır.

    Şairin çocukluğu Ergani, Maden ve Dicle ilçelerinde geçer. Altı yaşında ilkokula başlar ve 1944’te Ergani’de ilkokulu tamamlar. Maraş ortaokuluna parasız yatılı öğrenci olarak kayıt yaptırır.1947 de burayı bitirerek Gaziantep’te yine parasız yatılı lise öğrenimine başlar. Gaziantep lisesinden 1950’de mezun olur. Felsefe okumak istediği için İstanbul’a gider. Fakat babasının arzusu ilahiyat fakültesidir. Kendi parasıyla okuyamayacağını anlayınca, o zaman parasız yatılı kısmı bulunan Siyasal Bilgiler Fakültesi sınavına girer. Sınav sonuçlarını beklerken de Felsefe bölümüne kayıt yaptırır. Eğer sınavı kazanmazsa felsefe eğitimi yapacaktır.

    Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesini kazanarak başladığı yüksek öğrenimini, 1955’te fakültenin mali şubesinden mezuniyetle tamamlar. Pek çok resmi görevde bulunur. Görevi icabı Anadolu’yu çok gezer ve birçok il, ilçeyi inceleme, tanıma fırsatı bulur. 1960-1961 yıllarında yedek subay olarak askerlik görevini yerine getirdikten sonra görevine kaldığı yerden devam eder. 1965’ten 1973’e kadar birçok kez istifa eder. 1973’ten bu yana da hiçbir resmi görev almaz.

    Kurucusu bulunduğu ‘Diriliş Yayınları’ ve ‘Diriliş Dergisi’ ile İstanbul’da hizmete devam eder. 1990 yılında ‘Güller Açan Gül Ağacı’ Amblemiyle Diriliş Partisini (DİRİ-P) kurar. Yedi yıl Partinin Genel Başkanlığını yürütür. Ancak 1997’de iki genel seçime girmedi gerekçesiyle parti kapatılır.

    Devlet, millet ve medeniyet kavramlarına farklı boyutlarda anlam yükleyen Sezai Karakoç’un kırk-bir yıllık ‘Diriliş’ doktrini etrafında düşünsel alanda bir Diriliş Nesli oluşur.

    Şiir, sanat ve düşünce ile yüklü hayatına, çilesine, duygu ve duyarlıklarına değinmek çok da kolay değil. Bunun için büyük bir çalışma gerekir. Kısaca, ‘şiir üslubu bakımından, az çok İkinci Yeni’ye yakın sayılsa da, şiirinde işlediği temalar, inandığı değerler bakımından şiirimizde yeni ve değişik bir sestir’ demek mümkün.

    Şiir Kitapları:

    Körfez (1959), Şahdamar (1962), Hızır'la Kırk Saat (1967), Sesler (1968), Taha'nın Kitabı (1968), Kıyamet Asisi (1968), Mağara ve Işık (düzyazı şiirler, 1969), Gül Muştusu (1969), Zamana Adanmış Sözler (1970), Ayinler (1977), Leyla ile Mecnun (1981), Ateş Dansı (1987)...

  2. #2
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Mona Roza

    MONA ROZA

    Mona Roza, siyah güller, ak güller
    Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
    Kanadı kırık kuş merhamet ister
    Ah, senin yüzünden kana batacak
    Mona Roza siyah güller, ak güller

    Ulur aya karşı kirli çakallar
    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
    Mona Roza, bugün bende bir hal var
    Yağmur iğri iğri düşer toprağa
    Ulur aya karşı kirli çakallar

    Açma pencereni perdeleri çek
    Mona Roza seni görmemeliyim
    Bir bakışın ölmem için yetecek
    Anla Mona Roza, ben bir deliyim
    Açma pencereni perdeleri çek...

    Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
    Bende çıkar güneş aydınlığa
    Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
    Seni hatırlatıyor her zaman bana
    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar
    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
    Işıksız ruhumu sallar da durur
    Zambaklar en ıssız yerlerde açar

    Ellerin ellerin ve parmakların
    Bir nar çiçeğini eziyor gibi
    Ellerinden belli oluyor bir kadın
    Denizin dibinde geziyor gibi
    Ellerin ellerin ve parmakların

    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
    Saat onikidir söndü lambalar
    Uyu da turnalar girsin rüyana
    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

    Akşamları gelir incir kuşları
    Konar bahçenin incirlerine
    Kiminin rengi ak, kimisi sarı
    Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
    Akşamları gelir incir kuşları

    Ki ben Mona Roza bulurum seni
    İncir kuşlarının bakışlarında
    Hayatla doldurur bu boş yelkeni
    O masum bakışlar su kenarında
    Ki ben Mona Roza bulurum seni

    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
    Henüz dinlemedin benden türküler
    Benim aşkım sığmaz öyle her saza
    En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

    Artık inan bana muhacir kızı
    Dinle ve kabul et itirafımı
    Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
    Alev alev sardı her tarafımı
    Artık inan bana muhacir kızı

    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
    Bir gün gözlerimin ta içine bak
    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

    Altın bilezikler o kokulu ten
    Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
    Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
    Bir tüy ki kapalı gece ve güne
    Altın bilezikler o kokulu ten

    Mona Roza siyah güller, ak güller
    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
    Kanadı kırık kuş merhamet ister
    Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
    Mona Roza siyah güller, ak güller

  3. #3
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Mona Rosa Ii-ölüm Ve çerçeveler

    MONA ROSA II-ÖLÜM VE ÇERÇEVELER

    Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı;
    Garip bir yolculuk, tren ve Gülce.
    Bir hançer bölüyor, ah, rüyaları:
    Bir rüya, bir hançer, bir el; ve, ve, ve...

    Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı;
    Gece kar yağacak sabaha kadar.
    Toprakta et, kemik çıtırtıları...
    Yarı ölüleri bir korku tutar
    Değince bir taşa kafatasları.
    -Ölüler ki yalnız tırnakları var,
    Ve yalnız burkulmuş diz kapakları...-

    Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı;
    Açıyor elini göğe bir kadın.
    Uzuyor, uzuyor altın saçları
    Uğrunda ölünen güzel kızların...

    Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı;
    Esmer delikanlı, hatıra ve kan.
    Yeşil gözlü kızın hıçkırıkları
    Sızıyor bir kapı aralığından;
    Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı.

    Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı;
    Çocuklara açar mağaraları
    Gün görmemiş kuşlar ve örümcekler.
    İlân-ı aşk eden dil balıkları
    Aşina suları çabuk terkeder..

    Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı;
    Bakıyor ateşe, küle böcekler.
    Köpekler parçalar kanaryaları,
    Mektupları bir boz ağaç kurdu yer.
    Baykuşlar ötüyor harabelerde;
    Yanıyor lâmbalar, hafif ve sarı.
    Bir kaza kurşunu bulur her yerde
    Süvarisiz şaha kalkan atları...
    Bir ruhun ışığı vardır göklerde,
    Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı;
    Ötüyor baykuşlar harabelerde.

    Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı;
    Titriyor yıldırım düşmüş gibi yer.
    Bekledi arzuyla karanlıkları
    Anneler, babalar, erkek kardeşler.
    Ta içinde duyar ani bir ağrı,
    Bir hüzün şarkısı tutturur gider
    Anneler, babalar, erkek kardeşler.

    Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı;
    Her yatak dopdolu, bir yatak bomboş.
    Bir neşe şarkısı tutturur gider

    Birinci, ikinci, üçüncü sarhoş;
    Kurşunlar sıkılır göklere doğru,
    Serçe yavruları yuvada titrer.
    Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı...

    Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı;
    İnce yelkenleri alıyor yeller.
    Titretir kalpleri ve bayrakları
    Gemiden toprağa uzanan eller.
    Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı,
    Bir yosun köküne hasret kalacak
    Gizli hazineler, su yılanları...

    İnce yelkenleri alıyor yeller;
    Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı.
    Beyaz pelerinli hür tayfaları
    Kendine bağlıyor siyah kediler;
    Titriyor gönüller ve kara bayrak,
    Bir yosun köküne hasret kalacak
    Gemiden toprağa uzanan eller
    Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı.

    Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı,
    Garip bir yolculuk, tren ve Gülce.
    Bölüyor bir hançer, ah, rüyaları:
    Bir rüya, bir hançer, bir el; ve, ve, ve...

  4. #4
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart şehrazat

    ŞEHRAZAT

    Sen gecenin gündüzün dışında
    Sen kalbin atışında kanın akışında
    Sen Şehrazat bir lamba bir hükümdar bakışında
    Bir ölüm kuşunun feryadını duyarsın

    Sen bir rüya geceleyin gündüzün
    Sen bir yağmur ince hazin
    Sen şarkılarca büyük hüzün
    Sen yolunu kaybeden yolcuların üstüne
    Bir ömür boyu yağan bir ömür boyu karşın

    Sen merhamet sen rüzgar sen tiril tiril kadın
    Sen bir mahşer içinde en aziz yalnızlığı yaşadın
    Sen başını çeviren cellatbaşının güne
    Sen öyle ki sen diye diye seni anlıyamayız
    Şehrazat ah Şehrazat Şehrazat
    Sen sevgili sen can sen yarsın

  5. #5
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Denizin Kentini Yaktim

    DENİZİN KENTİNİ YAKTIM

    Denizin kentini yaktım
    Vızıldayıp duran kafamın ortasında
    Denizin kentini yaktım
    Hurma şırıltılarıyla

    Denizin kentini yaktım
    Beni çocukluğumdan koparan
    Denizin kentini yaktım
    Bir kent kadın kabuklarından

    Denizin kentini yaktım
    Miras kalmış bir alevle
    Denizin kentini yaktım
    Veli ağaçlarla kalbi atan mermerle

    Tanrıyı anarak kalbi atan
    Cami sütunları boğdu
    Sararmış gözyaşlarıyla
    Kararmış denizin kentini

    İstanbul ey sevgili şehir
    Dön dön karadan gelen sesime
    Son veren zaman yatırında
    Denizden getirilen biçimine

  6. #6
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Ey Sevgili

    EY SEVGİLİ

    Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
    Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süregi
    Bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda
    Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
    Af dilemeye geldim affa layikolmasam da
    Uzatma dünya sürgünümü benim

    Aşkın bu en onulmazından koparıp
    Bir tuz bulutu gibi
    Savuran yüregime
    Ah uzatma dünya sürgünümü benim
    Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil
    Ayaklarimdan belli

    Lambalar egri
    Aynalar akrep melegi
    Zaman çarpilmis atin son hayali
    Ev miras degil mirasin hayaleti
    Ey gönlümün dogurdugu
    Büyüttügü emzirdigi
    Kus tüyünden
    Ve kus südünden
    Geceler ve gündüzlerde
    Insanliga anit gibi yükselttigi
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünüm benim

    Bütün siirlerde söyledigim sensin
    Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
    Seni saklamak için görüntülerinden faydalandim Salome'nin Belkis'in
    Bosunaydi saklamaya çalismam öylesine asikarsin bellisin
    Kuslar uçar senin gönlünü taklit için
    Ellerinden devsirir bahar çiçeklerini
    Deniz gözlerinden alir sonsuzlugun haberini
    Ey gönüllerin en yumusagi en derini
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünümü benim

    Yillar geçti sapan ölümsüz iz birakti toprakta
    Yildizlara uzaniphep seni sordum gece yarilarinda
    Çati katlarinda bodrum katlarinda
    Gölgendi gecemi aydinlatan essiz lamba
    Hep Kanlica'da Emirgan'da
    Kandilli'nin kursuni safaklarinda
    Seninle söylesip durdum bir ömrün baharinda yazinda
    simdi onun birdenbire gelen sonbaharinda
    Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
    Af dilemeye geldim affa layik olmasam da
    Ey çagdas Kudüs (Meryem)
    Ey sirrini gönlünde tasiyan Misir (Züleyha)
    Ey ipeklere yumusaklik bagislayan merhametin kalbi
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünümü benim

    Daglarin yikilisini gördüm bir Venüs bardaginda
    Köle gibi satildim pazarlar pazarinda
    Günesin sarardigini gördüm Konstantin duvarinda
    Senin hayallerinle yandim düslerin civarinda
    Gölgendi yansiyip duran bengisu pinarinda
    Ölüm düsüncesinin beni sardigi su anda
    Verilmemis hesaplarin korkusuyla
    Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
    Af dilemeye geldim affa layik olmasam da
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünüm benim

    Ülkendeki kuslardan ne haber vardir
    Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir
    Ask celladindan ne çikar madem ki yar vardir
    Yoktanda vardan da ötede bir Var vardir
    Hep suç bende degil beni yakip yikan bir nazar vardir
    O sarkiya özenip söylenecek misralar vardir
    Sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir
    Ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir
    Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir
    Yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir
    Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir
    Sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir
    Gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir
    Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili

  7. #7
    Üyelik tarihi
    11.Mart.2007
    Mesajlar
    197
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    sezai karakoç karşılıksız sevdiği içinmidir nedir... Sevgi konusunu çok güzel işlemiş... şiirleri çok güzel..
    Yapabildiklerim Yapabiliceklerimin Yarısı Bile Değil

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
YASAL UYARI
Ekonomi, Borsa ve Para piyasaları" bölümünde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır. Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.keyborsa.com web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.
Google Privacy Policy
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193