-
21.Temmuz.2016, 12:16
#4731
Artık ne kadar kolay kullanılıyor bu 'iç savaş' kavramı...
Bu öylesine tehlikeli bir kavram ki, kullandıkça daha çok yaklaşırsınız, daha çabuk olağanlaşır...
Zaten sosyal anlamda son derece kırılgan bir zeminde yaşıyoruz...
Sadece 'sismik' değil, kaşınması son derece müsait 'etnik' fay hatlarına da sahibiz...
Ayrıca bu kırılganlığı tetikleyebilecek bir bölgenin kıyısında yer alıyoruz...
Şimdi her zamankinden daha fazla akla ve o akla uygun dile ihtiyacımız var...
Siyasî iktidarın bir artık şımarıklığa dönen bir zafer sarhoşluğu içinde davranması ülkeyi normalleştirmez, tam tersine daha da uzağa savurur...
PKK hem İmralı'dan hem Kandil'den hep aynı mesajları verdi yıllarca...
Bu sütunlara da taşımıştık: "Ya darbe, ya iç savaş!.." 6-7-8 Ekim olayları 'iç savaş' için çok önemli bir provaydı...Bunun içerdiği en kestirme mesaj şuydu: "Bizimle anlaşmak mecburiyetindesiniz!.." Anlaşma dedikleri, 'demokratik cumhuriyet'ti, 'özerklik'ti... Bunun bir sonraki adımı da çok net belliydi... PKK yöneticilerinin diline bakarsanız 'iç savaş ve darbe' tehdidinin ne kadar yaygın ve yerleşik olduğunu görebilirsiniz...
*Ülkeyi yakıp yıkan olayları, bizim her şeyi küçültmeye hazır güvenlik siyasetimiz 'vandallık' olarak değerlendirmişti...
Bu kadar basit değildi oysa, arkasından Sur gelecekti, Cizre gelecekti, Yüksekova gelecekti, Silvan gelecekti, Nusaybin ve diğerleri gelecekti...'İç savaş' şayiaları ve Ankara'daki 'devlet otoritesi'ni sarsma girişimlerini BOP'un 'sınır değişiklikleri' hedefinden ayrı düşünmek bir zekâ problemi olacağına göre Ankara'ya tarihinin en büyük görevlerinden birisi düşüyor...
'Darbe'yi atlatmayı sadece kendi gücü olarak görebilecek ve buna göre davranabilecek bir siyasî iktidar, gelişmeleri Türkiye lehine çevirmeyi becerebilir mi?
Önce de vurgulamaya çalışmıştım, Şam ve Bağdat'taki otoritelerin sarsılmasıyla elde edilen 'iki parça'ya, Türkiye'den koparılmaya çalışılan 'üçüncü' parçanın eklenmesi için yıllardır büyük oyunlar oynanıyor...Ankara defalarca aldatıldı bu konuda... Birlikte oturulan masalarda zafer nârâları bizimkilere attırıldı...
Halkın önemli bir kesimi ikna da oldu, 'terör problemi bitiyor, analar ağlamayacak' diye... Bugün sonuç ortada...Karşımızda artık 'terör üretme ve iç savaş çıkarma' potansiyeli daha artmış bir PKK var... Üstelik bu tehdide son dönemde IŞİD de eklendi... Burada artık iktidara düşen, zaten kırılgan olan zemini güçlendirmek adına 'taraftar bloke etmek' değil, toplumsal bütünleşmeye hizmet edecek adımlar atmak ve ona uygun dil kullanmaktır... Kalkışma karşısındaki ortak tavır fırsat bilinip buna uygun davranılmazsa, endişemiz o ki, kitleler arasındaki 'etnik, mezhebi, siyasî vs gerginlikler' mevcut duvarları daha da kalınlaştıracaktır...***Bu arada bir hatırlatmada bulunalım: 'Meral Akşener tehlikesi'ni bertaraf etmek ve 'fırsat bu fırsat' diyen ve şu puslu havadan yararlanmak isteyen kimileri akıllarınca Akşener'le cuntacılar arasında bağ kurmaya yönelik iftiralar atıyorlar..."Ben Başbakan olacağım" demiş ya, büyük suç burada işte!.. Öyle dediğine göre herhalde darbecilerin Başbakanı olacakmış!.. Bu kafaya göre Meral Akşener, dünya darbeler tarihinde Başbakan olacağını aylar önce ilân etmiş ilk darbe Başbakanı olacaktı herhalde!..Müfteriler 'kendisini aylar önceden ihbar eden Başbakan' komedisinde düştükleri rezilliğe bile aldırış etmiyorlar... Bu iftira kampanyası yeni değil zaten, aylardır var ve 'kendilerince haklı' siyasî gerekçelere dayanıyor...
Endişe ediyorlar ve bu en ciddi siyasî rakibi, konjonktürün etkisiyle itibarsızlaştırmayı umuyorlar...Bütün müfteri ve ispiyonculara şu soruyu soralım yine: Madem Akşener cemaate yakın bir isimdi, tıpkı Tuğrul Türkeş'e olduğu gibi Meral Akşener'e neden Başbakan Yardımcılığı teklif edildi?Şurası kesin: Talihin varsa rakibin mert olacak... Çünkü rekabetin en alt derecesi müfterilik ve ispiyonculuktur... Utanmazlığa bir standart getirilmeli ve bir dibi olmalı artık!..
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ul...se-39029yy.htm
-
28.Temmuz.2016, 01:23
#4732
-
28.Temmuz.2016, 01:25
#4733
-
28.Temmuz.2016, 01:25
#4734
-
28.Temmuz.2016, 01:27
#4735
Neden tek bir siyasetçi yok?
15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasından sonra Türk Silahlı Kuvvetleri'nden, Türk polis teşkilatından, Diyanet'ten, bakanlılardan, belediyelerden, üniversitelerden, hastanelerden, eğitim kurumlarından, medyadan, yargıdan hatta yüksek yargıdan binlerce kişi gözaltına alındı, tutuklandı.
Peki, neden tek bir siyasetçi yok?
Adına Cemaat deyin, Paralel Yapı deyin, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) deyin yani ne derseniz deyin bu darbe girişiminin arkasından binlerce kişi gözaltına alındı, tutuklandı ve işten atıldı.Türkiye'de Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi, darbeci vatan hainlerinin mal varlıklarına el konuldu.Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yüzlerce özel okul, hastane, üniversite kapatıldı.İş adamları da paylarını aldı ve FETÖ'ye himmet adı altında bağışlar yapan, yardım ve yataklık eden iş adamları da gözaltına alındı.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 17-25 Aralık darbe girişiminden bu yana FETÖ'nün üzerine büyük bir cesaret ve kararlılıkla gidiyor.15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasında da kuşku yok ki Erdoğan'ın korkusuz tepkisi var.FETÖ mensubu teröristler yıllardır Türkiye'nin güvenlik kurumları başta olmak üzere örgütlenmişler.Bu örgütlenme 30-35 yıl öncesinden başlamış."Abi" kod adlı örgüt liderleri özellikle fakir ailelerin çocuklarına el atmışlar. Onları örgüte ihtiyaç olduğu anda biat edecek bir şekilde din ile iman ile kandırarak eğitmişler.
PKK teröristleri dağlarda eğitirken FETÖ, teröristlerini devlet kurumları içinde, özel sektörde de kurumlar kurarak bunların bünyesinde eğitmiş.PKK terör örgütünün tüm teröristleri Türk askeri, Türk polisi ve MİT gibi kurumlar tarafından adım adım takip edilirken, "Abi" liderliğinde örgütlenen FETÖ'den ne siyasetçilerin ne de istihbarat kuruluşlarının haberi olmuş.
Peki, bir başına Fethullah Gülen Türkiye'de yaklaşık 150 milyar dolarlık bir serveti ve darbe girişimine kalkışacak bir örgütlenmeyi yakalanmadan nasıl başarmış?Bugün Fethullah Gülen'in hamisi olan Amerika'nın açık desteği varken bu sorunun yanıtı da açık değil mi?Peki, bir daha düşünün bakalım hangi siyasetçi gözaltına alındı?Ben yanıt vereyim tek bir siyasetçi yok bu FETÖ'cülere destek verdiği için gözaltına alınan.Tek bir siyasetçi desteği olmadan Cemaat nasıl oluyor da Türkiye'de bu kadar geniş bir yelpazede hele hele Türk Silahlı Kuvvetleri gibi bir kurum içinde de bu denli güçlü yer alabiliyor?İşte tüm bu gelişmeler doğrultusunda FETÖ'ye destek veren, koruyan kollayan hatta onların hukuk dışı Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Fenerbahçe, ODA TV gibi operasyonlarını radyo ve televizyonlarda savunan siyasetçiler bugün neredeler?
Bırakın medya yayınlarında desteklemeyi, kitaplar yazarak FETÖ'nün hukuk dışı operasyonlarının tetikçiliğini yapan siyasiler neden ellerini kollarını sallayarak aramızda geziyorlar?Eğer FETÖ ile mücadelede kesin sonuç alınmak, Türkiye'de bu kalleş, kahpe darbeci örgütün kökü kazınmak isteniyorsa, öncelikle bu siyasilerin de yargıya hesap vermeleri gerekmektedir.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ne...ok-39117yy.htm
-
29.Temmuz.2016, 20:34
#4736
Kürtlerin yüzde onu terörist. Kalan yüzde doksanı terörü lanetliyor,onun için de gidip PKK'ya oy veriyor.!!..
Her terör haberinden sonra bu yalandan bir draje içelim.
Sırça köşkte oturan komşusuna taş atmamalı..
-
Teşekkür / Beğeni - 1 Teşekkür, 1 Beğeni
-
31.Temmuz.2016, 21:58
#4737
-
31.Temmuz.2016, 21:58
#4738
-
31.Temmuz.2016, 23:11
#4739
-
31.Temmuz.2016, 23:15
#4740