Bugün Borsa İstanbul'un ilk günü.

Umuyorum herkes için hayırlı uğurlu olur.

Ama bu değişimin isim değişikliğinin ötesine geçebilmesi için birçok farklı unsurun bir araya gelmesi gerekecek.

Bunlardan bir tanesinin önemli ölçüde dikkatlerden kaçtığı kanısındayım: Teknoloji borsacılığı.

Eski yatırımcı-borsacı tanımı, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de değişmiş durumda.

Artık verilen otomatik emirleri alan, ileten, farklı hisselerle, hatta farklı borsalarla bağıntı kurarak onlarca pozisyonu aynı anda değiştiren algoritmalar var.

TRADERIN BAŞ DÜŞMANI
Ve bu algoritmalar, bugün aracı kurumlarda görev yapan traderların en büyük sorunlarının başında geliyor.

Geçtiğimiz günlerde birçok farklı traderdan aynı konudaki serzenişlerini duydum.

Bir arkadaşım diyor ki:

"Elimde 1 milyon lot X satış emri var. Tahtaya bakıyorum, 1.5 milyon lot alıcı görüyorum. Sat tuşuna bastığım anda ne olduğunu anlayamadan bir saniye içinde tahta 2 milyon lot satıcıya dönüşüyor.

Alıcıların hepsi ortadan kalkıyor, her kademeye tek tek satıcı dolmuş oluyor.

Emrim pasife düşüyor, satışı yapamıyorum. Ne zaman yüklü emir versem, aynı durumla karşılaşıyorum."

FİKTİF EMİRLER
"Bunda ne var, satım emri gelince satışa geç algoritması çalışmış işte" diyebilirsiniz. Fakat işin aslı öyle değil.

Çünkü karşıda oluşan emirler aslında fiktif. Yani siz sat emri verdiğiniz anda karşı tarafta satıcı tahtasına yüklü miktarda emir giriyor. Sizin emrinizi pasife düşürüyor, aynı anda da emir iptali ile kendi verdiği emri siliyor.

Eğer bir tahtanın çıkmasını ya da düşmesini engellemek istiyorsanız, biraz da yatırım gücünüz varsa hisse derinliğine bağlı olarak örneğin 100 bin lotun üzerinde bir emir geldiğinde onu pasife düşürecek bir algoritma ile bunu yapabilirsiniz.

EMİR İPTALİ FENA VURDU
Üstelik emir iptali için uygulanan cezanın kaldırılmış olmasının ardından bu işlemi yapmanın hiçbir maliyeti de kalmamış durumda.

Tek dikkat etmeniz gereken, diğer algoritmaların aldığı pozisyonların sizinkini ezmemesi. Bunun için de mesela verdiğiniz emrin saniyenin kaçta birinde devreye girdiği gibi noktalar öne çıkıyor. (Saniyenin 20'de birine kadar ineni duydum, daha iyisi olabilir, cehaletime verin.)

BİRÇOK ÜLKEYİ İÇİNE ALIYOR

Biraz araştırıp işin derinine girince, farklı örnekleriyle de karşılaştım.

Örneğin bu algoritmalar sadece bir hisse için geçerli çalışmıyor. Mesela aynı anda X şirketini al, aynı anda VOB 30 Endeks kontratını 1'e 10 kaldıraçla sat, bunu yaparken Polonya'da X hissesini al, Rusya'daki X hissesini sat, bu arada Doğu Avrupa Portföyü içindeki risk hesabına göre teminat hesabımı şu noktaya getir.
Gel de çık işin içinden.

İMKB 30 Endeksi içindeki hisselerin tamamı için yazılmış ve bu şekilde çalışan birçok algoritma var.

KAZANAN YABANCILAR
Bu işin kazananı, hiç kuşku yok ki tüm ülkelerde bu işi yapan ve müthiş sistemler kuran yabancı banka ve aracı kurumlar. Borsadaki yükselişten yabancılar kazandı, yerliler yaya kaldı derken, biraz da bunu kastediyoruz. Düşünsenize, kağıdın gideceğini görüyorsunuz, emir veriyorsunuz (tradersanız emir giriyorsunuz) tahta gözünüzün önünde gidiyor, siz araya girip kademe bulamıyorsunuz. Ya da satış görüyor, zararı minimize etmeye çalışıyorsunuz, yine kademe bulamıyorsunuz.

İMKB 30'UN TÜMÜNDE VAR
Yerli yatırımcının bu temelde işleyen bir piyasada para kazanma ihtimali ne kadar ki?

Hep küçük yatırımcıyı eleştirdik "spekülatif kağıtlarda yüksek getiri arıyor" diye. Onlar da hep dediler ki "Ne yapalım, büyük kağıtların sahipleri var."

Doğruydu. Eskiden spekülatörlerin aldığı pozisyonlar çok etkindi. Şimdi kötü bir şeymiş gibi gerek spekülatörler gerek "gömlekçiler" kurutuldu.

Ama şimdi büyük kağıtların yeni sahipleri var. Siz bir şirket ile ilgili ne görürseniz görün, ne kadar iyi hazırlanırsanız hazırlanın, üstelik ne kadar paranız olursa olsun, karşınızda makine var.

"Bu dünyanın her yerinde var, herkes buna uyum sağlamak zorunda" diyebilirsiniz.

Doğrudur, var.

Ama o piyasalarda derinlik de var, çok büyük likidite de var. Algoritma karşısında bizim aracı kurumlarda görev yapan traderların şansı olması mümkün mü?
Şimdi çok daha rahat görülebiliyor sanırım, geçtiğimiz iki yol boyunca yabancı yatırımcıların SPK ve İMKB yönetimlerinin üzerinde kurduğu "Emir iptali istiyoruz" baskısının gerçek nedeni.

MAKSAT KOMİSYON MU, SERMAYE PİYASASI MI?
Borsada hacim yükseldi mi, yükseldi. Maksat hacmi yükseltip İMKB'nin komisyon gelirini yükseltmek ise maksat hasıl oldu. Ancak bu arada gerek yerli yatırımcı gerekse traderlar için kabus dönemi başladı.

Borsa İstanbul'un yeni yönetiminin en büyük önceliğinin bu olması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa vitrini değiştirmek, müşteriyi artırmaya yetmeyebilir.

Kaynak