BigMac Kurları
Galiba yazılarıma nazar değdi. Pazar günü sanayi-milli gelir ilişkisi yerine bir önceki yazının kira getirisi grafiği yeniden basılmış. Sakınan göze çöp batarmış. Bu karışıklık için özür diliyorum.
Hazine nakit dengesi ocak gerçekleşmesi yayınlandı. Bütçenin öncü göstergesidir. Geçen yıla göre faiz-dışı fazla 3.5 milyar TL azaldı. Ancak özelleştirmeden 4.2 milyar TL gelince nakit dengesi 800 milyon TL fazla verdi.
Aralık ödemeler dengesi yarın yayınlanıyor. Piyasa cari işlemler açığını 5.4 milyar dolar bekliyor. Böylece 2012’de dış açık 50.5 milyar dolara geriliyor. Ama 2013’te 64 milyar dolar öngörülüyor.
Hangi kur savaşı?
Kur savaşı tartışmaları sürüyor. Geri planda ülkelerin paralarına değer kaybettirme çabaları yatıyor. Büyümeyi hızlandırmak için ihracatın teşviği amaçlanıyor. Büyük dış fazlasına rağmen Japonya bile buna soyundu.
Türkiye ise sistematik şekilde denklemin öbür yanını seçiyor. Geçen yıl “iki tarz-ı iktisat” demiştim. “Kurcular” bir türlü iktisat politikasında etkili olamıyor. Eninde sonunda “sıcak paracılar” kazanıyor.
Çok uzağa gitmeye gerek yok. Bir yıl öncesine, 2012 başına bakmak yeterlidir. Hatırlayın. TL değer kaybediyordu. Ekonomi yönetiminin sevinmesi beklenirdi. Tam tersi oldu. Kuru baskılamak için para politikası sıkıldı. TL’ye zorla değer kazandırıldı.
Böylece kur savaşında TL yanlış cepheden zirveye geri döndü. Williamson’un ve IMF’nin rekabetçi kur hesapları bu durumu açıkça tescil ediyor. Bir buçuk ay önce sayıları verdim. Geçen hafta sevgili Güngör Uras bunları kendi köşesine taşıdı.