“Anadilde Savunma Hakký” diye tuhaf bir yasal düzenleme “barýþ” adýna TBMM’den geçmek üzeredir. Tekrarda fayda var.

Bir ülkenin resmi dilini bilmeyen (Türkiye’de Türkçe) yerli ve yabancý davacý veya davalýlarýn, mahkemelerde tercüman vasýtasýyla hak aramalarý veya kendilerini savunmalarý kadar doðal bir þey olamaz. Ülkemizde de bu usule hep uyulmuþtur. Peki, yeni düzenleme ne getiriyor? Gelen þu: Bir eski savcýnýn TV’de dediði gibi “Önceden tercüman, sanýða veriliyordu; þimdi yargýçlara ve savcýya verilecektir.” Bunun sonunda varacaðý nokta, belli vakalarda yargýlama dilinin Kürtçe olmasýdýr.

KANUNLAR HEM TÜRKÇE HEM KÜRTÇE YAZILMALI

Bir sanýðýn kendini laiki veçhile Kürtçe savunabilmesi için, savcýnýn da iddianameyi Kürtçe de hazýrlatma mecburiyeti vardýr. Aksi takdirde sanýk, tam olarak ne ile suçlandýðýný anlayamaz, savunmasýný da gereði gibi yapamaz. Bunun için sadece iddianameyi hazýrlayacak savcýnýn deðil, yargýçlara tercümanlýk edecek uzmanýn da elinde Kürtçe yazýlmýþ kanunlar olmasý þarttýr. Hukuki ifadeler, öyle ayaküstü tercüme edilemez. Edilirse çok büyük hatalar oluþur. Bu da adaleti zedeler. O zaman da karþýmýza “hangi dilde yazýlý kanun esastýr” sorusu çýkacaktýr. Nitekim Ýngilizce ve Türkçe hazýrlanan uluslararasý sözleþmelerde “Ýngilizce metin esastýr” veya “Türkçe metin esastýr” ibaresi konulur. Yoksa iþin içinden çýkýlamaz.

DAVA, ANADÝLÝ AYNI OLMAYAN ÝKÝ KÝÞÝ ARASINDA ÝSE

Mahkemenin dili Türkçe iken, davalý ve davacýnýn anadilleri farklý olabilir. Bu durumda mahkemenin yargýlamayý saðlýklý bir þekilde sürdürmesi çok zor olacaktýr. Bazen ifadeleri iki defa tercüme etme zorunlu olabilir ki, muhtemel anlam kaymalarý iþi çýðýrýndan çýkaracaktýr.

FERDÝ HUKUK, MÜLKÝ HUKUK

Bir memlekette birçok dil kullanýlabilir ama tek resmi dil olur. Resmi dilin mutlaka tek olmasý gereken kamusal alan da yargýdýr. Eðer bir memlekette birden fazla resmi dil varsa, o ülke aslýnda birden fazla ülkeden kurulu bir federasyon demektir. Siz bakmayýn milletin “anadilde savunma hakkýnýn” aslýnda ne demek olduðunu bilmiyormuþ gibi davranmasýna. Konu tartýþýlmaya baþlanmýþ, her þey apaçýk ortaya çýkmýþtýr. Ama kiþiler, yine de ne var bunda edasýyla havaya bakmaya devam ediyorlar. Ýþte, aðzýndan kan gelen kiþiye “þerbet içtim, kýrmýzýlýk ondandýr” dedirten siyaset sanatý budur.

Son Söz: Bir çözüm uðruna Ya Rab! Ne sorunlar yaratýlýyor.

30.01.2013
Ege CANSEN

Kaynak