MÝSAKIMÝLLÝ SOKAÐI NO.37

Ah, þimdi hatýralar mahallesinde
Misakýmilli sokak No.37
Orasý bütün evler, bütün ömür içinde,
Mesut olduðumuz evdi.

Talihin bir gün karþýmýza çýkardýðý.
Elele döþediðimiz bir çift küçük odasý.
Ne diyeyim bilmem ki:
Gönül sarayý, aþk yuvasý...

Akþamlar iner "kaymak yoðurt"çularla
Kaldýrýmlar benim için gölgelenirdi.
Saatler ilerler bozacýlarla,
Derken bir komþu seslenirdi.

Pencerelerimizden biri komþu arsaya bakar,
Ötekinin önünde bir havagazý feneri;
Rüzgarla açýlýp kapanýrdý ýþýðý,
Geceleri...

O geceler, doðan günler orada,
Kaderlerin en güzelini ördü.
Misakýmilli sokaðý No.37,
Çocuðum orada dünyayý gördü.

Misakýmilli sokaðý! Senin
Esen rüzgar, yaðan karýný sevdim.
Camýn önüne her oturuþta seyrettiðim,
Arnavut kaldýrýmlarýný sevdim.

Bir çocukluk oyunu mu oynadýk orada?
Sen gelin olmuþtun, ben güvey.
Sen öyle güzel; ben daha genç,
Yepyeni, taptazeydi her þey.

Ne zaman o sokaða yolum düþse þimdi,
Ayaklarým geri geri gider.
Evler cansýzdýr elbet, insanlar vefasýz,
Komþumuz baþkalarýna komþuluk eder.

Yabancý perdeler aþýlmýþ penceresi,
Bir vakitler içinde çocuðumun oturdügu.
-Yeni kiracýlar evlatsýz besbelli-
Þimdi birkaç saksýnýn durduðu.

Söz birliði etmiþ þimdi saksýlar, perdeler,
Elektrik lambasýyla deðiþtirilen fener.
O sokaða ne zaman yolum düþse, bir ses:
Günler geçti, geçti, geçti... der.