Sayfa 2 Toplam 4 Sayfadan BirinciBirinci 1234 SonuncuSonuncu
Toplam 34 adet sonuctan sayfa basi 11 ile 20 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Kandil Kutlamaları

  1. #11
    Üyelik tarihi
    13.Şubat.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    1,138
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    tüm keyborsa ailesinin ve müslümanların mevlid kandili mübarek olsun

  2. #12
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Kandiliniz, mübarek olsun...

    "Her geceyi Kadir ; her kişiyi Hızır bil..." (Hoca Ahmet Yesevi)

  3. #13
    Üyelik tarihi
    28.Temmuz.2008
    Mesajlar
    4,807
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    T.C.
    BAŞBAKANLIK
    DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

    07.03.2009


    MEVLİD KANDİLİ MESAJI

    8 Mart Pazar gününü Pazartesiye bağlayan gece, Yüce Yaratıcının insanlığa gönderdiği en son rahmet elçisi, ilahi vahyin son ve tamamlayıcı halkası Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (as)’ın hicri takvimle Mevlid kandilini idrak edeceğiz.

    Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “Andolsun ki Resûlullah’da sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokca zikredenler için mükemmel bir örnek vardır.” (Ahzâb, 33/21) buyrularak Sevgili Peygamberimiz’in hayatı bizlere ‘en güzel örnek’ olarak takdim edilmekte ve onu örnek almamız istenmektedir. O yüce elçi, hem ferdi, ailevi ve sosyal hayatı hem de söz ve açıklamaları ile insanlığa kıyamete kadar kalıcı bir rehberlik ve örneklik sunmuştur.

    Kur’an’da “Allah’ın sevgisine mahzar olmanın Hz. Peygamber’e tabi olmaktan geçtiğinin” (Âl-i İmrân, 3/31) ve “Hz. Peygamber müminlerin içinde olduğu sürece Allah’ın kendilerine azab etmeyeceğinin” (Enfâl, 8/33) vurgulanması, Hz. Peygamber’in örnekliğinin inananlar için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

    Hz. Peygamber’i sevmek ve onu örnek almak demek; onun, insanlığın huzuru ve kalıcı mutluluğu için yaptığı çağrıyı günümüze taşıyarak hayatımıza yansıtmak, davranışlarımızı onun örnek ahlâkına, emir ve tavsiyelerine göre şekillendirebilmek demektir. Çünkü O’nun örnek hayat çizgisi, söz ve davranışlarının temsil ettiği değerler bütünü bizler için her zaman yaşanabilir ve uygulanabilir özelliktedir. Yüce Rabbimizin peygamberleri meleklerden ve olağanüstü güçlere sahip ve başka alemlere ait varlıklardan değil de içimizden seçmesi, bir beşer olarak göndermesi, peygamberlerin davetinin insanlar için anlaşılabilir, yaşanabilir, yapılabilir olduğunu göstermek içindir.

    Rahmet Peygamberi Efendimizi örnek almamız, sahip olduğumuz sorumluluğu, misyonu, insanî ve ahlâkî değerleri fark etmek demektir. Dindarlığımızın olgunlaşması da O’nu tanımaya, anlamaya ve sevmeye bağlıdır. Dünya hayatının sonu gelmez koşuşturması, her bir yönden gelen bilgi kirlenmesi, iç dünyamızda yaşanan gelgitler arasında bocalayan bizlerin günümüzdeki önemli sorunlarından biri; Hz. Peygamber’in örnek hayatı ile kendi hayatımız arasında sağlam bilgiye dayalı bir köprü kuramayışımız, sonuçta insanlığa rehberlik edecek ve umut kapıları açacak ahlâkî duyarlılığa sahip dindarlıkların üretilemeyişidir. Bu nedenle, giderek dünyeviliğe, bireysel benliklerine, çıkar ve hazza dayanan bir hayata yönelen çağımız insanlarının, onun örnekliğine, manevî önderliğine, sevgisine, onu anlamaya ve sevmeye son derece ihtiyacı vardır.

    Dürüstlüğü, emaneti korumayı, insan haklarına ve bunun önemli bir parçası olan kadın haklarına riayet etmeyi, yetim ve kimsesizlere kol kanat germeyi, ne sözle ne davranışla kimseyi incitmemeyi, iyilik yapmayı öğütleyen ve yaşayışıyla bunlara en güzel örnek olan Sevgili Peygamberimiz, yetimin elinden tutmuş, kimsesizlerin kimsesi olmuş, hiç kimseyi incitmemiş, bütün varlığa şefkat nazarıyla bakmış, karşılaştığı onca çirkin iftiraya ve dayanılmaz ezaya rağmen kötülüğe kötülükle karşılık vermemiştir. Sahip olduğu ahlâkî erdemlerle, Rabbimizin “Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin” övgüsüne mazhar olan Sevgili Peygamberimiz, paylaşmayı, sevgi ve saygıyı, ötekini anlamayı ve ona yardım elini uzatmayı, müsamahayı, affı, rahmeti ve merhameti sadece tavsiye etmemiş, bunları aynı zamanda yaşadığı örnek hayatında hep uygulamış, neticede bu ve benzeri erdemler Hz. Peygamber ve Sahabe topluluğunun hayat çizgisi olmuş, böylece sevgi, güven ve huzur temeline dayalı, kendisiyle ve Yüce Yaratanla barışık bir toplumu oluşturmanın yolları bizlere somut olarak gösterilmiştir.

    Bu duygu ve düşüncelerle Mevlid Kandilinin bütün insanlığa rahmet, dış ve iç dünyamıza huzur getirmesini, Mevlid-i Nebi’nin toplumumuzda, O’nu yakından tanımaya, sevmeye ve O’nun sevgisi etrafında birleşmeye vesile olmasını Yüce Allah’tan temenni eder, vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın ve tüm İslam âleminin Mevlid Kandilini tebrik ederim.
    Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU
    Diyanet İşleri Başkanı

  4. #14
    Üyelik tarihi
    01.Haziran.2008
    Mesajlar
    276
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    kandiliniz mübarek olsun..

  5. #15
    Üyelik tarihi
    13.Mart.2007
    Mesajlar
    613
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Mevlid kandiliniz mübarek olsun Arkadaslar...
    Borsacıların ve borsanın yeni adresi
    [url] www.keyborsa.com[/url]

  6. #16
    Üyelik tarihi
    09.Şubat.2009
    Nereden
    Eskişehir
    Yaş
    53
    Mesajlar
    773
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Mevlid Kandili Kandiliniz Mübarek olsun


    "Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik."
    (Enbiyâ, 107)

    İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri aylardan Rebiü'l-evvel ayının 12.gecesi doğmuştur. Milâdî takvime göre ise bu, 571 yılı Nisan ayının yirmisine rastlamaktadır. Bu mübarek geceye "Mevlid Kandili" denir.


    O'nun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti.


    O'nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır.O gecenin sabahı gerçekten de feyizli bir sabahtı. İnsanlık için yepyeni bir gün doğmuş, aydınlık bir devir açılmıştı. Bir fazilet güneşi ve hidâyet meşalesi olan sevgili peygamberimizin gönderilişi, Yüce Allahın bütün insanlara en büyük nimetlerinden birisidir. Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:



    "Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler."
    (Âl-i İmrân, 164)


    Bu gece, müslümanlar arasında yüzyılllardan beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, Sevgili Peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır. Büyük Türk Alimi Süleyman Çelebi tarafından yazılan ve asıl adı "Vesiletün'necat" olan mevlid kitabı O'nun doğumunu, üstünlüğünü ve mucizelerini en güzel bir şekilde dile getiren değerli bir eserdir.


    Peygamberimizin doğum yıldönümlerinde okunan mevlidleri saygı ile dinlemek, O'nun mübarek ruhuna salât ve selâm okumak hiç şüphesiz büyük milletimizin Sevgili Peygamberimize olan engin sevgi ve bağlılığının bir ifadesidir.

    Bununla beraber, O'nun ahlâk ve fazilet dolu hayatını öğrenmek ve kendimize örnek almak başta gelen görevlerimizdendir. Asıl o zaman O'nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz.

    O âlemlerin Rabbinden, "Alemlere rahmet olarak gönderildi." Asırlara sığmayacak inkılapları birkaç sene içerisinde gerçekleştirdi. Evlâtlarını diri diri toprağa gömen babalar O'na ve getirdiği prensiplere iman ettikten sonra mükemmelleştiler, dünyaya insanlık, adalet ve medeniyet rehberi olacak hale geldiler. İnsanlar O'nun tek emriyle, kökü yüzlerce yıl derinde olan alışkanlıklarını bıraktı.

    O, yirminci asır insanının yüzyılda yerleştiremediği hakkı, hukuku, adâleti, hürriyeti, demokrasiyi ve insan haklarını bir solukta yerleştirdi. Böylece cehâlet asrı bir saâdet asrı olup, çıktı. Nihayet asır, asırlara taştı. Ve O, çağlar ötesiyle kucaklaştı.

    Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed kendisinden önceki peygamberler gibi sadece bir kavme veya millete değil, bütün insanlığa peygamber olarak gönderilmiştir. O'nun diğer peygamberlerden en farklı yönlerinden birisi budur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur:



    "Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmezler."
    (Sebe, 28)

    İnsanlığın her zaman ve mekânda Hz. Peygamber'in tebliğ ettiği ilâhî mesaja ve bu mesajın hayata geçirilmiş şekli olan onun sünnetine ihtiyacı vardır. O'nu örnek almak, Kur'an'a uymaktır. Çünkü Hz. Aişe (r.a.)'nın ifâdesiyle O'nun ahlâkı Kur'an'dı.(Müslim, Misâfirîn, 139). Kur'an-ı Kerim, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in inananlar için en güzel örnek olduğunu bildirmekte ve bu hususta şöyle buyurulmaktadır:


    "Andolsun, Allah'ın rasûlünde sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar için ve Allah'ı çok ananlar için güzel bir örnek vardır." (Ahzâb, 21)

    Bu geceyi nasıl ihya edelim?

    Bütün insanlık âlemine bir hidayet tarihi açan ve âlemlere halis ilâhî rahmet olan böyle yüksek şanlı bir Peygamber'in ümmeti olmakla şereflenmiş bulunan biz müminlere ne mutlu! Bu geceyi vesile bilerek, O'na ümmet olmanın şuuruna erebilmek, Bu gecenin manevî zenginliğinden istifâde etmek için en azından bir Tesbih Namazıkılalım, bir de Hatm-i Enbiyâyapalım.

    O'na ümmet olan müminlere gevşeklik yakışmaz.

    Unutmayalım...


    Alemlere rahmet olarak gönderilen muazzez Peygamberimizin, doğumunu anarken, yalnız mevlid okumak, ilâhîler söylemek ve kandil simidi dağıtmak yeterli değildir, sadece bu geceyi yaşamak yeterli değildir. Yüce Allah'ın sevgisine, hoşnutluğuna ve bağışlamasına ermenin yegâne yolu, Peygamberimizin yolundan gitmektir...




    "De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın..."
    (Âl-i İmrân, 31)
    Meşhur bir filozofa: - "Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?" diye sorulduğunda: - "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" demiş. :)

  7. #17
    Üyelik tarihi
    27.Haziran.2007
    Yaş
    54
    Mesajlar
    2,545
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Peygamberimiz bize dünya üzerinde yürümeyi öğretti
    "Yazılışının 600. Yılında Bir Kutlu Doğum Şaheseri" konulu Uluslararası Mevlit Sempozyumu'nun açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, Kutlu Doğum Haftası'nı Miladi ve Hicri takvime göre 2 kez kutlamanın mutluluğunu yaşadığımızı söyleyerek, "Efendimiz sadece Kur'an-ı Kerim'i getirmekle kalmadı, hayatıyla da örnek bir insan oldu" dedi.

    Ali BardakoğluBURSA (AA)
    Peygamberlerin “insanları aslına döndürme” çağrısı yaptıklarını belirten Bardakoğlu, “Ruhlarımız yaratıldığında Rabbimiz'e O'nu tanıma sözü verdik. Dünya meşgaleleri arasında ise sözümüzü unuttuk. Peygamberimizin davetiyle dünya üzerinde yürümeye başladık” diye konuştu.
    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, “Dünyaya gereğinden fazla önem verenler, dünyayı sadece dünya olarak algılayanlar, dünyanın altında kalmışlardır. Oysa peygamberler bize izzetle, ibretle, onurla dünyanın üzerinde yürümeyi ve dik durmayı öğretti" dedi.
    Prof. Dr. Bardakoğlu, "Kutlu Doğum Haftası" etkinlikleri kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı ve Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nce Tayyare Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Yazılışının 600. Yılında Bir Kutlu Doğum Şaheseri" konulu Uluslararası Mevlit Sempozyumu'nun açılışında, Kutlu Doğum Haftası'nı 2 kez icra etmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Mevlit programlarıyla Hz. Muhammed'in (SAV) doğumunun hicri yıl olarak idrak edildiğini, bugünlerde ise miladi olarak doğumunun kutlandığını belirten Bardakoğlu, "Miladi takvimi 20 Nisan'ı esas alarak baharın güzelliği içinde Efendimiz'i anlamaya çalışıyoruz. Bu amaçla Kutlu Doğum Haftaları düzenliyoruz" diye konuştu.
    İNSANI ASLINA DÖNDÜREN ÇAĞRI
    Bardakoğlu, tüm peygamberlerin davetinin insanları aslına dönmeye çağırdığını ise şöyle dile getirdi: “Ruhlarımız yaratıldığında hepimiz Yüce Yaradan'a söz verdik. O'nu dünyaya geldiğimizde seveceğimize, bağlı olacağımıza söz verdik. O'nu tanıma, sevme aşkıyla dünyaya gönderdi. Dünya hayatının bazı hevesleri, sonu gelmez meşgaleleri bize bizi, aslımızı, verdiğimiz sözleri unutturdu. İşte peygamberlerin daveti , bizi aslımıza döndüren çağrıdır, hatırlatmadır. Dünyaya gereğinden fazla önem verenler, dünyanın altında kalmışlardır. Oysa peygamberler bize izzetle, ibretle, onurla dünyanın üzerinde yürümeyi ve dik durmayı öğretti. Davet sayesinde dünyanın altında kalmadık, üzerinde yürümeye başladık.”

    Hayatıyla örnekti

    “Bütün peygamberlerin iki önemli vasfı vardır. Beşer olmuşlardır. Allah'ın Rasulü olmuşlardır. Bütün peygamberler beşerdir. Allah, aramızdan insanlardan seçerek, gönderdiği vahyin, yaptığı davetin yaşanabilir, uygulanabilir olduğunu göstermiştir. Her Rasul Allah'ın dinini gösteren, yaşayan, örnek insandır. Muhammedimiz (SAV) de öyleydi. Sadece Kur'an-ı Kerim'i anlatıp iyiyi, doğruyu, güzeli söyleyip çekip giden biri değildi. Hayatı boyunca Kur'an-ı Kerim'in dediklerini, kendi söylediklerini önce hayatında tatbik eden, örnek kişiydi.”

    17.04.2009

  8. #18
    Üyelik tarihi
    27.Haziran.2007
    Yaş
    54
    Mesajlar
    2,545
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    M.SAİD ARVAS

    25 Şubat 2010 Perşembe
    Mevlid KandiliRebi’ul-evvel ayının on ikinci gecesi, yani bu gece; âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizin dünyamızı ve bütün kâinatı şereflendirdiği Mevlid Kandilidir...

    Bu gece mübarek Mevlid Kandili... Rabbimize ne kadar şükretsek yine de azdır. Bu mübarek gecede kavuşacağımız nimetler çok büyüktür. Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz aleyhisselam dünyamızı ve bütün kâinatı bu gece şereflendirdi...
    Mevlid Kandili gecesi Kadir Gecesinden sonra senenin en kıymetli gecesidir. Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Bir uzunca ömre bedeldir. Onu metheden müstakil bir sûre nazil olmuştur.
    Şafii mezhebinde ise, Mevlid Kandili gecesi, Kadir Gecesinden daha faziletlidir. Şöyle ki: Kadir gecesini bu kadar kıymetlendiren şey, Kur’an-ı kerimin o gecede nazil olmasıdır. Mevlid Gecesi olmasaydı, Kur’an-ı kerim nazil olmayacaktı, dolayısı ile Kadir Gecesi de olmayacaktı...

    EN KARANLIK ÇAĞ!..
    İnsanlık tarihinin en karanlık, en sıkıntılı çağı altıncı ve yedinci asırlardır. İnsanlık uçuruma yuvarlanan bir araba gibiydi. Onun bu tehlikeli haline dur diyecek, onu kurtaracak bir el de yoktu. Her geçen gün insanlık âlemi biraz daha felakete sürükleniyordu. Bu iki asırda, insan, yaratanını tamamen unutmuş, kendini de unutmuştu. Nereden geldiğini, nereye gittiğini, akılları hayrette bırakan kâinatın yaratılış sebebini düşünmek bile istemiyordu.
    İnsanlar artık, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, hak ile batılı ayırt edebilecek kabiliyete de sahip değildi.
    Peygamberlerin sözleri çoktan unutulmuş, getirdikleri semâvi kitaplara beşer parmağı karışmış ve ilâhi kelâm olma vasfını tamamen kaybetmişti.

    PUTLARDAN MEDET UMARLARDI!..
    İnsanlar, kendi elleri ile yaptığı putlara tapıyor ve onlardan medet umuyorlardı. Halbuki çok iyi biliyorlardı ki, o cansız varlıklardan hiçbir menfaat gelmez, yerlerinden kıpırdayacak güçleri yoktu.
    Yine bu iki asırda putperestliğin yanında bir kısım insanlar taşlara, ağaçlara, yıldızlara, Ay’a, Güneş’e ve hayvanlara tapıyorlardı...
    Hasılı Arap Yarımadası’nda zulümler, rezâletler, hurâfeler ayyuka çıkmıştı. Hak, hukuk, adâlet kavramları tarihe karışmış, güçlü zayıfı eziyor, kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu. Bu canavarca yapılan işlerden de pişmanlık duyulacağına bilâkis zevk alınıyordu...
    Her taraf zulmet içinde iken Yüce Rabbimiz bizlere acıyarak âlemlere rahmet olarak sevgili Peygamberimizi bu mübarek gecede bizlere gönderdi.
    Yeryüzündeki bütün Müslümanların, bu nurlu gecenin kıymetini çok iyi anlamaları ve değerlendirmeleri gerekir. Büyüklerimizi ziyaret etmeliyiz, kandillerini tebrik etmeliyiz. Çocuklarımıza bu gecenin önemi anlatılmalı ve sebeb-i hayatımız olan Peygamberimizin aleyhisselam sevgisi aşılanmalıdır.

    CAN SİMİDİ GİBİ...
    Bu geceye sevinen kâfirler bile menfaat elde etmişlerdir. İslâmın azılı düşmanlarından Ebu Leheb kendisine Peygamberimizin doğumunu müjdeleyen cariyesini (kadın köle) azat edip hürriyetine kavuşturduğu için her pazartesi günü azabının hafiflediğini rüyada kardeşi Abbas’a radıyallahü anh söylemiştir.
    Bu geceye olan sevgi, kâfirlere bile fayda sağlamıştır. İman edip onun ümmeti olan, onun sevgisi ile kalbini dolduran müminler nasıl fayda elde edemezler? Onun sevgisi can simidi gibidir, tutunan kurtulur.
    Bu mübarek gecenin hepimize, cümle Müslümanlara ve bütün insanlara hayırlara vesile olmasını temenni ederim.
    Herkes Pinokyo gibi tahtadan insana dönüşme şansı bulamadı,
    Kimileri hep odun kaldı...(Goethe)

  9. #19
    Üyelik tarihi
    27.Haziran.2007
    Yaş
    54
    Mesajlar
    2,545
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    EÛZÜ BİLLAHİ MİNE’Ş-ŞEYTANİ’R-RACÎM, BİSMİLLAHİRRAHMANİRRRAHİM

    Ya ilahel alemin
    İlk yarattığın nur efendimizin nuruydu.
    Sen onu var etmeden evvel gündüzün geceden,
    baharın da kıştan farkı yoktu.
    İyilikler, kötülüklerle iç içe;
    akıl nefse yenik,
    ruh da bedenin esiri idi.
    O güzeller güzeli
    Varlığın sırrını keşfedip akla yüksek hedefler gösterdi
    düşünceye kapılar açıp
    insanın ebedlere namzet olduğunu âlemşümul bir dille haykırdı.
    Böyle bir elçiyi insanlığa bahşetmenden
    Ve sayısız nice nimetlerinden ötürü
    sana sonsuz hamd ü senalar olsun ya rabbi!

    Güç ve kuvvet ancak kendisine has olan yüce ve büyük Allâh’ım!
    Mahlûkatın adedince,
    Zatının rızası,
    Arşının ağırlığı ve kelimelerinin toplamınca
    Efendimiz Hz. Muhammed (sas) ve O’nun ehli ve ashabı üzerine salât ü selam la bir kere daha yâdederek huzûr-u İlahi'de el açıp yakarıyoruz

    Ey her şeye hayat bahşeden Allah’ım
    bütün insanlık, hatta bütün bir varlık âleminin bayramı sayılan
    mübarek günleri vardır.
    bir gün daha vardır ki,
    o da Allah Rasûlü’nün dünyayı teşrif buyurarak
    tenezzülen aramıza girip bizi şereflendirdiği kutlu zamandır.
    Bizler şimdi o anı yaşıyoruz.
    Rahmet-i Rahman’ın galeyana geldiğine inandığımız
    bu kutlu zaman diliminde,
    Mevlid Kandili’nin bizim için hakiki bayram olması ümidiyle,
    ümmet-i Muhammed’in hal-i pürmelali açısından
    bayram hediyesine en muhtaç birer yetim olduğumuz mülahazasıyla, Şefkat Peygamberi’nin ruhaniyetine sığınarak,
    sen den yeniden bir kere daha diriliş istiyoruz ya rabbi

    Ey her şeye gücü yeten Allah’ım
    Efendimizi düşünmekle
    hayatın hiç kimseye nasip olmayan tadını
    ve varlığın bitmeyen zevkli maceralarını duyarız.
    Duyarız imanın yenilmez gücünü,
    Duyarız Müslümanlığın kahramanlık olduğunu,
    Duyarız doğruluğun paha biçilmez kıymetler ihtiva ettiğini,
    Duyarız iffet ve ismetin, meleklerinkine denk insan tabiatının bir buudu haline geldiğini.
    N’olur bu ve benzeri nice güzellikleri daha derince ve engince
    Bütün insanların ruhlarına duyur ya Rabbi!

    Ya Rabbel alemin
    Onun terbiyesi, onun üslûbu ve onun sistemiyle yetişmiş olan nesillerin
    imanları iz’ân ufkuna erişiyor,
    muhabbetleri çağlayanlara dönüşüyor.
    efendimizi bu ölçüde duyup sevmeleri münasebetiyle
    her an daha da şahlanıyor
    ve o kutlunun arkasında bulunma sevinciyle adeta yeni bir asr-ı saadet yaşanıyor.
    Sen dünyamıza yeniden bir huzur çağı
    ve gül devri yaşat ya Rabbi!

    Ey yüceler yücesi Allah’ım
    Yüzümüz yok, hicap içindeyiz;
    Efendimizin senin katındaki nazının geçerliliğine de ümitlerimiz tam.
    Keşke ne seviyede olursa olsun
    efendimizden hiç uzaklaşmasaydık;
    ondan gelen ışıklardan
    ve ruhlarımıza boşalan mânâlardan
    hiç mahrum kalmasaydık..
    ve onu o inandırıcı çehresiyle
    içlerimizde hep taptaze ve dipdiri duyabilseydik!..
    sen bizleri kendi uzaklıklarını aşabilen
    hak ve hakikatleri de bütün derinlikleriyle duyabilenlerden eyle ya rabbi!

    ya ilahel alemin
    O güzeller güzeli Sevgiliyi, bir kere daha misafirimiz eyle..
    tahtını sinelerimize kur
    gönüllerimizdeki karanlıkları kov,
    bütün benliğimize ruhunun ilhamlarını duyur
    ve bize yeniden diriliş yollarını göster ya rabbi

    İnananları karanlıklardan aydınlığa çıkaran Allah’ım
    her gün biraz daha azgınlaşan şu zulmetleri o kutlunun ışığıyla dağıtıver
    herkesi inleten zulüm ve adaletsizlik ateşini söndürüver.
    her şekliyle kine, nefrete, düşmanlığa kilitlenmiş şu zavallı ruhların boyunlarındaki zincirleri çözüver
    sevgiye, merhamete, şefkate hasret giden sinelerimizi muhabbetle, hoşgörüyle coşturuver
    ruhlarımızı aklın aydınlığı, gönüllerimizi de mantık ve muhakeme enginliğiyle buluşturuver
    ve bizi kendi içimizdeki hicran ve hasretlerimizden kurtarıver ya Rabbi!

    Ey merhameti bol olan Allah’ım!
    şefkati, adaletini aşkın gönüller sultanını unuttuğumuzun
    ve saygısızlıkta bulunduğumuzun farkındayız.
    Biliyoruz ki o rahmet nebisi
    incinse de küsmedi
    Vefasızlık görsede alakayı kesmedi
    Başını yaranlar, dişini kıranlar karşısında bile ellerini açıp dua dua yalvardı. Katiyen lanette bulunmadı. Lanet ve bedduaya “âmin” de demedi.
    Sinesini, Ebû Cehil'leri bile ümitlendirecek ölçüde açabildiği kadar açtı
    ve her sözünü, her davranışını senin rahmetinin enginliğine bağladı.
    Sen bizleri onun o engin merhametinden istifade eden
    ve şefaatine de nâil olanlardan eyle ey Rabbi!

    Ey ihsanları sonsuz olan Allah’ım
    düşe-kalka olsa da hep Efendimizin izinde yürüme gayretindeyiz.
    N’olur bizi bir kere daha sevindir.
    Sevindir ki; bağının taptaze fidanlarıyla
    adını âleme tam duyuracak demdeyiz.
    Bu dünya ışığa hasret gidiyor.
    Bizler o kırık azimlerimiz ve o çatlamış ümitlerimizle,
    yolların hakkını veremesek de hep yollardayız.
    Sadece hislerimizle de olsa, aradığımız hep senin habibin;
    N’olur gönüllerimiz bir kere daha onunla dolsun,
    ufuklarımızı saran şu upuzun geceler yerlerini gündüzlere bıraksın
    ve viladeti bizim hakiki bayramımız olsun..

    Ey yapılan dualara cevap veren Allâh’ım
    Sana itaat edilir Sen karşılığını veririsin;
    Sana isyan edilir, sen bağışlar ve affedersin,
    Darda kalanlara icabet edersin,
    Zararı sıkıntıyı ortadan kaldırırsın
    Hastalara şifa, dertlilere deva verirsin
    Günahları bağışlar, tövbeleri kabul edersin
    Sen bizlerin dualarını kabul buyur ya Rabbi!

    Allâh’ım
    acizlikten, üzüntüden, tasadan, kederden,
    Korkaklıktan, kabir azâbından, cehennem ateşinden sana sığınırız.
    Bizleri kötülükten ve kötülerin şerrinden emin eyle ya Rabbi!

    Ey Yüceler Yücesi!
    bize karşı düşmanlık duygularıyla oturup kalkanların kalblerini yumuşatmak murad ediyorsan,
    bize ve gönüllüler hareketine karşı onların kalblerini yumuşat
    ve sinelerini daimî bir sevgiyle doldur! Ya Rabbi!
    Ey kalbleri evirip çeviren Sultanlar Sultanı!
    Bizim kalblerimizi de, onların kalblerini de sevdiğin ve hoşnut olduğun güzelliklere çevir! Ya Rabbi!

    Allahım
    Sen bizlere bizi aşan istidat ve kabiliyetler ver
    ve lutfedeceğin bu kabiliyetleri
    senin rızan yolunda kullanmayı
    bizlere nasip eyle ya Rabbi!

    Allahım
    Sen bizlere peygamberleri donattığın sıfatları lutfet lakin biz lutfedeceğin bu sıfatları tefahur vesilesi yapmayalım ve hep kendimizi sıfır görelim ya Rabbi!

    Allahım
    Cümlemize vicdan genişliği lutfet
    Kalplerimize inşirah bahşet
    Bizleri kollektif şuura sahip kullarından kıl
    Ve bizleri müttakilere rehber eyle ya Rabbi!

    Ey yüceler yücesi olan Allahım
    Biz ümmeti Muhammedin dağınıklığını gider
    Bize ve ülkemize birlik ve dirlik ver
    Bütün dünyaya da huzur ve barış nasibeyle..
    Kalplerimizi birbirene ısındır ve
    Bizleri birbirimize sevdir
    Dünyanın dört bir tarafında hizmet eden kardeşlerimizi
    Bizlerle beraber ihlas-ı etemme muvaffak kıl ya Rabbi!

    Allâh'ım!
    Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in Sen'den istediği
    her türlü hayrı Sen'den istiyor,
    yine Peygamber Efendimizin sana sığındığı
    her türlü şerden de
    sana sığınıyoruz.

    Yâ Erhamerrâhimîn ve Yâ Ekremelekremîn!
    Bizim, anne-baba ve ecdadımızın
    Bize rehberlik ve kılavuzluk yapan büyüklerimizin,
    Bir harf bile olsa kendilerinden istifade ettiğimiz hocalarımızın,
    Sevdiklerimizin, sevenlerimizin,
    Içinde neş’et ettiğimiz beldedeki insanların,
    Milletimiz fertlerinin,
    Kadın-erkek inanan bütün arkadaşlarımızın,
    Dostlarımızın, kardeşlerimizin..
    Bize karşı hep civanmertçe davrananların..
    Hayır dualarında unutmayıp
    Her zaman bizi de yâd edenlerin..
    Üzerimizde hakkı bulunan kimselerin..
    Kıymetli nasihatleriyle
    Bize bekâ desenli sâlihatın yollarını gösterenlerin...
    Ve bütün ümmet-i Muhammed’in
    Günahlarını bağışla! Ya Rabbi!

    Allahım!
    Duamızın sonunda Sana olan minnet ve şükran hislerimizi
    Bir kere daha tekrarlıyor,
    Resûl-ü zîşânı, âlini, ashabını
    Bir kez daha salavâtlarla anıyor
    Ve dualarımızı kabul buyurmanı istirham ediyoruz.
    Ne olur, bizlerin dualarına icabet buyur ya Rabbi!

    amin ve selamün alel murselin
    vel hamdü lillahi Rabbi’l-alemin…

    Kandilimiz mübarek olsun.
    Dualarınızda beni de unutmayın.
    Alooooooooo...k24k24k24
    Herkes Pinokyo gibi tahtadan insana dönüşme şansı bulamadı,
    Kimileri hep odun kaldı...(Goethe)

  10. #20
    Üyelik tarihi
    02.Eylül.2009
    Mesajlar
    203
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Tüm İslam aleminin Mevlid Kandilini tebrik ederim.

Sayfa 2 Toplam 4 Sayfadan BirinciBirinci 1234 SonuncuSonuncu

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Miraç Kandili
    Konu Sahibi simurg Forum Hayatın İçinden...
    Cevap: 30
    Son Mesaj : 15.Mayıs.2015, 22:54
  2. Regaib kandili
    Konu Sahibi simurg Forum Hayatın İçinden...
    Cevap: 29
    Son Mesaj : 24.Mayıs.2012, 20:09

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
YASAL UYARI
Ekonomi, Borsa ve Para piyasaları" bölümünde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır. Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.keyborsa.com web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.
Google Privacy Policy
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193