Ben Filistinliyim.
İsrail'in melun başbakanlarından Menahem Begin basın toplantısı yaparken Hollanda'lı gazetecilerden birisi şu soruyu sordu:
''Efendim, İsrailoğulları'yla alakalı Hazreti Muhammed'in (S.A.V.)bir beyanatı var.Orada diyor ki:
''La tegumü-ssa'atü hatta tugatil-elyehud'' Sizler yani müslümanlar, Yahudiler ile - israiloğullarıyla, kıyasıya, çok şiddetli bir savaş yapmadıkça, korkunç bir mücadele yapmadıkça kıyamet kopmayacak.Savaş öyle şiddetli olacak ki:
''Hatta yahtebie-lyehudiyye veraelhaceri veşşeceri'' O savaşın şiddetinden, müslümanların savaşa hakimiyetinden bazı yahudiler bir takım ağaçların ve taşların arkasına saklanacaklar.Ancak yahudiler için bu kaçış da çare olmayacak:
''Yegulu-lhaceru veşşeceru'' Yahudinin arkasına saklandığı ağaç ve taş dile gelecek, konuşmaya başlayacak ve diyecek ki:
''Ya müslim! inne veraii yehudiyye faktulhü'' Ey müslüman! benim arkamda da saklanmış bir yahudi var, gel Allah için onu da öldür! diyecek.
Hollanda'lı gazeteci soruyor:''Bu konuda ne diyorsunuz, görüşünüz nedir, bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' (Dikkat edin! gazeteci de araştırmış ve biliyor)
Menahem Begin ibret ile dolu, müslümanların kafasına 'dank' etmesi gereken, yahudiler ile dost olmanın müslümana zarardan başka hiçbir şey getirmeyeceğini beyan eden, müslümanların üzerinde oynanan oyunları izhar eden şu cevabı veriyor:
''Ben 6 yaşındayken bizi okutmaya gelen hahamımız (yahudilerde din adamı-sinagog bekçileri) Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu sözünü anlattı bize.Ben bu sözü 6 yaşındayken işittim.'' Gazetecilerin hayretli bakışları arasında sözlerine devam ediyor ve diyor ki;
''İşte bizde yahudiler olarak, İsrailoğulları olarak bu sözün karşısında tedbirimizi almışız, almaya devam ediyoruz.
Tezgahlarımız, ajanlarımız, teşkilatlarımız, elemanlarımız öyle çalışıyoruz ki Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve sellem)haber verdiği bu ümmet meydana gelmesin diye her tedbiri almışız.'' diyor...
Yahudinin, Peygamber Efendimiz'in hadisine olan inancına bak! Yahudiler ile savaşırken taşların bile dile gelerek kendisine muhbirlik yapacağı şuurlu ümmetin bir gün vücud bulacağına inanıyorlar ve var güçleri ile çalışıyorlar.
Nasıl bir ümmet?
Mücahid bir ümmet, dinini dünyasından öne alan bir ümmet,
Kuran okunduğu zaman kalbi titreyen bir ümmet,
ezan okunduğu zaman adeta cihada çağrıldığını hisseden bir ümmet,
kafirlere sevgi beslemeyen bir ümmet,
islam birliği için çalışan bir ümmet,
Allah için denildiği zaman malını ve mülkünü feda edecek bir ümmet,
kardeşinin kalbini kırmayı Kabe'yi yıkmaktan beter gören bir ümmet,
komşusu açken tok yatamayan ümmet,
faiz - namahrem - içki gibi haramlardan yırtıcı hayvanan kaçar gibi kaçan bir ümmet....
Ama nerede o millet, nerede o ümmet? Tam tersi...
Herkes Pinokyo gibi tahtadan insana dönüşme şansı bulamadı,
Kimileri hep odun kaldı...(Goethe)