Veysel Þatýroðlu, 1894’te Sivas’ýn Þarkýþla ilçesine baðlý Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Babasý “Karaca” lakaplý, Ahmet adýnda bir çiftçidir. Veysel’in doðduðu sýralar, çiçek hastalýðý Sivas yöresinde etkisini çok þiddetli gösteriyordu. Çiçek yüzünden Veysel’den önce, iki kýz kardeþi yaþamlarýný yitirmiþti.
1901’de yedi yaþýna girdiði sýralarda Sivas’ta çiçek salgýný yeniden yaygýnlaþtý ve o da yakalandý bu hastalýða. Sað gözünün görme þansý vardý ve ýþýðý seçebiliyordu bu gözüyle o sýralar. Ne var ki, yakasýný býrakmayan olumsuzluklar Veysel’in diðer gözünün de kör olmasýna sebep oldu.
Emlek yöresi olarak adlandýrýlan Sivas’ýn âþýðý ve ozaný bol diyarýnda, Veysel’in babasý da þiire meraklý ve tekkeyle içli-dýþlý birisiydi. Veysel’in üzüntüsünü az da olsa unutmasý için bir saz aldý ve halk ozanlarýndan þiirler okuyup, ezberletir oðluna. Ýlk saz derslerini babasýnýn arkadaþý olan Divriði’nin köylerinden Çamýþýhlý Ali Aða’dan (Âþýk Alâ) aldý ve kendini de iyice saza verdi; usta malý þiirlerden çalýp söylemeye baþladý.
Aþýk Veysel’in hayatýnda ikinci önemli deðiþiklik seferberlikte baþladý. Kardeþi Ali ve arkadaþlarý harp için cephelere gidince, arkadaþsýzlýk ve kardeþ acýsý, sefalet, onu umutsuzluða sürükledi ve yalnýzlýðý daha derinden hissetmeye baþladý.
Veysel’in annesi ve babasý seferberlik sonlarýna doðru “belki biz ölürüz ve kardeþi Veysel’e bakamaz” düþüncesiyle Veysel’i akrabalarýndan Esma adýnda bir kýzla evlendirdiler ve Esma’dan bir kýz, bir oðlu oldu Veysel’in. Oðlan çocuðunun daha on günlükken ölümüyle hayata küsen Veysel, bundan sonra 24 Þubat 1921’de annesi, ondan 18 ay sonra da babasýnýn ölümüyle iyice yýkýldý.
Aðabeysi Ali’nin bir kýz çocuðu daha olunca çocuklara ve iþlere bakmasý için bir hizmetkâr tuttular. Bu hizmetkar ileride Veysel’in baðrýnda açýlacak baþka yaranýn da sebebi olacaktýr. Bir gün Veysel hasta yatarken, kardeþi Ali de keven toplamakta iken, Veysel’in ilk eþi olan Esma’yý kandýrarak kaçýrdý. Veysel’in acýlý yaþamýna bir acý daha eklendi böylece.
Karýsý bir baþýna býrakýp gittiðinde Veysel’in kucaðýnda henüz altý aylýk kýzý vardý. Ýki yýl yaþadýktan sonra o da hayata gözlerini yumdu.
Veysel’in köyünden ilk ayrýlýþý þöyledir: Zara’nýn Barzan Baleni köyünden Kasým adýnda birisi Veysel’i köyüne götürerek iki üç ay beraber yaþadýlar. Kendisini Adana’ya göndermeyen Deli Süleyman, Sivas’lý Kalaycý Hüseyin, Veysel’e yol arkadaþlýðý ettiler. Dönüþte Veysel, Hafik’in Yalýncak köyüne ve Zara’nýn Girit köyüne uðrayarak 9 liraya güzel bir saz aldý; Sivas’tan Sivrialan’a dönerken arkadaþlarý bir “üç kaðýtçý” grubuna yakalanarak bütün paralarýný kaybettiler. Arkadaþlarý Veysel’in 9 lirasýný da alarak kumara verdiler. Veysel bu hadiseden bir müddet sonra Hafik’in Karayaprak köyünden Gülizar adlý bir kadýnla evlendi.”
Kara Toprak
Dost dost diye nicesine sarýldým
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
Beyhude dolandým boþa yoruldum
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
Nice güzellere baðlandým kaldým
Ne bir vefa gördüm ne faydalandým
Her türlü isteðim topraktan aldým
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile dövmeyince kýt verdi
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
Ademden bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yetirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
Karnýn yardým kazma ile bel ile
Yüzün yýrttým týrnak ile el ile
Yine beni karþýladý gül ile
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
Ýþkence yaptýkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkesler gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
Havaya bakarsam hava alýrým
Topraða bakarsam dua alýrým
Topraktan ayrýlsam nerde kalýrým
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
Dileðin var ise Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik topraða verilmiþ Hak'tan
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
Hakikat ararsan açýk bir nokta
Allah kula yakýn kul Allah'a
Hak'kýn hazinesi gizli toprakta
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
Bütün kusurlarým toprak gizliyor
Merhem çalýp yaralarým düzlüyor
Kolun açmýþ yollarýmý gözlüyor
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
Herkim olursa bu sýrra mazhar
Dünyaya býrakýr ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i baðrýna basar
Benim sadýk yarim kara topraktýr.
1931 yýlýnda Sivas Lisesi edebiyat öðretmeni olan Ahmet Kutsi Tecer ve arkadaþlarý “Halk Þairlerini Koruma Derneði”ni kurdular. Ve 5 Aralýk 1931 tarihinde de üç gün süren Halk Þairleri Bayramý’ný düzenlediler. Böylece Veysel’in yaþamýnda önemli bir dönüm noktasý iþlemeye baþladý.
1933’e kadar usta ozanlarýndan þiirlerinden çalýp söyledi. Cumhuriyet’in 10. yýldönümünde Ahmet Kutsi Tecer’in direktifleriyle bütün halk ozanlarý Cumhuriyet üzerine þiirler yazdýlar. Bunlar arasýnda Veysel’in de vardý þiirleri. Veysel’in gün ýþýðýna çýkan ilk þiiri böylece “Atatürk’tür Türkiye’nin ihyasý”... dizesiyle baþlayan þiir oldu. Bu þiirin gün yüzüne çýkýþý, Veysel’in de köyünden dýþarýya çýkmasý anlamýna geliyordu.
O zaman Sivrialan’ýn baðlý olduðu Aðacakýþla nahiyesi müdürü Ali Rýza Bey, Veysel’in bu destanýný çok beðeniyor, “Ankara’ya gönderelim” diye istiyordu. Veysel de “Ata’ya ben giderim” diye arkadaþý Ýbrahim ile yürüyerek yola düþtüler ve Ankara’ya gittiler. Veysel Ankara’da konuksever tanýdýklarýn evlerinde kýrkbeþ gün misafir kaldý. Destaný Atatürk’e getirmek hevesiyle geldiðini söylüyorsa da destaný Atatürk’e okumak kýsmet olmadý. Ancak, Hakimiyet-i Milliye (Ulus) basýmevinde destaný gazeteye verildi ve destan gazetede üç gün boyunca yayýnlandý. Bundan sonra da bütün yurdu dolaþmaya, dolaþtýðý yerlerde çalýp-söylemeye baþladý.
Köy Enstitüleri’nin kurulmasýyla birlikte, yine Ahmet Kutsi Tecer’in katkýlarýyla, sýrasýyla Arifiye, Hasanoðlan, Çifteler, Kastamonu, Yýldýzeli ve Akpýnar Köy Enstitüleri’nde saz öðretmenliði yaptý. Öðretmenlik yaptýðý bu okullarda Türkiye’nin kültür yaþamýna damgasýný vurmuþ birçok aydýn sanatçýyla tanýþma olanaðý buldu. 1965 yýlýnda Türkiye Büyük Millet Meclisi, özel bir kanunla Âþýk Veysel’e, “Anadilimize ve milli birliðimize yaptýðý hizmetlerden ötürü” 500 lira aylýk baðlandý.
21 Mart 1973 günü, sabaha karþý saat 3.30’da doðduðu köy olan Sivrialan’da, þimdi adýna müze olarak düzenlenen evde yaþama gözlerini yumdu.
Ölüm nedeni akciðer kanseri. En güzel þiirlerinden bazýlarýný ölümünden hemen önce yazdý. Þimdi Þarkýþla'da her yýl adýna bir þenlik yapýlýr. Türkçesi yalýndýr. Dili ustalýkla kullanýr. Tekniði gösteriþsiz ve nerdeyse kusursuzdur. Yaþama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk þiirlerinde iç içedir. Doða, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleþtiriler yönelttiði þiirleri de var. Þiirleri, Deyiþler (1944), Sazýmdan Sesler (1950), Dostlar Beni Hatýrlasýn (1970) isimi kitaplarýnda toplandý. Ölümünden sonra Bütün Þiirleri (1984) adýyla eserleri tekrar yayýnlandý.
http://www.keyborsa.com/showthread.p...3770#post63770
DOSTLAR BENÝ HATIRLASIN
Ben giderim adým kalýr
Dostlar beni hatýrlasýn
Düðün olur bayram gelir
Dostlar beni hatýrlasýn
Can bedenden ayrýlacak
Tütmez baca yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatýrlasýn
Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüþ kim gülecek
Murat yalan, ölüm gerçek
Dostlar beni hatýrlasýn
Gün ikindi akþam olur
Gör ki baþa neler gelir
Veysel gider adý kalýr
Dostlar beni hatýrlasýn
ölümünün 39.yýlýnda dostlar veysel i hatýrlýyor..rahat uyu...