HAYYAM'IN FELSEFESİ
Hayyam'ın kendine haz orijinal felsefesini şöylece özetlemek mümkündür:
İnsan, yaşadığı anın kıymetini bilmeli ve zamanını hoşça geçirmeğe bakmalıdır. Çünkü mazi bir hiç olmuştur, istikbalin de ne olacağı belli değildir.
"Dereden akan su, ovada esen yel gibi ömrümüzden bir gün daha geçip gitti. Ömrüm oldukça iki günün gamını yemiyeceğim: Gelmiyen gün, geçip giden gün!"

(Hayyam'ın Rübaileri, A. Gölpınarlı tercümesi, Remzi Kitabevi 953, sh. 70)

Dünyada şarap içmekten, saz dinlemekten, güzel ve güzelliği sevmekten daha değerli bir şey yoktur. Hayatın bütün manası bu dünya nimetlerinden bol bol faydalanmaktır:

"Hep zevkederim şarapla, ben lale çağı,
Kah koklıyarak gülleri, kah gül yanağı,
İçtim, içerim, içmedeyim, içmeliyim,
Ağzımda durur bardağın elmas dudağı."

(Hayyam Rübaileri ve manzum tercümeleri, Feyzullah Sacit, 1929, Cihan K., sh. 15)

Bu, Birbirinden güzel dünya nimetlerinden uzak yaşamak, hayatı hiçe indirmektir. hayatı, boşuna geçirmek istemiyen kimse bütün bunlarla mest olmalıdır:
...
"Saki ve şarapsız bu cihan hiçtir hiç!
Elbet sesi olmazsa keman hiçtir hiç!
Gördüm ki hayatta zevk imiş sermaye,
Maksut budur alemde, kalan hiçtir hiç!"

(Feyzullah Sacit ter. sh. 18)

Hayyam'a göre bir daha dünyaya dönüş olmıyacağına göre insan doyasıya bütün arzusunu bu dünyadan almalıdır. Zira son pişmanlık fayda vermez:

"Madem gidecek, dönmiyeceksin ebedi,
Hiç kalmasın arzun bu yıkık evde sakın!"

(Feyzullah Sacit ter. sh. 10)

Ona göre cennet ve cehennem bir masaldan ibarettir. Ne varsa hepsi bu dünyadadır. Uhrevi alem dedikleri yerden hiç gelen olmadığına göre bu dünyaya bakmalı ve eldeki imkanları sonuna kadar kullanmalı:

"Çayırlığın kıyısında bir kadeh, bir güzel ve bir saki... Peşin olarak bu üçü benim olsun, veresiye cennet de senin olsun! Bırak, kimsenin cennete, cehenneme ait sözlerini dinleme... Cehenneme giden kim, cennetten kim geldi?"

(A. Gölpınarlı tercümesi, sh. 76-77)
...
Hayyam için hakiki cehennem, insanın kötü kimselerle, tahammül edilmez kimselerle geçirmek zorunda kaldığı zamanlardır:

"Cehennemi gerçekten bilmek mi istersin? Dünyada cehennem, ehil olmayanla konuşmandır."

(A. Gölpınarlı tercümesi, sh. 53-54)
...
Kainatın sırrını, bu alemin manasını anlamıya imkan yoktur. Hayyam, bütün ömrü boyunca bu sırrı çözmek için uğraşmış, fakat en ufak bir ipucu bile elde edememiştir:

"Kimse kaza perdesi ardında yol bulmadı,
Allah'ın sırlarını hiç bir bilen olmadı,
Tamam yetmişiki yıl düşündüm
Zifiri karanlığın rengi asla solmadı."

İbadet adına kurulan her mabet, yapılan her hareket birer kulluk nişanesidir. Her din mensubu aynı gayeye yönelmiş birer kuldan başka bir şey değildir:

Kabe de puthane de birer ibadethanedir,
Çan çalmak da kalblerin Hakka giden sesidir.
Mihrap, kilise, tesbih, haç deyip şekle bakma,
Hakikatte hapsi de kulluk nişanesidir.

(Feyzullah Sacit ter., sh. 84)
...
Bu dünya sadece şarap ve dilberden ibarettir. İnsan bunlara kavuşmak için yaşar ve hayat bunlarla tamam olur:

Bu toprak alemini baştan bir başa kadar,
Elesinler, süzsünler alimler, filozoflar:
Güzeller yanağiyle yakut şaraptan başka
Hiç bir şey bulamazlar cana yakın vefakar!