SEVGİ: zulmetmez -hasetlenmez- kin gütmez-çıkar gözetmez-menfaat gütmez-hırçınlanmaz. .SEVGİ:sabreder -ümit eder -bekler -anlayışlıdır...
Eskiden kadın olmak daha kolaydı.
Kadınlar sadece evde olur, yemek yapar, çocuk bakarlardı.
Sadece eşinin geliri düşükse kadın çalışırdı ve çalışan kadına acınırdı.
Kadın çalışıyorsa, evine bakamayacağı düşünülürdü.
Zaten kadın bekarken çalışıyor idiyse bile evlenince evinin kadını olurdu.
90'li yıllara gelindiğin de kadın sadece evde olmak istemedi, artık
çalışmak ekonomik olarak özgürleşmek istiyordu.
Önce üniversite okumaya ,sonra çalışmaya başladı. Bu kadının hoşuna gitmişti.
Çalışıyor, istediği gibi harcıyor, geziyordu.
Artıkçalışan kadın evli olmak degil bekar olup gününü gün etmek istiyordu.
Yaşasın özgürlük...
Çalışan kadın artık işkolik olmuştu. Çalışıyor ve yükseliyordu.
Zirveye ulaşmıştı. Birçok şirkette önce orta kademe, sonra üst kademe yönetici kadın oldu.
Doksanların sonuna gelindiğinde şirketler yalnız ve işkolik 30’lu yaşlarında kadınlarla doluydu..
Bu calışan kadına yetmedi, çıtayı biraz daha yükseltti.
Artık hem evli ve hem de basarılı çalışan kadın olmalıydı.
Çalışan kadın etrafına bakındı. Basarılı, paralı koca adayları gözden geçirildi.
Adaylardan kel, şişman ve kısa boylu olanlar hemen elendi.
İnce ruhlu, şaraptan anlayan, 14 Subat'ta müthiş sürprizler
yapabilen, kimsenin bilmedigi yerlerde başbaşa tatillere götüren, yaşamayı
seven ve bol bol espiri yapanlar hemen kapışıldı.
Yurt dışından gelinlikler getirtildi. Otellerde muhteşem düğünler yapılıp, Maldivler'e ya da Bali'ye balayına gidildi.
Balayından sonra çalışan kadın hızla iş başı yaptı.
Gündüzleri toplantıdan toplantıya koştururken artık akşam yemeğini de düşünmeye başlamıştı.
Akşam ne yenmeli, nereye gidilmeli, eşinin gömlekleri, pantolanları ütülü mü, kıyafetleri kuru temizlemeciye gitti mi geldi mi, marketten alınacakların listesini çıkar, iş çıkışı git al, eve gel, aksam yemeğini hazırla....
Çalışan kadın artık mutluydu. Gece yatağı sıcacıktı.
Üzülünce derdini paylaşan, hastalanınca ona bakan, ağlayınca destek
olacak bir omuza, göz yaşlarını silecek şevkatli ellere sahipti. 15 saat
koşturmak kadına vız geliyordu. Etraf bu şekilde koşuşturan, ev ile is
arası çift vardiya çalışan kadınla doluydu.
Zaman geçiyordu. Çalışan kadın 35 ine yaklaşıyordu.
Biyolojik saati 'be bek, be - bek' diye uyarı vermeye basladı.
Evet çalışan kadın hemen cığlıklar atmaya basladı 'Bebek de yaparim kariyer de ' diye...
Çalışan kadınlar hemen sosyetik kadın dogumcuların randevularını doldurdular.
Calışan kadınlar ajandalarına ve işlerinin temposuna, uygun zamanı seçip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya başladılar.
1-2 ay sonra güzel haberler sırayla gelmeye başladı,çalışan kadınlar hamileydiler.
Çalışan kadın hem hamile, hem güzel olmak istedi.
Hemen diyetisyenlere koşulup, özel hamile diyetleri alındı, bol bol
kivi yenmeye başlandı. Eskisi gibi tatlı, turşu, börek, erik aş erilmiyor;
karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarısı eşlerden.
Çalışan kadın çocugunu eski usul büyütmeyecekti. Hemen onlarca
hamilelik, bebek büyütme kitapları alındı, bir çok Internet
sitesine üye olundu, Yoga ve Anne-baba kurslarına yazılındı.
Çalışan hamile kadın artık gün gün takip ediyordu bebeğinin gelişimini.
Bugün 43. Gün, bebegim üzüm tanesi gibi... 59. Gün, parmaklari oluştu... 89.
Gün, bugun ilk defa hıçkırdı... 210 uncu günden sonra artık bebeğin
matematik zekasının artması için Mozart dinletilecek.
Sonunda mutlu gün geldi.
Çalışan kadın artık anneydi. 3-4 aylik izinden sonra çalışan kadın öldürücü diyetlerle zayıflayarak incecik bir sekilde iş başı yapmıştı.
Artik başarılı bir yönetici, iyi bir eş ve anne olarak 24 saat calışıyordu.
Bebek büyüdükçe, sosyalleşmesi için çalışan kadın cumartesilerini
çocuguna ayırdı. Artık tüm anneler topluca etkinliklere katılmaya
başladılar. Yaş günü partileri, tiyatrolar,piyano dersleri, basketbol,
tenis ve yüzmekurslarının biri bitiyor, diğeri başlıyordu.
Çalışan kadına bu da yetmedi. Artık hem çalışıyor, hem
iyi bir eş olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapıyordu. Çalışan
kadın çıtayı bir kez daha yükseltti.
O artık evinde katkısız, sağlıklı ekmekler, reçeller yapmalı,
organik gıdalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazırlamalı,
çocuguna ve eşine özel günlerde pastalar yapabilmeli, bu pastaları çok güzel süsleyebilmeliydi.
Bütün çalışan kadınlar yemek yapma kurslarına koşmaya başladılar.
Gelelim erkeğe...
Bu süreç içerisinde çalışan erkek ise çıtasını hiç yükseltmedi.
80 lerde, 90 larda ve 2000 lerde hep TV izliyor,bira içiyor ve maça gidiyordu...
11 KİŞİ BİR HELİKOPTERDEN SARKAN HALATA ASILIDIRLAR.10 ERKEK VE 1 KADIN. İP HERKESİ TAŞIYACAK KADAR GÜÇLÜ OLMADIĞI İÇİN ;İÇLERİNDEN BİRİNİN İPİ BIRAKMASI GEREKTİĞİNE KARAR VERİRLER. YOKSA HEP BERABER DÜŞECEKLERDİR. BU KİŞİNİN KİM OLACAĞINA KARAR VEREMEZLER AMA O ANDA KADIN COK ETKİLEYİCİ BİR KONUŞMA YAPAR:TAMAMEN GÖNÜLLÜ OLARAK İPİ BIRAKABILECEĞİNİ SÖYLER. ÇÜNKÜ BİR KADIN OLARAK;KOCASI İÇİN, ÇOCUKLARI İÇİN. ÖZETLE TÜM SEVDİKLERİ VE DE ÖZELLİKLE ERKEĞİ İÇİN ...HERŞEYI BIRAKMAYA ALIŞIK OLDUĞUNU SÖYLER, HEM DE KARŞILIKSIZCA. ......HİKAYESİNİ BİTİRİR BİTİRMEZ TÜM ERKEKLER ONU ALKIŞLAMAYA BAŞLARLAR??? ??????