Kalp ve yürek iç içe yaşayan iki unsur. Ama yürekli yaşamak kalbin atmasıyla orantılı olmuyor. İnsan gibi yaşamak için yürek gerek yürek. Sevda için, dostluk için, anne olmak için, baba olmak için ve hatta insan gibi insan olmak için yürek gerek yürek. Yüreğin içinde de azıcık vicdan eklemek gerek ki yarı yolda bırakmamak adına. Söz vermek değil önemli olan sözün arkasında durduğunu göstermek. Yola çıkıyorum dediğin kişiye göz ucuyla refakat etmek değil önemli olan, güveni yaşatarak benliğinle yanında durmak.
Titanik filminin sonunu hatırlarmısınız bilmem. Çocuk tahta parçasını kıza verir üzerinde dursun diye ama kendi bedeni sudadır. Ve önemli olan o soğukta uykuya dalmak değil, ayık kalmaktır. Kıza şarkı söyleyerek ayık bırakmaya çalışır hala bedeni sudayken. Ve sabah çocuk ölür. Hatta yakın zamanda izlediğimiz Issız Adam filmini de mercek içine alıcak olursak. Adam kadını sever, umut veren bir sevgi yaşatır, kadın adam için fedakarlıklar yapar ve emek verir. Aslında mutlu gözükür adam. Hatta adam seni seviyorum der ki kadına rastlayana kadar sevgiden payını almamış olmasına rağmen. Kadın ondan sadece sevgi ister, güven ister, yürek ister. Ama sonunda ne olur bir gece önce seni seviyorum diyen adam, ertesi günde garda sıkı sıkı sarılan adam aynı gün bir anda bitti der. Niye korkaktır. Atan kalbinde insan gibi insan olma özelliğini sağlayacak yürek yoktur.
Her şeyin başı sevmek. Severek yapılan her şeyde emek ister. Sevgi ve emek için de YÜREK GEREK YÜREK.