türk dizileri+Operasyoncu+"2008"

[Operasyoncu]

Pana Film'in SHOW TV ekranında izleyici ile buluşacak yeni dizisi "Eşref Saati"nde, şehrin büyüklüğüne meydan okuyan küçük hayatların yaşandığı bir eski İstanbul mahallesinde, can dostu bildikleri birbirlerine direnen iki inatçı adamın, asri zamanlarda hala "bir zamanlar"ı yaşayan iki eski zaman kabadayısının hikayesi anlatılacak.

Aynı mahallede doğan, aynı eli öpüp aynı raconla büyüyen, hiç uzlaşamayan ama hiç de ayrılamayan iki kabadayı olan Sarı Eşref ve Kara Eşref'in hikayesinin anlatıldığı Eşref Saati, bolca güldürecek, bazen hüzünlendirecek.

"Eşref Saati"nde Kara Eşref karakterini Yavuz Bingöl, Sarı Eşref karakterini ise Yetkin Dikinciler canlandıracak.

[Operasyoncu]

Eşref Saati, yeni sezonun ilk bölümüyle 15 Eylül Pazartesi, saat 20:00'de Show TV'de!

Turgay belasından kurtulan ve kahvelerini geri alan Eşref’ler, yıllardır hasret kaldıkları sevdalılarıyla da evlenince mahallenin eski neşesi yerine gelmiştir. Yadigar’ın yıllar önce mahalleyi terk eden kardeşi Kaptan Küstü’nün de birbirinden ilginç hikayeleriyle mahalleye geri dönüşüyle kahkahalar havada uçuşmaya başlar. Fakat en beklenmedik anda yaşanan acı bir olay hem Eşref’leri iki ayrı yola sokacak, hem de şu ana kadar karşılaşmadıkları türde düşmanların hayatlarına girmesine neden olacaktır.

Dizi Hakkındaki Yorumlarınız ve Yeni Sezonda neler bekliyorsunuz acaba

[Operasyoncu]

Özlem bitiyor, masal tüm heyecanıyla devam ediyor!
Üç sezon boyunca izleyicisiyle arasında tutkulu bir bağ kuran rekortmen dizi Binbir Gece, sürprizlerle dolu yeni bölümüyle sezona merhaba diyor.
Onur ve Şehrazat kendilerine zehir olan düğünün etkisinden kurtulmaya çalışırlar. Gerçek babasının annesine yazdığı mektupları bulan Kerem, Seval’den geçmişin hesabını sorar. Herkesten habersiz dünya evine giren Burak ve Sezen, balayının tadını çıkarırlar. Kerem’in yine kendi sorunlarına gömülmesi Bennu’yla arasını açar. Burhan, Ahu ve annesinin boşanma pazarlığına son noktayı koyar. Ahu kendini yeni bir maceraya atar. Nadide, Ali Kemal ve kızlar, Füsun’un karşısına yeni bir sürprizle çıkarlar. Paris’e yerleşmeye karar veren Peride, Firdevs’i de yanında götürmek ister. Burak’ı unutamayan Melek’i teselli etmek Mert’e düşer. Şehrazat ve Onur arasında yeni bir gerilim oluşur…
Şehrazat ve Onur’u birbirine düşüren olay ne? Kerem anne ve babasıyla ilgili hangi gerçeği öğrenecek? Eda’nın Şehrazat’la ilgili yeni planı ne?



Yeni Sezonda neler Bekliyorsunuz ve Dizi Hakkındaki Yorumlarımız

[Operasyoncu]

İstanbul Emniyetindeki 5 komserin Arka Sokaklardaki Macelarını anlatan Dizi hakkındaki Yorumlarınız Burada Paylaşabilirsiniz

[Operasyoncu]

Değerlerine bağlı bir aile!
Reşat Nuri Güntekin’in aynı adlı eserinden günümüze uyarlanan Yaprak Dökümü, değerlerine bağlı bir ailenin sosyal ve ekonomik şartlara direniş öyküsünü ekrana taşıyor.

Bütün hayatını beş çocuğuna iyi fikirler ve temiz ahlak vermeye adayan Ali Rıza Bey, bir haksızlığa göz yumması istenince kaymakamlık görevinden istifa eder. Kızı Necla da İstanbul’da üniversiteyi kazanınca, ailece İstanbul’a yerleşmeye karar verirler.
Aileden kalma eski evin tadilatı, Leyla’nın üniversiteye hazırlık kursu, Necla ve Ayşe’nin okul masrafları derken Ali Rıza Bey’in emekli ikramiyesi erimeye başlar. Ali Rıza Bey yeniden çalışmaya başlar. Yeni işinde de ilkelerinden ödün vermesi istenince yine istifa eder.

Şartlar artık daha zor olduğu için, Hayriye Hanım bu kararını desteklemez ve evde huzursuzluklar başlar. Askerden dönen Şevket bir bankada çalışmaya başlayınca Ali Rıza Bey’in yükü hafifler. Ama Şevket gönlünü evli bir kadına kaptırınca işler değişir. Ferhunde kısa zamanda dizginleri ele alır. Evin bütün düzenini değiştirir.

Ferhunde’nin bitmek tükenmek bilmeyen istekleri, Leyla ve Necla’nın hesapsız harcamaları aileyi zor duruma düşürür. Ali Rıza Bey dirense de karşı koyacak gücü yoktur. Ekonomik gücüyle birlikte otoritesini de kaybetmiştir. Rüzgar sert esmekte, ağacın yaprakları birer birer dökülmektedir.

[Operasyoncu]

82. Bölüm

Ali Rıza Bey’in evine haciz memurları geliyor

Ödenmeyen kredi borcu nedeniyle Ali Rıza Bey’in evine haciz memurları geliyor.
Necla, Cem’in evlenme teklifinin şaşkınlığını yaşamaktadır. Yaşananlar henüz çok tazeyken gelen teklif, Ali Rıza Bey’i çok tedirgin eder. Necla’nın sadece Cem istediği için evet dediğini düşünerek bu evliliğin yürümeyeceğine karar verir.
Cem’in ailesinin de bu karardan henüz haberi yoktur. Aşkın gücü tüm yaşananları unuttursa da, evlat sevgisi, aşk gibi gözükara değildir.
Tesadüfler bazen tesadüf değildir. Oğuz, koğuşunda yaşanan bazı olaylar yüzünden Şevket'in kaldığı koğuşa nakledilir. Bu gelişme ikisinin hayatında da önemli gelişmelere neden olacaktır.
Ali Rıza Bey’in evine ödenemeyen kredi borcu nedeniyle haciz memurları tespit için gelir. Borcun yirmi dört saat içinde ödenmemesi halinde haciz işlemi gerçekleşecektir. Çaresizlik Fikret’e yanlış bir adım attırır.
Şevket’in boşanma davası açtığını öğrenen Ferhunde, mağlubiyet duygusundan kurtulmak için Şevket ile görüşmeye gider. Görüşme Ferhunde’nin istediği gibi geçmez. Ama Ferhunde’nin bu görüşme sonrası alacağı karar, herkesi şoke edecektir.

[Operasyoncu]

Beğenilerinize ve yorumlarınıza sunuyorum arkadaşlar...

Fikret’in Bölüm Sonlarında Söylediği Son Derece Edebi, Lirik ve Anlamlı Sözler:

1. Bölüm: “Babam o gece işten ayrıldığını bize söyleyemedi. Savaşırken vurulmuş bir asker gibi hissediyordu kendini. Şimdi, düştüğü yerden Şevket kalkacak; elinden silahını, omuzlarından yükünü alarak çarpışmaya devam edecekti… Asıl hikayemiz bu geceden sonra başladı.”
2. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Leyla, sevgilisi Görkem’le birlikte motosikletle hız yaparken yoldan geçen bir adama çarpıp onun ölümüne yol açarlar. Leyla adama yardım etmek ister; fakat Görkem başına iş açılmasın diye oradan hemen gitmeleri gerektiğini söyler. Leyla ona inanır ve oradan kaçarlar. Necla bu arada eve dönmek için Leyla’yı beklemektedir. Ali Rıza Bey ise her ikisini…)
3. Bölüm: (Kapı çalar.)
“Kapımıza bunca yıldır ilk kez polis geldi.”
(Dışardaki ses: “Açın, polis!” der. Tüm aile birden şok olur ve kapıya toplanır. Leyla üzgün ve telaşlıdır.)
“Bu ses başımıza gelecek felaketlerin ilk habercisiydi.”
4. Bölüm:“Olaylar Ferhunde’nin istediği gibi gelişiyordu. Şevket sadece kendini değil, ailemizin geleceğini de ona teslim ettiğinin farkında değildi.”
5. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Ferhunde ve Şevket, yatakta sevişirken Ferhunde’nin kocası eve gelir ve evin kapısını hızlı bir şekilde çarpar. Bunu duyan Ferhunde ve Şevket şaşkınlıkla yataktan doğrulurlar.)
6. Bölüm:“Ferhunde, sonunda ailemize sızmayı başardı. Daha ilk karşılaşmada, bundan sonra en güçlü rakibinin babam olacağını anladı. Yaşanan gerginlik ileride yaşanacakların habercisiydi.”
7. Bölüm:“Babam; kolu kanadı kırık, kendi yenilgisini seyrediyordu.”
8. Bölüm:“Az derdimiz varmış gibi bizim için savaşacak bir cephe daha açıldı. Babam şimdi Oğuz’a karşı da kalesini korumak zorundaydı.”
9. Bölüm:“Şevket’in teklifi babamı bir kez daha yıktı. Sofradaki yerini bile teslim ettiği oğlu şimdi emanetlerine sahip çıkmıyordu. Şevket, yerini hak etmiyordu.”
10. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Ali Rıza Bey’in ailesinin büyüttüğü Süreyya Hanım, çantasındaki eski fotoğraflardan birini çıkarır. Şevket, resimdeki kadının kim olduğunu sorar.
Süreyya Hanım duraksayarak:
“Bu kadın babanızın karısı.” der.
Ferhunde ve Şevket, Süreyya Hanım’a bakakalırlar.)
11. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Ferhunde, elleri poşetlerle dolu, alışverişten döndüğünde bütün aile sofradadır. Poşetleri odasına bırakıp hemen geleceğini söyler ve odaya girer. Şevket de masadan kalkıp onun arkasından gider. Ferhunde’nin bu kadar çok alışveriş yapması haliyle Şevket’in canını sıkmıştır. Bu konuda tartışırlar. Şevket bu kadar çok üstüne gelince Ferhunde:
“Çok yakında para diye bir problemimiz olmayacak, hayatım.”
Şevket:
“Nasıl olacak o iş?”
“Yaman Bey’in kredi işinden yüzdemizi alacağız.”
“Ferhunde! Bak sana yüz kere söyledim. Ben o imzayı atmam, atmayacağım da!”
“Attın bile hayatım, bugün attın!”
“Ne?!?”
Şevket, bugün bankada Ferhunde’yle konuşurken laf arasında Gülşen’in ona attırdığı imzayı hatırlar… Şaşkınlığı yüzünden açıkça okunur.)
12. Bölüm: (Şevket ısrar edince Sedef, Şevket’e gizli aşkının kim olduğunu itiraf eder. O
kişi Şevket’tir.)
“Sedef söylediğine, Şevket duyduklarına inanamıyordu. Gözünün önündeki sis perdesi
işte o gün aralanmaya başladı.”
13. Bölüm: “Ferhunde’nin sesi hepimizin kulaklarında çınlıyordu. Çok yakın zamanda bu
gecenin intikamını alacağını biliyorduk.”
14. Bölüm: (Hayriye Hanım ve Ali Rıza Bey Ferhunde’nin hamile olduğunu duyunca, onu
eve döndürmek için ayağına kadar giderler.)
“Babam, Şevket’in ve bebeğin hatrına yenilgiyi kabul etti. Ferhunde bu zaferin tadını fazlasıyla çıkaracaktı.”
15. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Şevket gizlice Ferhunde’yi takip eder. Onun girdiği evi görür. Ferhunde içeri girdikten sonra Şevket de oraya gider ve kapıyı çalar. Kapıyı Ferhunde açar. Şevket’i karşısında görünce şaşırır. Ferhunde içeri bile buyur etmeden Şevket adeta içeri dalar. Ferhunde onun arkasından “Şevket!” diye bağırır ve arkasından bakakalır. O an Ferhunde’nin yüzünde hüzün, korku ve şaşkınlık bir aradadır.)
16. Bölüm: “Ferhunde volkan gibi patladı. Biriktirdikleri alev alev yüreklerimizi yaktı.
Yine yalan söylemişti. Ama gözyaşları gerçekti.”
17. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Tüm aile Leyla’nın kaza geçirdiğini öğrenince hastaneye gelir. Orada Oğuz’la karşılaşırlar. Ali Rıza Bey, ona neler olduğunu sitemkar ve kızgın bir şekilde sorar. Oğuz, Leyla’nın merdivenlerden düştüğünü söyler. Ali Rıza Bey şüpheyle kendi evinin merdivenlerinden mi düştüğünü sorar. Oğuz bu soruyu cevaplayamaz. Ali Rıza Bey tam üstüne gidecekken doktor gelir ve Leyla’nın iyi olduğunu, ufak tefek sıyrıklarla kazayı atlattığını söyler. Aile, en azından buna sevinmişken doktorun ağzından şok sözler gelir:
“…Maalesef bebeği kaybettik.”
Ali Rıza Bey ve ailesi duydukları karşısında şok olur ve yıkılırlar. Leyla’nın büyük sırrı ortaya çıkmıştır.)
18. Bölüm: (Ferhunde’nin, Ceyda’yla olan ilişkisini Yaman Bey’e söyleyeceğinden korkan
Oğuz, Ferhunde’nin tehditinin de etkisiyle Leyla’yı istemeye gelir. Ali Rıza Bey dışında
Herkes salondadır. Oğuz kızını isterken Ali Rıza Bey, sedirli odada gözyaşlarına
boğulur.)
“Babam, ilk defa bu kadar savunmasızdı.”
19. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Leyla, gelinliği üzerinde evin merdivenlerinden indiğinde kapıda duran Ali Rıza Bey’e
gözyaşları içinde sorar:
“Beni affedebilecek misin, baba?”
Ali Rıza Bey de ağlamaya başlar; fakat ağznıdan tek kelime çıkmaz ve kapıya doğru
döner. Bunun üzerine Leyla, evde artık istenilmediğini anlar ve hızlı adımlarla dışarı
koşar.)
20. Bölüm: “Sedef’in masum aşkına Ferhunde’nin gölgesi düştü. Bundan sonra hiçbir şey
eskisi gibi olmayacaktı.”
21. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Leyla evlendikten sonra ilk defa eve gelmiştir. Kapıyı çalar. Kapıyı Ali Rıza Bey açar. İkisi de bir anda şaşırır. Leyla pişmandır. Gözyaşları içinde yeniden babasından af diler. Ali Rıza Bey de kendini tutamaz ve ağlamaya başlar. Birbirlerine özlemle sarılırlar. Bu, Ali Rıza Bey’in Leyla’yı affettiğinin göstergesidir.)
22. Bölüm: (Leyla Paris’ten balayından dönüşte eve uğrar ve herkese aldığı hediyeleri
verir. Kendine aldığı kürkü de ailesine hava atar gibi gösterir. Eski mantosunu da Necla’ya acır gibi adeta onun suratına atar. Herkes onun bu hareketini içten içe yadırgar, özellikle Necla…)
“Leyla belki de kötü niyetle söylememişti. Ama bu hareketi Necla’ya çok dokundu. Bir gün bu mantonun intikamını alacaktı, hem de çok acı bir şekilde.”
23. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Oğuz, Leyla’nın kendisinden gizli babasının evine gittiğini öğrenir ve evin bahçesine gelir. Onu telefonla arar. Yalanının ortaya çıktığını; aslında alışverişe gitmeyip babasının evine geldiğini öğrendiğini Leyla’ya söyler. Leyla üzgün ve perişandır. İki arada bir derede kalmıştır. Ali Rıza Bey hiddetle yerinden kalkar. Kapıyı açtığında Oğuz’la yüz yüze gelirler.
24. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Ferhunde, Oğuz’un Ceyda’yla buluşabilmek için yeni ev kiraladığını duyunca Ceyda’yı gizlice takip eder. Bu yeni evin kapısından girerken gizlice Ceyda’nın fotoğraflarını çeker. Ceyda onu görmez. Ceyda içeri gürdikten sonra Oğuz gelir. Oğuz tam içeri girecekken telefonu çalar. Arayan Ferhunde’dir. Oğuz telefonu açtığında Ferhunde:
“Sobe!” der. “Yeni eviniz hayırlı olsun, Damat Bey!”
Oğuz şaşkınlıkla etrafına bakınır ve arkasına döner. Ferhunde’nin kendisini fotoğraf çektiğini görür. Ferhunde o şeytanca gülümsemesiyle:
“Çok güzel bir poz yakaladım.” der.
Artık Ferhunde’nin elinde faydalanabileceği çok güzel bir koz vardır.)
25. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Oğuz’un çalma hastalığı olan kız kardeşi gizlice Ferhunde’nin odasına girip altınlarını çalmıştır. Ferhunde altınlarının çalındığını fark edince deliye döner. Suçu Fikret ve diğerlerinde arar. Tartışma sırasında evin telefonu çalar. Ali Rıza Bey telefonu açar. Arayan Leyla’dır ve o da soyulmuştur.)
26. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(…Ferhunde ve Şevket yine tartışırlar. Bu sefer Ferhunde çok ağır bir rest çeker. Ferhunde, Şevket’e:
“Ya adam gibi odana gelirsin ya da benim yüzümü bir daha göremezsin.” der.
Zavallı Şevket öylece kalakalır ve düşünmeye başlar.)
27. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Leyla ve Oğuz, Yaman’ın davetini kıramayarak çiftliğe kahvaltıya giderler. Orada onları sürpriz bir haber beklemektedir. Yaman, Ceyda’dan da izin alarak sürpriz ve kendisi için mutlu olan haberi verir: Ceyda hamiledir. Leyla mutlu gibi görünmeye çalışır; ama yüzü düşer. Ya çocuk Oğuz’dansa diye düşünmekten kendini alamaz ve üzülür.)
28. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Ferhunde’nin telefonu çalar. Arayan Oğuz’dur. Ama Ali Rıza Bey ve Hayriye Hanım’a arayanın Şevket olduğunu söyleyerek odasına girer. Oğuz telefonda ona tehditler savurur. Oğuz, Yaman’a kendi adıyla gönderilmiş “Çocuğun senden olduğuna emin misin? Bence araştırmaya değer!” yazılı ihbar mektubunu Ferhunde’nin yazmış olduğunu düşünür ve onu suçlar. Aslında Ferhunde’nin bu defa hiçbir şeyden haberi yoktur. Mektubu gönderen asıl kişi Fikret’tir. Fakat bundan kimsenin haberi yoktur. Bu sırada evin telefonu çalar. Ali Rıza Bey telefonu açar. Arayan Şevket’tir. Parayı aldığına dair müjdeyi verdikten sonra telefona Ferhunde’yi ister. Ali Rıza Bey, Ferhunde’nin yine yalan söylediğini, aslında biraz önce arayanın başka birisi olduğunu anlar.)
29. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Ali Rıza Bey, ailesine Cem ve ailesinin hafta sonu onları ziyarete gelecekleri haberini verir. Herkes çok sevinir. Ferhunde’nin yine patavatsızlığı tutar ve:
“Yoksa Necla’yı mi isteyecekler?” der.
Bunun üzerine Necla hem sevinir hem de şaşırır. Oğuz ise şaşkınlıkla birlikte sevdiği kızın başkasıyla evleneciğini düşünerek içten içe üzülür.)
30. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Oğuz, Necla’yı bahçede köşeye sıkıştırır ve ona Cem’le evlenmemesini; çünkü hala onu sevdiğini, Necla’nın da kendisini sevdiğini bildiğini söyler. Necla ondan kurtulmak ister; ama Oğuz onu bırakmaz ve Necla’dan yüzüne bakarak onu sevmediğini söylemesini ister; fakat Necla bunu söyleyemez. Bunun üzerine Oğuz onu öper. Hayriye Hanım onların bu halini uzaktan görür ve neye uğradığını şaşırır.)
31. Bölüm:“Ferhunde’nin istediği oldu. Sedef’i evimizden uzaklaştırdı. Ama biz bir dostumuzu kaybettik. Annem bir kalemde sildiği Neyyir Abla’yı çok arayacaktı.”

32. Bölüm: (Necla ve Oğuz evin bahçesinde nişanlanmaktadır. Herkes oradadır ve
mutludur, Oğuz hariç… O, nişanı uzaktan izler. Fikret ise nişanı odasının penceresinden izlemektedir.)
“Keşke ben de babam gibi her şeyden habersiz olsaydım.”
33. Bölüm: “Necla yüreğine söz geçiremedi. Uçuruma doğru attığı adım hepimizi
peşinden sürükleyecekti.”
34. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Fikret, Neyyir Hanım’la dertleşirken çaresizliğinden ve evde yaşadığı haksızlıktan kurtulmak için, Neyyir Hanım’ın dul ve çocuklarına bakmak için eş arayan akrabası Tahsin’le evlenmek istediğini söyler. Neyyir Hanım haliyle şaşırır. Fikret, gerçekten perişan ve çaresizdir.)
35. Bölüm: (Fikret, Neyyir Hanım’ın sayesinde evleneceği adamla, Tahsin’le, ilk defa
buluşur ve tanışır.)
“Ailemin tutmadığı eli bir yabancıya uzattım. Bundan sonra beni nelerin beklediğini düşünmüyordum bile.”
36. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Ali Rıza Bey, Hayriye Hanım, Şevket ve Ferhunde; Cem ve ailesinin evine ziyarete giderler. Ama hiç ummadıkları bir sürprizle karşılaşırlar. Cem’in ailesi nişanı bozmuştur.)
37. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Oğuz ve Necla gizlice yurtdışına kaçarken havaalanında Şevket’e yakalanırlar. Şevket, Oğuz’a saldırır. Polis araya girer. Bu sırada Fikret, Tahsin’le gizlice evlenmektedir.)
38. Bölüm (Sezon Finali): “Tren yürümeye başladığında babamın gözlerindeki dilsiz,
ümitsiz keder bu ayrılığımızın uzun süreli olmayacağını söylüyordu. Yeni bir hayata doğru yola çıktım; ama babamın hep benim yanımda olacağını, ne zaman uzatsam elimi tutacağını biliyordum.”
39. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Leyla, kendi evine gidip eşyalarını almak isteyince Ali Rıza Bey ve Hayriye Hanım onu yalnız göndermek istemezler ve Ayşe’yi de yanlarına alarak onunla giderler. Fakat onları evde hiç görmek istemeyecekleri bir sürpriz beklemektedir: Oğuz. Oğuz da eve eşyalarını almak için gelmiştir. Ali Rıza Bey hırsına ve öfkesine hakim olamaz. Oğuz’un üstüne yürür ve ona bir tokat atar.)
40. Bölüm: (Deniz, Cevriye Hanım’ın düşmesine Fikret’in sebep olduğunu düşünür ve
onu suçlar. Bağırır, çağırır. Evden dışarı doğru koştuğunda Fikret de arkasından gider. Fikret dışarı çıktığında babasını karşısında görür. Fikret şaşırmıştır.)
“Ait olmadığım bir yerde, hak etmediğim şeyler yaşıyordum. O gün babamla karşılaşmayı hiç istemezdim.”
41. Bölüm: (Leyla, gizlice Ferhunde’nin telefonundan Ferhunde’nin ağzıyla Necla’ya
mesaj çekerek buluşmak istediğini söyler. Buluşacakları yeri ve saati verir. Necla, elbette, bu mesajın Ferhunde’den başka kimseden gelmeyeceğine ihtimal vermez. Teklifi kabul eder. Ertesi gün buluşacakları yere Necla’yla birlikte Oğuz da gelir. Çünkü Necla’yı yalnız bırakmak istemez. Necla ve Oğuz, Ferhunde’yi beklerlerken karşılarında Leyla beliriverir.)
“Yüzleşme zamanı geldi.”
42. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Bankada Şevket’in önüne birtakım dekontlar gelir. Bu dekontlar, Oğuz’un hesabından Ferhunde’nin hesabına her ay düzenli olarak para yatırıldığının göstergesidir. Derken Oğuz, Şevket’i arar ve ona şu an elinde tuttuğu dekontlarla ilgili her şeyi anlatır. Şevket çılgına döner. Soluğu evde alır. Ferhunde’nin suratına dekontları fırlatarak üzerine yürür. Tam ona tokat atacakken Ali Rıza Bey onu kolundan tutar ve engel olur.)
43. Bölüm: (Ferhunde, Necla’yı arar. Oğuz’la konuşmak istediğini söyler. Fakat Oğuz
onunla konuşmak istemez. Ferhunde’nin ısrarı üzerine Necla telefonu ‘konferans modu’nda açar. Bunun üzerine Ferhunde bomba haberi patlatır. Ceyda’nın bebeği Yaman’dan değil Oğuz’dandır.)
“Necla’nın ödeyeceği bedel gittikçe ağırlaşıyordu. Bundan sonra dönüşü olmayan yolu yeni yol arkadaşlarıyla birlikte yürüyecekti.”
44. Bölüm:“Necla, bir sürü sınavda başarısız olmuş bir aşkın pişmanlığını yaşıyordu.
Gecenin içinde geçmişi ve en büyük pişmanlığıyla yüzleşiyordu.”
45. Bölüm: (Şevket nefsine yenik düşer ve bankada müşterilerinin hesaplarıyla
oynayarak kendi zimmetine para geçirir.)
“İnsan bir kere şaşırmayagörsün… Babamın en güvendiği çocuğu Şevket, babamın en çok korktuğu şeyi yapıyor, başkasının parasına el uzatıyordu. Bu parayı yerine koyabilecekti belki. Belki bu işten para da kazanacaktı. Ama kaybolan haysiyet ve namusu geri gelecek miydi?”
46. Bölüm: “Yuvasına kol kanat germiş bir kartal gibiydi babam. Yuvasını her ne pahasına olursa olsun koruyacak; yuvadan uçan, yuvadan yuvarlanıp düşen yavrularından da kanadının gölgesini hiç eksik etmeyecekti.”
47. Bölüm: “Leyla, pembe mantoyu üzerine yapışan kirlerden arınmak ister gibi çıkarıp
attı. Koca çınara cılız bir sarmaşık gibi sarılırken kalleş rüzgar yine tozu dumana katmak için pusudaydı.”
48. Bölüm: “Necla’nın babama gönderdiği mektup yerine ulaşmıştı demek. Bu mektup,
annemi de babamı da gönderenin adresinde buluşturdu.”
49. Bölüm: “Ağlayarak yalnız başıma çıktığım bu kapıdan şimdi yanımda bir yabancıyla
geri gelmiştim. Ama aslında ben bu eve yabancıydım artık.”
50. Bölüm: “Ferhunde; pusuya yatmış, avını kollayan bir avcı gibi en zayıf gördüğü anda
Şevket’e nişan aldı.”
51. Bölüm: “Ferhunde elinden tutup getirmişti Şevket’i uçurumun kenarına. Nasıl aşağı
iterken eli titremediyse, dibe inişini izlerken de gözünü kırpmayacaktı.”
52. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Fikret ve Tahsin, Hayriye Hanım tarafından kendileri için hazırlanmış olan çift kişilik yatağı görünce şaşırırlar. Çünkü onların evliliği formalite icabıdır ve daha önce hiç birlikte yatmamışlardır.)
53. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Fikret’ler Adapazarı’na döner. Ferhunde, Şevket ve Leyla, Yaman’ın çiftliğine giderler. Ali Rıza Bey ve Hayriye Hanım da diğerleri hazır yokken dışarı çıkarlar. Necla’nın kaldığı pansiyonu merak ederler ve oraya bakmaya giderler… Ama eve döndüklerinde itfaiyeyi ve oraya toplanmış telaşlı kalabalığı karşılarında bulurlar.)
54. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Oğuz, gece gizlice Ferhunde’nin arabasına biner. Sabah Ferhunde arabasına bindiğinde Oğuz’u karşısında görünce şok olur.)
55. Bölüm: “Ferhunde’nin öfkesi cehennem gibi yakıcıydı. Bundan böyle yaralarını
intikam ateşine saracak, içi zehirle dolu bir yılan gibi intikam gününü bekleyecekti.”
56. Bölüm: “İnsanın kötü huyu dikenidir. En çok kendini yaralar. Bizim kötü huyumuz,
masumiyetimizdi.”
57. Bölüm: (Leyla, babasına, Ali Rıza Bey’e, gözyaşları içinde şöyle der:
“Git getir onu, baba! Necla’yı evine getir!”)
“Yaza boza müsrifçe kullandığımız defterde yeni bir sayfa açıyorduk. Bu sayfayı karalamadan, yırtmadan temiz tutabilecek miydik?”
58. Bölüm: -Bölüm sonu sözü yok.-
(Bütün aile sabah kahvaltısında sofradadır. Ama dün gece kimseyi uyku tutmamıştır ve Necla tüm ısrarlara rağmen eve dönmemiştir; daha doğrusu Leyla’dan utandığı ve onun yüzüne bir daha bakamayacağından dönememiştir. Ama kapı çalar. Leyla kapıya bakmaya gider. Geri dönmeyince bütün aile meraklanır. Hep birlikte kapıya toplanırlar. Ferhunde kapıyı açar. Gelen Necla’dır ve artık evine dönmüştür.)
59. Bölüm: “Aynaya doğru konuştum, ayna buğulandı. Buğuyu silmek için elimi
uzattığımda kendi aksimi göremedim. Benden bir iz bile yoktu.”
60. Bölüm: “Gölgesi bile olmasın hiçbir kötünün, kötülüğün! Hiçbir anne ağlamasın! Her
çınar ne kadar sert, ne kadar ağır bir kış görse de bahara ulaşsın! Kötülüğün gölgesi bile kalmasın bu yeryüzünde!”
61. Bölüm: “Küçük bir su birikintisi denize doğru yol buldu. Bu serüven belki de bir
okyanusa kadar sürecekti.”
62. Bölüm: “Gözyaşı yağmuru arasında bir şimşek çaktı. O şimşekten gönlümüze bir
kıvılcım düştü. Buğulanan ayna yar nefesiyle çözüldü.”
63. Bölüm: (Ali Rıza Bey, Yaman’ın çiftliğine ansızın gider ve Şevket’i kumar masasında
kumar oynarken görür.)
“Koca çınar, kırılan dalının çıtırtısını duydu… Babamın canı çok yanıyordu.”
64. Bölüm: “Kanat vardır, doğanları padişaha götürür. Kanat vardır, kuzgunları leşe
uçurur… Şevket, çaresizce çırpacaktı kanatlarını. Nereye gideceğini artık bilemiyordu.”
65. Bölüm: (Kahveci Ahmet Bey; Ali Rıza Bey ve Hayriye Hanım’ı evlerinin dış kapısının
önünde yakalar ve lafa tutar. Birkaç boş söz ve Neyyir Hanım’la ilgili bahisten sonra, dün kahvenin önünde onların evini soran bir kadınla karşılaştığını ve o kadının Ali Rıza Bey’in bir ahbabı olduğunu söylediğini anlatır. Hayriye Hanım sonradan dün o kadının evin bahçesine girdiğini hatırlar ve Ali Rıza Bey’e o kadını tanıyıp tanımadığını sorar. Fakat Ali Rıza Bey bu soruyu cevaplayamaz.)
“Babamın yıllar önce kapattığı defter açıldı. Bundan sonra çevrilecek her sayfada babamı yeniden okuyacaktık.”
66. Bölüm: “Şevket, arkasında derin bir karanlık bırakarak, uygunsuz yükü sırtında,
gölgelere doğru kaçıyordu.”
67. Bölüm: “En umutsuz anda perde aralandı, içeri ışık sızdı. En ışıksız anda kapı
aralandı, içeri umut sızdı.”
68. Bölüm: “Hangisi daha acı verdi Ferhunde’ye? Polisin Şevket’i araması mı, Sedef’in
Şevket’in yerini bilmesi mi?... Ferhunde artık tek başına olduğunu biliyordu.”
69. Bölüm: “Bir küçük umut vardı. Ferhunde perdeleri çekti, kapıları kapattı. Işıkları
söndürdü teker teker… Bir küçük umut vardı. Karanlığa gömüldü.”
70. Bölüm: “Ferhunde, hırs denizinin ortasına bir olta sallandırmış, sabırla ve inançla
çekmek istediği balığı bekliyordu. Bu balık Şevket kadar küçük ve kolay bir balık olmayacaktı.”
71. Bölüm: “ Şevket; arkasında derin bir karanlık bırakarak, uygunsuz yükü sırtında,
gölgelere doğru kaçıp gitmişti. Sırtındaki ağır yükle ansızın çıkıp gelirken gölgelerini ve karanlığına da yanında getirmişti.”
72. Bölüm: “Ümitsiz insanlar ağır hastalara benzerler. Hayata her zaman daha kuvvetle
sarılırlar…Şevket şimdi bütün ümidini babama teslim etniş, onun için tekrar hayata
dönmeye çalışacaktı.”
73. Bölüm: “Babamın korktuğu oldu. Şevket, ağacımızın dallarını tek tek koparanla karşı
karşıya kaldı.”
74. Bölüm: “Şevket; içindeki şüphelerle dört duvar arasında çekişirken, Ferhunde,
o şüphelerin sebebi, Şevket’i unutmuş, kendi duvarlarını kırmaya çalışıyordu.”
75. Bölüm: “Ferhunde yine kumar oynuyordu. Babama resti çekerken Necla’nın elinin ne
kadar kuvvetli olduğunu henüz bilmiyordu.”
76. Bölüm: “Umutsuzca kaçıp sığınmıştım bilmediğim geleceğime. Define gibi buldum
mutluluğumu. Gözyaşlarının ardında gizlenen mutluluğu bir hediye gibi kabul ettim.”
77. Bölüm: “Ferhunde, karanlık denizde öfkeli dalgalarla boğuşan bir sandal
gibi sallanıyordu. Ya güvenli bir limana sığınacak ya da kayalara çarpıp parçalanacaktı.”
78. Bölüm:“Yalın yalın yanan, kendini beğenmiş, yalancı bir ateşi, sert bir rüzgar
söndürüverecekti. Bütün yalanlar tüm çirkinlikleriyle gün ışığına çıkmak üzereydiler.”
79. Bölüm: (Hayriye Hanım, Ferhunde ve Levent Bey’i arabada baş başa görünce çılgına
döner ve tabir-i caizse Ferhunde’nin saçına başına yapışır.)
“Annemin öfkesi Ferhunde’nin yüzünde patladı. Bu yolun dönüşü yoktu artık.”
80. Bölüm (Sezon Finali): “Bir yuvanın yıkılmasına üzülüyordu babam. Derme çatma da
olsa, temeli çürük de olsa üzülüyordu birinin yuvarlanarak yuvadan düşmesine…
İnsan olmaya çalışmak bir kez daha zarar verdi. Ama insan olmaya çalışmaktan hiç vazgeçilmeyecekti. Kardeş olmaktan, aile olmaktan…
Kışın içinde bahar bulma umudu hiç eksilmeyecekti…”
81. Bölüm: (Cem, Necla’ya evlenme teklifi eder.)
“Ağaç dalı, ağlayan bulutun yüzünden yeşerir, tazelenir… Kaybetme korkusuyla aşk yeniden filizlendi.”
82. Bölüm: (Ferhunde, son bir kez ceaevine Şevket’i ziyarete gider. Ama Şevket ona çok ağır konuşur ve orayı terk eder. Duyduğu lafların üzüntüsüyle ziyaretçi odasından çıkan Ferhunde, Ali Rıza Beyler’le karşılaşır. Hayriye Hanım bu sefer de Ferhunde’ye bağırır, çağırır ve onun üzerine yürür. Ali Rıza Bey onu sakinleştirir. Tam oradan ayrılacakken Ferhunde, onların arkasından seslenir:
“Ali Rıza Bey! Hayriye Hanım! Anladığım kadarıyla oğlunuza nikah lazım, ama bana değil! Şevket’ten boşanmıyorum. Hadi uğraşın bakalım, nasıl uğraşacaksınız benimle?”)
“Ferhunde, Şevket’in güçlükle araladığı zindanın kapısından çıkmamak için direniyordu. Bu yükten kurtulmak düşündüğümüz kadar kolay olmayacaktı.”

Alıntıdır.

[Operasyoncu]

Yapımcı : Kerem Çatay
Yönetmen : Hilal Saral
Senaryo : Ece Yörenç- Melek Gençoğlu
Müzik : Toygar Işıklı
Oyuncular : Selçuk Yöntem (Adnan), Nebahat Çehre (Firdevs), Beren Saat (Bihter), Kıvanç Tatlıtuğ (Behlül), Zerrin Tekindor (Deniz), Hazal Kaya (Nihal), Batuhan Karacakaya (Bülent), Rana Cabbar (Süleyman), Nur Fettahoğlu (Peyker), Pelin Ermiş (Cemile), Fatma Karanfil (Şayeste), Zerrin Nişancı (Aynur). Evren Duyal (Nesrin), İlker Kızmaz (Nihat), Baran Akbulut (Beşir), Eda Özerkan (Elif), Recep Aktuğ (Hilmi), Münir Akça (Melih), Gülsen Tuncer (Ahsen), Gülizar Irmak (Sevil), Nihan Özcan (Adnan’ın Eşi).

Oyuncular:

Selçuk Yöntem



Nebahat Çehre(Firdevs)



Beren Saat (Bihter)



Kıvanç Tatlıtuğ (Behlül)



Zerrin Tekindor (Deniz)



Hazal Kaya (Nihal)



Nihal Özcan(Adnan'ın Eşi)



İlker Kızmaz (Nihat)



Gülizar Irmak(Sevil)

[Operasyoncu]

1. Bölüm


Aşkı arayan bir aşk hikayesi...

Adnan, on bir yıl önce eşini kaybedince, sosyal hayattan uzaklaşıp köşküne çekilmiş, bütün ilgisini kızı Nihal ve oğlu Bülent’e vermiştir. Aile yadigâri emektarları, çocukların yarı Fransız dadısı ve hamiliğini yaptığı uzak akraba çocuğu Behlül ile İstanbul’un en önemli yalılarından birinde yaşayan Adnan Bey, yine İstanbul’un tanınmış ailelerinden Melih Bey takımından Firdevs Hanım’ın kızı Bihter’le yıllar sonra tekrar karşılaştıktan sonra, unuttuğu duyguları yeniden hatırlamaya, kış ortasında baharı filizlendirmeye başlar.

Firdevs Hanım çok hırslı bir kadındır. Kızlarıyla rekabet halindedir. Kocasının ani ölümü bile onu cemiyet hayatından uzaklaştıramamış, her önemli davetin en dikkat çekici yüzü olmaya devam etmiştir.

Bihter babasının ölümünden sorumlu tuttuğu annesine kin duymakta ve Firdevs Hanım’ın kızı olarak anılmaktan büyük utanç duymaktadır. Yalnızlığın ve hüznün içinde Adnan Bey’le karşılaştığında onun güvenli elini tutar ve yeni hayatına doğru yürümeye başlar.

Öte yandan Firdevs Hanım için de Adnan Bey en cazip eş adayıdır. Onu elde etmeye çalışırken kızı Bihter’le yolları kesişir ve anne kız arasında yıllarca sürecek büyük bir çatışma başlar.

Bihter, Adnan Bey’in köşkünde huzuru, güveni, mutluluğu ararken, tutkuyla tanışır. Behlül ve Bihter birbirlerine doğru sürüklenirler. Yasak aşkları bu ailedeki herkesi ayrı ayrı etkileyecektir. Masumiyet, ihanet bulutlarıyla gölgelenir. Tutku ve aşk sadakati esir alır.

[Operasyoncu]

2. Bölüm

Bihter, Adnan'ın evlenme teklifini kabul ediyor.

Bihter, Adnan’ın evlenme teklifini kabul eder. Teklifi Bihter tarafından kabul edilen Adnan büyük bir mutluluk yaşamaktadır. Ancak durumu kızı Nihal’e nasıl açıklayacağı konusunda tedirgindir. Ailesinin, özellikle kızının kabulü onun için önemini korumaktadır.

Bihter’in, annesine duyduğu öfke, Adnan’la ilişkisini bir intikam planı haline getirmiştir. Her şeyi açıklamak için doğru zamanı beklemektedir. Ailelerin birbiriyle yakınlaşması için Adnan’ın verdiği yemek daveti, bazı olayların açığa çıkmasının da başlangıcı olacaktır.

Her şeyden habersiz olan Firdevs, Adnan’la ilgili hayaller kurarken, Behlül de ilk kez Bihter’e farklı bir gözle bakmaya başlamıştır. Adnan’la evlenerek mali durumunu da düzeltmeyi planlayan Firdevs’i büyük bir sürpriz beklemektedir.