Doların rezerv statüsünü kaybetme riski artıyor
13.06.2009 | Dış Haberler | Haber
Doların iki yıldır yaşadığı kan kaybının sene başından beri ağırlaşması ile yeni bir uluslararası rezerv para biriminin belirlenmesi gerektiği tartışmaları yeniden alevlendi. Kriz kâhini olarak da tanınan ABD'li ünlü ekonomist Prof. Nouriel Roubini, perşembe günü Atina'daki bir konferansta doların "rezerv para birimi" statüsünü kaybedebileceğini söyledi. ABD'nin finansman durumunu düzeltebilmek için gerekli olan güçlü ekonomik iyileşmeyi göremediğini belirten Roubini ayrıca küresel ekonominin iki yıl daha "zayıf" kalacağını öngördü. Hafta içi Rusya'nın elindeki ABD tahvillerini satarak yerine IMF'nin ihraç ettiği tahvilleri alacağını açıklaması dolardan kaçışta en keskin dönemece girildiğinin sinyalini vermişti. Rusya'dan Çin'e kadar ABD'nin dış borcunun en büyük finansörü olan ülkeler doların rezerv para olma özelliğini kaybettiğni bunun yerine bir döviz sepeti uygulamasına geçilmesini öneriyor.
ABD Hazine tahvillerinin faizi yüzde 4 ile bir haftadır son 7 ayın en yüksek seviyesinde. Yani ABD yatırımcıların kaçmaması ve yeni yatırımcıları çekebilmek için daha yüksek maliyetlerin altına girmeyi göze alıyor. Ancak 401.1 milyar dolarlık döviz rezervinin yüzde 30'u ABD tahvillerinden oluşan Rusya'nın son hamlesi, ABD'nin yüksek faizle yatırımcı tavlama planının da artık işe yaramadığını gösterdi. Rusya'dan önce Çin elindeki dolar varlıklarını azaltmış, Brezilya da dolar varlıklarından kaçmaya ve ticari anlaşmalarının bir kısmını yerel para birimleri üzerinden yapmaya başlamıştı. Aynı zamanda hem Çin hem de Rusya doların rezerv para birimi olmaması için bastırıyor.
Öte yandan, ABD Hazinesi'nin perşembe günü gerçekleştirdiği 30 yıllık uzun vadeli tahvil ihracı başarılı oldu. Yüzde 4,7 ile son 2 yılın en yüksek seviyesine fırlayan 30 yıl vadeli ABD Hazine Tahvilleri faizi, harcama ve teşvik planlarının hiperenflasyona neden olacağı endişesi ile ABD varlıklarından uzak duran küresel yatırımcıyı cezbetmeyi başardı. Tahvil faizlerinin yükselişinde ülkenin kriz önlemleri ile iyice genişleyen bütçe açığı ile dolardaki değer kaybının hızlanması etkili oldu.
3.25 trilyon dolar dış borç gerek
Yatırım bankası Goldman Sachs'ın tahminlerine göre ABD'nin 30 Eylül tarihinde sona erecek olan mali yılda 3.25 trilyon dolar daha borç bulması gerekiyor. Bu rakam krizin en sert geçtiği 2008 yılında gidilen 892 milyar dolarlık dış borçlanmanın neredeyse 4 katı. Yani ABD'nin bundan sonra da ihtiyacı olan dış finansmanı sağlayabilmesi için yüksek faizlerle yatırımcıyı şımartması, doların değer kaybının daha fazla derinleşmemesi lazım. Öte yandan krizden çıkmak için yapılan harcamalar dış finansman ihtiyacını daha da artırıyor. Yine Goldman'ın tahminlerine göre ABD'nin eylül sonu itibariyle bütçe açığı 1.85 trilyon dolar. Bu, bütçe açığının ülke GSYİH'sının yüzde 13'üne fırlaması anlamına geliyor. Şu ana kadar hükümet ve merkez bankasının yaptığı harcamaların toplamı ise 12.8 trilyon doları buldu.