Sayfa 52 Toplam 54 Sayfadan BirinciBirinci ... 4248495051525354 SonuncuSonuncu
Toplam 540 adet sonuctan sayfa basi 511 ile 520 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Ekonomi & Para Piyasalarıdan Haberler/Yorumlar

  1. #511
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2008
    Mesajlar
    2,344
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Financial Times: Gözler daha büyük ödülde

    Türkiye´de iki gün sonra yapılacak genel seçimlere geniş yer veren
    Financial Times gazetesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ı "Halkın
    Adamı" olarak nitelendirdi.

    Financial Times, ´Erdoğan yeni bir ulusal uzlaşmanın mimarı olabilir
    mi?" diye sordu.

    İlk sayfadaki bu ifade dışında Financial Times´ın analiz sayfasında da
    David Gardner imzalı bir yazı var.

    Yazının başlığı, "Gözler daha büyük ödülde".

    David Gardner, yeni İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi´nin üçüncü kez
    iktidara geleceğini söylüyor.

    Gardner´a göre bunun nedeni, ulusal refah düzeyinin hızla ve rekor
    oranda artması.

    Financial Times yazarı, AKP´nin anayasada değişiklikler yapmak
    istediğini, bu nedenle ne oranda bir çoğunlukla seçimi kazanacağının
    hayati önemde olacağını belirtiyor.

    Türkiye´nin sosyal dönüşümünün tedirginliğe yol açtığından, yeni AKP
    elitlerinin kapitalizmi daha saygıdeğer kıldıklarından ancak Türkiye
    ekonomisinin aşırı ısındığı yolunda işaretler olduğundan söz ediyor
    David Gardner...

    Yazısını şöyle sürdürüyor:

    "Şimdi gündemdeki soru şu: Sayın Erdoğan, yeni bir ulusal uzlaşmanın
    mimarı olabilir mi? Yoksa zaferini, yürütme yetkileri olmasını
    hedeflediği bir cumhurbaşkanı olmadan önce, şekillendireceği bir
    anayasa hazırlamaya çalışmak için mi kullanacak? Bu konuda sinyaller
    karışık.".

    David Gardner, yeni hükümetin gündeminin en üst sırasında Kürtlerin
    şikayetleri olacağını söylüyor.

    Gardner ayrıca ordunun da hala Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu
    ´nun 35. maddesi uyarınca siyasete karışma hakkı olduğunu belirtiyor.

    Financial Times yazarı bu boyutta sorunlarla mücadele için parlamenter
    sistemin mi yoksa başkanlık sisteminin mi daha uygun olduğunun
    tartışılacağını vurguluyor.

    Yazı şöyle noktalanmış:

    "Türkiye´nin dönüşümünün ilk aşamalarında köprü vazifesi gören Avrupa
    Birliği ise üyelik müzakerelerinin yavaşlaması ile baskı gücünü
    kaybetmiş durumda. Avrupalı bir büyükelçinin de gözlemlediği gibi,
    Sadece motor çalıştığında, reformun motoru olabilirsiniz."

  2. #512
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2008
    Mesajlar
    2,344
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Financial Times: Büyümede Çin´i geçen Türkiye kaygı yaratıyor

    Financial Times gazetesi, Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğindeki
    kaydettiği büyüme oranının Çin´i geçtiğini gösteren rakamlar
    üzerinden, aşırı ısınmış bu büyümenin bir kutlamadan ziyade baş ağrısı
    yarattığını yazıyor.

    Tüketici harcamalarının beslediği büyüme Türkiye Merkez Bankası´nın
    ekonomiyi soğutup yavaşlatmak için aldığı geleneksel olmayan önlemler
    konusunda şüphelere yol açıyor, Financial Times´a göre.

    Merkez Bankası´nın uyguladığı başlıca önlem ise, faiz hadlerini
    yükseltmekten ziyade bankaların verdiği kredilere sınırlama getirmek.

    BBC´nin haberine göre, gazetenin muhabiri Delphine Strauss, açıklanan
    başka rakamların, ülkenin dış ticaret açığının 10.1 milyar dolar gibi
    rekor bir düzeye ulaştığını ortaya koyduğunu ve bunun da merkez
    bankasının iç talebi düşürüp şişen cari açığı azaltma hamlesi önündeki
    zorluklara işaret ettiğini savunuyor.

    İngiltere´deki Royal Bank of Scotland´ın ekonomistlerinden Timothy Ash
    ´in, "Ekonominin yavaşladığına dair hiçbir işaret yok." dediğini
    aktaran Financial Times, uluslararası yatırımcıların Türkiye
    ekonomisine baktıklarında sürdürülemez bir büyüme gördüklerini de
    yazıyor.

    Değerlendirmede Merkez Bankası´nın Türkiye ekonomisinin fazla
    ısındığını gösteren hiçbir kanıt yok şeklindeki karşı görüşlerine de
    yer veriliyor.

    Gazeteye göre, Merkez Bankası´nın yükselen ekonomilere sermaye
    akışının yavaşladığını gösteren işaretler nedeniyle, yüksek faizin
    sıcak para akışını hızlandırarak cari açığı artıracağı öngörüsü artık
    geçerli değil. Ancak banka yine de daha önce belirlediği tutumunu
    değiştirmiyor.

    Değerlendirmede son olarak, Merkez Bankası´nın tutumunu doğru bulan
    iktisatçıların, Türkiye´deki ekonomik aktivitenin yılın geri kalanında
    düşeceğini öngördükleri de belirtiliyor.

  3. #513
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2008
    Mesajlar
    2,344
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    MB: Yıllık enflasyon düşecek, çekirdek enflasyon yükselecek

    Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Temmuz ayı fiyat
    gelişmeleri raporunu yayınladı.

    TCMB tarafından yayınlanan raporda, önümüzdeki aylarda yıllık
    enflasyonun düşeceği, çekirdek enflasyonun ise yavaş da olsa
    yükselmeye devam edeceğinin tahmin edildiğine yer verildi.

    Raporda şöyle denildi:

    "Temmuz ayında tüketici fiyatları yüzde 0,41 oranında azalırken
    yıllık enflasyon yüzde 6,31 olmuştur. Temel (çekirdek) enflasyon
    göstergeleri ise öngörüldüğü şekilde sınırlı artışlar göstermiştir.
    Önümüzdeki aylarda yıllık enflasyonun düşeceği, çekirdek enflasyonun
    ise yavaş da olsa yükselmeye devam edeceği tahmin edilmektedir.

    DEĞERLENDİRMELER

    Temmuz ayında tüketici fiyatları yüzde 0,41 oranında azalmış,
    yıllık enflasyon ise sınırlı bir artış göstererek yüzde 6,31'e
    yükselmiştir. Bu dönemde enerji, işlenmemiş gıda, alkollü içecekler
    ve
    tütün ürünleri ile altını dışlayan ÖKTG-H endeksinin yıllık artış
    oranı yüzde 5,99'a, bu endeksten işlenmiş gıda ürünleri çıkarılarak
    elde edilen ÖKTG-I göstergesinin yıllık artış oranı ise yüzde 5,43'e
    yükselmiştir.

    Temmuz ayında hizmet fiyatları yüzde 0,74 oranında artarken, grup
    yıllık enflasyonu 0,37 puan yükselerek yüzde 5,39 olmuştur. Kiralarda
    ılımlı artış eğilimi sürmüştür. Diğer taraftan, akaryakıt
    fiyatlarındaki yükselişlerin gecikmeli etkileri ulaştırma hizmetleri
    fiyatlarına yansımaya bu dönem de devam etmiştir. Yurt içi paket tur
    fiyatlarındaki belirgin artışın (yüzde 23,89) etkisiyle eğlence ve
    kültür hizmetleri yıllık enflasyonu son iki ayda yaklaşık 8 puan
    yükselerek yüzde 13,27'ye ulaşmıştır. Bu gelişmeler neticesinde
    mevsimsellikten arındırılmış göstergeler hizmet enflasyonunun ana
    eğiliminde sınırlı bir yükselişe işaret etmiştir.

    Temel mal (gıda, enerji, alkollü içecekler, tütün ve altın dışında
    kalan mallar) grubu yıllık enflasyonunda son dönemlerde gözlenen
    artış
    eğilimi Temmuz ayında duraklamış ve grup yıllık enflasyonu önceki aya
    kıyasla önemli bir değişim göstermeyerek yüzde 5,50 oranında
    gerçekleşmiştir. Yıllık enflasyon giyim grubunda artış eğilimini
    korurken, dayanıklı mal (altın hariç) grubunda gerilemiştir. Aylık
    bazda beyaz eşya fiyatlarında yüksek oranlı bir azalış
    kaydedilmiştir.
    Diğer taraftan, altın fiyatı Temmuz ayında yüzde 5,28 oranında
    yükselmiştir.

    Temmuz ayında enerji fiyatları yüzde 0,30 oranında artmıştır. Bu
    gelişmede, Türk lirasındaki değer kaybı ve uluslararası petrol
    fiyatlarındaki artış neticesinde yükselen (yüzde 1,22) yurt içi
    akaryakıt fiyatları belirleyici olmuştur. Öte yandan, bu dönemde
    belediyelerce belirlenen su tarifelerinde ve tüp gaz fiyatlarında
    düşüş gözlenirken, katı yakıt fiyatlarında ise artış kaydedilmiştir.
    Böylelikle, Temmuz ayında enerji grubu yıllık enflasyonu 0,17 puan
    artarak yüzde 8,42 seviyesine yükselmiştir.

    Temmuz ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubunda fiyatlar yüzde
    1,18 oranında gerilemiş ve grup yıllık enflasyonu 0,48 puan azalarak
    yüzde 7,65 olmuştur. Söz konusu düşüşte taze meyve fiyatlarında
    gözlenen önemli orandaki (yüzde 27,61) gerileme etkili olurken sebze
    fiyatları bu dönemde yükselmiştir. Bunun yanında kırmızı et fiyatları
    gümrük vergisi oranlarındaki artışın da etkisiyle yükselerek (yüzde
    2,47) işlenmemiş gıda fiyatlarındaki düşüşü sınırlamıştır.

    İşlenmiş gıda grubunda, buğday fiyatlarındaki düşüşe rağmen ekmek
    ve tahıllar grubu fiyatları artmıştır. Kırmızı et fiyatlarındaki
    yükselişe paralel olarak ise işlenmiş et fiyatları yükselmiştir.
    Ayrıca bu dönemde şeker fiyatlarında da artış gözlenmiştir. Bunun
    yanında, bir önceki yılın Eylül ayından bu yana yükseliş eğiliminde
    olan katı ve sıvı yağ fiyatlarında artışlar bu dönemde de belirgin
    biçimde sürmüş, söz konusu alt grup yıllık enflasyonu yüzde 24,95'e
    ulaşmıştır. Sonuç olarak, işlenmiş gıda grubu fiyatlarında süregelen
    artışların alt gruplar genelinde ivmelendiği gözlenirken grup yıllık
    enflasyonu 0,60 puanlık yükselişle yüzde 8,25'e ulaşmıştır.

    ÜFE

    Üretici fiyatları Temmuz ayında aylık bazda değişmemiş, yıllık
    enflasyon ise yüzde 10,34'e yükselmiştir. Tarım fiyatları bu dönemde
    meyve-sebze fiyat gelişmeleri sonucunda yüzde 6,06 oranında
    azalmıştır. Pamuk ve buğday fiyatlarında gerileme gözlenirken, canlı
    hayvan ve ayçiçeği fiyatları belirgin bir değişim göstermemiştir.

    İmalat sanayi fiyatları bu dönemde yüzde 1,34 oranında yükselmiş
    ve grup yıllık enflasyonu 1,27 puan artarak yüzde 13,85 olmuştur. Bu
    dönemde alt kalemlerin geneline yayılan fiyat artış eğilimi
    sürmüştür.
    Petrol ve ana metal fiyatları sırasıyla 3,31 ve 3,69 oranında
    artarken
    bu kalemler dışlandığında da fiyat artışlarının hızlandığı
    görülmektedir.

    MIGS sınıflamasına göre incelendiğinde, Temmuz ayında tüm alt
    kalemlerde fiyatlar artmıştır. Ana metal fiyatlarındaki yüksek
    artışların sürmesi sonucunda ara malları fiyatları yüzde 1,35
    oranında
    yükselirken, sermaye mallarında gözlenen fiyat artışında (yüzde 2,02)
    makine ve teçhizat ile motorlu kara taşıtları fiyatları belirleyici
    olmuştur. Dayanıklı tüketim malları fiyatları bir önceki ayda olduğu
    gibi mobilya fiyatlarındaki artışın etkisiyle dayanıksız tüketim
    malları fiyatları ise gıda imalatı fiyat gelişmeleri sonucunda
    yükselmiştir."

  4. #514
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2008
    Mesajlar
    2,344
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Bankacılıkta kârlılık yüzde 16 azaldı

    Yılın ilk yarısında bankacılık sektörünün personel başına elde ettiği ortalama kâr yüzde 16 dolayında azaldı; sektörün aktif kârlılığı ve özkaynak karlılığında gerileme yaşandı. Sektörde geçen yılın ilk yarısında 80.2 bin TL olan personel başına ortalama kâr, bu yıl aynı dönemde 67.6 bin liraya düştü.
    Naki BAKIR

    ANKARA - Yılın ilk yarısında bankacılık sektörünün personel başına elde ettiği ortalama kar yüzde 16 dolayında düştü; sektörün aktif karlılığı ve öz kaynak karlılığında gerileme yaşandı.

    DÜNYA'nın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu veri tabanından yaptığı belirlemelere göre, sektörde geçen yıl ocak-haziran döneminde ortalama 80.2 bin TL olan personel başına kar, bu yıl aynı dönemde 67.6 bin liraya indi. Personel başına kar hacmindeki düşüş, şube başına ortalama çalışan sayısının 19.4 kişiden 18.8'e inmesine rağmen gerçekleşti. Başka bir deyişle, şube başına ortalama personel sayısı azalmasaydı, personel başına kar daha da düşük çıkacaktı.

    Geçen yıl ilk yarıda yüzde 1.7 olarak gerçekleşen, yılın tümünde yüzde 3'e ulaşan sektörün vergi öncesi karının toplam aktiflerine oranı bu yıl ilk üç ayda yüzde 0.7, ocak-haziran itibariyle de yüzde 1.2 olarak gerçekleşti. Sektörün öz kaynak karlılığındaki düşüşün daha belirgin olduğu görüldü. Geçen yılın ilk yarısında yüzde 11.1 düzeyinde bulunan, tümünde ise yüzde 20.1'e ulaşan dönem net karının öz kaynaklara oranı, bu yıl ilk yarıda yüzde 8 düzeyinde kaldı.

    Faiz marjındaki daralma etkili oldu

    İlk altı aylık dönemlerin karşılaştırmasına göre toplam faiz gelirlerinin faiz getirili aktiflere oranı yüzde 4.8'den yüzde 4'e, faiz maliyetli pasiflere oranı yüzde 3'ten yüzde 2.8'e; net faiz gelirinin toplam aktiflere oranı da yüzde 2.3'ten yüzde 1.7'ye indi.

    Ücret, komisyon ve bankacılık hizmetleri gelirlerinin, sektörün toplam gelirleri içindeki payı yüzde 13.1'den yüzde 14.8'e yükseldi; bu gelirlerin toplam aktifler içindeki payı ise yüzde 0.8 olarak değişmedi. Sektörün işletme giderlerinin aktiflerine oranı da fazla değişmeyerek yüzde 1.2 olurken, faiz dışı gelirlerinin, faiz dışı giderlerini karşılama oranı yüzde 96.5'ten yüzde 98.2'ye yükseldi. Ücret ve komisyon gelirlerinin işletme giderlerini karşılama oranı da yüzde 62,1'den yüzde 65,6'ya yükseldi.

    Aktiflerde büyüme

    Bankacılık sektöründe personel başına ortalama aktif büyüklüğü, son bir yılda sürekli büyüme gösterdi. Geçen yılın ilk yarısında 4 milyon 608 bin TL düzeyinde bulunan ortalama aktif büyüklüğü, ilk dokuz ay itibariyle 4 milyon 677 bin TL, 2010'un tümünde 4 milyon 779 bin TL, bu yılın ilk çeyreğinde 5 milyon 423 bin TL ve ilk yarısında 5 milyon 569 bin TL'ye yükseldi.

    Kredi-mevduat

    Sektörde, geçen yılın ilk yarısında 3 milyon 21 bin TL olan personel başına ortalama mevduat miktarı, bu yıl aynı dönemde 3 milyon 423 bin liraya ulaştı. Şube başına ortalama mevduat miktarı da 58 milyon 693 bin liradan 64 milyon 730 bin liraya çıktı. Geçen yıl ilk yarıda 49 milyon 512 bin lira olan şube başına ortalama kredi hacmi, bu yıl aynı dönemde 62 milyon 763 bin liraya yükseldi. Toplam nakdi kredilerin toplam mevduat hacmine oranı yüzde 84.4'ten yüzde 97'ye ulaştı. Toplam mevduat hacmi içinde vadesiz mevduatın ağırlığı yüzde 15.5'ten yüzde 16.6'ya yükseldi.

    Menkul değerler cüzdanı küçüldü

    Mevduatın krediye dönüşüm oranındaki artışa karşılık menkul değerlerin mevduata oranı ise yüzde 49.3'ten yüzde 42.4'e geriledi. Bankaların portföyündeki menkul değerlerin ağırlıklı ortalama vadesi 1.233 günden 1.500 güne yükseldi. Ancak alım satım amaçlı olanlarında ise ağırlıklı ortalama vade 805 günden 661 güne indi.

    Batık kredilerde hızlı düşüş

    Sektörde batık kredi oranı son bir yılda hızlı bir düşüş gösterdi. Geçen yıl ilk yarıda sektör toplamında yüzde 4.4 olan takipteki alacakların toplam nakdi kredilere oranı, ocak-eylül itibariyle yüzde 4.3'e, 2010 sonu itibariyle yüzde 3.7'ye, bu yılın mart sonunda yüzde 3.2'ye ve haziran sonunda yüzde 2.9'a kadar geriledi.

    Bu arada bilanço dışı riskler ile türev finansal araçların aktiflere oranı, altı aylık dönemler itibariyle yüzde 46.6'dan yüzde 47.6'ya yükseldi. Üç aya kadar vadede faize duyarlı aktiflerin, aynı nitelikteki pasiflere oranı ise yüzde 73.3'ten yüzde 69.5'e indi.

    Sektörde yabancı kaynakların toplam öz kaynaklara oranı yüzde 648'den yüzde 711.4'e yükseldi.

  5. #515
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2008
    Mesajlar
    2,344
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 4 Ağustos 2011 tarihli ara toplantısında alınan önlemlerle ekonomi üzerindeki aşağı yönlü risklerin dengelendiğini bildirdi.
    ANKARA – Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), 4 Ağustos 2011 tarihli ara toplantısında alınan önlemlerle ekonomi üzerindeki aşağı yönlü risklerin dengelendiğini bildirdi.

    Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 23 Ağustos 2011 tarihli Toplantı Özetini açıkladı. Temel mal grubu yıllık enflasyonunda son dönemlerde gözlenen artış eğiliminin Temmuz ayında durakladığına dikkat çeken Kurul, yıllık enflasyon giyim grubunda artış eğilimini korurken, dayanıklı mal(altın hariç) grubunda gerilediğini kaydetti.

    Kurul, aylık bazda ise mobilya fiyatlarında artışlar gözlenirken beyaz eşya fiyatlarında azalış kaydedildiğini belirtti. Kurul, döviz kuru gelişmelerinin yansımalarıyla kısa vadede grup enflasyonunda geçici artışlar gözlenebileceğini not etti.

    Hizmet ve temel mallardaki görünüm çerçevesinde temel fiyat göstergelerinin yıllık artış oranlarının Temmuz ayında yükselirken, mevsimsellikten arındırılmış verilerin yakın dönemde ana eğilimin aşağı yönlü olduğunu işaret eden Kurul, bununla birlikte, döviz kurundaki hareketlerin yansımalarına bağlı olarak, Ağustos ayında temel enflasyonun bir miktar artış göstereceği tahmin etti.

    Dış dünya büyümesine ilişkin görünüm giderek kötüleşti

    Son dönemde açıklanan verilerin, Kurul’un küresel büyümenin giderek hız kaybettiği yönündeki tespitini teyit etti. Bu doğrultuda dış talep zayıf seyrini korudu. Euro bölgesi merkez ülkelerinde ikinci çeyrek büyümesi beklentilerin altında gerçekleşirken Temmuz ayına ilişkin PMI verileri daha da olumsuzlaşan bir görünüm arz etmekte. Ayrıca, ABD ekonomisi için çeşitli kuruluşlar tarafından yapılan kısa ve orta vadeli büyüme tahminlerinde de aşağı yönlü güncellemeler görülmekte. Kurul, Ağustos ayında yaşanan gelişmelerle birlikte dış dünya büyümesine ilişkin görünümün giderek kötüleştiğini belirterek döviz kuru hareketlerinin sağladığı rekabet avantajına rağmen küresel gelişmelerin dış talebi sınırlamaya devam edeceğini ifade etti.

    Yurt içi talepteki yavaşlamanın derinleşebileceği yönünde sinyal var

    İktisadi faaliyete ilişkin yavaşlama sinyalleri giderek güçlenmekte. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle sanayi üretimi Haziran ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 0.9 oranında azalarak beş ay üst üste düşüş kaydetti. Öncü gösterge niteliğindeki sipariş beklentilerinin Temmuz ayındaki seyri, imalat sanayi faaliyetinin yılın üçüncü çeyreğinde de zayıf seyrini koruyabileceği yönünde sinyal vermekte.

    Yurt içi nihai talepte yılın ikinci çeyreğinde başlayan yavaşlama eğilimi sürmekte. Ağustos ayına ilişkin öncü göstergeler tüketici güveninde süregelen zayıflamanın belirginleştiğine işaret etmekte.

    Bu dönemde yatırım eğiliminin de uzun bir aradan sonra ilk defa yavaşladığı gözlenmekte. Temmuz ayında bir önceki çeyrek ortalamasının altında seyreden otomobil ve hafif ticari araç yurt içi satışlarının, Türk lirasındaki değer kaybına paralel olarak, zayıflamaya devam etmesi beklenmekte. Bütün bu gelişmeler, yurt içi talepteki yavaşlamanın derinleşebileceği yönünde sinyal vermekte.

    İstihdamdaki yavaşlama sürecek

    İşsizlik oranları kriz öncesi seviyelerinde seyretmekte. Bununla birlikte, Mayıs döneminde mevsimsellikten arındırılmış sanayi istihdamının gerilemesiyle tarım dışı istihdam artışı yavaşlamış ve işsizlik oranları bir önceki çeyreğe göre bir miktar artış gösterdi. Öncü göstergeler istihdamdaki yavaşlamanın üçüncü çeyrekte de süreceğine işaret etmekte.

    Temel enflasyon göstergeleri tekrar düşüş eğilimine girecek

    Kurul üyeleri, döviz kuru hareketleri nedeniyle enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporunda öngörülen seviyelerin geçici olarak bir miktar üzerinde seyredebileceğine dikkat çekerek, temel(çekirdek) enflasyon göstergelerindeki yükselişin de bir müddet daha sürebileceğini hatırlattı. Bununla birlikte, iktisadi faaliyetteki yavaşlama nedeniyle, döviz kurundan kaynaklanan fiyat hareketlerinin ikincil etkilerinin sınırlı kalması ve enflasyondaki yükselişin geçici olması beklenmektedir. Bu doğrultuda yıl sonundan itibaren temel enflasyon göstergelerinin tekrar düşüş eğilimine gireceği tahmin edilmekte.

    İhtiyaç kredilerindeki ivme kaybı dikkat çekmekte

    Gerek kredilerde ve yurt içi talepte gözlenen yavaşlama gerekse döviz kuru hareketleri iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunmakta. Kredilerin artış hızı bütün alt kalemlerde gerilemeye devam etmekte olup, özellikle ihtiyaç kredilerindeki ivme kaybı dikkat çekmekte. Ayrıca, döviz kurundaki birikimli hareketlerin yılın ikinci yarısında ithalat talebini belirgin biçimde sınırlayacağı öngörülmekte. Bu çerçevede Kurul, önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesinde kayda değer bir iyileşme olacağını tahmin etmekte.

    Aşağı yönlü risklerin bu aşamada dengelendi

    Kurul, 4 Ağustos 2011 tarihli ara toplantısında alınan önlemlerle ekonomi üzerindeki aşağı yönlü risklerin bu aşamada dengelenmiş olduğunu teyit ederek bu toplantıda politika araçlarında değişikliğe gidilmemesi konusunda mutabık kaldı. Bununla birlikte, küresel ekonomiye dair belirsizlikler dikkate alındığında, gelişmelerin yakından izlenmesinin ve gerekli politika tedbirlerinin gecikmeksizin alınmasının önem taşıdığı belirtildi.

    Bu çerçevede Kurul, önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki sorunların daha da derinleşmesi ve yurt içi iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleşmesi halinde bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceğini tekrar vurguladı

  6. #516
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2008
    Mesajlar
    2,344
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Piyasalara olumlu haber bombardımanıAvrupa’da bankacılık stresi, dünyada resesyon endişeleri sürerken fiyatlar toparlama eğiliminde
    07 Eylül 2011 Çarşamba, 08:59

    Haber akış turunun ilk durağı ABD oldu. Fed içinde genişlemeci politika karşıtı 3 üyeden biri olan Kocherlakota’nın ekonomik aktivitenin geçen aydan daha düşük olmadığını ve ekstra önleme gerek olmadığını açıklaması piyasaya güven filizlerinin ilk tohumlarını serpti. Fed Başkanı Bernanke’nin ABD bankalarının, Avrupa riskinin yönetilebilir olduğunu açıklaması da ikinci adım olarak takip edildi. Olası Avrupa bankacılık zararları üzerinde bankacılık otoritelerinin 2 katı kadar kötümser tahminleri olduğunu açıklayan IMF, bu tahminlerinde çok sağlam aşağı revizyonlara gideceğini açıklayınca üçüncü darbe de gelmiş oldu. % 2.9’luk düşüşten toparlayan S&P 500 Endeksi’ne de daralmaya işaret etmeyen ISM Hizmet Endeksi yardımcı oldu, endeks günü % 0.74 düşüşle 1.165 puandan tamamladı. Vadeli işlemlerde ise endeks kontratları % 0.68 yükseliyor. Risk iştahının kısa vadeli olarak canlanması varlıkların bonolardan hisse senetlerine geçişini de kolaylaştırdı. ABD 10 yıllık tahvilinin faizi düştüğü rekor seviyeden gelen satışlarla yükseldi ve getiri yeniden % 2’nin üstüne çıktı. 6 para birimine karşı hesaplanan ve risk iştahının azaldığı zamanlarda tipik olarak yükselen Dolar Endeksi sabah saatlerinde % 0.31 gerilemeyle 75.6’ya indi. Diğer yandan Bloomberg’de çıkan habere göre Perşembe günü bir konuşma yapması beklenen Başkan Obama’nın 300 milyar Dolar’lık bir istihdam paketi açıklaması bekleniyor. Var olan vergi indirimlerinin uzatılması ve çalışanlardan daha düşük vergi alınması ile paketi fonlaması beklenen Başkan’ın bunu meclisten geçirip geçiremeyeceği ise şimdilik bilinmiyor.

    AVRUPA’DA DİPTEN DÖNME ÇABALARI

    Risk iştahını destekleyen faktörlerden biri de, güvenli liman talebiyle yükselen İsviçre Frankı’nın önünün kesilmesi oldu. Merkez Bankası yaptığı açıklamada Euro / Frank kurunun bundan sonra 1.20’nin altına gelmemesi gerektiğini ve bunun için her türlü tedbiri alacağını, gerekirse de sonsuz fon kullanarak Frank satacağını açıkladı. Haberlerin ardından paritede % 8 civarında alım yaşandı, son gelinen seviye 1.2049. İtalya’nın son anda meclisten geçirdiği vergi artışları bütçe açığıyla olan savaşta bir adım olarak not edilirken 12 gündür yükselen İtalyan faizleri dün ilk defa geriledi. Özellikle çevre Avrupa borsalarında yaşanan satışın bugün geri alınması günün ilk beklentileri, günün devamı ise belirsiz. Hisselerin geldiği değerleme oranları yatırımcıları cezbederken alımların kalıcı olup olmayacağı ana tema konumunda. Tüm bu haber akışı Euro / Dolar paritesini gördüğü dip seviyelerden toparladı, son işlem 1.4055.

    ASYA NEFES ALMAK İSTİYOR

    Hem borsaları hem de para birimleri gerileyen Asya ülkeleri bugün nefes alma çabasında. MSCI Asya Pasifik Endeksi % 1.6 yükselirken, 2008 Kasım’ından bu yana en ucuz Fiyat / Kazanç seviyesine gerileyen endekste alımlar sürüyor. Çin’de bir gazette haberine göre bazı bankaların zorunlu karşılık oranlarının inmesi gündeme gelebilir. Bu haberin ardından Şanghay Bileşik Endeksi % 1.7 yükselişte. Hong Kong’da elde edilen ticaret fazlaları sonrası kişi başı 6.000 Hong Kong Doları’nın vatandaşlara dağıtılması gündemde, borsa % 1.5’e yakın primly seyrediyor. 10 Asya para biriminden oluşan ADXY Endeksi, Dolar’a karşı % 0.09 yukarıda. Yen ise Frank gibi müdahaleye kalabileceği beklentisi ile geriliyor, Dolar / Yen 77.24’e çıktı ve % 0.55 artış kaydediyor. Japonya Merkez Bankası da bugünkü toplantısında gösterge faizi % 0 ile % 0.1 arasında sabit bırakırken geçen ay açıklamış olduğu genişlemeci önlemlerin hala yerinde olduğunu belirtti. Hızla yükselen Yen ve doğal felaketlere karşı savaşım gösteren banka bu çerçevede 130 milyar Dolar’lık destek açıklamıştı.

    ALTIN HABER AKIŞI KURBANI

    Dün ons başına 1.920 Dolar’ı aşan spot altın fiyatı gelen haber akışının etkisiyle sert şekilde geriliyor. Günün ilk fiyatlamaları 1.842’den geçiyor. Diğer değerli madenlerde de satış sürerken spot gümüş de aynı altın gibi % 1.5 civarında geriliyor, son okuma ons başına 41.3 Dolar. Petrol fiyatları ekonomik verilerin henüz bir yön işaret etmiyor olması ve Dolar’ın daha fazla değer kaybedip kaybetmeyeceğinin kısa vadede belirsiz olması sebebiyle nispeten yatay durumda. ABD tipi ham petrol varil başına 86.42 Dolar’dan işlem görürken Brent petrol 113.35’te. İki ham petrol arasındaki makas tarihi yüksek seviyeye yakın seyrediyor. Tarım grubunda sıcak hava ve risk iştahı baskın unsur olurken mısır ve buğday kontratları sırasıyla % 0.23 ve % 0.63 yukarıdalar. Bakır ve nikelde ise 3 gündür suren satışlar bugün geri çevrilmiş durumda, bakırda alımlar % 0.7’ye varırken nikelde alımlar % 2 civarında.

    İÇERİDE RAPOR SAVAŞLARI

    Banka karlarındaki daralmanın durabileceği, satışların uzun süredir devam ederekn değerlemeleri cazip hale getirmesi, TL’nin kuvvetleniyor olması, faizin aşağı gelmesi ve cari açığın ekonomik soğumayla beraber azalacağı yönündeki temalarla olumlu görüş belirten yatırım kuruluşlarının geçen haftadan yarattığı pozitif hava devam ediyor. İMKB 100 Endeksi günü % 1.79 tamamlarken Dolar / TL şu sıralar 1.7548’de, Euro / TL 2.4676 ve Sepet Kur 2.11’de. Gösterge tahvilin bileşik faizi ise güne % 7.75’ten başlayacak.

  7. #517
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2008
    Mesajlar
    2,344
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    TÜİK verilerine göre sanayi istihdamı yılın ikinci döneminde geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 5 arttı.
    ANKARA - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), sanayide istihdamın bu yılın ikinci döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,3 artış gösterdiğini bildirdi.

    TÜİK, "Sanayi İşgücü Girdi Endeksleri 2011 Yılı 2. Dönem" verilerini açıkladı.

    Buna göre, sanayide istihdam endeksi bu yılın ikinci döneminde (Nisan-Mayıs-Haziran) geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,3, bir önceki döneme (Ocak-Şubat-Mart) göre ise yüzde 2,1 artış gösterdi. Üç Aylık Sanayi İstihdam Endeksi ise 105,3 oldu.

    Çalışılan saat ve maaş artışı

    Bu yılın ikinci döneminde, sanayide çalışılan saat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,2, bir önceki döneme göre de yüzde 2,4 arttı. Üç Aylık Sanayide Çalışılan Saat Endeksi de 104 olarak gerçekleşti.

    Üç aylık sanayide Brüt Ücret-Maaş Endeksi, 2011 yılı ikinci döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,4, bir önceki döneme göre de yüzde 4,8 arttı. Üç Aylık Brüt Ücret-Maaş Endeksi 182 oldu.

    Ana sanayi grupları sınıflaması

    Ana sanayi grupları sınıflamasında bu yılın ikinci döneminde istihdam, geçen yılın aynı dönemine göre, ara malı imalatında yüzde 5,6, dayanıklı tüketim malı imalatında yüzde 6,7, dayanıksız tüketim malı imalatında yüzde 3,4 ve sermaye malı imalatında yüzde 12,3 artış, enerjide yüzde 3,4 azalış gösterdi.

    İstihdam bir önceki döneme göre de ara malı imalatında yüzde 2,6, dayanıklı tüketim malı imalatında yüzde 2,8, dayanıksız tüketim malı imalatında yüzde 1,2, enerjide yüzde 0,3 ve sermaye malı imalatında yüzde 3,4 artış kaydetti.

    Çalışılan saat ise geçen yılın aynı dönemine göre, ara malı imalatında yüzde 5,5, dayanıklı tüketim malı imalatında yüzde 6,2, dayanıksız tüketim malı imalatında yüzde 3,2 ve sermaye malı imalatında yüzde 12,9 arttı, enerjide yüzde 2,3 azaldı.

    Çalışılan saat bir önceki döneme göre ise ara malı imalatında yüzde 2,5, dayanıklı tüketim malı imalatında yüzde 3,8, dayanıksız tüketim malı imalatında yüzde 1,8, enerjide yüzde 0,7 ve sermaye malı imalatında yüzde 3,5 artış gösterdi.

    Brüt ücret-maaşlar

    Brüt ücret-maaşlar ise geçen yılın aynı dönemine göre, ara malı imalatında yüzde 17,5, dayanıklı tüketim malı imalatında yüzde 14,5, dayanıksız tüketim malı imalatında yüzde 12,3, enerjide yüzde 3,5 ve sermaye malı imalatında yüzde 20,1 arttı.

    Brüt ücret-maaşlar bir önceki döneme göre de ara malı imalatında yüzde 5,9, dayanıklı tüketim malı imalatında yüzde 7,4, dayanıksız tüketim malı imalatında yüzde 3,1, enerjide yüzde 4,7 ve sermaye malı imalatında yüzde 5,2 artış gösterdi.

  8. #518
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2008
    Mesajlar
    2,344
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    "S&P'nin kredi notu artışı ne anlama geliyor? Yerel para cinsi kredi notundan sonra döviz cinsi notta da artırım gelir mi?"


    Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye'nin yerel para cinsinden kredi notunu yükseltirken, yabancı para cinsi kredi notunu teyit etti. S&P, yerel para cinsi notlarını BB+/B'den BBB-/A-3'e yükseltti; görünümü ise pozitif olarak açıkladı. Ancak ülkenin döviz cinsi notu değiştirilmeyip BB/B olarak teyit edildi. Türkiye'nin döviz cinsi kredi notu halen yatırım yapılabilir seviyenin altında bulunuyor.

    Türk finans sektöründe iyileşmenin devam ettiğini gördüğünü açıklayan S&P, cari açığın düşürülmesi, yüksek iç kredi genişlemesinin bütçe dengesi ve finansal istikararı bozmadan yavaşlaması, daha derin sosyal güvenlik reformları ile daha güçlü bir mali performans sağlanması gibi durumlarda ilave not aksiyonu alabileceğini açıkladı.

    “Türkiye’nin yerel para cinsinden kredi notunun artırılması piyasalarda döviz cinsinden notunda da artış beklentisi yaratacak mı?” sorusunu FinansInvest uzmanlarına sorduk. Doğu Avrupa ülkelerinde sadece Türkiye’nin yerel ve döviz para cinsinden kredi notlarının farklı olduğu dikkat çekiyor.

    İMKB’nin not artırımı haberine verdiği ilk tepki yüzde 6,5’e kadar yükselmesi şeklinde oldu. Yabancı fon yöneticilerinin daha fazla takip ettiği döviz cinsinden kredi notunun değişmemiş olmasıyla gelen kâr satışlarıyla Ulusal-100 Endeksi’nin yükselişi yüzde 4,4’lere gerilemiş durumda.

    Finansonline’e özel olarak görüş veren uzmanlar ise yabancı fon girişinin hızlanması için döviz cinsi not artırımının şart olduğunu, buna karşılık son not artırımı haberinin piyasa tarafından trade edilmeye devam edilebileceğini belirttiler.

    İNAN DEMİR – FinansInvest Başekonomisti:

    Önemli olan döviz cinsi not artışı, bunun sinyali olan görünümde ise değişiklik yok

    Bu artırım sadece TL cinsi kredi notuna ilişkin bir artırımdır. Önemli olan döviz cinsi notun artırılması olduğu için bu gelişmenin Türkiye’nin kredibilitesi için olumlu etki yaratabilecek bir haber olduğunu düşünmüyorum. Not artırımı TL bonolar için olumlu etki yaratsa da, Türkiye’nin uluslararası platformda “yatırım yapılabilir” düzeyde olması için gerekli olan döviz cinsi not artırımıdır ve bu haber eurobond’ları olumsuz etkileyecektir. TL cinsi kredi notunun artırılması döviz cinsi notun da artırılacağı anlamına gelmeyebilir. Genelde bu kuruluşlar yerel para cinsi not artırımı sonrası döviz cinsi not artırımına gitme yolunu değil, önce görünümü yükseltip sonra not artırımına gitme yolunu seçerler. Dolayısıyla şu an için dolar cinsi notun görünümüne ilişkin bir değişiklik yok. Ama tabii ki orta vadede Türkiye’nin mevcut borç dinamikleri döviz cinsi kredi notunun da artırılmayı hak ettiğini göstermektedir.

    ALİ AĞAOĞLU – Finansonline Yazarı:

    Yabancıların Türkiye’ye girmesi için yabancı para cinsi notun artması şart

    Türkiye’nin notu sadece yerel para cinsinden arttı. Yabancı para cinsinden kredi notunun değişmemesi Türkiye’nin halen yabancı yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlandığı anlamına geliyor. Bir not artırımı geldi, yenilerinin yolu açıldı. Piyasa en azından bunu fiyatlamaya devam edecektir. Ancak önemli olan döviz cinsi kredi notudur. Piyasa yorumcuları zaman zaman not kararı verilirken bunun sadece makro göstergelerle bağlantılı olduğu gibi bir yanılgıya düşüyor. Oysa ki kredi kuruluşları sadece ekonomiye değil, ülkenin yönetim biçimine, kurumlar arası ilişkilere en az ekonomiye verdikleri kadar önem biçiyor. Bu anlamda Türkiye’nin döviz cinsi notunun artması için yönetim ilkelerinin de iyileşmesi gerekiyor. TL cinsinden not artırılırken, döviz cinsi notumuzun değişmemesi Türkiye’ye yabancı fon girişini doğrudan etkileyecektir. Bu girişin artması için yabancı para cinsi notun artması gerekiyor.

    BERNA SEHER ÖZDEMİR – FinansInvest Yatırım Danışmanlığı Birim Yöneticisi:

    Yabancıların Türk varlıkları için olumlu bakışı güçlenebilir

    S&P’nin Türkiye’nin yerel para birimi notlarını yükseltmesini Türk piyasaları için olumlu bir gelişme olarak yorumluyorum. Haberin piyasaya ilk çıkışı “S&P Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye çıkardı” şeklinde oldu. Haber İMKB’deki hızlı ralliyi tetikledi, ancak ardından sadece yerel para notu olduğu anlaşıldığında piyasada bir miktar kâr satışları görüldü. Yerel para cinsi notun artırılması son yıllarda iyice sürüncemede kalan not artırımı senaryolarının yavaş yavaş gündeme girdiğini gösteriyor. Başta cari açık olmak üzere makro dengelerde daha fazla düzelme olması halinde önümüzdeki dönemde döviz cinsinden kredi notunda yaşanabilecek bir yükseliş Türk piyasalarına ilgi ve para girişini daha fazla artıracaktır. Yabancı fonların pozisyon almalarından önce dahi, bugünkü haber Türk varlıkları için olumlu bakış açısının güçlenmesine neden olacaktır diye düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz Avrupa borç krizi sürecinde son dönemde yurtdışı piyasalardan güçlü bir şekilde ayrışan İMKB’nin yurtiçi makro ekonomik verilerdeki düzelmeyle bundan sonraki dönem için daha fazla ümit vaat ettiğini düşünüyorum.

  9. #519
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2008
    Mesajlar
    2,344
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Jcr not icin 'bekle-gor' diyor

    ntvmsnbc'nin haberine gore; jcr turkiye baskani orhan okmen, makroekonomik
    gostergeleri takip ettiklerini yil sonundan once not artisi ihtimalinin
    zayif oldugunu soyledi.

    Internet sitesinde bugun yayinlanan haber asagida bulunuyor:

    "fitch'in ardindan bugun japon kredi derecelendirme kurulusu jcr da 'bekle-gor'
    stratejisinin devam edecegini acikladi. Cnbc-e'ye konusan jcr turkiye
    baskani orhan okmen, makroekonomik gostergeleri takip ettiklerini yil sonundan
    once not artisi ihtimalinin zayif oldugunu soyledi.
    Okmen "enflasyonsuz buyume ve cari acikta dusme sinyali alirsak notu
    artirabiliriz" dedi. Okmen, s&p'nin not artisiyla turkiye'de risklilik ikliminin
    yumusadigini ancak turk lirasi'nin konvertibilite riskinin surdugunu kaydetti."

    -matriks-

  10. #520
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    450 ekonomistten spekülatör isyanı!
    Berkeley, Cambridge ve Oxfordlu profesörlerin de imzaladığı mektuplar G20 maliye bakanlarına gönderildi
    11 Ekim 2011 Salı, 18:23:56






    HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ

    Aralarında Berkeley, Cambridge ve Oxford üniversitelerinden profesörlerinde yer aldığı 450 ekonomist, G20 üyesi ülkelerin maliye bakanlarına birer mektup göndererek, dünyanın bu en zengin ülkelerinin tarımsal emtia fiyatları üzerindeki spekülatör etkisini frenlemeye çağırdılar. Ekonomistler gönderdikleri mektupda, "Gıda emtialarında aşırı spekülasyonun frenlenmesi için daha büyük düzenlemeler yapılmalı" talebinde bulunurlarken, spekülasyonların oynaklığı artırdığını ve gıda fiyatlarını rekor seviyelere çıkardığını vurguladılar.

    Mektubu imzalayan ekonomistler arasında Türk üniversitelerinden 16 isim de bulunuyor.

Sayfa 52 Toplam 54 Sayfadan BirinciBirinci ... 4248495051525354 SonuncuSonuncu

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. İmkb 100 (gün içi yorumlar)
    Konu Sahibi simurg Forum Depo
    Cevap: 19
    Son Mesaj : 16.Şubat.2009, 09:42
  2. Ekonomi Sektörlerinden Haberler
    Konu Sahibi ilker Forum Ekonomi & Finans Haberleri
    Cevap: 17
    Son Mesaj : 12.Temmuz.2007, 21:13
  3. Cevap: 0
    Son Mesaj : 30.Haziran.2007, 18:16

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
YASAL UYARI
Ekonomi, Borsa ve Para piyasaları" bölümünde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır. Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.keyborsa.com web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.
Google Privacy Policy
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193