Sayfa 44 Toplam 54 Sayfadan BirinciBirinci ... 34404142434445464748 ... SonuncuSonuncu
Toplam 540 adet sonuctan sayfa basi 431 ile 440 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Ekonomi & Para Piyasalarıdan Haberler/Yorumlar

  1. #431
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    06 Haziran 2009



    5 dünya devi yatırım için sıraya girdi


    İş dünyasında heyecan uyandıran yeni teşvik paketi yabancı yatırımcıları da harekete geçirdi.







    Başbakan Erdoğan'ın önceki günkü açıklamalarından sonra 5 yabancı şirket, Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'na müracaat etti. Gizlilik anlaşması gereği isimler sır gibi saklanırken Zaman, firmaların ilaç, teknoloji ve enerji sektörleriyle ilgilendiği bilgisine ulaştı.
    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün ekonomi kurmayları ile açıkladığı yeni teşvik paketi, gündemin ilk sırasına yerleşti. Manşetlerden duyurulan haber, uluslararası yatırımcıları da harekete geçirdi. Zaman'ın edindiği bilgiye göre dünyanın önde gelen beş firması, dün Başbakanlık'a bağlı Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nın kapısını çaldı. Başka ülkelerin firmalara caydırıcı tekliflerde bulunmaması için isimler anlaşma imzalanana kadar sır gibi saklanacak. Sahalarında en iyiler arasında yer alan grupların yenilenebilir enerji olarak nitelenen rüzgâr, güneş, su ve kömür gibi kaynakların yanı sıra tarım, teknoloji ve ilaç sektörleri hakkında sorular yönelttiği belirtiliyor. Yatırım Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz şu ifadeleri kullanıyor: "Birçok sektörü kapsayan stratejik kümelenmeyi içeren akıllı bir teşvik hazırlandı. 2-3 hafta içinde de Anadolu'da büyük bir yatırımın duyurusunu yapacağız."
    Yeni uygulamada en cazip teşvikler Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu'yu içine alan dördüncü bölgeye verilecek. Örneğin Malatya, Şanlıurfa ve Trabzon'a kurulacak tesis için Kurumlar Vergisi yüzde 20'den yüzde 2'ye çekiliyor. Sigorta primleri de 7 yıllığına Hazine tarafından karşılanıyor. Bedava arsa desteği, Gümrük Vergisi ile KDV istisnalarına ilave olarak kredi faizlerinin yüzde 5'ini devlet ödeyecek.
    Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz, teşviklerin yeni yatırımları tetikleyeceği görüşünde. Türkiye tarihinde ilk defa sanayi analizi yapılarak bir paket hazırlandığına dikkat çeken Korkmaz, büyük projeler için belirlenen asgari tutarların eleştirilmesine bir anlam veremiyor. 12 sektöre 50 milyon lira ile 1 milyar TL arasında yatırım şartı getirilmişti. "Türkiye, İrlanda değil ki sadece iki sektöre destek verelim." diyen Korkmaz, günübirlik düşünmek yerine uzun vadeli değerlendirmelerin ekonomiye daha çok katkı sağlayacağını vurguluyor. Geçen yıl dünya genelindeki toplam yatırımların 1,8 trilyon dolar olduğuna işaret eden Korkmaz, 2009'da aynı rakamın 1 trilyon dolara kadar gerileyeceğini aktardı: "Buna rağmen Türkiye yeni teşvik paketi ile bu pastadan daha çok yatırım alabilir." 2,5 sene önce kurulan Yatırım Ajansı'nı Dünya Bankası 181 ajansla mukayese etti. Türkiye sıralamada 15. oldu. Korkmaz, "Hedefimiz dünyanın beşinci büyük ajansı olmak." diyor. Hükümetin hazırladığı yeni teşvik paketi, yatırım ve istihdam odaklı sektörlere destek sağlıyor. Bölgesel ve gelişmişliğe göre vergi indirimi, SSK priminin işveren hissesinin Hazine tarafından karşılanması, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, KDV istisnası ve Gümrük Vergisi muafiyeti sağlanıyor.
    Bu arada IMF ile görüşmeler devam ederken, pazarlık masasına şimdi de teşvik paketi geldi. Fon'la yürütülen görüşmelere yatırım ve istihdama verilen destekler de eklendi. IMF ile program tartışmasının bütünlük içerisinde yürütüldüğünü aktaran Hazine yetkilileri teşvik paketinin malî etkilerinin de konuşulduğunu aktardı. Üst düzey bir yetkili, "Teşvik paketi, Fon ile daha önce de konuşulmuştu. Bunun büyük resmin içerisinde malî etkilerinin nereye oturacağını konuşuyoruz. Nasıl dengeleneceği, telafi edileceği görüşülüyor." dedi.
    Teşvik paketi, büyük yatırımları olumlu etkiler
    Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, hükümetin ortaya koyduğu ekonomik önlem ve teşvik paketinin, ekonomiye olumlu katkı sağlayacağını söyledi. Sabancı, yaptığı yazılı açıklamada, paketin, istihdamı artırma, bölgesel farkları azaltma, teknoloji ve Ar-Ge içeriği yüksek büyük yatırımları teşvik edeceğini belirtti. Sabancı, paketteki işsizliğin azalmasına katkı sağlayacak tedbirlerin bir an evvel uygulamaya konulmasını istedi.
    Trabzon'da revolver, Urfa'da bisiklete teşvik
    Teşvik paketinin detayları netleşti. Aynı bölgede yer almasına rağmen her ilin destek alacağı sektörler farklı olacak. Örneğin 4. bölgede yer alan Trabzon'da ahşap mobilya imalatı, giyim eşyası imalatı, otel, soğuk hava deposu ile revolverler, tabancalar ve diğer silahlar gibi alanlar teşvikten yararlanırken aynı bölgede olan Hakkari'de deri giyim eşyası, plastik ve kauçuk ürünler ve metal eşya yatırımları teşvikten faydalanacak. Aynı bölgedeki Şanlıurfa ve Diyarbakır'da ise motosiklet ve bisiklet üretimi desteklenecek.
    İnanılmaz bir paket
    Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan yeni teşvik paketi, patronları sevindirdi. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarından birini hayata geçirerek, bir teşvik paketi ortaya çıkardığını söyledi. Kudatgobilik, "Türkiye inanılmaz bir teşvik paketi çıkardı. Bu paket Avrupa Birliği standartlarındadır. Fevkalade müspet karşıladık. Bakanlar Kurulu'muza teşekkür ediyorum." dedi. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Başkan Yardımcısı Engin Güner ise kararın Türkiye'de ilaç sektörünün önünü açacak bir gelişme olduğunu söyledi. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı da paket ile işverene sağlanması öngörülen desteğin, işsizliğin azalmasına katkı sağlayacağını dile getirdi
    Zaman

  2. #432
    Üyelik tarihi
    26.Nisan.2009
    Yaş
    54
    Mesajlar
    0
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Halka açık şirketlerde çağrıda bulunma zorunluluğu için yüzde 25 olan hisse sahipliği oranının, Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) hazırladığı tebliğ değişikliği ile yüzde 50'ye çıkarılması öngörülüyor.

    İMKB'de işlem gören şirketlerde ortalama yüzde 30,9 düzeyinde bulunurken, yeni düzenlemenin, ciddi yatırımcıların şirketlere ortaklığını özendirecek nitelikte olduğu belirtiliyor.

    Halka Açık Anonim Ortaklıklar Genel Kurullarında Vekaleten Oy Kullanılmasına ve Çağrı Yoluyla Vekalet veya Hisse Senedi Toplanmasına İlişkin Esaslar Tebliği'nin değiştirilerek, halka açık anonim ortaklıklarda çağrı yoluyla hisse senedi toplanmasına ilişkin esasların ayrı bir tebliğde düzenlenmesi için çalışma başlatan SPK, bu çerçevede hazırlanan ilk taslağı Nisan ayında görüşe açmıştı. İlk taslakta, çağrıda bulunma zorunluluğu için hisse senedi sahipliği oranının yüzde 25'ten yüzde 33'e çıkarılması öngörülürken, bu oran sermaye piyasası çevreleri tarafından yeterli görülmedi. Kurul, gelen görüşler doğrultusunda, bu oranı yüzde 50'ye yükselterek, taslağı tekrar görüşe açtı. Tebliğ taslağı, halka açık anonim ortaklıkların hissedarlarına yapılacak zorunlu ve isteğe bağlı çağrıya ilişkin ilke ve esasları düzenliyor. Taslağa göre, çağrıda, ortaklığın aynı gruba dahil tüm pay sahipleri eşit muameleye tabi tutulacak. Herhangi bir kişinin veya birlikte hareket ettiği kişilerin, bir ortaklığın yönetim kontrolünü belli bir grup payların iktisabı ile ele geçirmesi halinde, ortaklığın diğer grup veya gruplarına dahil tüm pay sahiplerinin haklarını koruyacak şekilde çağrı yapılacak ve çağrı bedeli TL üzerinden nakit ödenecek.

    Taslağa göre, isteğe bağlı olarak yapılan kısmi çağrı, blok veya münferit alımlar ya da diğer herhangi bir yöntemle, tek başına veya birlikte hareket ettikleri kişilerle beraber, doğrudan veya dolaylı olarak bir ortaklığın sermayesinin veya oy haklarının yüzde 50;sinden fazlasına sahip olanlar ya da bu orana bağlı olmaksızın yönetim kontrolünü sağlayan paylarını iktisap edenler, diğer ortaklara ait hisse senetlerini de satın almak üzere çağrıda bulunacak. Taslakta, yönetim kontrolü, ''ortaklığın sermayesinin veya oy haklarının yüzde 50;den fazlasına tek başına veya birlikte hareket ettikleri kişilerle beraber, doğrudan veya dolaylı olarak sahip olunması'' olarak tanımlandı. Bununla birlikte, yüzde 50 oranına bağlı olmaksızın, yönetim kurulu üye sayısının salt çoğunluğunu seçme veya genel kurulda söz konusu sayıdaki üyelikler için aday gösterme hakkını veren paylara sahip olmak da yönetim kontrolünün elde edilmesi olarak kabul edilecek.

    ''Belirli ve özellikli stratejik konularda karar alınmasını engelleme gücüne sahip olmak'', yönetim kontrolünün elde edildiği anlamına gelmeyecek. Bu oranlara ulaşılmasını ya da bu oranlara bağlı olmaksızın yönetim kontrolünü sağlayan payların ve oy haklarının iktisabını izleyen 5 iş günü içerisinde, çağrı yapmak üzere Kurul;a başvurulması gerekiyor. Zorunlu çağrının doğduğu günden itibaren 30 iş günü içerisinde ortaklık, diğer ortaklarına ait payları satın almak üzere fiili çağrı işlemine başlayacak. Fiili çağrı süresi 10 ile 20 iş günü arasında olacak.
    Kazanılanı korumak kazanmaktan çok daha zordur.

  3. #433
    Üyelik tarihi
    23.Temmuz.2008
    Mesajlar
    1,850
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Sanayide dip göründü ama çıkış zaman alacak

    13.06.2009 | Referans-İstanbul | Haber



    Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi'ne (Betam) göre sanayide krizin dibi görüldü. Ancak ne ölçüde hızlı bir çıkış olacağı belirsiz.
    Betam Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve araştırma görevlisi Onur Altındağ'ın araştırma notuna göre, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) sanayi üretim endeksi verilerine göre nisanda üretim yıllık bazda yüzde 18,5 düştü. Ancak mevsimsellikten arındırılmış ve işgününe göre düzeltilmiş serilerde aylık sanayi üretim endeksi 11 aydan sonra ilk kez marttan nisana yüzde 1 yükseldi, kapasite kullanım oranı marttan nisana yüzde 2,4, nisandan mayısa da yüzde 2,6 arttı. Bu gelişmeler Türkiye ekonomisinde küçülmenin durduğuna dair güçlü sinyaller olarak kabul ediliyor.
    Sanayi üretiminin yıllık bazda artış göstermesi için iç talepte canlanmanın yetersiz kalacağı görülüyor. İhracatın hızla kriz öncesi düzeyine dönmesi şart. Bu da küresel ekonominin krizden çıkışına bağlı olacak.
    Araştırma notunda krizden çıkış süreciyle ilgili bilgi edinebilmek için sanayi alt sektörlerindeki küçülmelerin şiddeti ve kaynakları araştırıldı. Nisan 2009'da Nisan 2008'e kıyasla sanayi üretiminde gözlemlenen toplam yüzde 18,5'lik düşüşün 2.1 puanı tekstil ve giyim imalatından; 2.2 puanı ana metal sanayii imalatından; 2.7 puanı toplam makine ve teçhizat imalatından; 6.3 puanı otomotiv sanayi imalatından ve geri kalanı da diğer kalemlerden kaynaklandı.
    Krizin başlangıcından bu yana dinamik bir inceleme yapıldığında, sanayi üretimindeki düşüşe alt sektörlerin katkıları zaman içerisinde değişti. Krizin başladığı aylarda tekstilin katkısının büyük, ancak sanayi üretimindeki düşüşün nispeten küçük. Özellikle Kasım 2008'den itibaren otomotiv sektöründeki şiddetli daralmayla beraber sanayi üretim endeksinde de düşüş hızlandı. Otomotiv sektöründeki daralmanın hem sanayi üretimindeki düşüşte katkısı büyük hem de zaman içerisinde oldukça istikrarlı.

    Özel tüketimin canlanması yetersiz
    Alt sektörlerin sanayideki küçülmeye katkıları dikkate alındığında başlıca dört sektörün kritik bir role sahip olduğu görülüyor. Küçülmenin başlıca sorumlusu olan otomotivde ihracat çok büyük ağırlığa sahip. 2008'in ilk 8 ayında ihracat, otomotivdeki toplam üretimin yaklaşık olarak yüzde 80'ini oluşturuyordu. Vergi teşvikleri neticesinde canlanan iç taleple nisanda ihracat-toplam üretim oranı yüzde 59,2'ye gerilemiş olsa da dış talepte bir hareketlenme olmaksızın otomotivin kısa vadede darboğazdan kurtulmasını beklemek mümkün değil.
    Vergi indirimleri sonucunda artma eğilimine giren yurtiçi toplam satışlar ihracattaki önemli düşüşler nedeniyle toplam üretimi dengelemekten oldukça uzak kaldı. Kasım ve Aralık 2008'de yıllık bazda yüzde 58'e varan düşüşler sergileyen yurtiçi toplam satışlar, 2009'un başından beri istikrarlı bir şekilde toparlandı ve Nisan 2009'da Nisan 2008'e kıyasla yüzde 1'lik bir artış görüldü. Böylece otomotivde, krizin başından beri ilk defa yurtiçi toplam satış yıllık bazda artmış bulunuyor. Buna rağmen, toplam üretimde toparlanma ihracatın olumsuz etkisiyle çok daha yavaş seyrediyor. Nitekim nisanda otomotiv üretimi bir yıl öncesine kıyasla yüzde 38 daha düşük düzeydeydi. Sonuçta toplam üretimin kısa vadede kriz öncesi durumuna gelmesi ihracattaki artışa bağlı olarak uzun zaman alacağa benziyor.
    Küçülmeye önemli katkı yapan ana metal sanayiinde de ihracatın payının yüksek olduğu göz önünde bulundurulursa, bu alt sektörde de düzelme ancak yurtdışı talepteki artışla gerçekleşebilecek. Buna ek olarak toplam makine ve teçhizat imalatında da yatırım ortamında bir iyileşme olmadığı sürece bir düzelme beklenmemeli.
    Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve araştırma görevlisi Onur Altındağ'ın araştı...

  4. #434
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Doların rezerv statüsünü kaybetme riski artıyor

    13.06.2009 | Dış Haberler | Haber



    Doların iki yıldır yaşadığı kan kaybının sene başından beri ağırlaşması ile yeni bir uluslararası rezerv para biriminin belirlenmesi gerektiği tartışmaları yeniden alevlendi. Kriz kâhini olarak da tanınan ABD'li ünlü ekonomist Prof. Nouriel Roubini, perşembe günü Atina'daki bir konferansta doların "rezerv para birimi" statüsünü kaybedebileceğini söyledi. ABD'nin finansman durumunu düzeltebilmek için gerekli olan güçlü ekonomik iyileşmeyi göremediğini belirten Roubini ayrıca küresel ekonominin iki yıl daha "zayıf" kalacağını öngördü. Hafta içi Rusya'nın elindeki ABD tahvillerini satarak yerine IMF'nin ihraç ettiği tahvilleri alacağını açıklaması dolardan kaçışta en keskin dönemece girildiğinin sinyalini vermişti. Rusya'dan Çin'e kadar ABD'nin dış borcunun en büyük finansörü olan ülkeler doların rezerv para olma özelliğini kaybettiğni bunun yerine bir döviz sepeti uygulamasına geçilmesini öneriyor.
    ABD Hazine tahvillerinin faizi yüzde 4 ile bir haftadır son 7 ayın en yüksek seviyesinde. Yani ABD yatırımcıların kaçmaması ve yeni yatırımcıları çekebilmek için daha yüksek maliyetlerin altına girmeyi göze alıyor. Ancak 401.1 milyar dolarlık döviz rezervinin yüzde 30'u ABD tahvillerinden oluşan Rusya'nın son hamlesi, ABD'nin yüksek faizle yatırımcı tavlama planının da artık işe yaramadığını gösterdi. Rusya'dan önce Çin elindeki dolar varlıklarını azaltmış, Brezilya da dolar varlıklarından kaçmaya ve ticari anlaşmalarının bir kısmını yerel para birimleri üzerinden yapmaya başlamıştı. Aynı zamanda hem Çin hem de Rusya doların rezerv para birimi olmaması için bastırıyor.
    Öte yandan, ABD Hazinesi'nin perşembe günü gerçekleştirdiği 30 yıllık uzun vadeli tahvil ihracı başarılı oldu. Yüzde 4,7 ile son 2 yılın en yüksek seviyesine fırlayan 30 yıl vadeli ABD Hazine Tahvilleri faizi, harcama ve teşvik planlarının hiperenflasyona neden olacağı endişesi ile ABD varlıklarından uzak duran küresel yatırımcıyı cezbetmeyi başardı. Tahvil faizlerinin yükselişinde ülkenin kriz önlemleri ile iyice genişleyen bütçe açığı ile dolardaki değer kaybının hızlanması etkili oldu.

    3.25 trilyon dolar dış borç gerek
    Yatırım bankası Goldman Sachs'ın tahminlerine göre ABD'nin 30 Eylül tarihinde sona erecek olan mali yılda 3.25 trilyon dolar daha borç bulması gerekiyor. Bu rakam krizin en sert geçtiği 2008 yılında gidilen 892 milyar dolarlık dış borçlanmanın neredeyse 4 katı. Yani ABD'nin bundan sonra da ihtiyacı olan dış finansmanı sağlayabilmesi için yüksek faizlerle yatırımcıyı şımartması, doların değer kaybının daha fazla derinleşmemesi lazım. Öte yandan krizden çıkmak için yapılan harcamalar dış finansman ihtiyacını daha da artırıyor. Yine Goldman'ın tahminlerine göre ABD'nin eylül sonu itibariyle bütçe açığı 1.85 trilyon dolar. Bu, bütçe açığının ülke GSYİH'sının yüzde 13'üne fırlaması anlamına geliyor. Şu ana kadar hükümet ve merkez bankasının yaptığı harcamaların toplamı ise 12.8 trilyon doları buldu.

  5. #435
    Üyelik tarihi
    23.Nisan.2009
    Mesajlar
    97
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Petrol kaç Big Mac eder?
    Petrol diğer tüm emtia fiyatlarında olduğu gibi ABD Doları olarak işlem görüyor. Bu durum son zamanlarda petrol ve doların ters yönde hareket etmelerine neden oluyor. Dolar değer kaybettikçe petrol ve diğer emtia fiyatları yükseliyor.

    Petrol fiyatlarından doların etkisi çıkarıldığında petrol maliyetlerine dair daha net bir resmin ortaya çıkacağı yönünde bir inanış var. Yıllar boyunca analistler petrolün fiyatını euro, İsviçre Frangı ve altınla ölçmeye çalıştı. Aslında petrolü altın ile ifade etmek son birkaç yıl öncesine kadar, altında hızlı yükseliş başlamadan önce yaygın bir durumdu.

    The Economist degisi para birimlerinin alım güçlerini Big Mac ile değerlendiriyor. Şimdi yeni bir öneri var. Petrolün de Big Mac fiyatıyla ölçülmesi.

    Enerji alanında blog yazan Gregor Macdonald 2001 - 2009 arasında ortalama yıllık petrol fiyatını Big Mac cinsinden bir grafiğe dönüştürmüş. 2008 yılındaki zirvede petrol 27 Big Mac ediyordu. Şu anda petrol 19-20 Big Mac civarında seyrediyor. Fiyat 2000'lerin başındaki 10 Big Mac seviyesinden yükselerek artık 20 Big Mac seviyesine yerleşmiş gözüküyor.

    http://www.finanstrend.com/haber_det...haber_id=29186

  6. #436
    Üyelik tarihi
    23.Nisan.2009
    Mesajlar
    97
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    TÜRKİYE GENELİNDE 2008 SONU İTİBARİYLE KİŞİ BAŞINA 5 BİN 852 LİRA MEVDUAT VE 4 BİN 23 LİRA KREDİ DÜŞÜYOR-TBB

    Türkiye genelinde 2008 sonu itibariyle ortalama olarak kişi başına 5 bin 852 lira mevduat ve 4 bin 23 lira kredi düşerken, kişi başına ve şube başına en yüksek mevduat Ankara'da gerçekleşti.
    Türkiye Bankalar Birliğinin (TBB) Türkiye bankacılık sistemi, banka,
    şube, mevduat ve kredilerin illere ve bölgelere göre dağılımı raporunda,
    Türkiye'de 2008 sonu itibariyle 45 mevduat, kalkınma ve yatırım bankası ile bu bankalara ait 8 bin 737 şube bulunduğu belirtildi.
    Raporda, bankaların 81 ilde ve 882 ilçede şubesi bulunduğu, 4 bankanın 81 ilin tamamında faaliyet gösterdiği, bu bankalardan 3'ünün kamu, birinin ise özel banka olduğu, bir bankanın 882 ilçede, iki bankanın ise sırasıyla 428 ve 381 ilçede faaliyet gösterdiği ifade edilerek, 50'den fazla ilde faaliyet gösteren banka sayısının 13 olduğu, 45 bankadan 14'ünün ise sadece bir ilde/ilçede faaliyet gösterdiği kaydedildi.
    İstanbul'un 2 bin 574 şube ve yüzde 30 pay ile en çok şubeye sahip bölge olduğu bildirilen raporda, İstanbul'u, bin 317 şube ve yüzde 15 pay ile Ege, bin 69 şube ve yüzde 12 pay ile Batı Anadolu bölgelerinin izlediği, en az şubeye sahip bölgenin 141 şube ve yüzde 2 pay ile Kuzey Doğu Anadolu olduğu, Orta Doğu Anadolu bölgesinin 162 şube ile yüzde 2 paya, Doğu Karadeniz bölgesinin ise 266 şube ile yüzde 3 paya sahip bulunduğu ifade edildi.
    Türkiye'de 2008 sonunda en fazla banka şubesinin bulunduğu ilçenin 450 şube ile Ankara Çankaya olduğu belirtilen raporda, Çankaya'nın ardından 344 şube ile İstanbul Kadıköy ve 245 şube ile İstanbul Şişli ilçelerinin geldiği, 425 ilçede tek bir banka şubesinin faaliyet gösterdiği, İstanbul, Ankara ve
    İzmir'deki 4 bin 120 adet şubenin, toplam yurt içi şubelerin yüzde 47'sini
    oluşturduğu kaydedildi.

    -3 BÜYÜK İLDE, MEVDUATIN YÜZDE 70'İ VE KREDİLERİN YÜZDE 60'I BULUNUYOR-

    Raporda, İstanbul'da her 4 bin 933 kişiye bir şubenin düştüğü, bu sayının Muğla için 4 bin 946, Ankara için 5 bin 128 olduğu ifade edilerek, şube başına en fazla nüfusun düştüğü ilin 44 bin 923 kişi ile Muş, bu sayının Şanlıurfa'da 34 bin 983, Van'da ise 31 bin 387 olduğu belirtildi.
    Türkiye nüfusunun yüzde 29'una sahip 3 büyük ilde toplam mevduatın yüzde 70'inin ve toplam kredilerin yüzde 60'ının bulunduğu kaydedilen raporda, ''İstanbul, Ankara ve İzmir illerinin mevduattan aldıkları pay İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa illerinin ise kredilerden aldıkları pay, nüfus paylarına oranla yüksektir. Diğer illerde nüfusa oranla kredi ve mevduat payları düşüktür'' denildi.
    Kişi başına en yüksek mevduatın ortalama 16 bin 258 lira ile Ankara'da olduğu bildirilen raporda, Ankara'yı, 15 bin 27 lira ile İstanbul ve 6 bin 872 lira ile İzmir'in izlediği, kişi başına mevduatın en düşük olduğu ilin ortalama 404 lira lira ile Ağrı, Muş ve Siirt'te ise kişi başına mevduatın sırasıyla 455 lira ve 464 lira olduğu belirtildi.
    Kişi başına en yüksek kredinin ortalama 9 bin 535 lira ile İstanbul'da
    olduğu vurgulanan raporda, İstanbul'u, 7 bin 215 lira ile Ankara ve 5 bin 264 lira ile Antalya'nın izlediği, kişi başına kredinin en düşük olduğu ilin,
    ortalama 280 lira ile Hakkari, Muş'ta kişi başına kredinin 303 lira, Şırnak'ta
    ise 390 lira olduğu kaydedildi.
    Türkiye genelinde 2008 sonu itibariyle ortalama olarak kişi başına 5 bin 852 lira mevduat ile 4 bin 23 lira kredinin düştüğü ifade edilen raporda,
    ortalama olarak her 8 bin 186 kişiye bir banka şubesi düştüğü belirtildi.

    -ŞUBE BAŞINA EN YÜKSEK MEVDUAT ANKARA'DA-

    TBB raporunda, şube başına en yüksek mevduatın 83,4 milyon lira ile
    Ankara'da olduğu, bu ili, 74,1 milyon lira ile İstanbul ve 48,9 milyon lira ile
    Aksaray'ın izlediği kaydedilerek, şube başına mevduatın en düşük olduğu ilin 10,2 milyon lira ile Ağrı, Kilis ve Bayburt illerinde bu rakamların sırasıyla 11,3
    milyon lira ve 11,5 milyon lira olduğu bildirildi.Şube başına ortalama mevduatın en yüksek olduğu bölgenin 74,1 milyon lira ile İstanbul olduğu ifade edilen raporda, bu bölgeyi, 73,5 milyon lira ile Batı Anadolu ve 34,3 milyon lira ile Ege bölgelerinin izlediği, şube başına en düşük
    mevduatın ortalama 16,8 milyon lira ile Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde, Güneydoğu Anadolu bölgesinin 18,5 milyon lira ve Doğu Karadeniz bölgesinin ise 21,8 milyon lira ortalama mevduata sahip olduğu belirtildi.
    Şube başına ortalama mevduatın dağılımına göre, en yüksek TL tasarruf mevduatının sırasıyla İstanbul, Ege ve Batı Anadolu bölgelerinde olduğu vurgulanan raporda, döviz tevdiat hesabı için bu sıralamanın İstanbul, Batı Anadolu ve Ege bölgeleri şeklinde olduğu,ticari mevduatta ise ilk 3 sırayı İstanbul, Batı Anadolu ve Doğu Marmara bölgelerinin paylaştığı kaydedildi.
    Şube başına ortalama mevduatın dağılımında, en düşük TL tasarruf
    mevduatının sırasıyla Kuzeydoğu Anadolu, Orta Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde olduğu bildirilen raporda, döviz tevdiat hesabı için bu sıralamanın Kuzeydoğu Anadolu, Orta Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgeleri şeklinde, en düşük ticari mevduatın ise sırasıyla Kuzeydoğu Anadolu, Orta Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde olduğu ifade edildi.

    -ŞUBE BAŞINA EN YÜKSEK KREDİ İSTANBUL'DA, EN DÜŞÜK İSE HAKKARİ'DE-

    İl bazında şube başına en yüksek kredinin 47 milyon lira ile İstanbul'da
    olduğu, İstanbul'u, 37,4 milyon lira ile Gaziantep ve 37 milyon lira ile
    Ankara'nın izlediği kaydedilen raporda, şube başına kredinin en düşük olduğu ilin 7,2 milyon lira ile Hakkari, Tunceli ve Şırnak illerinde ise bu rakamların
    sırasıyla 9,2 milyon lira ve 9,3 milyon lira olduğu vurgulandı.
    Bölge bazında şube başına en yüksek kredinin 47 milyon lira ile
    İstanbul'da olduğu, bu bölgeleri, 34,8 milyon lira ile Batı Anadolu ve 29,4
    milyon lira ile Doğu Marmara bölgelerinin izlediği, şube başına en düşük kredinin ortalama 16,4 milyon lira ile Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde, Orta Doğu Anadolu bölgesinde şube başına ortalama kredinin 19,2 milyon lira, Doğu Karadeniz bölgesinde ise 20,3 milyon lira olduğu belirtildi.
    Türkiye genelinde 2008 sonu itibariyle ortalama olarak her şube başına 47,9 milyon lira mevduat ile 32,9 milyon lira kredi bulunduğu ifade edilen raporda, yurt içi şubelere ait mevduatın 2008 sonu itibariyle 418,5 milyar lira (275 milyar dolar) düzeyinde gerçekleştiği, aynı dönem itibariyle toplam mevduatın ise 453,5 milyar lira (298 milyar dolar) olduğu, toplam mevduatın GSYH'ye oranının yüzde 48 düzeyinde bulunduğu kaydedildi.

    -TASARRUF MEVDUATI 183,3 MİLYAR LİRA OLDU-

    Raporda, tasarruf mevduatının 183,3 milyar lira, ticari mevduatın 52,2
    milyar lira olduğu, döviz tevdiat hesaplarının TL karşılıklarının ise 136,2
    milyar TL düzeyinde bulunduğu, toplam mevduatın yüzde 67'sinin TL mevduattan oluştuğu vurgulandı.
    Toplam mevduatın yüzde 33'ünü döviz tevdiat hesabının, yüzde 44'ünü tasarrufun, yüzde 13'ünü ticari kuruluşların, yüzde 5'ini diğer kuruluşların, yüzde 4'ünü resmi mevduatın, yüzde 1'ini ise bankalararası mevduat ve diğer mevduatın oluşturduğu belirtildi.
    Bölgeler itibariyle toplam mevduat içinde en yüksek payı yüzde 46 ile
    İstanbul'un aldığı, bu bölgeyi yüzde 19 ile Batı Anadolu'nun izlediği kaydedilen raporda, Kuzeydoğu Anadolu'nun yüzde 0,6 ile mevduatta en düşük paya sahip bölge olduğu bildirildi.
    Raporda, bölgeler itibariyle toplam mevduat içinde TL tasarruf
    mevduatının en yüksek olduğu bölgenin yüzde 69 ile Batı Marmara olduğu vurgulanan raporda, toplam içinde döviz mevduatının en yüksek olduğu bölgelerin yüzde 44 ile Orta Anadolu, yüzde 39 ile İstanbul ve yüzde 29 ile Batı Anadolu olduğu belirtildi.

    -KREDİLERİN GELİŞİMİ-

    Yurt içi şubelere ait kredilerin 2008 sonu itibariyle 287,7 milyar liraya
    (189,1 milyar dolar) ulaştığı, aynı dönem itibariyle toplam kredi stokunun ise
    366,9 milyar lira (241,1 milyar dolar) olduğu kaydedilen raporda, toplam kredi stokunun GSYH'ye oranının yüzde 39 olduğu bildirildi.
    Kredi stokunun yüzde 94'ünün ihtisas dışı, yüzde 6'sının ise ihtisas
    kredileri olduğu belirtilen raporda, tarım ihtisas kredilerinde Ege, Akdeniz ve
    Doğu Marmara'nın en çok paya sahip bölgeler olduğu, söz konusu 3 bölgenin tarım ihtisas kredilerindeki toplam payının yüzde 51 düzeyinde bulunduğu ifade edildi.
    Meslek ihtisas kredilerinde Ege, İstanbul ve Akdeniz'in en çok paya sahip bölgeler olduğu vurgulanan raporda, her 3 bölgenin meslek ihtisas kredilerindeki toplam payının yüzde 42 düzeyinde bulunduğu bildirildi.
    İstanbul ve Batı Anadolu bölgelerinin 2008'de toplam kredilerden aldığı
    payın gerilerken Orta Anadolu, Orta Doğu Anadolu, Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadolu bölgelerinin payının değişmediği, diğer bölgelerin paylarının ise arttığı kaydedilen raporda, İstanbul'un kredilerdeki payının yüzde 42 düzeyinde bulunduğu belirtildi.
    Yurt içi şubelere ait rakamlar dikkate alındığında, 2008 sonu itibariyle
    mevduatın krediye dönüşüm oranının yüzde 69 düzeyinde olduğu ifade edilen raporda, Güneydoğu Anadolu ve Kuzeydoğu Anadolu'nun yüzde 139 ve yüzde 98 ile kredi/mevduat oranının en yüksek olduğu bölgeleri oluşturduğu, bu oranın en düşük olduğu bölgelerin ise yüzde 47 ve yüzde 63 ile Batı Anadolu ve İstanbul bölgeleri olduğu vurgulandı.
    Raporda, yurt dışı şubelere ait rakamlar da dahil edildiğinde, 2008 sonu itibariyle mevduatın krediye dönüşüm oranının geçen yıl sonuna göre 1 puan artarak yüzde 80 düzeyine yükseldiği kaydedildi.



    (17/06/2009 - 13:42:19)

  7. #437
    Üyelik tarihi
    23.Nisan.2009
    Mesajlar
    97
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Şimşek: En kötü geride kaldı

    19.06.2009 12:18:06

    Maliye Bakanı Şimşek, tünelin ucunda her zaman ışık olduğunu belirterek, ''En kötü dönem geride kaldı. Tüneldeki karanlığı da, tünelin sonundaki aydınlığı da görüyoruz'' dedi. Gelir İdaresi Başkanlığınca 20. Vergi Haftası nedeniyle düzenlenen bir törene katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın ''Tünelin içine girdik. Öbür tarafa doğru bir ışık göründü. Işık, öbür tarafa çıkışı mı gösteriyor yoksa üzerimize gelen bir araba mıdır?'' şeklindeki sözleriyle ilgili değerlendirilmesinin sorulması üzerine, en kötü dönemin geride kaldığını söyledi.
    Göreceli de olsa bir toparlanmanın söz konusu olduğunu belirten Bakan Şimşek, ''İnşallah bu kalıcı toparlanmaya dönüşür. Kalıcı toparlanma için, potansiyel büyümeye dönüş için biraz erken ama tabii ki en kötü dönem geride kaldı. Hem Türkiye'de, hem dünyada toparlanma sinyalleri alıyoruz. Tünelin ucunda her zaman bir ışık vardır. Tüneldeki karanlığı da, tünelin
    sonundaki aydınlığı da görüyoruz'' diye konuştu.
    IMF Başkan Yardımcısı Lipsky'nin bütçe açıklarının büyümeye engel teşkil ettiğine ilişkin sözlerinin hazırlatılması üzerine de Maliye Bakanı, bakanlıktaki devir teslim sırasında da, başka zamanlarda da bütçe disipliniyle büyüme arasında pozitif ilişki olduğunu vurguladığını ifade etti ve ''Farklı bir düşünce söz konusu değil'' dedi.
    Maliye Bakanı Şimşek, EPDK'nın akaryakıtta fiyat indirimi talebiyle ilgili bir soru üzerine, bu sorunun muhatabının kendisi olmadığını vurguladı ve şunları söyledi: ''Ama akaryakıt sektöründe özellikle kaçakçılığa ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. Bundan sonraki dönemde de Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi olarak bu tür yanlış uygulamaların olmaması için gerekli bütün çabayı göstereceğiz.''
    KISA VADEDE ATACAĞIMIZ ADIMLAR VAR

    Maliye Bakanı, tütün mamullerindeki ÖTV zammını hatırlatarak, ''Bundan sonra yeni vergi artışı var mı?'' diye soran bir gazeteciye de şu karşılığı verdi: ''Bütçe dengelerimizi iyileştirmek için bir yanda tabii ki kısa dönemli adımlar atıyoruz. Öte yandan orta ve uzun vadede verginin tabana yayılması konusunda önemli adımlar atacağız. Olaya bütün olarak bakmak lazım. Kısa
    vadede atacağımız adımlar var ama önemli olan orta ve uzun vadede bizim mali disiplini sürdürebileceğimize olan inancımızı güçlendirecek adımlar atmak.''

    http://www.finanstrend.com/haber_det...haber_id=29645

  8. #438
    Üyelik tarihi
    23.Nisan.2009
    Mesajlar
    97
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    KREDİ KARTLARINDAN YILLIK KULLANIM BEDELİ ALINMASINDAN VAZGEÇİLDİ

    Kredi kartlarından, yıllık kullanım bedeli alınmasından vazgeçildi.
    TBMM Genel Kurulunda görüşülen Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununda
    değişiklik yapan kanun tasarısı üzerinde DTP ve AK Parti'li milletvekilleri, ayrı
    ayrı önerge vererek 1. maddenin tasarıdan çıkarılmasını istedi.
    Kabul edilen önergeyle, bankaların, kullanım limiti 3 bin 500 TL'ye kadar
    olan kredi kartları için 35 TL'ye kadar, 3 bin 500 TL ve daha fazla tutarda
    kullanım limiti tahsis ettikleri kredi kartları için ise limitin yüzde 1'ini
    geçmeyecek şekilde belirleyecekleri bir tutarda yıllık kredi kartı kullanım
    bedelini talep etmesine yönelik düzenleme, tasarıdan çıkarıldı.
    Ayrıca tasarıdan çıkarılan 1. madde, kart çıkaran kuruluşların kartın
    verilmesi sırasında kart sahibini yeteri derecede bilgilendirmesini, talep
    edilmesi halinde, gerçekleştirilmiş işlemlere ait kayıtları, 30 günü geçmemek
    üzere işlemin mahiyetine uygun süre içinde sağlamasını da öngörüyordu.

    (24/06/2009 - 17:09:11)

  9. #439
    Üyelik tarihi
    23.Nisan.2009
    Mesajlar
    97
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    TBB, BANKA KARTLARI VE KREDİ KARTLARI KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİK İLE İLGİLİ BİR AÇIKLAMA YAPTI

    Türkiye Bankalar Birliği(TBB), Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununda yapılan değişiklik
    ile ilgili bir açıklama yaptı.
    TBB'den konu ile ilgili yapılan açıklamada şöyle denildi:
    "Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda 24 Haziran 2009 tarihinde kabul edilip Sayın
    Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulan Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununda Değişiklik
    Yapılması Hakkında Kanun ile ilgili olarak kamuoyunda yapılan değerlendirmeler nedeniyle
    aşağıdaki hususların açıklanması gerekli görülmüştür:
    1. Kanun Tasarısı’nda yer alan “uygulanacak yıllık kart kullanım bedelinin tutarının
    belirlenmesi”ne ilişkin düzenlemenin Tasarıdan çıkarılması nedeniyle bundan sonra yıllık kart
    kullanım bedeli alınamayacağı hususunda kamuoyunda bazı değerlendirmeler yapıldığı
    gözlenmektedir. Oysa, Tasarıdan çıkarılan söz konusu düzenleme ile, yıllık kart kullanım
    bedelinin alınıp alınmaması değil, sadece alınacak tutarın belirlenmesi amaçlandığından, yapılan
    bu değerlendirmeler gerçeği yansıtmamaktadır.
    Yıllık kart kullanım bedeli, halen yürürlükteki Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Bankacılık
    Kanunu, 16 Ekim 2006 tarih ve 2006/11188 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 2006/1 Sayılı Türkiye
    Cumhuriyet Merkez Bankası Tebliği, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu ve ilgili yönetmelikte
    yer alan düzenlemelerin yanı sıra, kart hamilleri ile kart çıkaran kuruluşlar arasındaki sözleşmeler
    çerçevesinde alınmaktadır. Bu uygulama, ayrıntıları Türkiye Bankalar Birliği tarafından
    yayımlanan 5 Şubat 2007 ve 22 Temmuz 2008 tarihli Kamuoyu Duyurularında da belirtildiği
    üzere, hukuka uygun şekilde devam ettirilmektedir.
    2. Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nda yüzde 20 olarak belirlenen asgari ödeme tutarını,
    yüzde 20 ile yüzde 40 arasında belirleme yetkisi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’na
    verilmiştir.
    3. Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’na eklenen Geçici 5’inci madde ile ödeme güçlüğü
    içerisindeki bazı kart hamillerine, borçlarını yeniden yapılandırma imkanı getirilmiştir. Bu
    çerçevede, 31 Mayıs 2009 tarihi itibariyle
    • Kredi kartı asgari ödeme tutarı borcunu 90 günden fazla geciktiren,
    • Kredi kartına ait tüm borcunu ödemesi için banka tarafından ihtarname çekilen veya
    • Kredi kartı borcunun tahsili için icra takibi başlatılan
    borçlular yeniden yapılandırma kapsamına girmektedirler. Bu borçluların, söz konusu Kanundan
    yararlanabilmeleri için
    a. Kanunun yayımı tarihinden itibaren 60 gün içinde güncel tebligat adreslerini de bildirmek
    suretiyle başvuru yapmaları,
    b. Oluşturulacak ödeme planını imzalamaları,
    c. İlk taksidi peşin ödemeleri
    koşullarının tümünü yerine getirmeleri gerekmektedir."

    Foreks Haber Merkezi



    (26/06/2009 - 15:37:31)

  10. #440
    Üyelik tarihi
    23.Nisan.2009
    Mesajlar
    97
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    MERRİLL LYNCH'E GÖRE, TÜRKİYE GELECEK ON YILDA ORTALAMA YÜZDE 4,5 BÜYÜYECEK
    Yatırım bankası Merrill Lynch, Türkiye'nin gelecek on yılda ortalama yüzde 4,5 büyümesini bekliyor.
    Merrill Lynch'in haftalık raporunda, Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey
    Afrika'da Gelişmekte Olan Piyasalar (EEMEA) içinde gelecek 10 yılda Türkiye'nin en yüksek potansiyele sahip ülke olacağı vurgulandı.
    Yatırım bankası Türkiye'nin söz konusu dönemde büyüme potansiyelinin yüzde 4,3 ile yüzde 5,3 arasında olacağını tahmin ederken, raporlarında yüzde 4,5 büyümeyi esas alacağını kaydetti.
    Raporda, büyüme açısından Türkiye'yi, söz konusu piyasalar içinde Güney Afrika, Suudi Arabistan ve Rusya'nın izlemesinin beklendiği kaydedildi.
    Merrill Lynch'in Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da Gelişmekte Olan Piyasalar için 2010-2019 büyüme tahminleri yıllık bazda şöyle:
    ''Türkiye yüzde 4,5, Mısır yüzde 4,5, Romanya yüzde 4,4, Güney Afrika yüzde 4,2, Katar yüzde 4,1, Birleşik Arap Emirlikleri yüzde 4, Polonya yüzde 3,6, Rusya yüzde 3,5, İsrail yüzde 3,5, Macaristan yüzde 3,3 ve Çek Cumhuriyeti yüzde 3.''

    -ENFLASYONUN YÜZDE 6,3'E DÜŞMESİ BEKLENİYOR-

    Raporda, ayrıca 2008'in 4. çeyreğinde yüzde 6,2 daralan Türkiye'nin
    2009'un ilk çeyreğinde yüzde 8,8 ve 2. çeyreğinde yüzde 6,1 olmak üzere küçülmeyi sürdüreceği tahminine yer verildi.
    Merrill Lynch'e göre, Türkiye ekonomisi 3. çeyrekte yüzde 0,5, son
    çeyrekte ise yüzde 4,2 büyüyecek. Bu durumda 2009 yılını yüzde 2,5 küçülmeyle geride bırakacak olan Türkiye'nin 2010'da ise yüzde 3,2 büyüyeceği tahmin ediliyor.
    Raporda, geçen yıl yüzde 10,4 olan enflasyonun, bu yıl yüzde 6,3'e
    düşmesi ve ardından 2010 yılında yüzde 6,7'ye çıkması bekleniyor.



    (29/06/2009 - 15:48:25)

Sayfa 44 Toplam 54 Sayfadan BirinciBirinci ... 34404142434445464748 ... SonuncuSonuncu

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. İmkb 100 (gün içi yorumlar)
    Konu Sahibi simurg Forum Depo
    Cevap: 19
    Son Mesaj : 16.Şubat.2009, 09:42
  2. Ekonomi Sektörlerinden Haberler
    Konu Sahibi ilker Forum Ekonomi & Finans Haberleri
    Cevap: 17
    Son Mesaj : 12.Temmuz.2007, 21:13
  3. Cevap: 0
    Son Mesaj : 30.Haziran.2007, 18:16

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
YASAL UYARI
Ekonomi, Borsa ve Para piyasaları" bölümünde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır. Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.keyborsa.com web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.
Google Privacy Policy
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193