gündem2009+apruncurtigin+

[apruncurtigin]

Şaka değil gerçek: Kılıçdaroğlu...
Başbakan Erdoğan’ın ‘CHP adayı İstanbul’da kaybolur’ dediği Kılıçdaroğlu 24 saat geçmeden Tuzla’dan Sultanbeyli’yi bulamadı!

İSTANBUL’DA iki gündür çeşitli semtleri gezen CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Tuzla’daydı. Bir kamyonetin üzerinden halkı selamlayan Kılıçdaroğlu’na yaklaşık 100 araçlık konvoy eşlik etti. CHP Tuzla İlçe Başkanlığı’nı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, daha sonra Sultanbeyli’ye gitmek üzere yola çıktı. Yolu karıştıran Kılıçdaroğlu’nun konvoyu tersaneler bölgesine girdi. Bu sırada Kılıçdaroğlu’nun kendilerini ziyarete geldiğini zanneden tersane işçileri bir süre kaldırımda Kılıçdaroğlu’nun VIP Minibüsünden inmesini bekledi. Ancak Kılıçdaroğlu ve beraberindekilerin yolu şaşırdığını ve görevli trafik polisleri yardımıyla yolunu bulduğunu gören tersane işçileri hayal kırıklığı yaşadı. STAR

[apruncurtigin]

Savcı Öz iddialarına noktayı koydu
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na özel yetkili 3 savcının atanmasıyla ilgili tartışmalara açıklık getirdi.

Şahin, "Bu rutin bir atamadır. Ergenekon davasına bakan Savcı Zekeriya Öz görevine devam edecek." dedi.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na özel yetkili 3 savcının atanmasıyla ilgili tartışmalara açıklık getirdi. Şahin, "Bu rutin bir atamadır. Ergenekon davasına bakan Savcı Zekeriya Öz görevine devam edecek." dedi.

Cihan Haber Ajansı muhabirine atamalarla ilgili yapılan spekülasyonlara ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Şahin, yapılan atamaların rutin bir işlem olduğunu, özel bir anlamının olmadığını vurguladı. Ergenekon davasına daha önce de atamalar yapıldığını ifade eden Bakan Şahin, "İş yoğunluğundan dolayı bir talep gelmişti. Biz de bu talebi uygun gördük. Bu atama rutin bir atama. Daha önce de atama yapmıştık. Bu atamayı da öyle bir atama olarak değerlendirmek lazım." diye konuştu.

Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz ile ilgili 'Savcıya abi ayarı, yarım darbe" gibi ifadelerin gerçekle bir ilgisinin bulunmadığını vurgulayan Şahin, Öz'ün bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da görevinin başında olacağını vurguladı.

Atamanın Ergenekon sanıklarından İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'e yakınlığı ile bilinen Aydınlık Dergisi'ndeki "HSYK'ya çağrı: Soruşturmaya gerçek savcıları atayın" başlıklı haberden kısa bir süre sonra yayımlanmasının akıllarda soru işaretlerine yol açtığı yönündeki hatırlatmalar üzerine de Adelet Bakanı şu değerlendirmede bulundu: "Bu atamanın o gazetenin yazdığı ile bir ilgilisi yok. Çünkü bu talep, gazetenin haberinden 20 gün önce gelmişti. Bu konuda yapılan haber ve yorumlara itibar etmiyorum."

[simurg]

09 Şubat 2009



İP'çi sanık: Ordu göreve!


Ergenekon davasında savunma yapan İP'li Fırat orduyu tahrik edecek ifadeler kullandı. Fırat siyasetçi olmaktan çok, ordu muhabirlerini kıskandıracak kadar "konusuna" hakim bir profil çizdi. Savunmasının sonunda ise bakın nasıl bir çağrı yaptı...






Ergenekon'un tutuklu sanığı İP'li Adnan Akfırat, savunmasında orduyu tahrik edici ifadeler kullandı..

Ergenekon davasının bugün görülen duruşmasında İşçi Partisi (İP) Merkez Karar Kurul Üyesi tutuklu sanık Mehmet Adnan Akfırat, savunmasını yapıyor. Davanın özünün Ergenekon şeması olduğunu belirten Akfırat, şemanın ise Türkiye'nin bütünlüğüne yönelik suç unsuru taşıdığını iddia etti.
Ergenekon davasının bugün yapılan 50'inci oturumunda savunmasına başlayan Adnan Akfırat, Ergenekon şeması ile ilgili bazı iddialarda bulundu.
Ergenekon şemasının MİT tarafından hazırlandığını iddia eden Akfırat, şemada eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun da isminin yer aldığını öne sürdü. Akfırat, "MİT, Genelkurmay Başkanı'na böyle bir suçlamayı yöneltebilir mi?" diye konuştu.
Şema içerisinde İP Genel Başkanı Perinçek ile kendi isminin de açık olarak belirtildiğini ifade eden Akfırat, "MİT tarafından hazırlanan belge Genelkurmay Başkanlığı'na gönderilmiş ancak görev süresi biten Hilmi Özkök ayrılıp giderken bu raporu da beraberinde götürmüştür. Olabilir mi böyle bir şey? Demek ki Özkök, bu şemayla kendisini irtibatlı kabul ediyor." şeklinde konuştu.
Akfırat, Amerika'nın Irak'a müdahalesinin söz konusu olduğu dönemde Başbakan Bülent Ecevit'in konuya olumsuz baktığını ve Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun da aralarında bulunduğu bir çalışma grubunun kurularak Amerika'nın Irak'a girmesinin doğurabileceği olumusuz sonuçların tartışılmış olduğunu ileri sürdü.
Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun o dönemde Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanı olmamasını istediğini; ancak Aytaç Yalman yerine Özkök'ün Genelkurmay Başkanı seçildiğini iddia eden Akfırat, "Amerika'yla yapılan anlaşma bozulduğu için 4 Temmuz'da Türk askerlerinin başına çuval geçirilmiştir. Askerler bu çuvalı başlarından çıkarmış; ancak Hilmi Özkök, başından çuvalı çıkaramadığı için bazı kişiler hakkında birçok suçlamada bulunmuştur." dedi.
Türkiye'nin vatanseverlerinin ucu açık bir soruşturmayla birer birer tutuklandığını söyleyen Akfırat, operasyonların dalga dalga devam ettiğini ve ne zaman biteceğinin belirsiz olduğunu söyledi.
Adnan Akfırat, "Vatanseverlik öldürülmeye çalışılıyor biz bu insanlara nasıl askerlik yaptıracağız? Türk ordusu nasıl ayakta kalacak? Ağır iftira ve suçlamalara karşı Genelkurmay'ın büyük sorumluluğu bulunmaktadır. Genelkurmay hak ve yetkilerini kullanmalıdır." diye konuştu.
cihan

[apruncurtigin]

ERGENEKON'DA FLAŞ TAHLİYELER
''Ergenekon'' davasında, tutuklu sanıklardan Sami Hoştan, Serhan Bolluk ve Abdülmuttalip Tonçer'in tahliyesine karar verildi.


İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ''Ergenekon'' davasında tutuklu olarak yargılanan Sami Hoştan, Abdülmuttalip Tonçer ve Serhan Bolluk'un tahliyesine karar verdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Mahkeme Heyeti, dosya kapsamı, suç vasıflarının değişme ihtimali ve tutuklulukta geçen süreyi dikkate alarak, Sami Hoştan, Serhan Bolluk ve Abdülmuttalip Tonçer'in tahliyesini kararlaştırdı.

Mahkeme Heyeti, bu sanıkların yurt dışına çıkışlarına yasak getirdi.

Duruşma, 23 Şubat Pazartesi günü saat 09.30'a ertelendi.

CEZAEVİNDEN ÇIKTILAR

Ergenekon davasında bu gün tahliye edilen 3 tutuklu sanıktan Serhan Bolluk, Silivri Cezaevi'nden ilk çıkan kişi oldu. Ailesi ve yakınları tarafından karşılanan Bolluk, Ergenekon davasında MİT tarafından gönderilen raporlar, Tuncay Güney'in emniyetteki mülakatı ve Ümraniye'de ele geçirilen bombaların davanın temelini oluşturduğunu söyledi.

Ümraniye'deki bombaların, imha öncesi ve sonrası raporlarının birbirini tutmadığını, Tuncay Güney mülakaatından herhangi bir suçlama yapılamayacağını, MİT tarafından gönderilen raporun da, delil olarak kullanılamayacağının belirtildiğini ifade eden Serhan Bolluk, davanın düştüğünü ileri sürdü.

Daha sonra Abdulmuttalip Tonçer ile Sami Hoştan, akrabaları ve yakınları tarafından Silivri Cezaevi'nin kapısında karşılandı. Tonçer, kameralara açıklama yapmadan cezaevinden ayrıldı. Sami Hoştan ise, bu davada en büyük haksızlığın, bin 500 erkeğin kaldığı, cezaevinde kalmaya mahkum edilen Sevgi Erenerel'a yapıldığını ileri sürdü.

Hoştan, tahliyesine ilişkin herhangi bir açıklama yapmadan cezaevinden ayrıldı.

13.Şubat.2009 18:58:21

[apruncurtigin]

RUSYA VE TÜRKİYE ORTAK BİR DEKLARASYON İMZALADI


16 maddelik stratejik anlaşma
Rusya ve Türkiye ikili ilişkilerinde derinleştirilmesi ve ileriye taşınması amacı ile ortak bir deklarasyon imzaladı.

Rusya'nın önemli devlet ajansı Ria Novosti, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev arasında imzalanan 'ortak deklarasyonu' stratejik anlaşma olarak niteledi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'in imzaladığı ortak deklarasyonda 1921 yılında Rusya ve TBMM hükümeti arasından imzalanan dostluk ve kardeşlik anlaşması, 1992, 2001 ve 2004 yıllarında parafe edilen diğer anlaşmalarla ortaya konulan ilkelerin amaç edildiği belirtildi. Uluslararası hukuk, BM şartlarının dikkate alındığı kaydedilen anlaşmada önemli maddeler yer aldı.
1 - İkili ziyaretlerin sıklaştırılması. İlişkilerinin geliştirilmesi sadece iki ülke değil geniş Avrasya coğrafyası ve uluslararası alanda barışa, güvenliğe, istikrara ve kalkınmaya önemli katkı sağlıyor. Bu yönde çabaların sürdürülmesi.

2 - Bölgesel ve uluslararası sorunlarda ikili istişare mekanizmalarının kurulması. BM ve diğer uluslararası örgütlerde işbirliğinin geliştirilmesi.

3 - Kafkasların güvenliği için Türkiye'nin önerdiği Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu'nu, donmuş ihtilaflara taraf ülkeler arasında mevcut olduğunu müşahede ettikleri güven eksikliğinin giderilmesini sağlayacak, yapıcı ve mevcut uluslararası mekanizmaları tamamlayıcı bir girişim olarak kabul eder.

4 - Avrupa-Atlantik alanında geniş kapsamlı ve bölünmez güvenlik sisteminin iyileştirilmesi için yapılacak tekliflerde ortak çalışma.

5 - BM, AGİT, Avrupa Konseyi ve diğer uluslararası kuruluşlarda aday seçiminde karşılıklı destek.

6 - Terör, uyuşturucu ile mücadele, silah kaçakçılığı ve diğer uluslararası suçlarla mücadelede işbirliğinin geliştirilmesi.

7 - Taraflar iki ülke çıkışlı mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımına imkan sağlayacak yasal düzenlemelerin, ikili anlaşmalara uygun olarak en kısa sürede hayata geçirilmesine yönelik iradelerini beyan ederler.

8 - Müteahhitlik alanında sağlanan başarının 2014 Soçi Kış Olimpiyatlarına hazırlık kapsamında gerçekleştirilecek projelere taşınması.

9 - Kara, deniz ve demiryolu taşımacılığının geliştirilmesine yönelik projelerin desteklenmesi.

10 - 2003 yılında faaliyete geçen Mavi Akım'le birlikte iki ülke enerji ilişkileri stratejik bir önem kazandı. Enerji ilişkilerinin geliştirilmesi için potansiyel bulunuyor. Somut projelerle çeşitlendirilmesi.

11 - Nükleer enerji alanında işbirliği ticari ve ekonomik ilişkilerin önemli bir parçası. Türk Tarafı, Rus firmalarının nükleer enerji projelerine ilgilerini memnuniyetle karşılamaktadır.

12 - Turizm, askeri ve savunma sanayi konusunda işbirliğinin geliştirilmesi.

13 - Taraflar iki ülke halklarının birbirlerini ve kültürlerini daha iyi tanımalarını teminen, sosyal, kültürel, eğitim, bilim ve teknoloji, basın-yayın, spor ve gençlik alanlarındaki mevcut işbirliğinin daha çok geliştirilmesi gerektiğini vurgularlar.

14 - Taraflar, Türkiye'deki Rus ve Rusya'daki Türk nüfusun artması dolayısıyla ortaya çıkan ihtiyaca binaen, iki ülkedeki Türk ve Rus çocuklarının öğrenimlerinin, karşılıklı olarak atılacak somut adımlarla kolaylaştırılması amacıyla, Milli Eğitim Bakanlıkları arasında işbirliğini yoğunlaştırmaya karar vermişlerdir.

15 - Vize işlemlerinde kolaylaştırıcı çalışmaların yapılması.

16 - Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Blackseafor, Karadeniz Uyumu Harekatı ve diğer işbirliği konularının ileri aşamalara taşınması.

CİHAN
13.Şubat.2009 21:18:27

[apruncurtigin]

MEB'den 687 bin öğretmene müjde
İLSİS'teki tüm gizli bilgilerin çalınarak rapidshare’e yüklendiği iddia edilmişti. MEB'den öğretmenleri rahatlatan bir açıklama geldi.

İnternet korsanlarının Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) dijital bilgi ağı olan MEBSİS sistemine girerek 687 bin öğretmenin bilgilerini çalması üzerine Bakanlık’tan açıklama geldi. Bakanlık, çalınan bilgilerin öğretmenlerin kişisel bilgileri olmadığını vurguladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bu bilgiler gerek eğitim sendikaları gerekse TÜİK, SGK gibi kurumlarla resmi yazışmalar çerçevesinde paylaşılan bilgilerdir.”
14.Şubat.2009 09:08:39

[apruncurtigin]

IMF'den Türkiye'ye ahlaksız teklif
Hükümetle IMF ilişkilerindeki gerginliğin nedeni belli oldu.

Stand-by müzakerelerinin bir anda kesilmesine IMF’nin, Türkiye’yi yeni sıkıntılara sokacak isteklerde bulunmasının yol açtığı anlaşıldı. BUGÜN’ün, ekonomi kurmaylarından edindiği bilgilere göre IMF, 2 Temmuz 2008’de çıkarılan kanunla belediyelere bütçeden aktarılacak payın arttırılmış olmasını kabul etmedi. IMF, bu düzenlemeye karşı Türkiye’ye, “Ya yasayı iptal edip belediyelere aktarılacak payı eski haline düşürürsünüz ya da orada oluşan gider artışını karşılayacak şekilde genel KDV oranını en az 1 puan yükseltirsiniz” teklifini sundu. Türkiye, her iki şartı da “kabul edilemez” bulduğunu IMF’ye iletti.

VERGİ TARTIŞMASI

IMF ile bir diğer anlaşmazlık ise birikmiş vergi borçlarının 18 taksitte ödenmesini öngören düzenleme konusunda yaşandı. IMF, bu yolla elde edilecek paranın, “bir defalık gelir” olması nedeniyle faiz dışı fazla (FDF) hesabında kullanılmasına karşı çıktı. Türkiye ise söz konusu gelirin normal vergi geliri olduğunu savunup, FDF hesabında kullanılacağını bildirdi. IMF’nin dediğinin olması halinde Türkiye’nin 2009 bütçesinde yaklaşık 4-5 milyar TL’lik bir tasarruf yapması ya da bu düzeyde ilave taze gelir bulması gerekecekti.

TURİZM VE TEKSTİLE DARBE

IMF, turizm ve tekstilde yüzde 8’e düşürülen KDV’nin yeniden yüzde 18’e çıkarılmasını da tavizsiz kabul edilmesini istedi. Bu teklifin kabul edilmesi halinde, özellikle bağlantılarını önceden yapmış olan turizmcilere büyük bir darbe inecekti. IMF ayrıca, emeklilik fonlarından kısmi yerine tam oranlı vergi alınması ve emekli maaşlarından da yüzde 8 gelir vergisi alınmasını pazarlık masasına getirdi.

KURALLARI BİRLEŞTİRİN

IMF'nin Türkiye'ye ilettiği diğer talepler arasında 3 madde daha bulunuyor. BDDK, Rekabet Kurulu, SPK gibi kurulları birleştirip tek yapı altında toplayın. n Maliye müfettişi, hesap uzmanı ve gelirler kontrolörlerinden oluşan tek çatı altında denetim birimi oluşturun. n Gelir İdaresi Başkanlığı'nı özerk yapıya kavuşturup ayrı müsteşarlık haline dönüştürün.

IMF'CİLER ÇÖMEZ

Görüşmeleri değerlendiren üst düzey bir bürokrat, IMF’nin Türkiye’ye gönderdiği heyetin “çömez” ve düşük teknik bilgiye sahip kişilerden oluştuğu tespitinde bulundu. Bu durumun bir çok konuda kilitlenmelere yol açtığını ifade eden bürokrat, “Kendilerince doğru kabul ettiklerinin dışında hiçbir yaklaşımı, teknik hesabı kabul etmiyorlar. Çoğu hesap ve öngörüleri yanlış çıktığı halde, yanlışta ısrar ediyorlar” diye konuştu.

BUGÜN

[EDY]

Bu konularda yorum yapacak kadar ne bilgim ne tecrübem var... Fakat IMFnin bende cagristirdigi düsünce yine su yüzüne cikiyor... Ümük sıkmaca... O sartlari kabul etmektense Erdogan´in kendi yagimizla kavrulmayida biliriz düsüncesi bana daha uygun geliyor... Fakat dedigim gibi bilmedigim cok sey var elbet... Vatan icin millet icin en hayirlisi neyse o olsun derim...

[KUTERO]

IMF silah harcamalarına niye karşı çıkmıyor
S.Yaşar
IMF, Türkiye’ye borç vermek için şartlar ileri sürüyor. Vergilerin arttırılmasını, kamu harcamalarının azaltılmasını istiyor. Hükümet ise yaşanmakta olan dünya ekonomik krizinde IMF’nin koşullarını çok ağır buluyor. Bu nedenle IMF’yle sıkı bir müzakere süreci sürdürüp sert şartlarının hafifletilmesi için çalışıyor.
...
Peki, IMF silah alımları için harcanan paralar konusunda niye hiç ses çıkarmıyor? Niye bu harcamaların azaltılmasını istemiyor? İstemiyor, çünkü silah satışlarını ABD, Britanya, Fransa ve Almanya gibi zengin ülkeler yapıyor. Türkiye silah alımlarını azaltırsa silah ihraç eden zengin ülkelerin ödemeler bilançoları bozulabilir.
http://www.taraf.com.tr/makale/4055.htm

[EDY]

IMF silah harcamalarına niye karşı çıkmıyor
S.Yaşar
IMF, Türkiye’ye borç vermek için şartlar ileri sürüyor. Vergilerin arttırılmasını, kamu harcamalarının azaltılmasını istiyor. Hükümet ise yaşanmakta olan dünya ekonomik krizinde IMF’nin koşullarını çok ağır buluyor. Bu nedenle IMF’yle sıkı bir müzakere süreci sürdürüp sert şartlarının hafifletilmesi için çalışıyor.
...
Peki, IMF silah alımları için harcanan paralar konusunda niye hiç ses çıkarmıyor? Niye bu harcamaların azaltılmasını istemiyor? İstemiyor, çünkü silah satışlarını ABD, Britanya, Fransa ve Almanya gibi zengin ülkeler yapıyor. Türkiye silah alımlarını azaltırsa silah ihraç eden zengin ülkelerin ödemeler bilançoları bozulabilir.
http://www.taraf.com.tr/makale/4055.htm

Cok güzel bir konuya dikkat cekmissin beybaba tesekkür ederiz..

Bu arada aklima geldide saka maka derken IMF´yi yine secimlere kadar tasidilar... Daha bir iki ay önceki beklentileri hatirliyorumda... Sanki yillar önce olmus duygusu yasatiyor bana... Agizlarda cok sakiz oldugundan kaniksadikmi ne ...