Sayfa 3 Toplam 4 Sayfadan BirinciBirinci 1234 SonuncuSonuncu
Toplam 36 adet sonuctan sayfa basi 21 ile 30 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Atatürk için

  1. #21
    Üyelik tarihi
    02.Mayıs.2008
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    62
    Mesajlar
    1,387
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Alıntı ÇAKAL Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    TAHA AKYOL ile söyleşi

    Bu da gayrıresmî Atatürk

    “Atatürk dini, Milli Mücadele yıllarında siyaseten kullandı. “Kanun-i Esasi’miz Kur’an’dır... Allah’ın emirlerine uymadığımız için geri kaldık” dedi.”
    Aynı söyleşiden alıntıdır.

    .....

    Meclis’i öyle bir İslâmi gösterişle açtı ki... Atatürk’e göre çok muhafazakâr olan Karabekir bile “bu kadarı fazla” dedi. Mesela Meclis’in 22 nisan perşembe günkü açılışını 23 nisan cumaya aldı. On beş gün önceden telgraflarla Anadolu’ya genelgeler gönderdi. “Meclis’i cuma günü açacağız, bunun için şu kadar dua okunacak. Şu kadar nafile namazı kılınacak ve bunlar camilerde cemaate ve meydanlarda halka ilan edilecek” dedi.

    Bu politik bir davranış. İstanbul’da halife var ve Milli Mücadele’nin aleyhine fetva yayınlamış. Mustafa Kemal’in o dönemde bütün ahalinden destek toplayabilmesi için, kendisinin o fetvada anlatıldığı gibi “şeriata ve halifeye karşı çıkan biri” olmadığını, aksine şeriatı ve halifeyi kurtarmaya çalışan biri olduğunu ispat etmesi lazım. Çünkü İstanbul’da yayınlanan fetvalardan ötürü Anadolu’da bazı iç isyanlar çıkıyor. Mustafa Kemal de, “hayır, ben İstanbul’un söylediği gibi laislâmi bir hareket değilim. Aksine ben daha İslâmi bir hareketim” mesajını vermek istiyor. Aradan iki yıl geçiyor ve Sakarya zaferi kazanılıyor. Meclis’te bir müezzin Mustafa Kemal’in gelişi şerefine ezan okumak istiyor. Onu haşlıyor. “Ezanın yeri burası değil, camidir. Oraya git” diyor.

    .....
    MEVLANA'dan :
    Ok gibi doğru olsam; yay ile atarlar beni,
    Yay gibi eğri olsam; elde tutarlar beni,
    Doğruda aç görmedim; eğride tok,
    Eğri yay elde kalır; menzil alır doğru ok !

  2. #22
    Üyelik tarihi
    04.Mayıs.2009
    Nereden
    balıkesir/izmir
    Mesajlar
    1,737
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Ekselansları,

    Ben sadık hizmetkarınız Albert Einstein

    OSE Dünya Birliği’nin onursal başkanı olarak, Almanya’dan 40 profesörle, doktoralı uzmanın bilimsel ve tıbbi çalışmalarını Türkiye’de sürdürmelerine izin vermeniz için başvuruda bulunmayı ekselanslarından istirham ediyorum. Sözü edilen kişiler, Almanya’da halen yürürlükte olan yasalar nedeniyle mesleklerini icra edememektedirler. Çoğu geniş deneyim, bilgi ve bilimsel yeterlilik sahibi bulunan bu kişiler, yeni bir ülkede yaşadıkları takdirde son derece yararlı olacaklarını kanıtlayabilirler.

    Ekselanslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına devam etmeleri için izin vermeniz konusunda başvuruda bulunduğumuz deneyim sahibi uzman ve seçkin akademisyen olan bu 40 kişi, birliğimize yapılan çok sayıda başvuru arasından seçilmişlerdir. Bu bilim adamları, hükümetinizin talimatları doğrultusunda kurumlarınızın herhangi birinde bir yıl boyunca hiçbir karşılık beklemeden çalışmayı arzu etmektedirler.
    Bu başvuruya destek vermek amacıyla, hükümetinizin talebi kabul etmesi durumunda yalnızca yüksek düzeyde bir insani faaliyette bulunmuş olmakla kalınmayacağı, bunun ülkenize de ayrıca kazanç getireceği umudumu ifade etmek cüretini buluyorum.

    Ekselanslarının sadık hizmetkârı olmaktan onur duyan


    Prof. Albert EINSTEIN



    17 Eylül 1933 / Cumhurbaşkanlığı arşivi

    Bu arada şunu da belirtmek gerek ki, Einstein o sırada onursal başkanı olduğu Yahudi derneğine ait bilim adamlarına Türkiye’de yer bulmuştur, ancak kendisinin, Alman’ların nükleer bomba geliştirmesinden endişe ettiği için, imkanları daha fazla olan ABD’yi tercih ettiği de doğrudur. Zira yıllar sonra Princeton Üniversitesi’nde İstanbul Teknik Üniversitesi’nin emekli hocalarından Prof. Dr. Münir Ülgür ile görüştüğünde Atatürk’ü kast ederek: “Dünyanın en büyük liderine sahipsiniz. 1933′teki üniversite reformunuz sırasında benim de ülkenize davet edilmemi sağlamıştı.” demiştir. Neden ABD’yi tercih ettiği sorusuna da “burada imkan daha fazla idi” diye yanıt vermiştir.

    -alıntıdır

  3. #23
    Üyelik tarihi
    30.Mart.2009
    Mesajlar
    561
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Emin ÇÖLAŞAN


    10 Kasım hayvanları koruma günü


    ELİMDE bir test kitapçığı. Kırtasiye dükkanlarında ve kitapçılarda satılıyor. Bazı ilköğretim okullarında küçük çocuklara okutuluyor.

    Ankara’da Bir Yayıncılık tarafından basılmış ve satılıyor.

    İlköğretim 2. sınıflar için hayat bilgisi. Test 01 cevap anahtarı.

    Kitapçıkta test soruları ve yanıtları yer alıyor. İşte 9. soru:

    "Hayvanları koruma günü ne zaman kutlanır?"

    Yanıt şıkları şöyle:

    "25 Ekim, 4 Ekim, 10 Kasım."



    Dikkat ediniz! Küçücük beyinlere böyle "ince" mesajlarla hangi fikirlerin pompalandığını iyi görünüz.

    10 Kasım Atatürk’ün ölüm günü... Ve hayvanları koruma günü!

    Burada utanarak ve açıkça yazıyorum. Atatürk hayvan yerine konuluyor. Bunu bilinçli olarak yapıyorlar. Küçük beyinlere bilerek mesaj veriyorlar. 365 günden oluşan takvim içerisinde bu soruya yanıt olarak, bula bula 10 Kasım gününü bulmuşlar. Ne ilginç rastlantı!
    önceden öğrenenler indirimli fiyattan öğrenir,
    otoriteden öğrenenler özgürlük bedeliyle öğrenir,
    deneyerek öğrenenler etiket fiyatından öğrenir,
    hayattan öğrenenler gecikme zammıyla öğrenir,
    hayattan da öğrenemeyenler boşa gitmiş hayatlarıyla öğrenirler...

  4. #24
    tekressam64 Misafir

    Standart






    ATATÜRK BÜGÜNLERİ BİLE HESABA KATIP BU ŞEREFLİ SÖZLERİ ŞEREFSİZLERE ARMAĞAN ETMİŞTİR !!!

  5. #25
    Üyelik tarihi
    06.Mart.2008
    Mesajlar
    36
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Bu ülke için yeni bir Atatürk gelirmi ?

    Bence öyle kendini feda edecek insan bulunmaz. Çünkü şu ortamda kendini feda edecek adama Ata yı boşver önder bile demezler. Olsa olsa o kişi embesil olur.

    Dünya tarihinde her halk hak ettiği şekilde hayat sürer. ve biz Türkiye insanı olarak bunları maalesef hak ediyoruz.

    Çuval kömüre oy satmak bizde, koltuk için yalamalık bizde, koltuktakine yalamalıkta bizde. Şanlı tarih masalına sığınmak bizde, maç harici ülke sevgisinin olmamasıda bizde. ( Verginin kralını kaçırırız, trafik cezası ödemez rüşveti veririz çünkü )

    Neyse daha fazla yazmayım bari. Polemik olmasın

  6. #26
    Üyelik tarihi
    05.Mayıs.2008
    Mesajlar
    1,121
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Yeni bir Atatürk sitesi

    Aşağıdaki web adresi yeni bir Atatürk sitesine ait. Diğerlerinden çok daha zengin içerikli olacak gözüküyor. Ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

    İşte Atatürk

  7. #27
    Üyelik tarihi
    06.Mayıs.2009
    Yaş
    59
    Mesajlar
    41
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    DÜŞÜNDÜKÇE
    Yavuz Bülent Bâkiler / TÜRKİYE GAZETESİ
    18 Ağustos 2012 Cumartesi

    Atatürk dinin nasıl öğretilmesini istiyordu -1-


    Atatürk’ün ölümü üzerinden 74 yıl geçti. Şimdi biz, İslâmiyetle ilgili konularda bile, “Atatürk dedi ki...” diye söze başlıyoruz. Atatürk bir İslâm âlimi midir? Sanıyorum ki, yüz yıl sonramızda bile, birtakım kimseler, kendilerini bu yanlıştan kurtaramayacaklar. Bugün, bazı ilim adamlarımız da, görüşlerini Atatürk’e dayanarak açıklıyorlar. Yâni, dinin önemini belirtmek için, Atatürk’ün konuşmalarından örnekler veriyorlar. Beri yanda, pozitivist düşüncede olanlar da, yani ahiretin bütün kapılarını kapatanlar da, Kur’an’a, Allaha inanmayanlar da “Atatürk demişti ki...” diyerek yazıyor, konuşuyorlar.

    Her iki görüş de yanlıştır.

    Yani biz, dindarlığımızı veya din dışı yaşayışımızı Atatürk’e bakarak mı belirleyeceğiz? İslâmiyet söz konusu olduğunda, bizim için örnek insan, Hz. Muhammed’dir. Biz sevgili peygamberimizin söylediklerine bakarız ve bir Müslüman olarak da, inanmak veya inanmamak konusunda Atatürk’ün söylediklerini çok tabii karşılarız. Yani Atatürk İslamiyete inanıyorsa sevinç çığlıkları atmayız. İnanmıyorsa ona yumruk sıkmayız. Çünkü Atatürk’ün de bir insan olarak inanmak ve inanmamak hakkı-hürriyeti vardır. Unutmamak lâzımdır ki, Milli Mücadelemizin lideri, devletimizin kurucusu kayıtsız şartsız Mustafa Kemal Paşadır. Ama o, dini konularda örnek alınacak bir kişi değildir.

    Değerli dostum Arslan Tekin’in evvelki gün, Yeniçağ gazetesinde bir yazısı çıktı. “Dini Cehâletin Böylesi” başlıklı yazının ilk cümlesi dikkatimi çekti. Tekin: “Mustafa Kemal neden dinin sağlam öğretilmesini istiyordu?” diye başlıyordu.

    Hemen belirteyim ki dinin öğretilmesi doğru, fakat Mustafa Kemal’in İslamiyet konusundaki görüşleri, yanlıştır.Ben, Atatürk üzerine yazılan kitaplardan 90 tanesini okuyabildim. Şimdi 91. kitap elimdedir. Biliyorum ki, Mustafa Kemal, dehâ derecesinde zeki bir kimsedir. Büyük bir kahramandır. Milli Mücadele yıllarında, câmi minberlerine bile çıkarak İslâmiyeti ve sevgili peygamberimizi çok, ama çok öven beyanlarda bulunmuştu. Buna mecburdu. Çünkü halkımızı yanına almadan o büyük, o zor mücadeleden başarıyla çıkması imkânsızdı. Ama Cumhurbaşkanı olduktan; bütün kuvvetleri avucunda topladıktan sonra, tavrı değişti. Hz. Muhammed’den “Arab oğlu” Kur’an-ı kerimden de “O Arab oğlunun yaveleri” yani saçma sapan sözleri diye bahsetti. İsmet Bozdağ’ın “Paşalar’ın Kavgası”nda da, Kazım Karabekir Paşa’nın hatıratında da vardır. Atatürk, Karabekir Paşa’ya demiş ki:

    “Karabekir! Kur’anı Türkçeye çevirtiyorum. İstiyorum ki milletimiz okusun ve o Arab oğlunun ne yaveler yediğini görsün!”

    Atatürk, İslâmiyetin batacağına yerine yeni bir dinin çıkacağına inanıyordu. Bunu Hüsrev Gerede’nin Anıları’nda okuyoruz. Hüsrev Gerede, Atatürk’ün çok yakın asker arkadaşlarından biri. Mustafa Kemal, Samsun’a 19 Mayıs 1919 tarihinde 18 kurmay arkadaşıyla birlikte çıktı. O kurmaylardan biri de Hüsrev Gerede’dir. Onun literatür yayınlarının 86.’sı olarak basılan anılarının 267. sayfasında H. Gerede, Atatürk için diyor ki: “Dindar, yani dini bütün ve inançlı mıydı? Buna doğrudan doğruya cevap vermek çok güçtür. Herhâlde oruç tutan, namaz kılan cinsinden değildi.” Gerede, dini konularda yazılar yazan Selim Sırrı Tarcan’a Atatürk’ün “Bu din batacak ileride yeni bir din çıkacaktır. Sen bu konularda yazı yazmayacaksın anladın mı?” diyerek mani olduğunu açıklıyor. (Sayfa; 268)
    O yeni dinin Hristiyanlık olduğunu yarınki yazımda okuyacaksınız.

    Atatürk dinin nasıl öğretilmesini istiyordu? -2-

    Arslan Tekin kardeşim, Mustafa Kemal’in, “Dinin doğru öğretilmesini istediğini” yazıyor. Ben de, Cumhuriyetimizin yeni filizlendiği yıllarda, devletimizin İslamiyete ve Hz. Peygambere nasıl baktığını belgelere dayanarak dikkatinize sunmak istiyorum: Devletimiz ortaokullarımızda ve liselerimizde okunması için 1931 yılında, Devlet Matbaasında 4 ciltlik bir tarih kitabı bastırdı. Bu kitabın 2. cildinde İslâmiyetle ve Hz. Peygamberle ilgili dehşet verici iddialar var. Tarih kitabının 89. sayfasında kelimesi kelimesine şöyle deniliyor:

    MUHAMMED’İN DAVETİ: “Muhammed, Mekke’de, müşriklik muhitinde ve tesirinde büyümüş olmasına rağmen dini meseleler ve dini düşünceler, pek derin bir surette, zihnini işgal ediyordu. Muhammed 40 yaşına geldiği zaman vatandaşlarını, kendinin bulduğu ve doğru olduğuna inandığı yeni bir dine davete başladı. Muhammed’in dâvet ettiği bu dine.... İslam denilmiştir.”

    Resmî olarak hazırlanan o İslâm Tarihi kitabının 90. sayfasında çocuklarımıza şu görüşler telkin edilmek istenmişti.

    KUR’AN VE VAHİY: “Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir. O, Arapların ahlak ve âdetlerinin pek fena ve pek iptidai ve ıslâha muhtaç olduğunu anlamış, bunları ıslâh için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra, kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur.”

    Böyle inkârlarla mı İslâmiyet doğru olarak anlatılacaktı? Tarih Kitabının 91. sayfasındaki inkâra bakınız:

    İLK VAHİY: “Muhammed, uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan âyetleri, lüzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu. Bununla beraber, kendisini tahrik eden kuvvetin tabiat fevkinde bir mevcudiyet olduğuna samimi surette kani idi.”

    Böyle midir? Arslan Tekin kardeşim de böyle mi düşünmektedir? Şimdi diyeceksiniz ki: “Bu tarih kitabını kim, kimler yazmış?”
    Bu kitap 14 önemli kişinin çalışmasıyla hazırlanmış. İşte 9 CHP milletvekili şunlar:

    Samih Rıfat - Yusuf Akçuraoğlu - Dr. Reşit Galib - Hasan Cemil - İsmail Hakkı - Reşit Saffet - Sadri Maksudi Arsal - Şemsettin Günaltay - Yusuf Ziya - M.Tevfik Bey Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri - Afet İnan: Musiki mektebi Muallimi - Bâki Bey: Miralay - Şemsi Bey: Miralay.

    Haydi iki örnek daha vereyim: Cumhuriyetin ilânından sonra İslâmın Amentüsü, yani imanın 6 şartı değiştirildi. Türk’ün yeni Amentüsü Hâkimiyet-i Milliye Matbaasında bastırılarak dağıtıldı. Deniliyordu ki:

    1-”Vatanı yoktan var eden (!) Mustafa Kemal’e,
    2-Onun ordularına,
    3-Onun kanunlarına,
    4-Mücahit Analarına
    5-İyilik ve kötülüğün insanlardan geldiğine
    6-Öldükten sonra dirilme olmayacağına ve Atatürk’ün Tanrının en sevgili kulu olduğuna (!) iman ederim!..”


    Beğendiniz mi?

    Son olarak Kâzım Karabekir Paşanın 13-14-15-16 Kasım 1970 tarihli Yeni İstanbul gazetelerinde çıkan hâtıratını özetliyorum.

    Karabekir Paşa diyor ki: 18 Temmuz 1923 tarihinde, Mustafa Kemal Paşa başkanlığında toplanan bir komisyonda, yeni Anayasamızda, dinimizin Hristiyanlık olarak gösterilmesi isteniyordu.

    İktisat Vekili Tevfik Rüştü Bey, Dahiliye Vekili Fethi Okyar Bey, Adalet Bakanı Mahmut Esat Bey... bu fikri şiddetle savunuyorlardı. Söz olarak ben de kendilerine itiraz ettim.

    Hava çok gerginleşti. Başkanlık kürsüsünde oturan Atatürk’e döndüm:

    -Paşam siz ne düşünüyorsunuz? Siz ki Meclisimizi Fatihalarla tekbirlerle açtınız dedim. Atatürk:

    -Münakaşalar şiddetlendi. Toplantıyı tatil ediyorum, diyerek toplantıyı tatil etti...”

    --------------
    Gazi Mustafa Kemal: (Cumhuriyet ilanından önce)

    Birinci telgraf

    ''Gayet acildir. Ankara, 21 Nisan 1920. Allah'ın yardımıyla, Nisan'ın 23'üncü Cuma günü, Cuma namazını müteakip Ankara'da Büyük Millet Meclisi küşat edilecek, yani açılacaktır. Vatanın istiklali, makam-ı ref-i hilafet ve saltanatın istihlası gibi en mühim ve hayati vazifeleri ifa edecek olan bu Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününü Cuma'ya rastlatmakla, o günün bereketinden istifade edilecek ve bütün sayın milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayramı Veli Camii şerifinde cuma namazı kılınarak, Kur'an’ın nurlarından ve namazdan güç kazanılacaktır. Namazdan sonra, Peygamberimizin mübarek sakal-ı şerifi ve mübarek sancak alınarak Meclis'in toplanacağı yere gidilecektir. Toplantı yerine girilmeden önce bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir. Bugünün, yani 23 Nisan'ın kutsiyetini teyit için, bugünden itibaren il merkezinde, vali beyefendi hazretlerinin düzenleyeceği üzere hatim indirilmeye ve Buhari okunmaya başlanacak; hatmin son bölümleri, teberrüken, Cuma günü namazdan sonra Meclis'in toplantı yeri önünde okunup bitirilecektir. Meclisin açılışından dolayı, her yerde cuma namazından önce, münasip surette Mevlid-i Şerif okunacaktır. Cenab-ı Haktan, bizi muvaffak kılmasını niyaz ederiz. Heyeti temsiliye namına Mustafa Kemal''


    İkinci telgraf

    ''22 Nisan 1920. Dakika tehir edilmeyecektir. Bütün illerle, bağımsız sancaklara, kolordulara, Nazilli'de Albay Refet Beyefendiye, Bursa'da 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa hazretlerine, Bursa'da 56. Tümen Komutanı Albay Bekir Sami Beyefendiye, Balıkesir'de 61. Tümen Komutanı Albay Kazım Beyefendiye... Allah'ın inayetiyle, Nisan'ın 23'üncü Cuma günü Büyük Millet Meclisi açılarak çalışmaya başlayacağından; bu tarihten sonra, bütün sivil ve askeri makamların ve bütün milletin başvuracağı en yüce merci, Büyük Millet Meclisi olacaktır. Bilgilerinize sunulur. Heyeti Temsiliye adına Mustafa Kemal...''


    ATATÜRK'ÜN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN V. DÖNEM 3. Yasama Yılını Açış Konuşmaları (Cumhuriyet ilanından sonra)

    Aziz milletvekilleri,

    Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.(Alkışlar)


    Kaynak: http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/atatu...usma/5d3yy.htm


    UYU ALİ UYU , OYA İP ATLA, BAK KUŞ GEÇİYOR .........
    ZOR OYUNU BOZAR...

  8. #28
    Üyelik tarihi
    29.Ekim.2011
    Mesajlar
    41
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Atatürk ne zaman din adamı oldu da din çerçevesinde tartışılmaya başladı? Adam ateist olsa kime ne? Adamın velev ki ateist olması bu ülke için yaptıklarını değiştirecek mi? Aha işte başımızdaki müslümanları da görüyoruz ne filmler çevirdiklerini, dünya nimetleri için ne taklalar attıklarını, nasıl kul hakkı yediklerini.

  9. #29
    Üyelik tarihi
    06.Mayıs.2009
    Yaş
    59
    Mesajlar
    41
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Alttaki linkte uzunca açıklandığı üzere takiyye yaptığını ,inanmış göründüğünü bu cümlesiyle açıkça kendisi ifade ediyor: "Bu inanmış insanların, Allah vergisi nitelikleri bende yok, ama bu nitelikleri desteklemeyi de hiç ihmal etmiyorum."

    http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/tag/alay/

    Türkiye de dilimizi açması için bir Türk evladı bulamayıp Agop Dilaçar isimli Ermeni’yi Türk Dil Kurumu’nun başına geçiren ve Agop’un bulup kendisine takdim ettiği Atatürk ismini zevkle kullanan Kemalizmin kurucusunun kendi ifadelerinde ve icraatlarında herşey açıkça ortada zaten. Hangi demokratik ülkede hakkında ''Koruma Kanunu '' çıkarılan biri var ? Birşey izah etmeye bile lüzum yok aslında.

    Bu ülke için yapılanlara gelecek olursak , sadece birkaçı ;

    İlk okuldan başlayarak sürekli olarak beynimizi formatlayan 90 yıllık vesayet düzeni, onca baskıya , yasağa, dayatmaya , zorlamaya rağmen 23 nisan, 19 mayıs, 30 ağustos ve 29 ekimi azınlık bir zümrenin haricinde bayram gibi benimsememizi sağlayamamıştır, sağlayamaz da …

    Neden sağlayamadı ve sağlayamaz ; çünkü hakim oligarşik düzen yani müesses nizam bu ülke insanını anlayamamış veya anlamış ancak mevcut ayrıcalıklı elit bürokratik nizamın devamı adına işine gelmemiştir …

    Bu tarihler , zihniyet olarak bu tarihleri bayram olarak kabul eden zümreye dahi tatil fırsatının ötesinde bir şey ifade etmemektedir artık …Keza İstanbul’un fethi de sonradan uydurulmuş , bazı dindar ve muhafazakar kesimin hakim düzenin bu bayramlarına (!) bir tür tepki ve ferahlama fırsatı olarak gördüğü , tepki olarak ortaya koyduğu ve 70’li yıllardan itibaren zirve yapan bir bayram (!).

    Osmanlı imparatorluğu dahi kendi varlığı , gücü ve maksadı adına çok önemli olmasına , hadis-i şerifle övülmesine, müjdelenmesine rağmen İttihatçılar dönemine kadar İstanbul’un fethini hiç kutlamadı ! Neden kutlamadı; büyüklüğünden , vakarından , tevazuundan dolayı …

    Biz yedi düvele karşı falan savaşmadık, İngiliz gazına gelip Polatlı’ya kadar ilerleyen yunanı İngiliz desteği kesilince geldiği yere gönderdik, HEPSİ BU !

    Resmi ideolojinin beyninizi formatlayıp kazıdığı, dayattığı resmi tarihle mutlu olun , zira bu da adresini verdiğim video misali bir emirdir …


    MUTLU OLUNACAK, OL ;


    Binlerce kaynaktan bazıları ;

    Prof. Cemil Koçak , Kurtuluş Savaşı`nda Yedi Düvele KarşıSavaşmadık ; İtalyanlar, Ege Bölgesi`nin kendilerine verileceğini umuyorlardı.Umduklarını bulamayınca yani İngilizlerden kazığı yiyip bölgeyi Yunanlılara kaptırınca çekildiler. Hatta çekilirken de tüm askeri mühimmatı ve silahlarını Ankara hükümetine `sattık` adı altında bağışlayarak Anadolu`yu terk ettiler...Burada tek tip kalıplaşmış bir İngiliz siyasetinden de söz edemeyiz.Yunanlılara karşı da ikili oynadılar. Örneğin; Sakarya Meydan Muhaberesi öncesi, İngiliz istihbaratı Türk kuvvetlerinin savaş planlarını ele geçirdi fakat bunu Yunanlılara vermediler… İstanbul`a 100.000 kişilik askeri güç yığılmıştı fakat bunlar savaş sırasında tek bir hareket dahi yapmadılar. Bu toplanan askeri kuvvetin asil hedefi Türkiye değil kuzeydeki bolşeviklerdi…

    Düzenin Yabancılaşması Kitabı Prof. İdris Küçükömer ; Kurtuluş Savaşı Yunanlılara karşı kazanılmıştır. Kurtuluş Savaşı bir Türk-Yunansavaşıdır ! Yedi Düvelle Savaşılmamıştır ...

    FİKRET BAŞKAYA - PARADİGMANIN İFLASI ; Gerçekten MustafaKemal ve onun "inkılaplarıyla ilgili olarak üretilen efsane, yedi yüzyıllık Hilafet ve Saltanat devrinde üretilmemiştir. İlginç olan bir şey de, efsane üreticilerinin, sözde efsaneleri yıkmak, hurafeleri yok etmek amacıyla yola çıkmış olmalarıdır. Topluma rasyonel düşünceyi egemen kılmak amacıyla yola çıkanlar, hiçbir dönemde görülmemiş düzeyde hurafe üretmişlerdir. Putları yıkmak için yola çıkanlar, hiçbir dönemde görülmemiş düzeyde put ürettiler. Cumhuriyet aydını, put üreticiliği ve bekçiliğine koşulmuştu ...

    Yalan Söyleyen Tarih Utansın, Mustafa Müftüoğlu ...

    Ruşen Eşref, Anafartalar kumandanı ile mülakat, sf 20...

    Kadir Mısıroğlu, Lozan zafer mi hezimet mi? sf 157,158,159...

    Lozan Zafer mi Hezimet mi? Kadir Mısıroğlu cilt: 1 sayfa:272-273 ...

    Hatıraları ve Söylemedikleri ile Rauf Orbay , FeridunKandemir sayfa: 96-97 ...

    Harp Hatıralarım , Ali İhsan Sabis cilt: 5 sayfa: 358 ...

    Sabancı üniversitesi öğretim üyesi Prof. Ayşe Kadıoğlu diyor ki; “HIRİSTİYANLIĞA GEÇMEK BİLE DÜŞÜNÜLDÜ” Cumhuriyet elitlerinin gelişmeninönündeki en büyük engelin İslam olduğunu düşündüğünü ve bu yüzden İslami kurumve kuruluşların kapatıldığını ifade eden Kadıoğlu, “Hatta bazı Cumhuriyetelitleri Hıristiyanlığa geçmeyi bile düşündü. ‘Eğer İslam’ı bırakıpHıristiyanlığı seçersek, gelişebiliriz’ düşüncesi vardı. Mesela Mahmut Esat Bozkurt ‘İslam gelişmenin önündebir engel. Biz bununla devam edemeyiz’ demiştir” dedi. GöKALP’İN DİN VE MODERNLEŞME DÜŞÜNCESİ Cumhuriyetelitleri arasında Osmanlı devlet yapısı ve kültürüne karşı olmasına rağmenİslam’ın Cumhuriyet içerisinde tutulabileceğini düşünenlerden birinin Ziya Gökalp olduğunu ifade eden Kadıoğlu, Gökalp’ın düşüncesinin 1923′teki Lozan Antlaşması’ndan sonra terk edildiğini belirtti.. İsmet İnönü’nün Lozan’dan döndükten sonra ‘Eğer hocalardan kurtulmazsak, bir şey yapamayız‘ dediğini hatırlatan Kadıoğlu, bu tarihten sonra dinin yasaklandığını ve ‘gerici’ bir konsept olarak görüldüğünü belirtti...

    Prof. Dr. Erik-Jan Zürcher ; “Milli Mücadele yeni birdevlet kurmak için verilmemişti” ; Kemalist Devrim tepeden inmeciydi’ , ‘Kemalist kadro halka pek güvenmiyordu’ ,‘Milli Mücadelecilerin çoğunun tercihi Anayasal monarşiydi’ , ‘İnönü demokrasiyi seçti ama seçimleri kaybedeceğini aklından bile geçirmemişti’ ,‘Milli Mücadele yeni bir devlet kurmak için verilmemişti’ ...

    Mustafa Armağan, Tek Parti Devri, TİMAŞ Yayınları ...

    Hüseyin Yılmaz ; 19 Mayıs hikayesi ve Türk gençliği ...

    Mehmet Şevket Eygi Gazeteci-Yazar ; Lozan’ın gizliprotokolleri …

    Mustafa Armağan ;Cumhuriyeti kuran gizli komite ...

    Cumhuriyeti kuran masonlar ; Emre Avşar ...

    Sevan Nişanyan ; YANLIŞ CUMHURİYET

    Hatıraları ve Söylemedikleri ile Rauf Orbay Feridun Kandemirsayfa: 96-97 ; Lozan da Türkiye’yi neden yahudi haham temsil etti ...

    Kaynak: Falih Rıfkı Atay eski saat, s. 330 ; İrtica (İslam Hukuku Anayasası isteyenler) ile boğuşmanın istilayı söküp atmaktan daha lazım ve zor olduğunu belirtmek isteriz. Onun içindir ki, kurtuluş savaşındaki can kaybının 50 kat fazlasını irtica ile savaşta verildiğini hatırlatmak gerekir.' /BU ÜLKE İÇİN (!) /

    Bu millet Çanakkale'de 400 bin, Yunan harbinde ise 10 binşehid vermiştir ! Ama inkılâplar için tamı tamına 500.000 ! (İrfan Orga,Atatürk s,265) ... /BU ÜLKE İÇİN (!) /


    '1923–1931 yılları arası, sırf İslami düşünüş veya şayışlarından dolayı, darağaçlarında sallandırılan 10 binin üzerinde (tabiiki topluca öldürülenler ve kurşuna dizilenler hariç[?])…'(h.h.ceylan,din-devlet ilişkileri kitabı, 3. cilt, sayfa 9) ... /BU ÜLKE İÇİN (!) /

    Kemalist inkılapları yerleştirmek için beş yüz binden ziyade insan telef edilmiş[tir]'… Kadir Mısıroğlu, hilafet, s. 359/316. dipnot; Lozan,1. cilt sayfa 96) ... /BU ÜLKE İÇİN (!) /

    İnkılaplar uğruna katledilen 500.000 insan !! Bu milletÇanakkale'de 400 bin, Yunan harbinde ise10 bin şehid vermiştir! Ama inkılâplar için tamı tamına 500.000! "İrtica ile boğuşmanın istilayı söküp atmaktan daha lâzım ve zor olduğunu belirtmekisteriz. Onun içindir ki, Kurtuluş savaşındaki (10 bin) can kaybının 50 kat fazlasını irtica ile savaşta verildiğini hatırlatmak gerekir. (..) "Kaynak: Falih Rıfkı Atay , Eski Saat, S. 330 ... /BU ÜLKE İÇİN (!) /

    HOCALARI TOPTAN KALDIRMALI, ARAPOĞLUNUN YAVELERİNİ (KUR'AN-I KERİM'İ KASTEDİYOR) TÜRKLERE ÖĞRETMELİ... Kazım Karabekir şöyle anlatıyor: 10 Temmuz 1923 Ankara istasyonundaki kalem-i mahsus binasında Fırka nizamnamesini müzakereden sonra, Gazi ile yalnız kalarak hasbihallere başlamıştık. “Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar ” dediler. Kendisini hilafet ve saltanat makamına layık gören ve bu hususlarda teşebbüslerde de bulunan, din ve namus lehinde türlü sözler söyleyen ve hatta hutbe okuyan, benim kapalı yerlerde ba şaçıklığımla latife eden, fes ve kalpak yerine kumaş başlık teklifimi hoş görmeyen Mustafa Kemal Paşa, benim hayretle baktığımı görünce, şu izahatı verdi: “Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkumdurlar ! Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Bunun için önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz. Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz!“ …kaynak ; Bkz. Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası: Atatürk-Karabekir, Yayına hazırlayan: İsmet Bozdağ, Emre Yayınları, Aralık 1991, s.143. Aynı hatıraları Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor” ismiyle neşretmişti. Oradaki ifade şöyledir: “Bunun için önce din ve NAMUS telakkisini kaldırmalıyız.” ...

    23 nisan 1920 de meclis- i mebusan açılırken Hacı Bayram-ı Veli hazretlerine gidilip dua edilir kurbanlar kesilir… 3 yıl sonra savaş kazanılınca birileri Atatürk’e tekrar Hacı Bayram-ı Veli hazretlerine gidelim der. Atatürk şu cevabı verir. " Bu zafer Türk milletinin ve ordusunun zaferidir, o evliyaların bir ilgisi yok"

    BU ÜLKE İÇİN !
    ZOR OYUNU BOZAR...

  10. #30
    Üyelik tarihi
    29.Ekim.2011
    Mesajlar
    41
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Durum sandığımdan daha vahimmiş Başarılar size.

Sayfa 3 Toplam 4 Sayfadan BirinciBirinci 1234 SonuncuSonuncu

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
YASAL UYARI
Ekonomi, Borsa ve Para piyasaları" bölümünde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır. Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.keyborsa.com web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.
Google Privacy Policy
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193