Saptırıyorlar!
İslamın en büyük düşmanı İngilizlerdir. Bir Rus’un, Ermeni’nin, Yunan’ın düşmanlığı açıktır, gelir fidelerinizi kırar. Ama Britanyalı sizinle birlikte sular, gübre atar, budar. Akşam da zehir döküp kurutur, ertesi gün senden fazla ağlar.
Darfur % 100 Müslümanların yaşadığı bir bölge ve ölen 300 bin insanın tamamı Müslüman. Bu ülkede iki kişiden birinin hafız olduğu bilindiğine göre 150 bin hafız kaybettik diyebiliriz.
PETROLÜN VARSA?
Ve gelelim asıl meseleye. Sudan Petrolleri vasfı ve miktarı ile (3.5 milyar varil) Batılıların iştahını kabartıyor.
Önceleri petrolü ABD ile işletiyorlardı, ancak Amerikan firmasını John Garang adlı Marksist gerillaya (Küba ekolüdür) ağır silahlar verirken yakaladılar, sözleşmeyi yırttılar.
Biliyor musunuz sonra ne oldu? Bir ay içinde komşuları Sudan’a savaş açtılar. Bilhassa Uganda, Eritre ve Etiopya!
Derken ambargo başladı. Yetmedi, ülke için hayati öneme haiz olan Şifa İlaç Fabrikası’nı (kinin aspirin üretiliyordu) uçurdular havaya.
AYRIK OTU GİBİ
İngilizler bu topraklara iki tohum ekmiş. Birincisi fitne tohumu ki kabilelerin damarına damarına basmış ırkçılığı hortlatmışlar. Sen asilsin, lisanın soylu, kaşların keman, boyun da uzunca... Onlar sefil, kültürsüz, kısa... Yakışıyor mu yanına?
Ne edip etmiş, aynı safta el bağlayan müminleri birbirine düşürmeyi başarmışlar. Bu arada taban suyunu emip kurutan bir bitkinin tohumlarını sahraya saçmışlar. Bu bodur ağaçların hakimiyet alanında diğer nebatatın hiç şansı yok, Hani bir işe de yarıyor olsalar. Kesilmiyor yakılmıyor, paralarsanız çekirdekleri sağa sola dükülüyor, tümör gibi çevreye yayılıyor. Yaprakları zehirli mazaallah hayvan yese sabaha çıkamıyor.
İşte son savaşın görünen nedeni de bu bitki. Taban suyu çekilince meralar kuruyor. Sığırlar da çiftçilerin tarlalarına dalıyor.
Bahane hazır, mâlum eller işareti veriyor.
Bir dost “terörün sebebi mebebi olmaz, düğmesi vardır” demişti, “basarsın çalışır.”
NEREDEN NEREYE
Darfur eskiden güçlü bir Afrika sultanlığı imiş. İtibarlıymış, zenginmiş. Hatta hacıların ağırlanma işini Darfur sultanları üstlenir, her yıl Kabe-i muazzamanın örtüsünü yeniletirlermiş. Onları da bizim gibi ittihatçılar yakmış.
Yahudi, Ermeni, Gürcü ve Arnavut’tan müteşekkil mâlum heyet, Abdülhamid Hana hal kararını bildirince memleket maceraperestlerin eline kalmış. Enver Paşa Berlin, Bosfor, Bağdat, Buhara, Bombay (5B) hayalleri kurmaya başlamış. 6 Asırlık imparatorluğu sonu belli olmayan serüvenin içine yuvarlamış.
Osmanlı resmen savaşa girince İngilizler İstanbul’a yönelmişler. Darfur Sultanı Ali Dinar halifenin (Darfurlular Abdülhamid diyorlar ama Mehmet Reşad) çağrısına uyup Cihada katılmış. Yetmemiş, Donanma Boğaz’a dayanınca Çanakkale’ye koşmuşlar. Fukara insancıklar küpelerini kolyelerini de torbalamış bize yollamışlar (Biliyorsunuz bunlarla İş Bankası kuruldu. Kılıçdaroğlu CHP hisselerini Bangladeş ve Darfur’a geri yollar mı bilmiyorum. Ama Gandi Kemallik onu gerektiriyor.)
İngilizler kincidir, Darfur’u kenara yazmışlar. Gariban ülkeye musallat olmuşlar. Ali Dinar tam 16 yıl boyunca emperyalistlere direnmiş, pusuya düşmüş sonunda...
(Allahü teâlâ gani gani rahmet eylesin, mâkamı âlâ ola)
DEVAMI
http://www.turkiyegazetesi.com/haber...haberid=457047