Toplam 6 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 6 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Bunları Biliyor musunuz...

  1. #1
    Üyelik tarihi
    11.Mart.2007
    Mesajlar
    197
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Bunları Biliyor musunuz...

    1 Nisan şakasının kökeni nedir?


    1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce
    Avrupada yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında IX
    Charles'in bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine
    devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak
    nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz
    hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar
    sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin
    parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya yayıldı.

    İnsanlar niçin içki kadehlerini tokuştururlar?

    Bu konuda iki ayrı açıklama vardır.
    1) İnsanların beş duyusunu tatmin
    amacıyla şarap kadehini sofrada çın sesiye tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle
    tat alma; burunla koklama;eliyle dokurma,ve çın sesiyle işitme. Şarap bütün duyguları tatmin
    eder anlamını taşır.
    2)Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip,ona
    zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için
    kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir yudumun kendi kadehine dökülmesini isterdi.
    Sonra aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir böyle durumda ev sahibine güvenini göstermek için
    kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, çın sesiyle içkiyi denemeye gerek olmadığını gösterirdi.

    Çinliler yiyeceklerini niçin çubukla yerler?

    Çinlilerin yemek yeme alışkanlıklarının yiyeceklerini çok küçük parçalar halinde
    yemelerinden çubuk kullandıkları anlaşılıyor.Çinde eskiden yalnızca zenginler masada otururlardı.
    Halkın çoğunluğu tabakları ellerinde yemek yerlerdi. Bir elleriyle tabaklarını tutar, öteki
    elleriyle çubuk kullanarak beslenirlerdi. Hızla artan nüfus yüzünden yiyecek sıkıntısı çeken
    çinliler önlerindeki yiyeceği küçük parçalar halinde çoğaltarak yiyorlardı. O zamanlar ağaç
    sıkıntısı nedeniyle de tahta kullanımı kısıtlıydı. Masa kullanımı bu yüzden çok zordu. Çubuklar
    fildişinden ve kemikten yapılırdı.

    Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir?

    Bu şarkı"Happy birthday to you" dur. Şarkının asıl kaynağı Amerika'lı iki kız kardeşe aittir.
    Orijinal adı " Good Morning to All" yani " hepinize günaydın"dır. Daha
    sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere
    aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir. Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır.

    Yapıştırıcılar nasıl yapıştırıyor?

    Yapıştırıcıların sağladığı yapışma olayı aslında kimyasal bir reaksiyondan başka bir şey değildir. Günümüzde imalatçılar yapıştırıcıları sentetik malzemeler kullanarak yaparlar. Yapışma olayında benzer
    veya ayrı malzemeden iki madde, bir de yapışkan gerekir. Burada en önemli görev yapıştırıcıdadır.
    Yapıştırıcının moleküllerinin diğer iki madde molekülleri ile birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olması gerekmektedir.

    Mezara niçin çiçek konulur?

    İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'nun milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının
    çiçekten tacçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupada ise M.Ö 2000 yıllara kadar
    mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme,
    kötaü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan
    kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mazarlıklarda kullanılır. Ağacın
    yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenherinde siyah
    giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayalletlerden sakınmak amacı taşımaktadır.

    Satrançta şah niçin o kadar pasiftir?

    Çünkü şah koruma altındadır. Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O yüzden
    bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri
    geri, çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire Kraliçe adı verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin
    Kralın en büyük desteği olduğunu işaret etmektir. Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından
    oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır.

    İnsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur?

    Bir insan büyük bir tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca vücudu otomatikman savunmaya geçer. Diğer canlılarda olduğu gibi dişler ve çene savunmanın ana mekanizmalarıdır.İşte bu nedenle ilk
    insanlardan gelen kalıtımsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete geçer. Çenedeki
    kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir.

    Akıl ile zeka arasında fark nedir?

    Akıl yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir. Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yataneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır. Zeka bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir besteci müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen testle ölçülebilir.

    Dolunay insan davranışlarınıetkiler mi?

    İnsanlar arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır. Bilim adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı , okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her gün olması gerekirdi. Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır.

    Niçin gözyaşı dökeriz?

    Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlearle ağlar. İnsanı farklı kılan bu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyer Darwin'dir. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.

    Üç yaşından daha önce olanları için hatırlamıyoruz?

    Bilim adamları geçmiş deneyimlerimizi saklayan hafızamızın beynimizde anıveya öykü şeklinde organize olduğunu ileri sürüyorlar. Üç yaşından küçükler bu şekilde iletişim kurma yeteneğine sahip değiller.Öykü ve anılarını anlatamıyorlar. Yer ve karakter kavramlarını anlamıyorlar. Üç yaşından küçükler düzgün konuşabildikleri,anlayış, seziş ve hafıza yeteneklerine sahip oldukları halde tüm olanları bir bütün olarak şekillendiremiyor, öyküye dönüştüremiyorlar.Hafızamız ne yaptığını ne yapıldığını 3-4 yaşlarında kaydetmeye başlıyor.

    Yumurtanın niçin bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı sivridir?

    Eğerköşeli olsalardı kenarları dayanıklılık bakımından çok zayıf olurdu. En dayanıklı geometrik şekil küredir ama bu şekildeki yumurta yuvarlanacak olursa nerede duracağı belli olmaz. Yumurta yuvarlanınca düz gitmez. İnce tarafı üstünde dairesel bir yol çizer. Başladığı yere yakın bir noktada durur. Yani düz bir yerde kaybolması olanaksızdır. Yumurta, tavuğun yumurta kanalında küre şeklindedir. İlerlemesi sırasında arkada kalan dairesel kasların büzüşerek hem yumurtayı ileri iterler hem de bu kısmına baskı yaparak konik biçimini sağlarlar. Yumurtanın şeklinin nedeni de budur. Sürüngenlerde bu düzenek olmadığından yumurtaları küresel biçimdedir.

    Develerin hörgüçlerinde ne var?

    Genelde hörgüçlerinde su olduğu ve uzun yolculuklarında bu suyu kullandıkları söylenir ama doğru değildir. Develerin hörgüçlerinde 30-35 kg kadar yağ bulunur. Yiyecek bulamadıkları zaman bu enerjiyle hareketlerini sağlarlar ayrıca yağ çöl sıcağına karşı koruma görevi de yapar. Develer suya az gereksinim duyarlar. Burun mukozaları insana göre 100 kat daha büyüktür. Soluk alırken havadaki nemin üçte ikisini kazanabilirler. Su kaybını da dokularından kaybederler, kandaki su etkilenmez.

    Çinlilerin gözleri niçin çekiktir?

    Yalnız çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların, japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.

    Ateş böceği nasıl ışık saçıyor?

    Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur. Bilimsel adı "Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı, moleküler seviyede kimyasal bir işlemdir. Bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir. Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden ışık elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmektedir. Fakat onlar da tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğinışık bölgesine yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerekmektedir

    Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker?

    Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.

    İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar?

    Özel bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır. İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.

    Bir hafta niçin 7 gündür?

    Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen
    beş gezegen ile güneş ve ayın sayısı nın 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.

    Niçin otellerin kapıları döner kapıdır?

    Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini engeller.

    İmdat çağrısı S.O.S 'in anlamı nedir?

    Çok kişi "Save our Ship" gemimizi kurtar; "Save our Soul" ruhumuzu kurtar; "Stop Other Signals" diğer sinyalleri sözcüklerinin kısaltılmışı sanır. Oysa hiçbiri değildir. Tamamen telgraf zamanından kalma mors alfabesiyle ilgilidir. İmdat çağrısının çok kolay akılda tutulabilmesi için 1908 de üç çizgi, üç nokta, üç çizgi olan S.O.S seçildi.

    Doktorlar niçin dizimize çekiçle vurur?

    Bir sandalyeye rahatça oturup bacak bacak üstüne atarken doktor dizkapağının hemen altına, kası kemiğe bağlayan tedoma minik lastik bir çekiçle vurduğu zaman bacak ileri fırlar. Bu reflekste baldır kaslarındaki duyu sinirleri kasın genişlemesine tepki verir ve yeni sinir sinyalleri oluşturarak kaslara hafif bir basınç uygulandığını ve gerildiklerini omuriliğine iletirler. Omirilik ise bu basınca dayanabilmesi için kasların kasılması gerektiğini bildirir, bacak tekrar geri hareket eder. Refleks, beyin denetiminden geçmeksizin, yani beyin devrede olmadan doğrudan omuriliğin komutlarıyla gerçekleşmektedir. Diz kapağı refleksi omuriliğin işleyişi konusunda bilgi veren önemli bir tanı yöntemidir.

    Tükenmez kalemin dolmakalemden farkı nedir?

    Kalemin tarihi yazınınkinden de eskidir. İlk insanlar sivriltilmiş çakmak taşlarıyla duvar resimleri yapmıştır. Mürekkepli metal kalemler Romalılar tarafından biliniyordu. Tükenmez kalem adı ile bilinen bilye uçlu kalemin ilk modeli 1880 yılında yapılmıştır fakat rağbet görmemiştir. Uçakların gelişmesiyle gündeme tekrar gelir. Uçaklar 2-3bin metreye çıkınca hava basıncı oldukça azalır. Dolmakalem mürekkebi basınç nedeniyle dışarı akarak kağıdı ya da giysiyi lekeler. 2.Dünya Savaşı'nda askeri uçaklarda kullanılan tükenmez kalem sonradan yaygınlaşmıştır. Tükenmez kalemlerde mürekkep kağıda pirinç uçtaki yuvaya yerleştirilmiş minik bir bilye aracılığıyla aktarılır. Fakat dolmakalemin özelliği seçkin ve yazıyı kaliteli kılmasıdır.

    Radyonun sesi açılınca pil daha çabuk mu biter?

    Pille çalışan portatif radyolarda sesin yüksekliği pilin ömrünü etkiler. Radyo açık, sesi kapalı durumu ile sesin sonuna kadar açık durumu arasındaki fark pillerin ömürlerinin kısalmasına neden olur. Ses sonuna kadar açıldığında pillerden çekilen akım yüzde 30 artmaktadır. Bu durum, küçüğünden büyüğüne, pille çalışan ve ses yükselticisi olan bütün radyo, teyp, volkmen vb. için aynıdır.

    Horozlar niçin sabahları erkenden öterler?

    Sabah güneş doğarken ötmek yalnız horozlara özgü değildir. Kulağa en çok
    horozun sesinin gelmesi, onun sesinin diğerlerinden daha güçlü olmasıdır. Kuşların büyük çoğunluğu
    da aynı saatlerde ağaçlarda koro halinde öterler. Gün boyu hem horozlar hem kuşlar bu ötüşü sürdürürler
    ama seslerinin en güçlü çıktığı zaman sabah saatleridir. Horoz ve kuşların sabah gün
    doğarken ötmeleri biyolojik saatleriyle ayarlanmıştır

    Evlerimizdeki sinekler kışın nereye gidiyor?

    Sineklerin her türü kışın ortadan kaybolur. Havaların ısınmasıyla birlikte ansızın ortaya çıkarlar. Sinekler ısıya
    karşı çok hassastır. Güneş bulutun arkasına girdiği zaman oluşan ısı düşmesinden etkilenirler. Kış günlerinde yaşama şansları yoktur. Ölmeden önce yumurtalarını toprağa veya kuytuya gömerler. Lavra ve yumurtalar soğuktan etkilenmez. Yaz sıcakları başlayınca yumurtalar çatlar ve yine sinekli günler başlar.

    Termos nasıl sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor?

    Tek nedeni vardır, vakum.Yani boşluk.Bir termosta içiçe geçmiş iki kap vardır.Dıştaki metal bir kap olup içteki
    genellikle bir cam şişedir.İkisinin arasındaki hava ise boşaltılmıştır.Tam olmasa da üreticiler tarafından elde edilebilen tama yakın bir boşluk vardır.Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de ılmadığından ısı iletilemez.Cismin ısısı başlangıçta ne ise o halde kalır.İçerden dışarıya, dışardan içeriye ısı geçişi olmaz.Böylece termosa konan sıvı sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk kalır.

    Kuşlar nasıl konuşabiliyor?

    Her insan ağzıyla konuşur ama konuşabilmeyi sağlayan asıl organ beyindir. Beyinde oluşan düşünceler dilimize ve dudaklarımıza aktarılır. Hayvanlar bu nedenle konuşamaz. Papağan ve benzeri kuşların yaptıkları konuşma değil, mükemmel bir ses tınısı ezberi ve tekrardır. Sesleri ezberler ve taklit ederler. Kuşların ses organları memeli hayvanlardan farklı olarak gırtlakta değil göğüs kafeslerinn dibinde, karın boşluğunun derinliklerindedir. Kuşların doğasında ses taklit yeteneği vardır. Doğayla içiçe yaşarken diğer kuşların seslerini
    taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar.

    Kediler balık ve sütü niçin severler?

    Kedilerin sudan hoşlanmadığı bilinir. Ama aslında kediler çok iyi yüzerler. Hava şartlarından dolayı ve de tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler. Evkedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara ve farelere olan düşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Mısır'da Nil vadisinde balık, kurbağa, küçük kuş ve fareleri avlayarak yaşamış olmasıdır. Zaten eski Mısırlılar kedilerifare avcıları olduğu için evcilleştirmişlerdir. Günümüzde kedinin kuzey Hindistan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan türleri ırmakların kenarlarında balık avlayarak yaşamaktadır. Patileriile balıkları sudan dışarı atar, gerekirse suya tamamen girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları onları ekmek ve sütle beslemişlerdir. Kedilerin süt zevkinin de Mısırlı bakıcılarının yarattığı beslenme alışkanlığından kaynaklanmaktadır.

    Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar?

    Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üstüste duran buzların herbiri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir.Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışcasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz
    Konu zerisz tarafından (13.Mayıs.2008 Saat 16:51 ) değiştirilmiştir.
    Yapabildiklerim Yapabiliceklerimin Yarısı Bile Değil

  2. #2
    Üyelik tarihi
    11.Mart.2007
    Mesajlar
    197
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    En uzun sure ucan tavuk 13 saniye havada kalmistir.

    El tirnaklari ayak tirnaklarina oranla 4 kat daha hizli uzarlar.

    Yilda ortalama 10 milyon kez goz kirpariz.

    Yarasalar bir magaraya girdiklerinde once sola donerler.

    Sogan dograrken sakiz cignemek goz yasarmasini onler.

    Ortalama bir insan gunde 13 kez guler.

    Kalbimiz gunde ortalama 100.000 kez carpar.

    Thomas Edison karanliktan korkardi.

    Dunyanin en eski sakizi bundan 9000 yil oncesine aittir.

    Beyaz Saray'da 13092 adet catal, bicak, kasik vardir.

    Ortalama bir insan, yilda 1460'in uzerinde ruya gorur.

    Bir insan, omuru boyunca ortalama 35000 kurabiye yer.

    Timsahlarin dilleri damaklarindadir.

    Muz veya yesil elma koklamak zayiflamaya yardim eder.

    Aslan kukremesi 5 mil oteden bile duyulabilir.

    Bir fare, susuzluga bir deveden daha fazla dayanabilir.

    Bogalar renk korudur.

    Kirpiler suda batmaz.

    New York'ta her gun ortalama 36.000.000 telefon gorusmesi yapilmaktadir.

    Sibirya'da insanlar sutu, donmus cubuklar seklinde alirlar.

    Las Vegas'taki kumarhanelerin hic birisinde saat yoktur.

    Italyan bayragini Napoleon Bonaparte tasarlamistir.

    Italya'nin Siena kentinde, ismi Mary olanlarin fahiselik yapmasi yasaktir.

    Uzay yolculugunda tasinacak her extra kilo icin gerekli olan yakit miktari 530 kg dir.

    Istokozlarin kani mavi renktedir.

    Timsahlar daha derine batabilmek icin tas yutarlar.

    Kalinligi ve buyuklugu ne olursa olsun hicbir kagit parcasi 7 kereden fazla katlanamaz


    Suudi Arabistan'da bir kadin kocasina kahve yapmazsa bu bosanma nedenidir.


    Bir köpekbaligi 100 milyon damla deniz suyu içindeki bir damla kani hissedebilir.

    Insan midesi, 2 haftada bir iç zarini yenilemekzorundadir; aksi halde kendi kendini sindirir.

    Bir bardak taze sampanyanin içine bir kuru üzüm atarsaniz, üzüm asansör gibi bardagin altindan üstüne, üstünden altina sürekli dolasir.

    Eger agzimiza attigimiz bir seye tükürügümüz degmezse, onun tadini anlayamayiz.

    Erkek peygamber devesi, disinin kokusunu 7 mil öteden duyabilir.


    George Washington, evinin bahçesinde marijuana yetistirirdi.

    Zürafa, kulagini 53 santim uzunlugundaki dili ile temizler.

    Lübnan'da disi bir hayvanla cinsel iliskiye girmek serbesttir, ama erkek hayvanla yasaktir.

    McDonalds'in karinin yüzde 40'i çocuk menüsü satisindan gelir.


    Her insanin dilinin izi de parmak izi gibi farklidir.


    Einstein, 9 yasina kadar düzgün konusamamistir. Ailesi onun özürlü oldugunu düsünmüstür.

    Tarihi film Ben Hur'da çekim ekibinin fark etmedigi kirmizi bir otomobil görünür.


    Her gün dogan çocuklarin ortalama 12'si yanlis anne babaya verilmektedir.


    Kagit para sanildigi gibi kagittan degil pamuktan yapilir.


    1950'den önce kenevir, agaç kabugu ve marijuana yapragi kullanilarak yapilirdi.

    Çikolatanin köpekleri öldürdügü dogrudur. Onlarin kalbine ve sinir sistemine zarar verir.

    Yarim kilo kadar çikolata küçük bir köpegi öldürebilir.


    Birçok ruj çesidi balik pulu içerir.


    Katil balinalar köpekbaliklarinin midesine alttan torpil gibi vurarak onlari öldürür.


    Donald Duck çizgi filmleri Finlandiya'da yasaklanmistir. Nedeni kahramanlarin don giymemesidir.


    Ketçap 1830'lu yillarda ilaç olarak satilirdi.

    Insan kalbi, kani pompaladiginda yarattigi basinc ile kani 10 metre uzaga firlatabilir.

    Bir domuzun orgazmi 30 dakika surer.

    Basinizi surekli olarak bir duvara vurarak saatte 150 kalori harciyabilirsiniz.

    Bir karinca agirliginin 50 kati agirligi kaldirabilir, 30 kati agirligi cekebilir ve zehirlendiginde her zaman sag tarafina dogru duser.

    Bir hamambocegi 9 gun basi koparilmis olarak, acliktan olene kadar yasayabilir.

    Bazi arslanlar gunde 50 defa ciftlesebilirler.

    Sicrayamayan (ziplayamayan) tek hayvan fildir.

    Devekusunun gozu beyninden daha buyuktur.

    Deniz yildizinin beyni yoktur.

    Kutup ayilari solaktir.

    Zevk icin sevisen yaratiklar sadece insanlar ve yunuslardir.

    Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar.

    Degerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.

    Kedilerin beyninde 32 adet kas vardır.

    Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.

    Global ısınma yüzünden yükselen deniz seviyesi 2050 yılında Shangai ve deniz kıyısındaki diğer Cin şehirlerinde büyük sellere neden olacak.

    Bu sellerde 76 milyon kişi evsiz kalacak.

    Üzerinde barkodu olan ilk ürün Wrigleys marka sakızdır.

    Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladir.

    Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır.

    Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarinin büyüklüğüne eşittir.

    Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.

    Meşe ağaçları elli yaşına gelmeden meşe palamudu üretemezler.

    İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmaginki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.

    Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.

    Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.

    Kanada, Kızılderili dilinde "buyuk koy" anlamina gelmektedir.

    İngilizcedeki Wendy ismi, Peter Pan hikayesinde kullanılmak üzere uydurulmuştur.

    ABD'de, yaşları 20 ile 29 arasında olan zenci erkeklerin ücte biri ya hapiste ya da gözaltinda tutulmaktadır.

    Ortalama bir erkek, hayatinin 3350 saatini tiraş olmak için harcar.

    Gecen 3500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmıştır.

    Sallanan sandalyede hiç durmadan sallanma rekoru 440 saattir.

    Bir kurbaga kendi uzunlugunun 350 kati kadar oteye sicrayabilir. Bu bizim bir futbol sahasinin bir ucundan bir ucuna atlayabilmemiz gibi bisey..

    Unutmayin ki, biri sizi kizdirdiginda yuzunuzu asmak icin vucudunuzdan 42
    kasinizi kullanirsiniz.. ( Kasim kasim kasilasin emi... )

    Kamplumbağalar kıçlarından nefes alabilirler!



    İnsan saçı, üç kilo ağırlik kaldırabilecek esnekliktedir.

    Gunumuzde, evlenenlerin yuzde ellisi bosanmaktadir.

    Beethoven beste yapmadan once kafasini soguk suya sokardi.

    Her 25 kişiden biri astim hastasidir.

    Dunyadaki hayvanlarin yuzde sekseni alti ayaklidir.

    Kaptan Cook, Antarktika haric butun kitalara ayak basan ilk insandir.

    Gun işigindan daha fazla yararlanmak icin saat uygulamasini Benjamin
    Franklin başlatmıştır.

    Bir okyanusun en derin yerinde, demir bir topun dibe cokmesi bir saatten uzun surer.

    Bugune kadar olculmuş en buyuk buz dagi, 200 mil uzunlugunda ve 60 mil genişligindedir ve Belcika'dan daha buyuk bir yuzolcumune sahiptir.

    Bugune kadar kaydedilmiş en buyuk dalga, 1971 yilinda Japonya'nin Ishigaki Adasi'nda 85 metre yuksekligine ulaşmiştir.

    Acik bir gecede, ciplak gozle iki bin ayri yildizi gormek mumkundur.

    Sahra colundeki Tidikelt kasabasina on yil boyunca hic yagmur yagmamiştir.
    Mumyalarin ayak parmaklari tek tek sarilarak mumyalanmistir.

    Yataktan duserek olme olasiligi iki milyonda birdir.

    Kita isimlerinin hepsi ayni harfle baslayip ayni harfle biter.

    Herhangi bir okyanusun en uzak oldugu nokta Çin'dir.

    Kis aylarinda, Moskova'daki buz pateni pistleri 250 binmetrekarelik bir alani kaplar.

    Rusya'da dogudan batiya dogru seyahat edilirse, yedi saat kusagi gecilir.

    Norvec'in kuzeyinde, her yaz 14 hafta gece gunduz gunesli gecer.

    Sadece disi sivrisinekler isirir.

    Dunyada her dakika iki tane dusuk siddette deprem olmaktadir.

    Hindistan'daki yillik dogum sayisi, Avustralya'nin toplam nufusundan fazladir.

    Rusya'nin dortte biri ormanlarla kaplidir.

    Tarih boyunca yeryuzunde bulunan altinin 200 kat daha fazlasi okyanuslarda bulunmaktadir.

    Kopeklerin ter bezleri ayaklarindadir.

    Larry Hagman (JR.) Dallas dizisinin setinde hic kimsenin sigara icmesine izin vermezdi.

    Yilanlar duyamaz.

    Zürafalar yüzemez.

    Karincalar uyumaz.

    Kirpiler suda batmaz.

    Sineklerin 5 gözü vardir.

    Zürefalarin ses telleri yoktur.

    Fareler kusamaz.

    Develerin üç tane kasi vardir.

    Bir sinegin hizi saatte 8 km dir.

    Kelebekler ayaklari ile tat alirlar.

    Kangurular geriye dogru yürüyemez.

    Kediler seker tadini ayirt edemezler.

    Atlar bir ay kadar ayakta kalabilirler.

    Timsahlar dillerini disari çikaramazlar.

    Baykus, mavi rengi görebilen tek kustur.

    2600 kadar degisik cins kurbaga vardir.

    Yetiskin bir ayi, bir at kadar hizli kosabilir.

    Deniz kobrasi dünyanin en zehirli yilanidir.

    Bir yilda gozumuzu tam 4.200.000.000 kez kirpiyoruz,


    Turkiye'de Mehmet adinda 1 milyon 229 kisi var.

    Peru'da hic umumi tuvalet yoktur.

    Elektrikli sandalye bir disci tarafindan icat edilmistir.

    Amerikan hava yollari, ucuslarda yolculara sundugu kahvaltilarda her tepsiden bir zeytini kaldirarak 1987 yilinda 40 bin dolar kar etmistir.


    Ingiltere'de butun kugular kralicenin malidir.


    Yunuslar bir gozleri acik uyurlar.


    Bir insan, yasami boyunca iki yuzme havuzunu dolduracak kadar tukuruk
    salgilar.

    Karadul örümceği, bir günde 20 eşini yer.

    Beş gözü olan arılar, her yıl yılandan fazla insan öldürüyor.

    Uçan balıklar 90 metreye kadar yükselebiliyor.

    Güvelerin mideleri yoktur.

    Dünyanın en büyük yumurtası köpekbalığınınkidir.

    Köstebek bir gecede 90 metrelik tünel kazabilir.

    Bedenine oranla en büyük beyin karıncalardadır.

    Bir bukalemunun dili, bedeninin iki katı uzunluğundadır.

    Kalkan balıkları yavruyken dişidir ancak 5 yaşına geldiklerinde birçoğu erkeğe
    dönüşür.

    Bir salyangozun diş sayısı 25 bini bulabilir.

    Çita, saatte 70 kilometre hıza iki saniyede çıkar.

    Salyangozlar yemek yemeden üç yıl uyur.

    Hindiler yağmurda başlarını havaya kaldırır.

    Tarantula örümcekleri 2.5 yıl aç kalabilir.

    Bir farenin spermi, filin sperminden uzundur.

    Balinalar geri geri yüzemezler.

    Dünyadaki tüm karıncaların ağırlığı, tüm insanların ağırlığının 10 katıdır.

    Kaburgasız doğan develerde 3 çift gözkapağı var.

    Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovmuyor. Sizi gizliyor. Sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orada olduğunuz anlamamalarını sağlıyor.

    Taze kakao, içinde bulunan sıvı kan plazması yerine kullanılabiliyor.

    Maymunlar her yıl uçak kazalarından daha fazla insanın ölmesine neden
    oluyor.


    Uyurken TV izlerken olduğundan daha fazla kalori harcarsınız!!

    Dişçiler diş fırçalarının tuvaletten en az iki metre uzakta tutulmasını tavsiye ediyorlar. Sıçrama nedeniyle havaya karışan partiküllerden fırçanızın korunması için!

    Kupa papazı, bıyıksız olan tek papazdır!

    Boeing 747'nin kanatları uçakla uçmayı ilk başaran Wright Kardeşlerin uçtuğu mesafeden daha uzundur.

    Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir!

    Sabahları elma kahveden daha fazla uykunuzu açar!

    Evinizdeki toz parçacıklarının büyük çoğunluğu ölmüş deri dokusudur.

    Marlboro şirketinin ilk sahibi akciğer kanserinden öldü!

    Barbie'nin tam adı Barbara Millicent Roberts'dir.

    Michael Jordan, bir yılda Malezya'daki Nike fabrikasında çalışan tüm işçilerin toplam gelirinden daha fazla gelir kazanmaktadır.

    Marilyn Monroe'nun altı adet ayak parmağı vardı!

    Walt Disney'in kendisi fareden korkardı!

    İnci sirkeye konulursa erir!

    İnekler merdiven çıkabilir, ama inemezler!

    Ördeklerin vak sesi yankı yapmaz, nedenini de kimse bilmez!

    8 yil 7 ay 6 gun boyunca ciglik atmakla olusacak ses enerjisiyle, bir bardak nescafelik su isitilabilir.

    6 yil 9 ay boyunca "PIRT" yapildiginda cikacak gazla, bir atom bombasi uretilebilir.

    Yapabildiklerim Yapabiliceklerimin Yarısı Bile Değil

  3. #3
    Üyelik tarihi
    27.Haziran.2007
    Yaş
    54
    Mesajlar
    2,545
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Bize yazacak bişey kalmamış.
    Elinize sağlık.

  4. #4
    Üyelik tarihi
    11.Mart.2007
    Mesajlar
    197
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    sağol sizlerden de bekliyoruz
    Yapabildiklerim Yapabiliceklerimin Yarısı Bile Değil

  5. #5
    Üyelik tarihi
    11.Mart.2007
    Mesajlar
    197
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Bebek Sallamanın amacı?
    Bir haftalık bebekler günün yaklaşık yüzde 80'ini kısa aralıklarla uyuyarak geçirirler. Bir aylık olduklarında, uyku zamanları günde 3 ila 4 kestirmeye ve 5-6 saatlik kesintisiz bir gece uykusuna dönüşerek gittikçe azalır.

    Bebeklerin geceleri uykudan uyanmaları annelerin en çok zorlandıkları hususlardan biridir. Günümüzde uzmanlar 'bebek ağladığında karnının tok, altının kuru olduğundan ve sancısının olmadığından eminseniz, yattığı odanın kapısını kapatıp yanından kararlı bir şekilde uzaklasın, bir süre sonra sesi kesilip uyuyacaktır' diyorlar.

    Annelerin çocuklarını kitaplara bakarak büyütmeye çalıştıkları 20. yüzyılın son çeyreğinden önce doğan bebekler annelerinin kucaklarında, ayaklarında veya bir beşikte sallanıp uyutularak büyüdüler.

    Bebeklerin sallanarak uyutulmalarına, bilim adamları 'vestibular uyan' adını veriyorlar. Gerçi anneler binlerce yıldır bebeklerini sallıyorlar ama konu araştırmacıların daha yeni ilgisini çekiyor. Anneler sallamanın bebeği sakinleştirdiğinden ve uyuttuğundan eminler ancak uzmanlar bunun ayrıca bebeğin gelişimine de çok faydalı olduğu hususunda dikkati çekiyorlar.

    İç kulak, işitme ve denge organlarını içeren iki bölümden oluşur, işitmede hiçbir rol oynamayan ikinci bölüm yalnızca dengeyle ilgilidir. İçi sıvı dolu yarım daire biçiminde üç kanaldan oluşan bu bölüme 'vestibular labirent' denilir.

    Buradaki hücreler, başın en küçük hareketi ile çalkalanan iç-kulak sıvısının çırpıntılarıyla uyarılarak başın açısal hareketini anında beyne iletirler. Görme duyusunun da yardımıyla dengenin sağlanmasına yardımcı olurlar. Çok hızla dönüp aniden durduğumuz zaman, iç kulak kanallarındaki sıvı hala dönmekte olduğundan baş dönmesi denilen durum meydana gelir.

    Vücut sallanırken gözler sabit bir noktaya baktığında onlardan beyine hareket olmadığı sinyali gider. Bu iki sinyal arasındaki fark, araba tutmasında olduğu gibi bir çeşit baş dönmesi yaratır ve uyku getirir. Uykunun gelmesi vücut ihtiyacı olarak değil tamamen beyinde oluşur. Devamlı hareket halinde olan, başka şeyle meşgul olan bebeğin sallanarak uyutulması zordur.

    Araştırmalar içkulak vestibular sistemi düzenli olarak uyarılan bebeklerin daha hızlı geliştiklerini, daha erken oturup, ayakta durabildiklerini gösterdiler. Salıncakta, kucakta veya ayakta sallanan bebeklerdeki reflekslerin uyarı almayan bebeklerden daha hızlı gelişmeleri araştırmacıları bir başka yöne, önemli bir çocuk sorununa yöneltti.

    Hiperaktif denilen aşırı hareketli, sürekli hayal gören ve yeteneklerini geliştiremeyen çocukların vestibular sistemlerinde bazı bozukluklara rastlandı. Yapılan çalışmalar, mongoloid olan veya beyin felci geçirmiş olan çocukların vestibular uyarı ile daha iyi gelişebildiklerini gösterdiler.

    Araştırmacıların daha yeni farkına vardıkları bebekleri sallayarak büyütmenin faydalarını anneler insanlığın ilk günlerinden itibaren annelik içgüdüleri ile hissetmişlerdi. Tabii burada bebeğin annesinin kucağında sallanırken, onun sesi ve kokusu ile duyduğu mutluluğun etkisini de unutmamak gerekir.
    Yapabildiklerim Yapabiliceklerimin Yarısı Bile Değil

  6. #6
    Üyelik tarihi
    27.Haziran.2007
    Yaş
    54
    Mesajlar
    2,545
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Hekimoğlu İsmail - Zaman
    2008-06-28

    Kımıldanmaya et bir niyet!

    1976 senesinde hacca gidecektim; döviz lazımdı. Bankaya girdim. İlgili memur, döviz olmadığını, bir başka bankadan getirteceğini söyledikten sonra, "Paranızı bırakın, üç saat sonra gelip dövizinizi alın." dedi. Ben de parayı verdim ve bankadan ayrıldım.

    Yolda düşündüm, "Ben ne yaptım! Bu şahıs verdiğim parayı inkâr edebilir. Aksini ispat için elimde bir makbuz veya yazı yok. Bir avuç dolusu parayı hiç tanımadığım bir adama verdim, gidiyorum!" Sonra düşündüm; bankalar hatalı iş yapmaz, çünkü bankalar İTİMAT üzerine kurulmuştur. Rahatladım. Gerçekten de üç saat sonra gelip dövizi aldım. İster istemez şu cümleler ağzımdan çıktı, "Müslümanlar da bankalar kadar doğru olsa! Faiz yönüyle İslam'ın karşısında olan banka, İslam'ın temel prensiplerinden olan itimada layıksa ve İslam'dan yana olan bir Müslüman itimada şayan değilse, banka muvaffak olur, Müslüman kaybeder. İslam'ın her emrinde hayat vardır. İslam düşmanları dahi, hayat haklarını İslam esaslarından alacaktır ve alıyor da. İşte İslam'ın Allah nizamı olduğu ve insanları kurtarmak için gönderildiği burada belli oluyor:

    Düşmanları dahi, onun esaslarını yaşadıkça güçleniyor!


    Elimdeki banka defterinin birinci sayfasına baktım, "Her türlü hizmetlerimizde; güvence, gizlilik, kolaylık ve doğruluk ilkelerini benimseriz" diye yazılı.

    Bu prensiplere her Müslüman sahip olmalıydı. Her Müslüman'a güvenilmeli, her Müslüman sır taşıyabilmeli, her Müslüman kolaylık göstermeli ve doğru olmalıydı.

    İşte İslam'ı yaşamayanlar, İslam prensipleriyle başarılı olan faiz müesseselerinin artmasına sebep olurlar.

    Müslümanlar da Müslümanlık kadar doğru olsaydı, bankaların topladığı paralardan daha fazlasını toplar, o büyük paraları piyasada çalıştırır, imalat yaparlar, işsize iş verirler, doğru olmanın sevabını alırlar, kâr içinde kâr ederlerdi.

    Almanya'da bir otomobil üretim firmasında iki milyon insan ortak olup çalışırken Türkiye'de iki kişinin ortak olması dahi problem oluyor.

    Amerikan harp okulunda bir öğrenci bir gece yatağının içine yastık koyarak yatakhaneden ayrılıyor. Yani yatakta yatıyormuş görünümü veriyor. Nöbetçi subay bakıyor ki yastık konulmuş, öğrenci yok. Hemen not tutuyor. Ertesi gün öğrenciyi okuldan atıyorlar. Genç diyor ki; "Bir gün firar ettim diye hayatımı yakmanız adalet mi?" Okul komutanı, "Kaçtığın için değil, yastık koyup bizi kandırmak istediğin için okuldan atıldın!"

    Yabancı sermayeye düşman olanlar duymasın ama Türkiye'deki bir fabrikalarına girdim, kapısında şöyle bir yazı, "İnsanın hayırlısı insana faydalı olandır."

    Bazılarının gâvur fabrikası dediği o yerde çalışanlara sordum, "Nasıl, memnun musunuz?" Dediler ki, "Adamlar Hıristiyan, ama işleri Müslüman. Yöneticilerimizden çok memnunuz."

    Halimiz sebebiyle saçlarım diken diken oldu. Hıristiyan yöneticiden memnun olanlar, Müslüman yöneticiden memnun değil.

    İslamiyet, Müslümanları kurtuluşa çağırıyor. "Haya ale'l-felah" Haydin kurtuluşa... Fakat asırlardır kurtulamayan millet Müslümanlardır. Neden Müslümanlar kurtulamamış? Neden üç asırdır bu çağrının mânâsı anlaşılamamış? Neden ezan okuyan, ezanın mânâsına yabancı kalmış? Bunun cevabı şudur:

    İlme, tekniğe önem vermemek, muamelat ve ukûbatı tatbik etmemek.

    İslamiyet'i Hıristiyanlık gibi ele aldık. Namaz kıldık, oruç tuttuk, İslamiyet'in muamelat, ukûbat gibi kısımlarına pek bakmadık. Baktık ise onları da ibadet kastıyla yaptık, tatbikatını düşünmedik. Kur'an-ı Kerim sadece duadan, namaz ve oruç gibi ibadetlerden ibaret değildir.

    Bir Müslüman, namazda okuduğu ayeti, hayatında yaşamak zorundadır.

    Merhum Mehmed Akif diyor ki:

    Ey koca şark, ebedi meskenet
    Sen de kımıldanmaya et bir niyet
    Korkuyorum garbın elinden yarın
    Kalmayacak çekmediğin nedamet...

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Bunları biliyor musunuz?
    Konu Sahibi HALİS-U HAL Forum Dünya Gündemi
    Cevap: 3
    Son Mesaj : 11.Nisan.2009, 07:25

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
YASAL UYARI
Ekonomi, Borsa ve Para piyasaları" bölümünde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır. Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.keyborsa.com web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.
Google Privacy Policy
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193