Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak, Türkiye'de devalüasyona yol açabilecek bir gizlenmiş ekonomik problem olmadığını belirterek, "Türkiye içerideki siyasi sıkıntıya, dünyadaki global dalgalanmaya rağmen bir krize girmedi. Bu bizim artık ne kadar dayanıklı olduğumuzu gösteriyor" dedi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesi'nin misafiri olan Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mustafa Boydak, Türkiye'de sanayileşmeyi anlattı. Türkiye'de 1990'dan sonra rakamların büyümeye başladığına işaret eden Boydak, "Bu iktidardan önceki 15 yılda görevde olanlar sorunlarımızı erteleyerek malum krizlere sürükledi. Sonu acı olan faturaları birlikte ödedik. Nihai hedefimiz işlerimizi geliştirirken ülkemizi kalkındırmak, çalışanlarımızı mutlu etmektir. 2001 krizinde ücretler 90 dolar mertebesindeydi. 2008' geldik, rakamları çarpın bölün, ücretler ne seviyeye çıktı. Endeks varsa gelişmeyi hepiniz görebilirsiniz. Türkiye en büyük 15 ekonomi arasına girdi. 300 milyar doları aşan dış ticaret hacmimiz oluştu. Türk Hazinesinin yaptığı zararları 6-7 yıl erteleyerek krizi meydana getirdik. AK Parti iktidarında öncelikli çözümler üretildi. Kamuda açıklar kapatıldığı dönemi yaşadık. İnsanların mutlu olması için zengin olmalıyız" diye konuştu.

Döviz kuru, faizler, enflasyon konusunda geçtiğimiz yıllarda yaşanan tecrübelerin bugün çok işe yaradığını anlatan Mustafa Boydak, dünyada son aylardaki global dalgalanmayla Türkiye'deki bazı gelişmelerin birleşmesiyle morallerde erozyon meydana geldiğini ifade etti. İhracat ve ithalat rakamlarında sıkıntı olduğuna da değinen Boydak, "Ama yabancı sermaye teveccühü devam ediyor. Bursa'ya yeşil bir şehir diye gelmiyorlar. Burada yetişmiş eleman, güçlü sivil toplum kuruluşları, meseleleri halleden yerel yönetimler var diye geliyorlar. Negatif olmamızı gerektirecek bir durum yok. İş adamı ekonomide istikrar olursa yatırım yapar, işini büyütür. Türkiye'nin zenginleşme süreci sürer. Türkiye şu anda cari açık riski taşıyor. Yabancı sermaye yatırımını istemezsek, çoğu yabancı uyruklu Türklerin mal edinmelerinde tereddüt olursa, uluslararası boyutlarda iş yapacaklara yer yok dersek, büyük iş yapacaklara engel olursak cari açık o zaman problem olur" şeklinde konuştu.

Ekonomi dinamiklerinin yerli yerinde olduğunu söyleyen Boydak, "Bağımsız Merkez Bankası var. Eskiden avans kullanması işi vardı. Başbakan telefon açar, şu bankaya avans ödemesi yapın. Avanslar ödenir. Yaz görev zararı. Bilançolar da bekleyen açıklar, hep krizleri sıkıntıları getirdi. 3 tane kamu ortağı banka kaldı. Bunlarda şimdi kar ediyor. Merkez Bankası faizi hızlı indirmemek suretiyle Türk ekonomisinin dayanıklılığını arttırdı. Yeniden yapılanma döneminde performans yönetimine uygun çalışma var.

Birçok bakanlık özel sektör gibi çalışıyor. Türk Bankacılık sektörü çok sağlam duruma geldi. Yüzde 50'sinin yabancı aldı. Risk oluyor mu? Ha yabancıdan almışsınız, ha yerliden almışsınız. Yeter ki maliyeti ehven gelsin. Merkez Bankası, BDDK, SPK denetimleri var. Sağlam bir bankacılık sistemi var. Artık hükümetlerin çıtası yükseldi. Hangi hükümet gelirse gelsin, yanlış yaklaşım sergileyemez. Farklı popülist taahhütlerde bulunan partiler artık bindelik oy alıyor. Geçmiş enflasyonlu dönemlerde biz para kazanıyoruz zannediyorduk. Yarıdan fazlasını enflasyona yediriyorduk. Hiç aklınıza gelir miydi Kurumlar Vergisi'nin yüzde 40'dan yüzde 20'ye düşebileceği? Gelir vergisi yüzde 60'lardan 25'lere düştü. Borç yükümüz var. Bunları salimen ödemek zorundayız. Türkiye küçük orta boydaki işletmelerini geliştiriyor. Orta sınıf her geçen gün gelişiyor. Kayıt dışından çıkıyor. Kayıt dışında kalmak onlara kazandırmıyor. Başka içeriden ortaklar kayba sebep olur. Her şeyi kayıt altına alınız. Bu cari açığı taşımak içinde halk olarak tasarruf etme eğiliminde olmamız gerekir" dedi.

Döviz kuru ile rekabet döneminin kapandığına dikkat çeken Boydak, devalüasyon olmasına ihtimal vermediğini vurguladı. Merkez Bankası'nın politikasını bakanların bile eleştirdiğini hatırlatan Boydak, "Ancak Merkez Bankası'nın bildiği riskleri biz bilmiyoruz. Global dalgalardan bunun için fazla etkilenmiyoruz. İşlerimizi geliştirelim, öz kaynaklarımızı güçlendirmezsek, ortaklıklarda başarılı çalışmaya beceremez isek kayıt dışında kalmaya devam edersek başarılı olamayız. KOBİ'ler kayıt içine girince kurumsallaşıyor, daha kolay büyüyorlar" dedi.

Bir soru üzerine Türkiye'nin tekstil sektöründeki geleceğini değerlendiren Boydak, "Artık bizlerde Avrupa'dan aldığımız 2. el makinelerimizi Irak, İran, Pakistan, Hindistan gibi ülkelere satmalıyız. Mevcut makinenin 2.5 daha fazla devirlisi çıktıysa bunu alacaksınız. Şu anda Irak bu makineler için önemli bir pazardır" cevabını verdi.

Faiz oranlarının düşürülmesi gerekip gerekmediği sorusuna ise Boydak, "2 yıl sonra enflasyonun yüzde 4'e ineceğine inanıyorum. O zamanda faizler yüzde 8'e inecek ama o da yüksek gözükecek. Şu anda yüksek risk primimiz var. Birkaç puan aşağıda olabilirdi. Karımızdan fedakarlık yapıyoruz. 2 yıl sonra bunlar daha da yoluna girer" diye konuştu.

Ülkemizde artık agrasif büyümenin bittiğine dikkat çeken Boydak, bu büyümede mutlaka bir yerden arıza çıktığını ifade etti. Pozisyon riskini yüzde 25'den fazla olmamasına dikkat çeken Boydak, Çin'den sonra rekabet için sırada Afrika'nın bulunduğuna söyledi. Kaliteli mal yapanların işlerine devam edeceğini belirten Boydak, katma değerli ürünlerle büyüyebileceğimize işaret etti. Türkiye'de bir parti kapatılacak diye ekonominin krize girmeyeceğine işaret eden Mustafa Boydak, "Türkiye'de köprülerin altından çok sular geçer. Sağ duyu aşılamak lazım. Birbirimize tahammüllü olmak gerekiyor. Siyaset dışı aktörlerin sağdan soldan etkisini azaltmak gerekir. İşimize bakacağız. En büyük partimiz iş yerlerimizdir" şeklinde konuştu.