Sayfa 1 Toplam 3 Sayfadan 123 SonuncuSonuncu
Toplam 23 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: hukuk/2008

  1. #1
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart hukuk/2008

    Icisleri Bakani Besir Atalay, Turkiye'de Ve
    Dunyada Sosyal Ve Ekonomik Alanda Meydana Gelen Cok Hizli Gelisme Ve
    Degismeler Sonucunda, Turk Vatandasliginin Kazanilmasi Ve Kaybi
    Islemlerini Azaltmak, Uygulamada Gorulen Gereksiz Formaliteleri Ortadan
    Kaldirmanin Zorunlu Hale Geldigini, Bu Nedenle Kanunda Degisiklik Yapmak
    Istediklerini Bildirdi.
    Ak Parti Tekirdag Milletvekili Ziyaeddin Akbulut Baskanliginda Toplanan
    Icisleri Komisyonu, Turk Vatandasligi Yasa Tasarisini Ele Aldi.
    Tasari Hakkinda Komisyon Uyelerine Bilgi Veren Bakan Atalay, Turk
    Vatandasligi Kanunun; Devlet Ile Vatandaslar Arasinda, Vatandaslik
    Hukukunu Duzenleyen Temel Kanun Oldugunu Soyledi.
    Atalay, Anayasaya Gore Vatandasligin, Kanunun Gosterdigi Sartlarda
    Kazanilacagi Ve Ancak Kanunda Belirtilecek Hallerde Kaybedileceginin
    Ongoruldugunu Belirtti.
    Besir Atalay, Turkiye'de Ve Dunyada Sosyal Ve Ekonomik Alanda Meydana
    Gelen Cok Hizli Gelisme Ve Degismeler Sonucunda, Turk Vatandasliginin
    Kazanilmasi Ve Kaybi Islemlerini Azaltmak, Uygulamada Gorulen Gereksiz
    Formaliteleri Kaldirmanin Zorunlu Hale Geldigini Ifade Etti.
    Hem Uluslararasi Hareketligin Arttigini, Hem De Degisik Ulkelerde
    Yasayan Turk Vatandaslarinin Sayisinin Fazlalastigina Isaret Eden
    Atalay, ''bugun Dunyanin Her Yerinde Yasayan Vatandaslarimiz Var.
    Turkiye'de Yasayan Ve Vatandaslik Talebinde Bulunan Vatandaslarin Sayisi
    Da Artiyor. Butun Bunlari Daha Hizli Ve Daha Ciddi Sekilde
    Degerlendirmek Amaciyla Bu Tasari Hazirlanmistir. Tasari, Su Anda
    Uygulanan Yasaya Gore Turk Vatandasliginin Kazanilmasi Ve Kaybiyla
    Ilgili Onemli Degisiklikler Iceriyor'' Diye Konustu.

    -''soy Bagi Ilkesi Esas Alindi''-

    Tasariyi Gecen Donem Yasalastirmak Istediklerini Ancak Bunun
    Gerceklesmedigini Anlatan Atalay, Soyle Devam Etti:
    ''anayasanin Kabul Ettigi Vatandaslik Kavraminin; Dil, Irk, Renk,
    Cinsiyet, Etnik Koken, Siyasi Dusunce, Felsefi Inanc, Din Ve Mezhep
    Ayrimi Gozetmeyen Mutlak Bir Esitlik Anlayisina Sahiptir. Tasari Da Hem
    Bu Husus Gozetildi, Hem De Evrensel Hukuk Ilkelerine Uyulmustur.
    Tasariyla Yeni Bir Sistematik Olusturulmus, Tanimlara Yer Verilerek
    Kavramlar Daha Anlasilir Hale Getirilmistir. Toplumun Geleceginin
    Guvence Altina Alinmasinda Toplumun Temel Yapi Birimi Olan Ailenin Ve
    Ozellikle Cocuklarin Vatandaslik Hukuku Acisindan Da Korunmasi Ve
    Gozetilmesi, Modern Devletlerin Onemle Uzerinde Durdugu Bir Konudur.
    Anayasada Turk Babanin Veya Turk Ananin Cocugu Turktur' Ilkesi
    Benimsenmistir. Bu Dogrultuda Tasarida Da Turk Vatandasliginin
    Kazanilmasinda Soy Bagi Esas Alinmistir.''
    Besir Atalay, Vatansizligi Onlemek Amaciyla Da Turkiye'de Dogan Ve Anne
    Veya Babadan Dolayi Vatandaslik Kazanamayan Cocuklar Ile Turkiye'de
    Bulunmus Olan Cocuklarin Aksi Sabit Oluncaya Kadar Turk Vatandasligini
    Kazanmalarina Mevcut Uygulamada Oldugu Gibi Tasarida Da Imkan
    Tanindigini Bildirdi.

    -''yabanci Uyruklu Cocuklar...''-

    ''turk Vatandasliginin Evlat Edinilmeyle Kazanilma Yasi, Uluslararasi
    Sozlesmelerdeki Cocuk Tanimina Uyumlu Hale Getirilerek, Bu Konudaki
    Eksikligin De Giderilmesi Saglanmistir'' Diyen Bakan Atalay, ''bu 18
    Yasa Cikartilmistir. 18 Yasina Kadar, Yabanci Uyruklu Bir Cocuk, Evlat
    Edinilebilecek Ve Buna Turk Vatandasligi Uyrugu Verilebilecek''
    Ifadesini Kullandi.
    Bakan Atalay, Turk Vatandasligini Kazanma Basvurusunda Bulunan
    Kisilerden, Tasidiklari Ulke Vatandasligindan Cikma Sarti
    Aranabileceginin Ongoruldugunu Belirterek, Sunlari Soyledi:
    ''biliyorsunuz, Biz Cifte Vatandasligi Kabul Ettik Ama Bakanlar
    Kurulunun Belirledigi Ilkeler Cercevesinde Bazi Ulke Vatandaslari Icin
    Bu Gerekli Olabilmektedir. Yabanci Uyruklu Birinin Vatandasligimizi
    Talep Etmesi Icin 5 Yil Turkiye'de Ikamet Etmesi Gereklidir. Bu Konuda
    Uygulama Ve Mevcut Muracaatlar Goz Onune Alinarak Turk Soylular Icin
    Gecis Sureci Ongoruldu. Bu Kapsamda, 2 Yil Ikamet Etme Sarti 2010 Yilina
    Kadar Devam Ettirilecek. Bu Tarihten Sonra Butun Yabancilar Icin Ikamet
    Sureleri De Esit Hale Gelecek.''
    Tasariyla, Turkiye'ye Sanayi Tesisleri Getiren Veya Bilimsel,
    Teknolojik, Ekonomik, Sosyal, Sportif, Sanatsal Alanlarda Olaganustu
    Hizmeti Gecen Veya Gececegi Dusunulen Ve Ilgili Bakanliklarca Haklarinda
    Gerekceli Tekliflerde Bulunulan Kisilerin Vatandasliga Gecisinin
    Kolaylastirildigini Dile Getiren Atalay, ''bunlarda 5 Yillik Ikamet
    Suresi Beklenmeyecek'' Dedi.

    -''turk Vatandasligiyla Bagdasmayan Eylemler...''-

    Atalay, Tasarida Vatana Baglilikla Bagdasmayan Eylemlerde
    Bulunduklarindan Dolayi Turk Vatandasligi Kaybettirilen Ile Secme
    Hakkini Kullanmak Suretiyle Turk Vatandasligini Kaybedenlerin, Yeniden
    Turk Vatandasligini Kazanabilmeleri Icin 3 Yil Ikamet Sarti
    Getirildigini Bildirdi.
    Turk Vatandasligini Kaybettirilmenin Nedenlerinin, Tasariyla
    Sinirlandirildigina Dikkati Ceken Atalay, ''ornegin Mevcut Kanunda
    Yukumlu Askerlik Gorevini Yapmamak Turk Vatandasliginin Kaybi Nedenleri
    Arasinda Yer Almaktayken, Tasarida Bu Hususa Yer Verilmedi. Artik
    Askerlik Yapmamak, Turk Vatandasligindan Cikarma Nedi Degildir. Yurt
    Disinda Yasayan Vatandaslarin, Bulunduklari Ulke Vatandasligini
    Kazanmadaki Zorluklar Goz Onune Alinarak, Bu Konudaki Kirtasiyeciligin
    Tamamen Ortadan Kaldirilmasi Da Hedeflendi'' Diye Konustu.
    Tasariyla Turk Vatandaslarinin Birden Fazla Ulkenin Vatandasi Olmasinin
    Kolaylastirildigini Belirten Atalay, Mevcut Kanunda Baska Bir Ulkenin
    Vatandasligini Almak Icin Turkiye'den Izin Aldigini, Simdi Bulun
    Kaldirildigini Ve Sadece Bilgi Verme Esasinin Getirildigini Bildirdi.
    Atalay, Turk Vatandasliginin Sonradan Kazanilmasina Iliskin Basvurularda
    Vatandaslik Hizmet Bedeli Alinacagini Aciklayarak, Su Anda Icisleri Ve
    Maliye Bakanliklari Tarafindan Ongorulmus Bir Bedel Bulunmadigini, Bunun
    Daha Sonra Aciklanacagini Kaydetti.
    Gereksiz Zaman Ve Is Gucu Kaybinin Onlenmesi Ve Islemlerin
    Hizlandirilmasi Amaciyla Illerde Inceleme Kurullari Olusturulacagini
    Bildiren Atalay, Bu Komisyonlar Tarafindan Basvurulan Suratle
    Incelenecegini, Varsa Eksikliklerin Tamamlanacagini, Boylece Dosyalarin
    Bakanliga Eksiksiz Bir Sekilde Gonderilecegini Soyledi.
    Besir Atalay, Kktc Vatandasi Olanlarin Turkiye'de Ikamet Sarti
    Aranmaksizin Turkiye Cumhuriyeti Vatandasligina Kabul Edildigini
    Belirterek, 2005'ten Beri 3 Bin 500 Kktc'linin Turk Vatandasligina
    Gectigini Soyledi.
    Mhp Gaziantep Milletvekili Hasan Ozdemir'in, Yasa Disi Goc Ve Insan
    Kacakciligi Konusundaki Elestirilerine Iliskin, Turkiye'nin Hedef Ulke
    Olmadigini, Transit Ulke Olarak Kullanildigini Ifade Etti.
    Turkiye'de Yakalananlarin Ulkelerine Gonderilmesine Kadar Turkiye'de
    Misafir Edildigini Belirten Atalay, ''yillik Olarak Yasa Disi Gocle
    Turkiye'ye Gelenlerin Sayisi Oldukca Yuksek. Geldikleri Ulkeyle Anlasma
    Olsa Bile Bunlarin Geri Gonderilmesi Uzun Zaman Aliyor. Yasa Disi Gocun
    Butun Boyutlariyla Calisma Yapiyoruz'' Diye Konustu.
    Ak Parti Eskisehir Milletvekili Emin Nedim Ozturk, Kktc'de Yatirim Yapan
    Bazi Is Adamlarinin Vatandasliktan Cikartilmasini Elestirdi. Boyle Bir
    Uygulamanin Dogru Olmadigini Dile Getiren Ozturk, ''oradaki Yonetim Ikaz
    Edilmeli Ve Turkiye'deki Uygulamalar, Onlara Anlatilmali'' Dedi.
    Ak Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdogan Ise Turkiye'de Yatirim
    Yapan Cok Sayida Insanin Bu Yasayi Bekledigini Soyledi.
    Bu Arada, Komisyon Uyeliginden Istifa Eden Chp Istanbul Milletvekili
    Mehmet Ali Ozpolat'in Yerine Chp Adana Milletvekili Hulusi Guvel, Bos
    Olan Uyelige De Ak Parti Kirsehir Milletvekili Abdullah Caliskan
    Getirildi.

    -aa-

  2. #2
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Halkimiza Uyari

    T.C
    ADALET BAKANLIĞ
    BİLGİ İŞLEM DAİRESİ BAŞKANLIĞı
    HALKIMIZA UYARI

    Son günlerde karşılaşılan, sosyal sağlık tehdidi oluşturan, halka açık yerlerde kötü niyetli şahısların; Hepatit ve türevleri, AIDS; gibi bulaşıcı hastalık dağıtma girişimleri ile ilgili istihbaratlar alınmış ve bunların tüm yazılı, görsel basın ve Internet aracılığıyla en hızlı şekilde halkımıza iletilmesi zorunluluğu doğmuştur.

    Bu nedenle;

    Enfeksiyonlu iğne uçlarının vücudumuzun herhangi bir yerinde kana karışabilecek enfekte istemine karşı;

    -Sinema, tiyatro,konser salonu gibi; kalabalık izleyici kitlesine sahip kapalı alanlarda, bizlere ayrılan koltuklara oturmadan önce, ışıklar henüz yanıyorken, koltuklarımızın üzerini kontrol etmemiz,

    -Halka açık Telekom Ankesörlü Telefon'larını kullanırken jetonumuzu geri almamız sırasında jeton iade gözüne elimizi dikkatlice ve kontrol ederek sokmamız,


    -Restaurant ve benzeri yeme – içme mekanlarında kürdan kullanmamamız, en azından kapalı ambalajda kürdanları tercih etmemiz,

    önerilmektedir.

    Bu uyarı niteliğindeki dosya, tüm İlçe Emniyet Teşkilat'larına ve Internet
    yoluyla siz ve sizin gibi etkin Internet kullanıcısı halkımıza bir ön bilgi olarak gönderilmiştir

    Bu dosyayı kişisel iletişim dahilindeki tüm tanıdıklarınıza ve akrabalarınıza iletmenizi, halkımızın sağlığı ve refahı için zorunlu bir durum olarak görmekteyim.

    Turan Açikmese
    Adalet Bakanlığı
    Tetkik Hakimi


    T.C. ADALET BAKANLIĞI
    06659 KIZILAY / ANKARA

    mailime gelen bir mesaj...

  3. #3
    Üyelik tarihi
    24.Aralık.2007
    Mesajlar
    16
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Uyarının çok eski olduğu jetonlu telefonlardan bahsetmesinden belli.Ayrıca bu önlemler her zaman için geçerli sadece böyle bir çabanın oluştuğunu tespit etmemize gerek yok.

  4. #4
    Üyelik tarihi
    13.Mart.2007
    Mesajlar
    613
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Siyasi Partilerin Kapatılması:

    Siyasi Partilerin Kapatılması:

    Siyasi partilerin amcalarına ilişkin yasaklar Anayasamızın 68` inci maddesinin 4` fıkrası ile düzenlenmiştir. Buna göre;“ Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.” Bu şekilde yasakların sınırlarını çizmektedir. Ancak 69. maddede ise yukarıda sayılan eylemlerin yapılması kapatma davası için yeterli görülmemiştir. Ek olarak bir parti kapatılması için siyasi partinin bu maddedeki eylemleri ile kendi partisini bir odak haline getirmesi halinde kapatma davası açılabilir. Simdi Odak Haline kavramıyla ne anlamalıyız? Bu konuyu aydınlatmak için 2001 yilinda 69md. yapılan değişiklikle “ODAK” kelimesi tanımlanmıştır. Buna göre, “Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.” Maddeden de anlaşılacağı üzere hareketle parti üyelerinin bireysel eylem ve söylemeleri dikkate alınarak kapatılamaz. Ne zaman ki, bu eylemler partinin tümü tarafından benimsenirse iste o zaman parti kapatılabilir.
    Davayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ya kendisi ya Adalet Bakanlığının istemi ya da bir başka siyasi partinin istemi üzerine acar. Acılan dava Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasanın 149.cu maddesine göre beste üç 3/5 çoğunluğuyla kesin olarak karara bağlanır. Yani 11 üyenin 7`sinin oyu şarttır. Anayasa mahkemesinin vereceği karara karsı itiraz edilebilecek hiçbir makam yoktur. Açılan kapatılma davasında Anayasa mahkemesi temelli kapatma kararı yerine ilgili siyasi partinin Devlet yardımdan kimsen yada tamamen yoksun bırakılması kararı da verebilir. Yani kapatma davası demek, illaki o partinin kapatılacağı manasına gelemez.
    Kapatma davasının en önemli neticesi ise kapatılmaya beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri,beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamamasıdır.
    Son olarak siyasi partilerin anayasadaki yerini ve değerini iyi bilmek gerek Siyasi partiler demokrasi ilkesinin vazgeçilmez unsurudur. Başka bir deyişle toplumun aynasıdır. Anayasamızın her bir ilkesi eşit değerdedir ve ayni şekilde koruması gerekir. Nihayeti itibariyle anayasamız kaynağı bellidir, o da: “Milli İrade” dır. Yazıma anayasamızın 1.maddesi ile son vermek istiyorum.”Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”
    Borsacıların ve borsanın yeni adresi
    [url] www.keyborsa.com[/url]

  5. #5
    Üyelik tarihi
    13.Mart.2007
    Mesajlar
    613
    Teşekkür / Beğeni

    Standart kendi kanaatim

    yukarida kisaca sürecin nasill isledigi izah ettim. Aslinda bu konuda hukukcu bir kimsenin yukarida belirtilen hususlarin disinda fazala birsey söylemesi mümkün olmaz. eger söylerse hukuk siniri disina cikar.

    Anayasanin temel ilkeleri sadece bir tane degildir, laikligin yaninda demokratik, sosyal, hukuk bir devletidir. aslinda bu ilkelerden birinin digere hicbir üstünlügü yoktur. lakin bu ilkelerin varolsuna kaynaklik eden bir ilke vardir. bu da DEMOKRASIDIR.piyasadaki tüm anayasa hukukculari bunu böyle bilmektedir. Prof. Özbudunun Anayasa adli kitabinda anayasanin temel ilkeleri konusunu anlatirken Demokrasi kavrami su üc baslik altinda isler.

    1- Milli egemenlik ve demokratik devlet
    2- serbest secimler
    3- cok partili siyasi hayat

    bu basliklari altinda vurgulanan tek sey bana göre Milli irade dir.

    Kisaca ; biliyoruzkki devletin varligi, anayasa, üc asil kuvvet(yasama, yürütme ve yargi ) gücünü halkindan alir.

    bu zaviyeden bakildiginda bu güncel olay yarginin milli iradeye yaptigi darbe olarak adlandirilabilir.

    Eger yanlis hatirlamiyorsam - sadece ilginc olmasindan dolayi örnek gösterioyrum- hollanda devlet baskani söyle diyor: " eger halkim seriatla yöneltilmekle isterse seriat sistemi ülkemize getiririz"

    MILLI IRADEYE SAYGI BUDUR.

    Son olarak bence türkiye gundeminden hic dusmeyen parti kapatma davalarina partilerin oy nisabi esas alinarak bir sinirlama getirilebilir. mesala 10%. bunun üzerindekilere ise kapatma disinda baska yaptririmlar yapilabilir. tekrarlanmasi halinde ise onlarinda kapatilmasi belki gündeme gelebilir.
    Borsacıların ve borsanın yeni adresi
    [url] www.keyborsa.com[/url]

  6. #6
    Üyelik tarihi
    02.Mayıs.2008
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    62
    Mesajlar
    1,387
    Teşekkür / Beğeni

    Standart * Sigorta Mevzuatı *

    Trafik Sigortasında Yeni Dönem

    Trafik sigortasında primleri sigorta şirketlerinin serbestçe belirleyeceği yeni dönem 1 Temmuz'da başlıyor. 2007 yılında sadece trafik sigortasından 253 milyon YTL zarar eden sektörde, hem şirketler tedirgin hem de kanun koyucu.

    1 Temmuz'dan itibaren trafik sigortasında yeni bir dönem başlıyor ve artık serbest tarifeye geçiliyor. Tabii sokaktaki vatandaş için "serbest tarife" bir anlam ifade etmeyebilir. Konuyu açmak gerekirse bugüne kadar zorunlu trafik sigortasında sigortanın teminatlarını da, primlerini de Hazine Müsteşarlığı belirler; sigorta şirketlerine, "trafik sigortasını bu fiyattan satacaksınız" diye deklere ederdi. O yüzden Türkiye'nin bir ucundaki Edirne'de de, diğer ucundaki Ağrı'da da trafik sigortasına ödenen prim aynıydı.

    Her yılın başında da Hazine, sigortanın teminatlarında ve primlerinde revizyon yapardı. Yani, günün şartlarına göre artırırdı. Ama hiçbir zaman sigortanın teminatlarında yaptığı artış kadar primleri aynı oranda artırmazdı. Neden? Çünkü trafik sigortası zorunlu sigorta devlet, bir anlamda yüksek primlerle vatandaşın mağdur olmasına izin vermezdi.

    İşte yıllardır devam eden bu düzen, 1 Temmuz'da değişiyor. Bu tarihten itibaren trafik sigortasında teminatları yine Hazine tespit edecek ama primler, sigorta şirketleri tarafından serbestçe belirlenebilecek.

    Yeni dönemin başlamasına az bir zaman kala bence kamuoyunun trafik sigortası ile ilgili bazı gerçekleri bilmesi gerekiyor. Çünkü yıllardır sigorta şirketleri, her platformda trafik sigortasından zarar ettiklerini söyleyip, primlerin kendileri tarafından belirlenmesini istediler. Ama hiçbir zaman da neden ve nasıl zarar edildiği kamuoyu ile pek paylaşılmadı.

    Yüksek teminat düşük prim ilişkisi
    Öncelikle şunun altını çizeyim. Eminim ki, 1 Temmuz'dan sonra, özellikle de büyük şehirlerde prim artışından dolayı kamuoyunda "düzen neden değişti?" şeklinde bir tepki oluşacaktır. Evet; devlet, yıllardır vatandaşın mağdur olmasına izin vermedi ama trafik sigortasındaki "yüksek teminat, düşük prim" ilişkisinden dolayı şirketler zarar ederek, mağdur olmaya başladı. Ve eski düzen artık sürdürülemez hale geldi. Şimdi gelelim bu zararın boyutuna. Çok eskilere kadar gitmeyeceğim. Sadece 2007 yılına ait verileri sizlerle paylaşmam yeterli olacaktır.

    2007 yılında toplam 10 milyon 26 bin 223 adet trafik sigortası satılmış. Bunun karşılığında da şirketler, 1.5 milyar YTL prim toplamışlar. Yine geçen yıl şirketlerin ödediği toplam hasar tutarı ise 1.1 milyar YTL'nin biraz üzerinde olmuş. Bu rakam, kesinleşen ve ödenen tutar.

    Sigortacılıkta bir de kesinleşmemiş, dolayısıyla da ödenmemiş hasar diye bir kavram vardır. Bu nedir diyecek olursanız. Hasar dosyası açılmıştır ama incelemesi uzun sürebilir. Ya da iki taraf ödenen rakam konusunda anlaşamamıştır, konu hukuka yansımıştır. Bugün gerçekleşen bir kazanın, saydığımız bu nedenlerden dolayı hasar ödemesi iki-üç yıl sonra bile olabilir. İşte şirketler bu tür kesinleşmemiş hasarlar için bir rakam ayırmak zorundadırlar ki, buna muallak hasar karşılığı denir. Sigorta şirketleri de trafik sigortasından dolayı 2007 yılında 320 milyon YTL karşılık ayırmışlar.

    Şirketler hasarları ceplerinden ödemişler
    Özetlemek gerekirse, geçen yıl alınan prim 1.5 milyar YTL, ödenen ve ödenecek hasar toplamı ise 1.4 milyar YTL. Diyeceksiniz ki, "hani, nerede zarar, yüz milyon YTL kâr bile etmişler". Maalesef kazın ayağı öyle değil. Bu prim rakamı sigortalıdan alınan tutardır. İçinde acente komisyonu, şirket genel gideri, her satılan trafik poliçesinden Güvence Hesabı için kesilen tutar bu rakamın içinde yoktur.

    Şimdi bir de bunları ekleyerek hesap yapalım. Bugün trafik sigortasında acente komisyonu yüzde 17'dir ki, kimi şirketler acenteleri daha çok satış yapsın diye komisyon oranını yüzde 20'lere kadar çıkarmaktadır. Hatta yüzde 20'nin biraz üzerinde komisyon ödeyen şirket bile vardır. Biz yine de hesabımız için yüzde 17'yi baz alalım.

    Şirket genel gideri ortalama yüzde 8 civarındadır. Her poliçeden yüzde 1 de Güvence Hesabı için kesinti yapılır. Tüm bunları düştükten sonra 2007 yılında sigorta şirketlerinin kasasına giren net prim 1.1 milyar YTL olmuş. Hasar, neydi? 1.4 milyar YTL. Peki bu ne anlama geliyor? Sigorta şirketleri 1.1 milyar YTL prim toplamışlar, 1.4 milyar YTL'nin üzerinde hasar ödemişler. Nereden ödemişler? Ceplerinden. Yani, 2007 yılında sigorta sektörü, trafik sigortasında en kaba hesapla 300 milyon YTL'ye yakın zarar etmiş. 2006 yılında ise bu rakam 200 milyon YTL'ye yakındı. İşte sigortacıların her platformda bahsettikleri ama kamuoyuna pek de anlatılamayan zarar böyle.

    1 Temmuz'dan sonra neler değişecek
    Şimdi gelelim bundan sonrasına. Yani, 1 Temmuz'dan sonra neler olacağına. Bir kere şunu belirteyim, serbest tarife demek, rekabet demektir. Sigorta şirketleri trafik sigortasının primlerini kendileri belirleyeceklerinden haliyle aralarında rekabet olacaktır.

    Diyeceksiniz ki; "300 milyon zarar edilen bir ortamda hangi rekabetten bahsediyorsun: bir de rekabet etseler artık bu zarar nerelere çıkar". Zaten sigortacıların kendileri de dahil olmak üzere birçok çevrenin hem merak ettiği hem de endişe duyduğu konu da bu.

    Geçenlerde Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB), 1 Temmuz'dan sonrası için şirketlere örnek teşkil etsin diye, trafik sigortasında rehber tarife hazırlayıp, yayımlandı. Yan sütunlardaki tablo da bazı illerde uygulanacak primleri göreceksiniz.

    İşin ilginç tarafı, TSRŞB'nin yayımladığı bu rakamlar en düşük rakamlar. Daha açık bir anlatımla bu primlerin altında trafik sigortası satılırsa tıpkı geçen senelerde olduğu gibi zarar edilir. Fakat diğer taraftan primler şirketler için başabaş noktası gibi gözükse de olaya vatandaş açısından baktığınızda, özellikle büyük şehirlerde primlerde ciddi artış öngörülüyor.

    İstanbul da primler yüzde 38 artıyor
    Mesela bu oran İstanbul için yüzde 38. Yani, yeni dönemde trafik sigortasını İstanbullu'lar bugün ödediği primden, yüzde 38 zamlı yaptıracak. Taksileri ise hiç sormayın. Onlar için belirlenen zam oranı yüzde 140 civarında. Buna karşılık Anadolu'da ise sigorta primlerinde düşüş olacak.

    Sözün özü, 1 Temmuz'dan sonra yaşanacakları merak etmiyorum dersem yalan olur. Merak ediyorum; büyük şehirlerdeki sürücüler trafik sigortasındaki zammı gördüklerinde ne tepki gösterecekler. Merak ediyorum; sigorta şirketleri zarar ettikleri trafik sigortasında, birbirlerinden iş çalma uğruna kıyasıya rekabete girecekler mi? Bekleyip, hep beraber göreceğiz.

    Kaynak : Habertürk

    * Herşey iyi güzel de, haberi kaleme alan muhaber sigorta şirketlerince acentelere ödenen komisyonun brüt olduğunu yazmayı unutmuş.

    * 1 Temmuz'dan sonra ne kadar trafik sigortası primi ödeyeceğini merak eden kara nakil vasıtası sahipleri aşağıdaki linkten istedikleri bilgiye erişebilirler.

    http://www.tsrsb.org.tr/NR/rdonlyres...HBERTARIFE.xls

    * Bakıp gördüğüm kadarıyla Bingöl, Burdur, Çanakkale, Edirne, Erzincan, Isparta, Karaman, Kastamonu, Kırşehir, Kilis, Manisa, Nevşehir, Sinap, Şanlı Urfa, Tunceli ve Uşak'taki araç sahipleri 100 YTL olan en düşük tarifeden prim öderken yeni düzenleme sonrasında İstanbul'dakiler 221, Samsun'dakiler 194, Ankara'dakiler 189, Kocaeli ve Diyarbakır'dakiler 188 YTL ile üst dilimden prim ödeyecekler.

    * Araç fazlalığı ve trafik yoğunluğunun kaza ve hasar riskini yükselttiği muhakkak. İstanbul'daki yüksek hasar oranının Çanakkale'deki sürücünün cebinden finanse edilmesi de doğru değil. Bu nedenle yeni düzenlemenin yerinde olduğu söylenebilir.

    * Ancak kaza ve hasar bireyseldir. Dolayısıyla il genelinde standart tarife uygulamak yerine sürücü bazında trafik poliçesi tanzimine imkan sağlayan yasal bir düzenlemeye ihtiyaç vardır.

    * Böyle bir düzenleme yapıldığı takdirde her gün alkollü araç kullanan ve bir yılda 5 kazaya karışan sürücünün getirdiği maddi külfet haftada bir trafiğe çıkan sürücünün sırtına binmeyecektir.

    * Aklın yolu bir olduğuna göre birkaç yıl içinde bu yönde yeni bir yasal düzenleme yapılacağı düşüncesindeyim.
    Konu Penguen tarafından (10.Haziran.2008 Saat 13:38 ) değiştirilmiştir.
    MEVLANA'dan :
    Ok gibi doğru olsam; yay ile atarlar beni,
    Yay gibi eğri olsam; elde tutarlar beni,
    Doğruda aç görmedim; eğride tok,
    Eğri yay elde kalır; menzil alır doğru ok !

  7. #7
    Üyelik tarihi
    12.Haziran.2007
    Yaş
    51
    Mesajlar
    1,375
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Ben bu zarar konusunu pek inandırıcı bulmuyorum,direk bakıldığında tamam belki ama olay farklı geliyor bana.Şöyleki;
    Devlet zorunlu olarak bunu yaptırıyor ama vatandaş birde kasko yaptırıyor ek olarak.Sigorta şirketleri ödedikleri hasarı hesaplarken gerçekleşen olay nedir.Yani
    buradan yaptıkları zararı kaskodan fazlasıyla geri almıyorlarmıki.Devlet zorunlu trafik sigortasını kaldırmalı bence.Kasko yaptıran vatandaş birde zorunlu olarak neden trafik sigortasınada para versinki...

  8. #8
    Üyelik tarihi
    08.Ocak.2008
    Mesajlar
    742
    Teşekkür / Beğeni

    Post

    ayrıca il bazında düzenlemelerin hatalı olacağı aleni birşey
    istanbulda yaşayan bir araç sahibi düşünelim...
    aslen nevşehirli olduğunu varsayalım...
    yılda bir iki haftalığına aile ziyaretine geldiğini varsayalım...
    ve sigortasını bu dönemde nevşehirde yaptırdığını varsayalım
    sonuç: açık kapılar var
    sn. magggma yada katılıyorum.

  9. #9
    Üyelik tarihi
    02.Mayıs.2008
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    62
    Mesajlar
    1,387
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Sn. MAGGGMA,

    Muhasebesini tutmadığım için sigorta şirketlerinin zarar edip etmediğini bilemem. Ancak beyana itibar etmek gerekir.

    17 Ağustos depreminden sonra yıkılan konutların masrafını devlet karşılamakta yetersiz kalınca vatandaşın elini taşın altına koymasını istedi ve Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasına geçti. Vatandaş ise “Oturduğum evi alıp trafiğe çıkmayacağım, polis de çevirip bana sigorta poliçesi sormayacak” diyor ve kendisine mali külfet getirecek bu uygulamadan kaçınıyor. Ülkemizde sigorta bilinci gelişmediği için devletin gerekli gördüğü branşlarda zorunlu sigorta uygulamasına gitmesini doğru buluyorum.

    Malum trafik sigortası sadece sigortalının karşı tarafa verdiği hasarları karşılıyor. Halbuki kasko sigortası kendi kusurumuzdan kaynaklansın veya kaynaklanmasın oluşan tüm hasarı güvenceye alıyor. Hasar ödemelerinde ise kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketi öncelikle trafik sigortası poliçesinin teminatlarına rücu ediyor ve aşan tutarı üstleniyor. Kasko sigortasındaki % 30-40-50-60-65 olarak sıralanan hasarsızlık indirimleri kazaya karışmayan sigortalıyı poliçesini devam ettirmeye teşvik ediyor.

    Trafik sigortası primleri yükseldikçe vatandaşın kasko sigortası yaptırma oranının düşeceği fikrinize ben de katılıyorum.

    Sn. Güneşş,

    Uyanık olan ve meşrubat otomatından kola almak için kalıp buz imal eden aziz milletim bu yükü sırtından atmanın da bir yolunu bulur.

    Ancak sizin söylediğinizin pratikte uygulanmasına imkan yok. Çünkü uygulamada poliçenin nerede düzenlendiğine değil, aracın hangi ile tescil edildiğine yani plakasına bakılıyor. Dediğiniz gibi olsa İstanbul’daki bütün araç sahipleri tutar Tekirdağ’daki sigorta acentelerine trafik poliçesi kestirir.

    Lakin vatandaş Anadolu’daki galeriden veya oto pazarından araç alma ve tescilini o ilin trafik bürosuna yaptırma yoluna gidebilir. Bu durumda İstanbul trafiğindeki araçların plakalarına bakarak sürücülerinin hangi ilin nüfusuna kayıtlı olduğunu kestirme imkanı doğar.

    Katkılarınız için teşekkür ederim. Gününüz güzel geçsin.
    MEVLANA'dan :
    Ok gibi doğru olsam; yay ile atarlar beni,
    Yay gibi eğri olsam; elde tutarlar beni,
    Doğruda aç görmedim; eğride tok,
    Eğri yay elde kalır; menzil alır doğru ok !

  10. #10
    Üyelik tarihi
    12.Haziran.2007
    Yaş
    51
    Mesajlar
    1,375
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Alıntı Penguen Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sn. MAGGGMA,

    Muhasebesini tutmadığım için sigorta şirketlerinin zarar edip etmediğini bilemem. Ancak beyana itibar etmek gerekir.

    17 Ağustos depreminden sonra yıkılan konutların masrafını devlet karşılamakta yetersiz kalınca vatandaşın elini taşın altına koymasını istedi ve Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasına geçti. Vatandaş ise “Oturduğum evi alıp trafiğe çıkmayacağım, polis de çevirip bana sigorta poliçesi sormayacak” diyor ve kendisine mali külfet getirecek bu uygulamadan kaçınıyor. Ülkemizde sigorta bilinci gelişmediği için devletin gerekli gördüğü branşlarda zorunlu sigorta uygulamasına gitmesini doğru buluyorum.

    Malum trafik sigortası sadece sigortalının karşı tarafa verdiği hasarları karşılıyor. Halbuki kasko sigortası kendi kusurumuzdan kaynaklansın veya kaynaklanmasın oluşan tüm hasarı güvenceye alıyor. Hasar ödemelerinde ise kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketi öncelikle trafik sigortası poliçesinin teminatlarına rücu ediyor ve aşan tutarı üstleniyor. Kasko sigortasındaki % 30-40-50-60-65 olarak sıralanan hasarsızlık indirimleri kazaya karışmayan sigortalıyı poliçesini devam ettirmeye teşvik ediyor.

    Trafik sigortası primleri yükseldikçe vatandaşın kasko sigortası yaptırma oranının düşeceği fikrinize ben de katılıyorum.
    Sn Penguen
    zorunlu trafikten beyan edilen zarar doğrudur muhakkakkiBenim dediğim milletin çift taraflı soyulduğu.Yani tek bir kasko veya adı herneyse olsa primide hiçmi değil ikisinin yarısı olsa hem vatandaş hemde sigorta şirketleri kazanır.Ama tabi işim bu değil mutlaka gözardı ettiğim durumlar olabilir.Ben iki türlü soyulmaktan hoşlanmıyorumda derdim o

Sayfa 1 Toplam 3 Sayfadan 123 SonuncuSonuncu

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Hukuk sisteminde neler değişiyor?
    Konu Sahibi naz Forum Hukuk
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 16.Şubat.2009, 13:45
  2. Yerli sinema+Operasyoncu+"2008"
    Konu Sahibi Operasyoncu Forum Yerli sinema
    Cevap: 10
    Son Mesaj : 15.Ekim.2008, 09:45
  3. hukuk/2007
    Konu Sahibi adem sahin Forum Hukuk
    Cevap: 12
    Son Mesaj : 14.Aralık.2007, 08:35

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
YASAL UYARI
Ekonomi, Borsa ve Para piyasaları" bölümünde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır. Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.keyborsa.com web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.
Google Privacy Policy
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193