Az sonra yollayacaðým haber, böyle bir topik açmama neden oldu.
Ýstedim ki, Abd hakkýnda bilinenler, konuþulanlar, yazýlanlar buraya aktarýlsýn.
Beybaba
ABD hakkýnda
Az sonra yollayacaðým haber, böyle bir topik açmama neden oldu.
Ýstedim ki, Abd hakkýnda bilinenler, konuþulanlar, yazýlanlar buraya aktarýlsýn.
Beybaba
ABD ne kadar güçlü?
Süpergüç efsane mi gerçek mi? Ýçi boþ bir korkuluktan mý bahsediyoruz, hedefi olduðunuzda sizi acýmadan yok edecek bir güçten mi? Kimine göre kof bir kas gücü, kimine göre ‘son imparatorluk’ ABD’nin gerçek gücünün dökümünü ilk kez okuyacaksýnýz. Amerika üzerine yapýlan sayýsýz analizdan farklý olarak somut rakam ve bilgilerle, tüm dünyanýn önüne dikilmeye cesaret eden bir ülkenin anatomisi iyibilgi’den geliyor. iyibilgi Ankara
Dünyada politikalarý en çok ve kayýtsýz biçimde kýyasýya eleþtirilen ülkelerin baþýnda Amerika Birleþik Devletleri geliyor. Yine bir çok ülke açýk Amerikan düþmanlýðý politikasý benimsiyor.
Bunun yanýnda tarafsýz durmaya çalýþan hatta açýk biçimde ABD taraftarý ülkelerin halklarý bile ABD’nin küresel tutumlarýndan rahatsýz. Üstelik bu rahatsýzlýk, “yanlýþ yapýyorlar” gibi basit eleþtirileri aþýp, anketlerde yüzde 70-80-90’lara ulaþan Amerika mualifliðine eriþiyor.
Ancak kimse, tek bir ülke bile somut anlamda ABD’nin karþýna çýkamýyor. Çýkmaya cesaretlendirilenler ise kýsa süre sonra Nasreddin Hoca’nýn filleri yüzünden Timurlenk’in karþýsýnda düþtüðü duruma düþüyor.
Elbette bu ülkenin saðlam rakipleri ya da rakip adaylarý var. Çin, Rusya hatta Hindistan bile bu liste içinde zikrediliyor. Ancak onlar bile belli bir sýnýrý geçmemeye özen gösteriyorlar.
Öte yandan daha küçük çapta olup ABD’ye açýkça meydan okuyanlar da var. Ama onlar da ABD tarafýndan çok önemsenmiyorlar. Önemsendikleri zaman ise devreye inanýlmaz bir savaþ makinasý giriyor.
Boþ mu dolu mu?
Kimi uzmanlarýn yordum ve analizlerine göre-ki içlerinde oldukça bilimsel olanlar mevcut-ABD o denli güçlü bir ülke deðil. Hele ekonomik açýdan ciddi handikaplarý var. Tersi görüþe göre ise bu iddilar kof. ABD gerçek bir süper güç. “Denemek isteyen buyursun” diyorlar.
Yine de ABD hegomonyasýna karþý seri saldýrýlar ve eleþtiriler devam ediyor. Küresel entelektüel yapý da bu çizgiyi izliyor. Ancak bu bakýþlarýn tamamý bilimsel açýdan da anti-Amerikan.
Sonuç olarak kimse çýkýp; “ABD’nin gerçek gücü budur. Hesabýnýzý ona göre yapýn” demiyor. Bu güce iliþkin tek emare devlet yöneticilerinin ABD’nin iþine gelmeyecek bir karar alýrken ne denli çekinik davrandýklarý ve bin düþünüp bir yaptýklar.
Peki ABD’nin elle tutulur, hayallenmelerden uzak, gerçek, “somut” gücü ne. Bu güç üzerine genel ve rakamlara, bilgiye dayanan bir döküm yapýldýðýnda sanki ABD’yi öven, onu abartan bir yaklaþým sergiliyormuþsunuz havasý çýkýyor.
Bu doðuru deðil. Neden mi? Çünkü bunlar gerçek. Kabul edin veya etmeyin, ABD’nin “gerçek gücü” biraz sonra okuyacaklarýnýz gibi.
Ve sonrda söyleyeceðimizi baþta söyleyelim… ABD, bugün dünyanýn en büyük ve önlenmesi en zor gücü!
Basit ve korkutucu rakamlar…
Amerika yaklaþýk 9.5 milyon kilometre karelik bir ülke. Çok büyük. Öyle ki iki ucu arasýnda sekiz saatlik zaman farklý bulunuyor. Þöyle de hesaplanabilir. Van’da bir kiþi saat 18’de orucunu açtýðýnda, Edirne’deki biri sabaha karþý 02’de orucunu açabiliyor. Yani ABD uyumuyor!
Demografik rakamlarý da ürkütücü. Ýþte bir seri; kiþi baþýna gelir 36 bin dolarýn üstünde. Bu kadar nüfus ve coðrafya geniþliði ile inanýlmaz bir rakam.
Enerji üretiminde “dünyada” 1. sýrada. Tahýl üretiminde 1. sýrada, et üretiminde 2. sýrada, Bilgisayar yazýlým üretiminde 1. sýrada, dýþ ticaretde 1. sýrada, hizmet ihracatýnda 1. sýrada, dünyanýn en büyük 500 firmasýndaki katkýsý 1. sýrada, borsa sermayesi açýsýndan 1. sýrada, AR-GE harcamalarýnda 1. sýrada.
Bunlar makro rakamlar. Kültürel rakamlar daha ilginç; Nobel ödülü sayýsýnda 1. sýrada, yabancý öðrenci sayýsýnda 1. sýrada, internet hizmet saðlayýcýsý sayýsýnda 1. sýrada, en çok ziyaret edilen internet sitelerinde 1. sýrada.
Gelelim jepolitik ve stratejik aðýrlýða; G-8’lerde kurucu üye, BM Güvenlik Konseyi’nde daimi üye, IMF sermayesindeki payý 1. sýrada, askeri bütçede 1. sýrada, nükleer baþlýk sayýsýnda 1. sýrada, doðrudan yabancý yatýrýmcý sermayesinde 1. sýrada, dünya merkez bankalarý rezervlerinde dolarýn payý 1. sýrada.
Ve bu rakamlar daha iþin baþlangýcý!
ABD dünya nüfusunun yüzde 5’ini barýndýrýyor ama dünyanýn tüm zenginliklerinin yaklaþýk yüzde 33’üne sahip. Toplam GSMH’si 11 Trilyon dolar!
ABD özellikle iki alanda-ki bu alanlar genel baþarýnýn nedenlerini de oluþturuyor-ileri teknoloji ve AR-GE, dünyada rakipsiz. Ýleri teknoloji üstünlüðün nedeni olurken, gücün sýrrý AR-GE’den geliyor.
Bir baþka söylemle denebilir ki ABD bilime tapýyor! Yine rakama indirelin. 1901 yýlýndan bu yana tüm dünyanýn ülkelerine fizik, kimya ve týp alanýnda 494 nobel ödülü verildi. ABD bunlardan 219’unun sahibi!
Yine ABD, dünya bilgisayar-yazýlým sanayinin yüzde 51’ine, biliþim hizmetlerinin de yüzde 46’sýna hakim.
Bilime dayalý politikalarýn bir baþka sonucu havacýlýk ve uzay sanayileri. ABD burada da açýk ara önde. Sadece NASA’nýn bütçesi-dikkat lütfen-; 16 bin 244 milyon dolar!
Uzay hakimiyetinde de doðal olarak sonuç ayný. Sovyetler ve Rusya’nýn uzaya fýrlattýðý uydu sayýsý 1957’den günümüze 2701. Avrupa 152, Çin 75, Japonya 60. ABD’nin uydu sayýsý 4305.
Denebilir ki yatýrým rakamlarý da “anormal”! 2005 yýlý rakamlarýna göre Ýstanbul borsasý 153.4 milyar dolarlýk hacme sahip. Londra 2955, Tokya 4133. New York ise 13 426!
Jeostratejik tarým ürünlerine de bakalým. ABD dünya buðday üretimimin yüzde 11.7’sini üretiyor ve yüzde 31.9’unu satýyor. Mýsýr’ýn yüzde 41.9’unu üretiyor ve yüzde 65.5’ini satýyor. Soya’nýn %34.6 sýný üretip, %39.6’sýný satýyor. Pamuk’un %19.5’ini üretip %38.9’unu satýyor.
Buraya ilginç bir rakamý da elemek lazým. Amerika, “genetik yapýsý deðiþtirilmiþ organizmalar”la üretilen gýdalarýn yüzde 55’ini üretiyor. Ve bu alanda rakibi yok.
Petrol!
ABD tükettiði petrolün 10’da birini dahi kendisi üretmiyor. Bu durum ABD’nin en büyük sorunu olarak görülebilir. Ancak ABD petrol üretim alanlarýný ve yollarýný elinde tutuyor. Tabi aracýlarý da. ABD’nin en büyük 5 petrol þirketinin karlarý onarca ülkenin toplamýndan fazla.
Peki ABD’nin hiç kendi petrolü yok mu? Var ama kullanmýyor. (Dünya rezervlerinin % 2.5’i.) Kötü günler için saklýyor. Bu rezervlerin kullanýlmasý için ancak tek bir kiþi izin verebiliyor. ABD Baþkaný.
ABD can damarý olan petrol için elbette dýþarý baðýmlý ama dýþarý da ona baþka nedenlerle ve gerekirse “zor” yoluyla baðlý. Amerika yaklaþýk 20 ülkeden petrol alýyor. Bu ülkeleri saymadan söyleyebiliriz ki ya ABD ile çok iyi iliþkileri var (Kanada, Ýngiltere) ya da ABD ile çok kötü iliþkileri var. (Irak.)
Baþarýnýn gerçek sýrrý!
ABD’nin bu kadar güçlü olmasýnýn ardýnda herkesin “iyi beyinler” aramasý normal. Hemen tüm alanlarda önderlik yürüten Amerika’da “saðlam beyinler” olmasýnýn bir nedeni var.
ABD’nin en büyük ithalatý çok söylendiði ama oranlarý bilinmediði üzere beyin göçü! Bu rakamlar gerçekten de enteresan. Buna özellikle dikkat etmek gerekiyor.
ABD’nin ülke dýþýnda doðmuþ bilim adamlarý içinde proföserlerin oraný yüzde 20! Yani ABD’deki her 5 profesörden biri yabancý. Dahasý da var. Tüm bilimlerde doktor ünvaný taþýyanlarýn oraný % 30. Ve doktorluk kariyerinden yüksek olan (Prof’tan az) bilim adamlarýnýn oraný ise % 60!
Fen bilimlerinde bu oran yüzde 70. Mühendislikte yüzde 70. Biliþim’de yüzde 65. Aslýnda bu rakamlara sözün bittiði yer de diyebilirsiniz.
Ordu!!!
Þöyle söyleyelim. ABD Deniz Kuvvetleri’nin “hava gücü” bir çok ordudan çok daha fazla. Ýþte rakamlar; ABD’nin askeri harcamalarý yarým trilyon dolara yaklaþýyor. Bunlar sabit harcamalar.
Ülkenen kara kuvvetleri nispeten zayýf. 18 kara tümeni bulunuyor. (2001) Soðu Savaþ döneminde bu rakam 28’di. Deniz Kuvvetleri’nin 4 tümeni ve 328 uçaðý bulunuyor. Donanmasýnýn dökümü þu; 12 uçak gemisi, 18 SMLE, 27 kruvazör, 55 destroyer, 54 taaruz SM’si.
Hava kuvvetleri ise soðuk savaþtan sonra biraz küçültülmesine raðmen toplam 2273 uçakla dünyanýn en büyük ve yýkýcý gücü. Elbette bu rakamlara tüm dengeleri deðiþtiren balistik ve konvansiyonel füzeler dahil deðil.
Ýþte süpergüç denilen kavram bu rakamlara saklý. ABD’ye rakip olarak çýkmaya uðraþan veya muhalefetini dillendiren ülkelerin uðraþmasý gerekenler de bunlar.
Peki bu ülkenin dez-avantajlarý yok mu? Çuvalla! Ama onlar Amerika dosyasýnýn ikinci bölümüne.
http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=43958
Beybaba
ABD'yi kara kara düþündüren ' parlak subaylar' sendromu
ABD ordusu ile ilgili ilginç iddia
CNAS isimli think-tank kuruluþuna göre Irak’ýn kuzeyinde PKK’ya karþý yeni müttefikimizin konumu pek iç açýcý deðil.
EMEKLÝ Tümgeneral Nejat Eslen, ABD ordusuyla ilgili son rakamlarý yollamýþ. CNAS isimli think-tank kuruluþuna göre Irak’ýn kuzeyinde PKK’ya karþý yeni müttefikimizin konumu pek iç açýcý deðil. Ýþte rakamlar:
West Point mezunu parlak subaylar orduyu terk ediyor. 2001 sýnýfýnýn yüzde 46’sý, 2000 sýnýfýnýn yüzde 54’ü beþ yýllýk mecburi hizmeti arkalarýnda býraktýklarý an istifa etti, sivil hayata geçti.
2013 yýlýnda ABD Ordusu’ndaki subay sayýsý, ihtiyacýn 3 bin altýnda kalacak. Özellikle binbaþý rütbesindeki subaylarda açýk yüzde 17’ye yaklaþacak. Bu yüzden yüzbaþý ve binbaþý rütbesine terfiler þimdiden hýzlandý.
ABD Ordusu’ndaki er ve erbaþlarýn yüzde 90’ýnýn lise mezunu olmasý hedefleniyor. Ancak mezunlardan sadece yüzde 30’u ordunun aradýðý saðlýk, eðitim ve ahlaki normlara uyuyor. Üniversiteye gidenler düþülünce her 100 mezundan sadece 25’i orduya katýlýyor.
Neticede ABD’nin tüm muharip tugaylarý ya yurtdýþýnda konumlanmýþ durumda veya hareket emri bekliyor. Dolayýsýyla ABD’nin muharip birlik kaynaklarýnýn sonuna geliniyor. (Zorunlu askere alma hariç.)
Demek ki iki cephede birden, yani Afganistan ve Irak’ta ayný anda savaþmak ABD’nin bile gücünü aþtý.
Bu rakamlara bakýnca, ABD’nin bizim bölgede kendi adýna dövüþecek cengaver aramasýna þaþmamak lazým.
ENÝS BERBEROÐLU/HÜRRÝYET
Beybaba
Bush'tan hesap sorma zamaný geldi
Sapkýnlýklarýyla ülkeyi yanlýþ yola sokan Bush yönetimi cezalandýrýlmalý. Bush ve Cheney'nin azli düþük ihtimal olsa da Kongre harekete geçmeli. Anayasa ihlalleri, Irak savaþý, Guantanamo ve Katrina kasýrgasýndaki acemilik azil sürecinin baþlatýlmasý için yeterli gerekçe sunuyor
...
Bizi Arabistan Çölü'nde savaþa sürükleyen ve Ýran'a yönelik haksýz bir iþgale götürebilecek olan þey iþte bu kandýrma stratejisi. Bilgime ve tecrübeme dayanarak þunu söyleyebilirim: Bush bir petrol zengini Müslüman ülkeyi daha iþgal ederse, bu ABD'nin Ortadoðu'da on yýllardýr süren nüfuzunun sona eriþi anlamýna gelecektir.
Ýronik olan þu: Bush ve Cheney terörle mücadeleyi yönetimlerinin savaþ narasý haline getirirken, politikalarý terör tehdidini artýrdý ve ABD'nin güvenliðini zayýflattý. Beþ yýllýk yanlýþ politikalarýn ve iþgalin ardýndan bugün Irak terörün beslendiði ve kanlý iç savaþýn hüküm sürdüðü topraklar haline geldi. Baba Bush ve onun baþkanlýðýnda Dýþiþleri bakaný olan James A. Baker'la ulusal güvenlik danýþmaný General Brent Scowcroft'un hepsinin 2003'te Irak iþgaline karþý çýktýðý sýr deðil.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?...rih=07/01/2008
Administrator
Bakalým abd seçim senaryolarý nasýl geliþim gösterecek ve piyasalar nasýl algýlayacak. 2008 oldukça hareketli geçecek...KUTERO Nickli Üyeden Alýntý
Beybaba
Bu sene gerçekten ilginç olacak..Bakalým abd seçim senaryolarý nasýl geliþim gösterecek ve piyasalar nasýl algýlayacak. 2008 oldukça hareketli geçecek...
Obama'nýn rüzgarý giderek artmakta..
Bush'un Amerika'sýndan Obama'nýn Amerika'sýna doðru
09.01.2008 | Cengiz Çandar | Yorum
Barack Obama. Amerika dendiðinde þu sýrada öne çýkan iki sözcük bu. 1961 doðumlu, siyah Illinois Senatörü. Amerika'nýn belki de ilk "siyah baþkaný" olacak kiþi. Babasý Kenyalý bir Müslüman, annesi bir beyaz Amerikalý. Altý yaþýna dek Endonezya'da yaþayan ve kimi iddialara göre 5 yaþýnda, Endonezya'da bir medresede "Ýslami din eðitimi almýþ", yeni bir "Amerikan karizmasý."
Barack Obama, bir hukukçu. Dünyanýn hukuk alanýnda en önemli üniversitesi sayýlan Harvard mezunu. Dahasý, orada Hukuk Profesörü ve dünyanýn en önemli hukuk dergisi sayýlan "Harvard Law Journal"ýn genel yayýn yönetmenliðini yapmýþ olan ilk siyah.
Cumhurbaþkaný Abdullah Gül'ün Amerika'da bulunduðu þu sýrada, ülkenin tüm dikkati, Washington'u ziyaret etmekte olanTürkCumhurbaþkaný'na deðil, New Hampshire eyaletindeki ön seçimlere dönük. Geçen hafta Iowa'da yapýlan ön seçim Barack Obama'nýn Demokrat Baþkan adayý olma ihtimalini birdenbire ve güçlü bir biçimde ortaya çýkartmýþtý. New Hamphire'de aday adaylarý için belirleyici ön seçimlerden biri ve Obama'nýn Hillary Clinton'u New Hampshire'de de geçmesi büyük ihtimal.
New Hampshire'i aþacak bir Barack Obama'nýn önünde, çok büyük ihtimalle North Carolina ön seçimini aldýktan sonra, 5 Þubat'ta yapýlacak ve "Süper Salý" diye nitelenen gündeki ön seçimlerden Demokrat Baþkan adayý çýkmasý için bir engel kalmayacak.
Sonra?
Sonra, sýra Amerikan Baþkaný seçilmeye gelecek. Sekiz yýllýk bir George W.Bush ve Cumhuriyetçi döneminin ardýndan ki, bu dönem, muhtemelen tarihte Amerika'nýn uluslararasý imajýnýn en büyük hasar gördüðü dönem olmalý- bir Demokrat Baþkan'ýn, Barack Obama'nýn Amerika'nýn yeni Baþkaný, "ilk siyah baþkaný" olmasý söz konusu.
Baþdöndürücü bir deðiþim döneminin içinde bulunan tüm dünyada, o dünyanýn "tek süperdevleti" olan Amerika Birleþik Devletleri de, "deðiþim" ihtiyacýnda ve arzusunda ve ABD'de "deðiþim"in adý, Barack Obama.
http://www.referansgazetesi.com/habe...&HBR_KOD=87754
Beybaba
Amerikan sembolizminin politik sýrlarý
Ýmdi! Bu mahlukatlar üzerinden Amerikalýlarýn tepiþmesi eski. Cumhuriyetçiler Fil! Demokratlar da Eþek. Yani sembolleri. Ve emin olunuz, bu iki politik figürün hikayesi, ABD iç politik çekiþmelerinden daha heyecanlý. Harýl harýl ‘Beyaz Saray’ýn patronu kim olacak’ diye birbirini yiyen küresel medya ve dahi yerel hemcinsleri, bu öyküyü anlatmadý. Bu eski ve garip öykü, iki hatta üç siyasi sembol üzerinden ilginç bir sýr barýndýrýyor! iyibilgi Ankara
“Fil”den baþlayalým. Bu fil mahlukatýnýn Cumhuriyetçilerin siyasi sembolü olmasýnýn sebebi “küresel hortumlama” deðil. Hýzla anlatacaðýz ama “kamuoyu faydasý” sorumluluðumuzu da yerine getirelim önce.
Amerikan politik sistemi özünde iki partiye dayanýr. Tarihine girecek deðiliz. Demokratlar daha liberal ve özgürlükçü çizgide dururken, Cumhuriyetçiler her alanda daha muhafazakar bir pozisyon tutarlar.
Þimdi sorabilirsiniz, “bunlar niye baþka parti kurmaz bizimkiler gibi” diye. Bunun engeli yok. Ancak baþkanlýk yarýþýna tek baþýna giren “baðýmsýz” adaylarden ziyade pek parti yaþamaz ABD’de.
Ýki ana partili yaþam o denli sirayet etmiþtir ki topluma sadece politik olarak deðil sosyolojik ve kültürel yapýya da sirayet etmiþtir. Bu yüzden Amerikan politik mimarisi iki uçlu olarak sivrilir.
Ýþte Cumhuriyetçi Parti bu sivriliklerden ilki. Ülkenin kurucu partisidir. Bu partiye esasýnda “GOP” denir. Biz de pek bilinmez ama esasen yaygýn bir kullanýmý da vardýr. Açýlýmý; “Grand Old Party”. Yani kötü çeviri ile “Eski Büyük Parti” sayýn.
Ama uzun hali ülkede hemen hiç kullanýlmaz. Ta 1847 yýlýnda gazeteler satýr kurmak için partinin ismini kýsaltýp, GOP yaptýktan sonra öyle de kalmýþtýr.
..
Demokratik eþek!
Ýþte 8 yýldýr dünyaya kan kusturan Fil’in öyküsü böyle. Gelelim eþeðe yani demokratlara. “Eþek figürü Demokratlara olur mu, kim buldu bunu” diyorsanýz, biz de diyoruz ki, “aha yine bu adam bulmuþ”.
http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=49793
--------
Ýlginç bir yazý..
Aða'nýn Adamý
********!!!!!!!!!
Piþmaným
ABD Baþkaný George W. Bush, görevinden ayrýlmadan önce günah çýkarttý
Ýnsanlarýn beni savaþ düþkünü gibi görmelerine neden olacak sert sözler söylediðim için piþmaným... Geriye baktýðýmda baþka bir ton, baþka bir ifade tarzý kullanabilirdim diye düþünüyorum
IRAK ve Afganistan’da 1 milyon 200 binden fazla insanýn ölümüne neden olan savaþlarýn emrini veren ABD Baþkaný George W. Bush, yýl sonunda görevinden ayrýlmadan önce günah çýkarttý. The Times’a konuþan Bush, daha önce sýk sýk kullandýðý “Tarih beni haklý çýkaracak” sözlerinden çark ederek, “Ýlk baþkanlýk dönemimde söylediðim ’Haklayýn onlarý’ veya ’Ölü ya da diri’ gibi ifadeler insanlara benim bir barýþ adamý olmadýðým izlenimi verdi. Savaþ nedeniyle ülkemiz bölündü. Amerika dünyada yanlýþ anlaþýldý” dedi. Gençleri zarar görebilecekleri bir yere göndermenin acý verici olduðunu söyleyen Bush, “Yapa-bileceðimin en iyisin yapmýþ olmam beni rahatlatýyor. Bu insanlarýn boþ yere ölmediðini biliyoruz”
Aða'nýn Adamý
Süper tespitler var!!
Ýbrahim Kahveci
03 Aðustos 2008 Pazar
Dolar'ý kim vurdu?
Bir zamanlar dünyanýn hâkimi durumunda olan dolar, þimdi periþan halde yere serilmiþ yatýyor. Karþýsýnda ele avuca sýðacak rakip bir para deðeri bulunamýyordu. Almanlar Mark ile Dolar'a karþý mücadele etmeye çalýþýyordu ama karþýlarýndaki güç çok büyüktü.
Yýllar 70 ve 80'leri gösterdiðinde Japonlar mucize yaþatarak Dolar karþýsýnda güçlerini göstermek istemiþler ama nafile bir mücadele olduðunu sonradan anladýlar. Gördükleri gerçek onlarý Dolar mücadelesi yerine karþýlarýndaki güce boyun eðdiren yapýlanmaya itti. Benzer bir davranýþý Çinliler de sergiledi. Hýzlý büyüme süreçlerine raðmen Dolar'ýn deðerini bildiler ve onun gölgesinde kalmayý yeðlediler.
Japonlarýn Yen'i ve Çinlilerin Yuan'ý Amerika'nýn Dolar'ýný bir türlü alaþaðý edemedi. Fakat ilerleyen yýllarda çok ilginç bir geliþme yaþandý. Dýþardan yýkýlamayan Dolar öyle bir noktaya geldi ki kendi gücünün kurbaný olmaya mahkûm oldu. Dýþardan yýkýlmayan bu güç nasýl oldu da içerden çöküverdi? Aslýnda sorulan bir baþka soru daha var. Acaba Dolar gerçekten yýkýlýyor mu; yoksa daha güçlü olabilmek için geri çekilme hareketi mi yapýyor? Bir dönem Osmanlýnýn kullandýðý savaþ taktiðini þimdilerde sanki Dolar uyguluyor.
AVRUPA CEPHESÝNDE ÇÖKTÜ
Avrupa ülkeleri tek baþlarýna mücadelede yetersiz kaldýklarýný gördüklerinde Avrupa olarak ortak para birimine geçtiler. 1999 yýlýnda baþlayan Euro hareketi Dolar karþýsýnda 1,20 seviyelerinden mücadeleye geçtiðinde "ben güçlüyüm" havasý veriyordu. Ama sadece birkaç yýl sonra 2001'lere gelindiðinde Dolar Euro karþýsýnda o kadar güçlendi ki Euro sadece 0,85 dolar ediyordu. Arkasýnda bir ülke olmayan bu para biriminin Dolara karþý hiç þansý yok denilen o yýllarda aslýnda Dolar çökmeye baþlýyordu.
Dolar açýsýndan en güçlü yýllar olarak görülen 2002'lerden sonra hýzlý bir çöküþ süreci baþladý. Sanki 11 Eylül saldýrýsý kuleleri deðil de Dolar'ý vurmuþtu. O yýllardan sonra baþlayan Dolar çöküþü artýk 1,55 Euro seviyesinde geziniyor. Artýk Euro Dolar'dan daha güçlü bir para ve bu gücünü koruyor.
ÝÇERDEN MÝ DIÞARDAN MI?
Dolar nereden vuruldu? Ýçerden mi yoksa dýþardan mý? Þimdilerde tartýþmanýn asýl noktasý buradan geliyor. Bu sorunun cevabý çok önemli ipuçlarý veriyor. Eðer içerden vurulan bir Dolar var ise bunun telafisi kýsa sürede mümkün görülebilir. Yok ama eðer dýþardan vurulan bir Dolar söz konusu ise yeniden toparlanma için imkânlar daha sýnýrlý olacaktýr.
Sorunun cevabýna yönelik bir saptama yapalým. Amerika'nýn bütçe açýðý 2003 yýlýnda 555 milyar dolar iken 2007 yýlýnda 333 milyar dolara geriledi. Ama asýl nokta dýþ ticarette yaþanýyor. ABD 2005 yýlýnda 712 milyar dolar dýþ ticaret açýðý veren bir ülke noktasýndan artýk 700 milyar dolar dýþ açýk veriyor. Burada sadece 12 milyar dolarlýk açýk daralmasýný dikkate almayalým. Çünkü artan hammadde fiyatlarý nedeniyle özellikle petrole ödenen fatura 65-70 milyar dolar aralýðýndan 300 milyara dolar sýnýrýna gelmiþtir.
Hem maliyetler artýyor ama hem de makro dengeler düzelmeye baþlýyor. Özellikle dýþ ticaret açýsýndan ABD'de beklentilerin üzerinde bir iyileþme 2008 yýlýnda yaþanýyor. Aylýk bazda dýþ ticaret açýklarý beklentilerin altýnda gerçekleþirken ABD büyüme rakamlarý da ihracat artýþý sayesinde toparlandý.
Makro veriler Dolar'ýn içerden çökmediðini göstermiþ gibi olsa da aslýnda karþý ülkelerde sorun daha büyük. Avrupa Birliði ülkeleri henüz ABD'nin yaþadýðý toparlanmayý gerçekleþtiremiyor. O zaman Dolar neden yerde?
BÜYÜK OYUN!
Dolar Osmanlý taktiðini mi iþletiyor? Geri çekilen dolar dýþ ticaretten bütçeye kadar ABD ekonomisine katkýlar saðlýyor. Geri çekilme zayýflama deðil þimdiki göstergelere göre güçlenme olarak iþlev görüyor.
Dolar'ýn deðer kaybýnda asýl oyun mali kesimde yaþanýyor. ABD varlýklarýna yatýrým yapan diðer ülkeler kendi paralarý üzerinden kayýp durumundalar. Basit bir örnek verelim: ABD'de yýllýk faiz oranlarý uzun vadeli kâðýtlarda yüzde 4 seviyelerinde. Oysa Dolar sadece Euro karþýsýnda 2008 yýlýnýn ilk yarýsýnda yüzde 7 deðer kaybetmiþtir. Euro'sunu bozduran Avrupalý kendi parasý üzerinden zarar etmiþtir. Bu zarar zinciri 2002 yýlýndan beri iþlemektedir. O zaman kim kazandý?
TÜRKÝYE NEDEN ÇÖZEMÝYOR?
2008 yýlýna krizlerle girdik. Mali kesimde yaþanan çöküþler tüm Dünya'da büyük sýkýntýlar yaþatýyor. Geçmiþ yýllarda benzer bir geliþme olduðunda bizde bir gecede kurlar iki katýna çýkardý. Artýk bunlar yaþanmýyor, çünkü makro denge saðlam. Ve yurtdýþýnda negatif faiz varken biz çok yüksek reel faiz veriyoruz. ABD'nin vermediðinin kat be kat fazlasý bizde mevcut.
Biz bonkörüz
Biz ABD'den çok zenginiz
Ver dolarlarý ver bitmez
Biz oyuna gelmeyi severiz.
Aða'nýn Adamý
Cahil bu AMerika .Ne yaptýðýnýn farkýnda deðil.Fakirlikten sanýrým.
Baþörtülü kýza, 350 bin dolar tazminat ödenecek
ABD'de baþörtüsü sebebiyle hakarete uðrayan bir kýza 350 bin dolar tazminat ödenecek. Nevada'nýn Reno kentinde bulunan North Valleys Lisesi'nde okuyan Jana Elhifny adlý Müslüman kýz, baþörtüsü taktýðý ve Müslüman olduðu için diðer arkadaþlarýnýn hakaretlerine maruz kaldý.
Elhifny, bu hakaretler yüzünden okulu terk ederken Mýsýr göçmeni kýz ile arkadaþlýk eden Stephanie Hart da ayný kaderi paylaþtý. Mahkemeye baþvuran Elhifny, ölüm tehditleri ve tacizle karþý karþýya kaldýðýný ancak okul yönetiminin bunlarý durdurmak için bir þey yapmadýðýný ifade etti. Konu yargýcýn önüne gelmeden Bölge Okul Ýdaresi ile Elhifny anlaþmaya vardý. Anlaþmaya göre Elhifny'ye 350 bin dolar ödenecek. Okuldan ayrýlmak zorunda kalan Hart da 50 bin dolar alacak.
09 Nisan 2009, Perþembe
Þu anda 1 kullanýcý bu konuyu görüntülüyor. (0 kayýtlý ve 1 misafir)
Yetkileriniz
Alýntý ile Cevapla