Petrol, dolar ve pirinç
23.04.2008 | Servet Yıldırım | Yorum
Piyasalarda son günlerde asıl hareket petrolde yaşanıyor. Ham petrol fiyatları sık sık rekorlar kırıyor. Hafta başında 117.83 dolarla rekor kıran ABD ham petrolü 117 seviyesinin üzerinde tutunmaya devam ediyor. Brent petrol de 114.86 dolarlık varil fiyatının civarında seyrediyor. Piyasa profesyonelleri arasındaki düşünce dolardaki düşüş duruncaya ya da dünya petrolünün üçte birini kontrol eden kartel konumundaki OPEC üretimi ciddi bir şekilde artırıncaya kadar fiyatlardaki yukarı yönlü hareketin devam edeceği şeklinde. Şu anda 118 doların hemen altında seyreden ABD hafif petrolünün fiyatı koşullarda bir değişme olmazsa çok uzak olmayan bir gelecekte 125 dolar seviyesini de görebilir.
Fiyat ikiye katlandı
Böylece bir zamanlar çok abartılı bulunan tahminler de birer birer gerçekleşiş oluyor. Mesela 100 dolar aşılması zor ve önemli bir seviye olarak görülüyordu. Kolayca aşıldı. 115 dolar seviyesi iyi bir psikolojik sınır olarak algılanıyordu ama o da kolayca aşıldı. Aynı şeyler önce 125 dolar ve ardından 150 dolar gibi bir zamanlar abartılı bulunan seviyeler için de geçerli olabilir. Son hareketle fiyatlar bir yılda neredeyse tam iki katına çıkmış oldu. Peki bu tırmanışın durması için ne gerekiyor. Petrole güçlü bir talep var. Bu talep sadece bugünün konusu değil. Son 5-6 yıldır piyasalar bu talebin baskısı altında bulunuyor. Özellikle Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya gibi yükselen piyasa kategorisinde yer alan ve hızlı büyüyen ekonomilerden gelen bir talep bu. Görünen o ki bu ülkelerde, özellikle Çin ve Hindistan'da talep bir anda kesilmeyecek.
Tek çözüm güçlü dolar
Arz tarafında ise OPEC üretim artışına sıcak bakmıyor. OPEC'e göre fiyatlardaki artışın ana nedeni arz-talep dengesizliği değil. Yani arz artsa bile fiyatlar yumuşamayacak. OPEC'e göre suçlu hedge fonların ve diğer yatırımcıların yaptığı kâr amaçlı spekülatif hareketler ve düşük rafinaj kapasitesi. O halde geriye bir tek doların değer kazanması kalıyor. Bunun için de haftalardır konuştuğumuz gibi ABD Merkez Bankası'nın (FED) ağustosta başladığı faiz indirim sürecine bir son vermesi gerekiyor. Aslında FED de son zamanlar bunun, yani faiz indiriminde frene basmanın sinyallerini veriyor. Bazı FED bölge başkanlarının son bir haftada yaptığı açıklamalar bu yöndeydi. FED bu ay sonunda yapacağı toplantıda belki bir çeyrek puanlık indirim daha yapabilir ama anketlere göre bu son indirim olabilir. Ve ondan sonra FED durur. Eğer bu senaryo tutarsa, o zaman petroldeki tırmanışın da son bulduğunu görebiliriz. Bu noktada akla petrol için makul fiyat seviyesinin ne olduğu sorusu geliyor.
Pirinç bin dolara ulaştı
Makul olan aslında zamana göre değişiyor. Bundan bir yıl önce makul için 40-50 dolar aralığından bahsediyorduk, ama şimdi piyasa 80-85 dolar dolayını konuşuyor. Bu, bir anlamda ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi bir şey. Daha önce çok yüksek bulunan 80-85 dolar aralığı fiyatları 117 doların üzerine taşıyan son hareketinin ardından makul bir seviye olarak görülmeye başlandı. Aslında sadece petrol değil diğer emtialarda doların değer kaybından etkileniyor. Önce metaller bu hareketten olumsuz etkilendi, altın, platin gibi emtialar rekor seviyelere yükseldiler. Ardından gıda maddeleri payını aldı. Örneğin buğday, mısır ve tabii ki son günlerin popüler ürünü olan pirinç. Bundan 1-1.5 ay önce ton başına 300 dolar dolayında olan pirincin uluslararası piyasalardaki fiyatı 1.000 doları buldu.
Geçmişe baktığımızda görüyoruz ki, ne zamanki petrol fiyatları tırmanmış pirincin fiyatı da ona paralel bir seyir izlemiş. Çünkü üretim maliyeti enerji nedeniyle artmış. Mesela 1970 başlarındaki OPEC petrol krizi sırasında pirincin ton fiyatı bugünkü fiyatlarla 1.300-1.400 doları görmüş. Bugün hala bu seviyenin altındayız. Sadece pirinç değil diğer gıda maddelerinin fiyatlarında da artış var. Mesela kırmızı mercimek son bir yılda yüzde 130, bulgur yüzde 100, makarna yüzde 100, fasulye yüzde 60'ın üzerinde artmış.
Eski seviyelere dönülmez
Hemen kötümser olmayalım. Bu yıl dünya hububat rekoltesinde yüzde 2,6'lık bir artış bekleniyor. Bu artış fiyatları yumuşatır mı? Yumuşatabilir ancak kimse 2007 başlarındaki seviyelere dönülmesini beklemiyor. Bu hafta pazartesi günü NTV ekonomi yayınında konuştuğumuz Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis de şu andaki fiyatların aşırı yüksek olduğunu ve yakın zamanda düşüşün başlayacağını düşünüyor ancak o da eski normal seviyelerin artık görülmeyebileceğini söylüyor. Dünyadaki pek çok profesyonelin de aşağı yukarı aynı görüşte olduğunu görüyoruz. İşte galiba bu nedenle Birleşmiş Milletler açlık sorununa karşı patates gibi hem kolay yetişen hem besleyici değeri yüksek yeni ürünlere yönelinmesini teşvik ediyor.