Sayfa 7 Toplam 7 Sayfadan BirinciBirinci ... 34567
Toplam 67 adet sonuctan sayfa basi 61 ile 67 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Yiğit Bulut

  1. #61
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Amerikan basınında Türkiye'nin doğal kaynakları ile ilgili ne yazıyor

    11.04.2009 | Yiğit Bulut | Yorum


    Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) borçlandığı için sevinen ülkeme Brezilya'dan gelen "IMF'ye kaynak aktaracağız" haberini aktarmak istiyorum. Doğal kaynak konusuna gelince. Değerli dostlar, bundan aylar önce "Türkiye'de petrol var mı" başlığı altında iki yazımı sizlerle paylaşmış ve "Türkiye bir petrol denizi" üstünde tezimi ortaya atmıştım. Son iki hafta içinde dikkat ettiyseniz, farklı bölgelerde petrol bulunduğuna dair haberler basına yansıdı ve bazı bölgelerde bulunan petrolün, Türkiye'nin yıllık ihtiyacının beş katına kadar çıkabileceği konuşuldu. Emin olun bu daha ilk hamle!

    Potansiyelimiz çok yüksek
    Saros Körfezi'nden, Akdeniz kıyılarına, Karadeniz'in çeşitli noktalarından, Güney Doğu'ya kadar daha birçok noktada inanılmaz petrol ve doğal gaz rezervi ortaya çıkacak. Yalnız bütün bunlar olurken çok ilginç bir ayrıntı da dikkatli bakanların gözünden kaçmadı. Bu kadar önemli bir olay, belki de düşen uçağımızın gündemin merkezine oturmasıyla, belki kasıtlı olarak, Türkiye'de hiç ama hiç tartışılmadı. Belki son iki haftada bulunan kaynakları, ilk defa burada okuyanlar bile olabilir. Değerli dostlar, aslında potansiyelimiz sadece bilinen klasik kaynaklar ile de sınırlı değil. Türkiye "petrol taşı" rezervinde Amerikalı yetkililere göre dünya üzerindeki en önemli 14 merkezden biri.

    284 milyon tonluk kapasite
    Bakın bu konu ile ilgili Amerikan ve Türk gazetelerinde çıkan bir haber; "Türkiye'de varlığı uzun yıllardır bilinen 5.8 milyar ton rezerve sahip petrol taşlarını gündeme getirdi. ABD Jeolojik Araştırmalar Servisi'nin (USGS) hesaplamalarına göre, Türkiye petrol taşı rezervinden 284 milyon tonluk petrol üretebilecek kapasitesi var. Rezervin 115 milyon tonu Bolu Göynük'te. Yıllık petrol tüketiminin 33 milyon ton olduğundan yola çıkarak Türkiye 8 yıllık tüketiminin tamamını petrol taşından karşılayacak bir potansiyel barındırıyor. ABD'nin yer altı zenginliklerinin envanterini çıkarmakda olan ABD Jeolojik Araştırmalar Servisi'nin (USGS) bütün dünyadaki petrol taşları rezervlerini değerlendiren 2005 tarihli bir raporu bulunuyor. Hemen hemen bütün ülkelerde petrol taşları bulunuyor. Ekonomik olarak işleme potansiyeli olanların sayısı ise çok sınırlı görülüyor. USGS'in raporunda Türkiye, petrol taşı bakımından önem taşıyan 14 ülke arasında değerlendiriliyor."

    Petrol Kanunu'na dikkat
    Sevgili dostlar, bu gerçek ortada dururken Türkiye'de neler oluyor? Ne olduğu çok açık, bu kaynaklar elimizden alınmaya ve yapılan düzenlemeler ile kontrolü yabancı şirketlere transfer edilmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanı Sezer'in "engellediği" ama TBMM'den sorunsuz geçen ve hatta Irak Parlamentosu'ndan "silah zoruyla" geçirtemedikleri petrol kanunundan birkaç maddeyi yeniden hatırlayalım.
    * Petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak için yapılan başvurunun değerlendirilmesinde, önceki yasanın ilk kriteri olan talebin milli menfaatlere uygun olması ölçütü yasadan çıkarılarak, öncelikle ülke yararını gözetme anlayışından vazgeçilmiştir.
    * "Yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolayısıyla idaresinde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahısların, petrol faaliyetinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları" hükmü yeni yasa ile çıkarılarak, stratejik öneme sahip bir konuda yabancı devletlerin belirleyici olması önündeki engeller ortadan kaldırılmıştır.

    Yabancılara sınırsız hak
    * Yabancı şirketlere ürettikleri petrol üzerinde sınırsız tasarrufta bulunarak, tamamını ihraç etme hakkı getirildi. Olağanüstü durumlarda bile üretilen petrolün ülke içinde kullanılması ve memleket ihtiyacını gözetme zorunluluğu kaldırıldı.
    * Yabancı şirketlere sınır tanımaksızın her yerde faaliyette bulunma hakkı getirildi.
    * Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın mevcut yasada bulunan devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak, özelleştirilmesinin önü açıldı.
    * TPAO yabancı şirketlerle aynı statüde değerlendirilmeye alındı. Önceki yasada yer alan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın diğer şirketlerden daha fazla arama ruhsatı alabilme hakkı, tasarı ile kaldırıldı. TPAO'nun ruhsat sayısındaki avantajlı konumu yok edildi..."

    Bize yedirmek istemiyorlar
    Evet, yanlış okumadınız, bu maddeler TBMM'den "aynen geçti"! Sezer olmasaydı, iş bitmişti. Uzun lafın kısası, Türkiye'de inanılmaz bir kaynak var. Buna aklımla, kalbimle, eldeki verilerle sonuna kadar inanıyorum. Tek sorun bunu "bize yedirmeden" nasıl çıkaracaklar. Bir petrol kanunu denemesi oldu, yine olacak. Türk Milleti olarak uyanmalı ve bu konunun üstüne gitmeliyiz. Yeraltı kaynaklarımızı çıkarabilirsek, ekonomik göstergelerimizin tamamı değişir. Değişir ama "bizim olanı, bize bırakmamak" için büyük bir savaş var!
    Sonuç: Türkiye'de "dikkatör" bir rejim oluşmasına, demokrasi aşığı yabancılardan neden hiç ses çıkmıyor. Acaba Türkiye'de demokrasi olmasa, halk hiçbirşeye sahip çıkamasa onlar için daha mı iyi olur. Zaten petrol zengini hangi ülkede demokrasi var ki. Demokrasi olsa o ülkelerdeki diktatörlerin petrol şirketleri ile anlaşmaları sorgulanabilir hale gelmez mi!
    Son söz: IMF'ye en borçlu ülkelerden biri olan Brezilya birkaç yılda borcu kapattı, IMF'ye hibe yardımı yapmaya başladı. 2001'de en fazla borcu yapan ama ekonomide son 8 yılda mucize yaratan ülkem 2009 yılında yine en buyuk borcu alıyor. Bu mu kalkınan Türkiye!

  2. #62
    Üyelik tarihi
    13.Mart.2009
    Nereden
    İzmir, TR
    Mesajlar
    0
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    bu amca öldü mü, kaldı mı?
    ne oldu?
    al/sat/tut/boru değil, öz be öz alın terli kendi fikrimdir, fikirlerim her an değişebilir, yatırım tavsiyesi değildir!..
    Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz!..
    GS: Remember - it is easier to ride the trend then to bet against it.

  3. #63
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Fiyatlar düştü ama yüksek kira getirir

    17.04.2009 | Yiğit Bulut | Yorum

    Bu cümleyi uzun süre önce duymuş ve sizleri uyarmıştım. Şimdi aynı cümleyi yine fazlasıyla duyar oldum. "Ağabey kriz var, emlak fiyatları düştü ama burası inanılmaz kira getirir"! Getirmez! Piyasa bozuksa bu cümle doğru olamaz. Neden mi? Arz edeyim. Değerli dostlarım, bir işyeri almak istiyorsunuz, değerini nasıl ölçersiniz? Oradan elde edeceğiniz kiranın verdiğiniz parayı size ne kadar zamanda geri döndüreceği üzerinden bir hesap yaparsınız ve ona göre karar verirsiniz. Bu detay sonrası gelin bir simülasyon yapalım.

    Göstermelik kira kontratı
    X'in 100 birime satmak istediği bir işyeri var. Satışa çıkarıyor ama gerek çevredeki kiralar gerekse binanın özellikleri değerinin 50-60 birimi geçmesine izin vermiyor. Aklına dâhice bir fikir geliyor. En yakın arkadaşına orayı rayicin oldukça üstünde bir miktarda kiraya veriyor. Göstermelik olarak 1 yıllık kira kontratı yapılıyor ve daha sonra gazeteye yüksek kira garantili işyeri ilanı veriliyor. Siz ilana cevaben oraya gidiyorsunuz, işyerini görüyorsunuz, "Bu kadar etmez" fikrine sahip olmanıza rağmen yüksek kira getirisi üzerinden bir hesap yapıyorsunuz ve kısa sürede geri dönen paranız gerçeğine kapılarak alımı yapıyorsunuz. Aradan bir süre geçiyor, kiracı çıkıyor ve siz yeniden kiraya vermeye kalktığınız zaman gerçekle karşı karşıya geliyorsunuz. Talip olan kiracıların teklif ettikleri rakamlar, sizin içeride bulduğunuz kiracıdan oldukça düşük. Hatta o rakamlardan kiralık ilanınıza bakmaya gelen bile yok.

    Sizi uyarmak görevimiz
    Değerli dostlar, yukarıdaki örnek Amerika'da bir dönem çok yaşanan ve "Ödediğim taksit ile aldığım kira aynı" noktasında birçok insanı yüksek fiyatlardan alıma teşvik eden bir yapıyı anlatıyor. Aynı sistemin Türkiye'de boy göstermeye başladığını gözlemlemeye başladık. Bu noktada bir detay belirtmem gerekli, bu yazıdan "Bu ifadeye sahip olan ilanların tamamına aynı gözle bakmak gerekir" anlamını çıkarmamak gerekli. Her konuda iyi ve kötü olabileceği, her kavram yanlış uygulamalara çekilebileceği gibi bu ifade de yanlış amaçlarla kullanılabilir. Bu yazının amacı size sistemin ne gibi boşlukları olabileceğini göstermek ve dikkatli olmanız gereken noktalara işaret etmek.
    Sonuç 1: İster işyeri, ister ev olsun yüksek kira getirisi hatta ödediğiniz taksitlere eşit kira getirisi gibi tekliflerle karşılaştığınızda, durup, düşünmeniz gerekli. Gerçekten daha önceki örneklerimizde de incelediğimiz gibi değerine göre daha yüksek kira getirisi olan ev-işyerleri olabilir. Olabilir ama görevimiz sizleri bütün olabileceklere karşı uyarmak ve bir tane dahi olsa tekrarı olmaması için yaşananları ve yaşanabilecekleri sizlere aktarmak.

    Sonuç 2: Sizden gelen sorularda "Bundan sonra dolar borçlanmak hâlâ kârlı olmaya devam edebilir mi" sorusu öne çıkıyor. Bugüne kadar olanları ve doların en dalgalı halinde dahi bazı bankaların ekonomistleri "kredilerinizi kapatın" çağrısı yaparken "hareket 1.7-1.8 bandını aşamadığı sürece dolar kredilerinizde kârlısınız" tezimi her zaman sizlere aktardım. Bugün için şunu söyleyebilirim; dolarla bugünden itibaren "borçlanın" demek için henüz erken ama bir de önemli gerçek var; 2001 sonrası kullandığınız dolar bazlı kredilerin aylık ödemelerinde 1.7 YTL seviyesi geçilmedikçe her taksitte kârlı olmaya devam ediyorsunuz. Peki bugünden sonra kullanılacaklar? Bu, çok detaylı bir analiz; perşembe ele almaya çalışacağım.

    Denge mutlaka sağlanır
    Sonuç 3: Yukarıdaki olayı teknik yayınlarda elimden geldiğince anlattım fakat teknik yayınlar sınırlı kişiye ulaştığı için günlük medya içinde yer alması ve daha fazla bilinmesi gerekli. Siz de dostlarınızı dikkatli olmaları konusunda lütfen uyarın!
    Sonuç 4: Kiralar geçici olarak emlak fiyatlarına göre bölgesel olarak yüksek kalabilir ama orta ve uzun vadede denge mutlaka sağlanır. Karar verirken bu gerçeğe mutlaka dikkat edin.
    Son söz: Emlak fiyatları düşük. Alım için özellikle peşin parayla çok iyi fırsatlar olabilir. Benim size tavsiyem alım yaparken temel kriterlere bakın. "Ağabey, bu böyle, şu şöyle" gibi söylemlerden kaçının.
    Bu cümleyi uzun süre önce duymuş ve sizleri uyarmıştım. Şimdi aynı cümleyi yine fazlasıyla duyar oldum. "Ağabey kriz var, emlak fiyatları düştü ama bu...
    #content { ); }#content li { margin-left:25px; }

  4. #64
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Amerika'da deniyorlar ama 'satışta' başarılı olamıyorlar!
    31 Temmuz 2009 Cuma, 07:08


    DOW 9030 üstünde ve herkes "tetikte"! Satış ne zaman gelecek, alımlar "normal" algılandığı zaman, piyasaya nasıl "mal yağacak"!
    Bu soruları sormayan "yok gibi" ama cevabını bulanda henüz yok!
    Değerli dostlarım, DOVV'u birkaç gündür daha dikkatli izliyorum! Satış geliyor mu sorusu eşliğinde özellikle "5 dakikalık grafiklere" ayrı bir özenle bakıyorum. Satış geliyor... Belli bir süre de devam ediyor ama 8800-9030 bandı üstünde "stoplanan" satışların sonu başladığı gibi bitmiyor!
    Satılıyor ama "tam 9030 altına gidiyor" derken, oradan dönüyor! Birileri "9030-8800" bandı içine dahi girmeden "burası düşük" diyerek alıma geçiyorlar! DOVV uzun süre sonra "kırdığı" 8800-9030 içine dahi düşmeden dönüyor!
    Peki "bu hareket" teknik olarak ne kadar güçlü?
    Bu noktada "konuştuklarımızı" görselleştirelim ve grafiklere bakalım...
    Değerli dostlar, yukarıdaki 5 dakikalık grafik üzerinde "konuştuğumuz" detayları çok net bir şekilde "görsel" hale getiriyor. Dikkat ederseniz; 5
    dakikalık dönüşler çok açık ve net! 9030 altına doğru satış geliyor ama oradan gelen tepkiyle kapanış yine "ortalamalar üstünde gerçekleşiyor"! Daha doğrusu 9030 altında "DOVV endeksi" sadece dakikalar ile kalıyor! Aynı soruyu temel anlamda soralım; teknik olarak "sağlam" görünen yapıda "al-sat" denklemlerine göre "nasıl bir sonuç" çıkarılabilir ?
    Bana göre teknik ve temel
    sonuç tek ve örtüşüyor; DOVV'da 9030 üstünde "trend sağlamlaşıyor" ve 9030 üstünde kaldıkça günlük grafik üzerinde görülen 9200-9250 arasındaki "hedefini" koruyor!
    Sonuç : DOVV'da 9030-8800 altında içinde kapanışlar oluşmaya başlamadıkça "9200 üstündeki" hedefe doğru hareketin gidebileceği varsayılabilir! Kısa vadede DOVV'da bu trend devam ettikçe İMKB'de orta vadeli "haftalık formasyon" hedefi olan 43.500-44.000 aralığını dikkate alabiliriz!
    Euro-dolar dinamiği "neden DOW kadar güçlü değil?
    Aslında DOW'u sorgularken de not düşmek istedim ama "konular karışmasın" endişesiyle ayrı bir "başlıkta" ele almak istedim...
    Değerli dostlar, geçmişte özellikle DOW 8800-9030 bandını "kırar mı" sorusuna cevap ararken sorguladığımız denklem "tekti"!
    DOW'da 9030 üstünü sorgularken Euro-dolarda 1.4070-1.4250 bandını ve üstünü sorgulamıştık! Hatırlarsanız "iki dinamik senkronize" şekilde "dirençleri" aşmışlardı! Ama bugün "aynı denklem" korunamıyor! DOVV hâlâ 9030 üstünde olmasına rağmen Euro-dolar 1.4250 üstünden satıldı hatta bu sabah 1.4070'in dahi altında!
    denklemini zora sokacağı için bence çok dikkatli takip edilmesi gerekiyor!
    Evet DOVV'da "hava olumlu" ama Euro-dolar denklem "dışı" bir trend sergiliyor! Ve bir "uyarı" işareti üretiyor! Aynı
    Bu yazıyı yazdığım saatte hâlâ 1.4070 altında bir "Euro-dolar paritesi" var ve
    bu düşüş DOVV+Euro-dolar
    hareket içeride doların da 1.4915 altında "fazla satılmasına" ve 1.4915'i "sert şekilde" kırmasına izin vermiyor!
    Uzun lafın kısası; DOVV 9030 üstünde kaldığı ve İMKB'de 41.000-43.500 bandında hareket ettiği sürece; 1.4070 altında bir Euro-dolar dinamiğine "dikkat etmek" gerekli! Denklemin bir "kısmı" çalışmaz ise "diğer tarafta sert
    düzeltmeler"
    gelebilir! 1.4070-1.4250 bandını "yukarı geçen bir Euro-dolar" değeri görürseniz, daha rahat olabilirsiniz!

  5. #65
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Yiğit Bulut
    Kriz bitiyor; sahillerimiz ucuza gitmesin...
    14 Ağustos 2009 Cuma, 10:00


    Değerli dostlar, ekonomik krizden hemen önce bir yazı kaleme almış ve Türk sahilleri ile ilgili olarak şu tespitlerde bulunmuştum; “...AB kaynaklı yayınları dikkatli incelersek, Katalonya, Andalusia, Valencia, örneklemelerinde ortalama 300 metrekare, bahçeli, deniz görür, standart bir villa için 750
    bin ile 1.3 milyon Euro’luk değerler ‘normal’ görülürken, Bodrum, Kemer
    ve Çeşme’de aynı özellikler için ‘normal görülen maksimum değer 250-300
    bin Euro. Aynı sıralama içinde Peleponez ve Yunanistan’ın Ege kıyıları
    için ‘normal’ görülen en düşük değer 495 bin Euro.
    Çok şaşıracaksınız ama Hırvatistan dahi Türk kıyılarından ‘daha yüksek’
    değerlere layık görülmüş...” Bu noktada tekrar ediyorum; bu yazıyı “kriz
    öncesi”, yani dünya genelinde “yüksek petrol fiyatına” dayanan
    “fiyatlama dinamikleri” genele hâkim iken yazmıştım...
    Sonra ne oldu? Dünya genelinde bütün “fiyatlama denklemi” değişti ve Türk
    “emlak sektörü” ve sahillerimiz “değer kaybetti”!
    Aimdi krizden çıkıyoruz, bütün dünya genelinde “fiyatlama değişiyor” ve o
    gün “sorulan soruyu” Bimdi yeniden soruyorum; o dönemde Türk sahillerine
    biçilen değer neden “düşüktü”, yeni dönemde de böyle mi olacak ve en
    önemlisi; o günden bugüne yaptığımız “pazarlama” hatalarını yapmaya devam
    edecek miyiz? Değerli dostlar, her şeyi bir kenara bırakın ve “yeni
    düzeni” tartışalım... Türkiye, gerek yeni dünya düzeninde süratle
    değerlenen konumu, gerek kıyılarının doğal kalitesi, gerekse tatilciye sunulan
    hayat renkliliği açısından Yunanistan, İspanya ve yeni AB ülkeleri ile
    kıyaslanamayacak kadar iyi durumda ve daha da iyi olacak...
    Bu dinamik içinde Türk kıyıları geçmişte ve bugün asla hak etmediği
    “olumsuz” bir fiyatlama sürecinden geçti ve maalesef “kriz döneminde
    de, yeni çıkışta da”, geçmeye devam ediyor...
    Peki ne yapabiliriz ? İlk adım “Türkiye’nin değişen dünya düzeninde”
    nereye oturacağını ve “konumu” itibarıyla “nasıl
    bir denklemde” yer alabileceğini anlamak...
    İkinci adım ise “kıyılarımızın” kalite değerlerini “sorgulamak” ve
    diğerlerinden hangi noktalarda ayrıştığını anlamak...
    Değerli dostlarım, krizden çıkıyoruz, bütün dünya genelinde büzüşen “fiyat
    dinamikleri” yeniden “genleşmeye” bağlıyor...
    Yeniden başlıyoruz, dünya yeniden kuruluyor... Bu gerçek >B>?>nda sizlere
    bir çağrı yapmak istiyorum; gelin algılamamızdan
    başlayarak aklımızdaki bütün “fiyatlamalar;”
    değiştirelim... Kriz öncesi söyledim, Bimdi de söylüyorum; İnanın bana;
    öngördüğüm ‘arz-talep’ dengesi ve ‘Avrupalı'nın bize gelme zorunluluk
    katsayısı’, yapacağımız fiyat ayarlamasını rahatlıkla kaldırabilir... Ve en
    önemlisi Avrupalı emlak editörlerine Türk sahillerini
    daha iyi analiz etmeleri yolunda bir işaret fişeği atmış oluruz...
    Çıkarım 1 : ‘Avrupa’da eşi benzeri olmayan’ değerlerimizin
    Yunanistan’dan, hatta Hırvatistan’dan bile ucuz satılması sürecinin önüne
    geçeceğiz...
    Çıkarım 2 : Her gün Avrupalı yaşlıların Türkiye’deki sahil
    bölgelerine nasıl yerleştirileceğini anlatan projeler karşımıza çıkıyor.
    ‘İnsana saygı, gelenlerin tüketim yapması’ gibi kavramlar eşliğinde bakınca
    bu tip projeler de ‘olumlu’ algılanabilir ama bir gerçek var ki; bu topraklar hem
    maddi, hem de manevi açıdan bu kadar ucuz değil.
    Burası her anlamda ‘Avrupa’nın yükünü’ taşıtacağı bir bölge hiç değil. Gelin buranın ne olduğunun farkına varalım ve ‘bize Bimdilik yüksek
    görünen deıerlerin’ aslında ‘gerçek ederimiz ve dünya standartları ile kıyaslanınca ne kadar düşük olduğunu’ lütfen bir an önce görelim...
    Çıkarım 3 : Krizden çıkarken İMKB, DOW’dan “% 20 daha fazla ve önce
    tepki” vererek çıkıyorsa, TL dolara karşı“di birimlerinden hızlı”
    değerleniyorsa ve en önemlisi “Türkiye’ye milyarlarca dolar” ak>B
    varsa; “kıyılarımız da bundan nasibini” almalı!
    Son söz : Düşük fiyatla “para harcamayan” kitleye hizmet vermek “turizm
    politikas;” değildir! Sahillerimize “kalitesiz siteler” doldurup, bunlar>
    “yeşili yok etmek” pahasına yayıp, pazarlamak da “strateji” değildir! Her Beyi
    ama her detayı yeniden “düşünece...

  6. #66
    Üyelik tarihi
    12.Haziran.2007
    Yaş
    51
    Mesajlar
    1,375
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Alıntı simurg Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Yiğit Bulut
    Kriz bitiyor; sahillerimiz ucuza gitmesin...
    14 Ağustos 2009 Cuma, 10:00


    Değerli dostlar, ekonomik krizden hemen önce bir yazı kaleme almış ve Türk sahilleri ile ilgili olarak şu tespitlerde bulunmuştum; “...AB kaynaklı yayınları dikkatli incelersek, Katalonya, Andalusia, Valencia, örneklemelerinde ortalama 300 metrekare, bahçeli, deniz görür, standart bir villa için 750
    bin ile 1.3 milyon Euro’luk değerler ‘normal’ görülürken, Bodrum, Kemer
    ve Çeşme’de aynı özellikler için ‘normal görülen maksimum değer 250-300
    bin Euro. Aynı sıralama içinde Peleponez ve Yunanistan’ın Ege kıyıları
    için ‘normal’ görülen en düşük değer 495 bin Euro.
    Çok şaşıracaksınız ama Hırvatistan dahi Türk kıyılarından ‘daha yüksek’
    değerlere layık görülmüş...” Bu noktada tekrar ediyorum; bu yazıyı “kriz
    öncesi”, yani dünya genelinde “yüksek petrol fiyatına” dayanan
    “fiyatlama dinamikleri” genele hâkim iken yazmıştım...
    Sonra ne oldu? Dünya genelinde bütün “fiyatlama denklemi” değişti ve Türk
    “emlak sektörü” ve sahillerimiz “değer kaybetti”!
    Aimdi krizden çıkıyoruz, bütün dünya genelinde “fiyatlama değişiyor” ve o
    gün “sorulan soruyu” Bimdi yeniden soruyorum; o dönemde Türk sahillerine
    biçilen değer neden “düşüktü”, yeni dönemde de böyle mi olacak ve en
    önemlisi; o günden bugüne yaptığımız “pazarlama” hatalarını yapmaya devam
    edecek miyiz? Değerli dostlar, her şeyi bir kenara bırakın ve “yeni
    düzeni” tartışalım... Türkiye, gerek yeni dünya düzeninde süratle
    değerlenen konumu, gerek kıyılarının doğal kalitesi, gerekse tatilciye sunulan
    hayat renkliliği açısından Yunanistan, İspanya ve yeni AB ülkeleri ile
    kıyaslanamayacak kadar iyi durumda ve daha da iyi olacak...
    Bu dinamik içinde Türk kıyıları geçmişte ve bugün asla hak etmediği
    “olumsuz” bir fiyatlama sürecinden geçti ve maalesef “kriz döneminde
    de, yeni çıkışta da”, geçmeye devam ediyor...
    Peki ne yapabiliriz ? İlk adım “Türkiye’nin değişen dünya düzeninde”
    nereye oturacağını ve “konumu” itibarıyla “nasıl
    bir denklemde” yer alabileceğini anlamak...
    İkinci adım ise “kıyılarımızın” kalite değerlerini “sorgulamak” ve
    diğerlerinden hangi noktalarda ayrıştığını anlamak...
    Değerli dostlarım, krizden çıkıyoruz, bütün dünya genelinde büzüşen “fiyat
    dinamikleri” yeniden “genleşmeye” bağlıyor...
    Yeniden başlıyoruz, dünya yeniden kuruluyor... Bu gerçek >B>?>nda sizlere
    bir çağrı yapmak istiyorum; gelin algılamamızdan
    başlayarak aklımızdaki bütün “fiyatlamalar;”
    değiştirelim... Kriz öncesi söyledim, Bimdi de söylüyorum; İnanın bana;
    öngördüğüm ‘arz-talep’ dengesi ve ‘Avrupalı'nın bize gelme zorunluluk
    katsayısı’, yapacağımız fiyat ayarlamasını rahatlıkla kaldırabilir... Ve en
    önemlisi Avrupalı emlak editörlerine Türk sahillerini
    daha iyi analiz etmeleri yolunda bir işaret fişeği atmış oluruz...
    Çıkarım 1 : ‘Avrupa’da eşi benzeri olmayan’ değerlerimizin
    Yunanistan’dan, hatta Hırvatistan’dan bile ucuz satılması sürecinin önüne
    geçeceğiz...
    Çıkarım 2 : Her gün Avrupalı yaşlıların Türkiye’deki sahil
    bölgelerine nasıl yerleştirileceğini anlatan projeler karşımıza çıkıyor.
    ‘İnsana saygı, gelenlerin tüketim yapması’ gibi kavramlar eşliğinde bakınca
    bu tip projeler de ‘olumlu’ algılanabilir ama bir gerçek var ki; bu topraklar hem
    maddi, hem de manevi açıdan bu kadar ucuz değil.
    Burası her anlamda ‘Avrupa’nın yükünü’ taşıtacağı bir bölge hiç değil. Gelin buranın ne olduğunun farkına varalım ve ‘bize Bimdilik yüksek
    görünen deıerlerin’ aslında ‘gerçek ederimiz ve dünya standartları ile kıyaslanınca ne kadar düşük olduğunu’ lütfen bir an önce görelim...
    Çıkarım 3 : Krizden çıkarken İMKB, DOW’dan “% 20 daha fazla ve önce
    tepki” vererek çıkıyorsa, TL dolara karşı“di birimlerinden hızlı”
    değerleniyorsa ve en önemlisi “Türkiye’ye milyarlarca dolar” ak>B
    varsa; “kıyılarımız da bundan nasibini” almalı!
    Son söz : Düşük fiyatla “para harcamayan” kitleye hizmet vermek “turizm
    politikas;” değildir! Sahillerimize “kalitesiz siteler” doldurup, bunlar>
    “yeşili yok etmek” pahasına yayıp, pazarlamak da “strateji” değildir! Her Beyi
    ama her detayı yeniden “düşünece...
    Bazı noktaları gözardı ederek yazmış bu yazıyı bence.Tamam bu fiyatlar düşük olabilir ama neye göre,alıcılar sadece Valencie,Katalonya v.s yani Avrupalımı!Buralarda tatil fiyatıda benzerlerine göre daha düşük değilmi.Türkiyedeki fiyatlandırma şartları bu değilmi şuanda.Bizdede 3000-4000EU maaşlar oluşursa fiyatlarda çıkar elbet...

  7. #67
    Üyelik tarihi
    27.Nisan.2012
    Mesajlar
    189
    Teşekkür / Beğeni

    Standart

    Bilgisi gayet kit ve yasar erdinc ile beraber spek hareket yaptiran birisi. Guvenilmez.

Sayfa 7 Toplam 7 Sayfadan BirinciBirinci ... 34567

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
YASAL UYARI
Ekonomi, Borsa ve Para piyasaları" bölümünde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır. Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.keyborsa.com web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.
Google Privacy Policy
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193