Amerikan basınında Türkiye'nin doğal kaynakları ile ilgili ne yazıyor
11.04.2009 | Yiğit Bulut | Yorum
Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) borçlandığı için sevinen ülkeme Brezilya'dan gelen "IMF'ye kaynak aktaracağız" haberini aktarmak istiyorum. Doğal kaynak konusuna gelince. Değerli dostlar, bundan aylar önce "Türkiye'de petrol var mı" başlığı altında iki yazımı sizlerle paylaşmış ve "Türkiye bir petrol denizi" üstünde tezimi ortaya atmıştım. Son iki hafta içinde dikkat ettiyseniz, farklı bölgelerde petrol bulunduğuna dair haberler basına yansıdı ve bazı bölgelerde bulunan petrolün, Türkiye'nin yıllık ihtiyacının beş katına kadar çıkabileceği konuşuldu. Emin olun bu daha ilk hamle!
Potansiyelimiz çok yüksek
Saros Körfezi'nden, Akdeniz kıyılarına, Karadeniz'in çeşitli noktalarından, Güney Doğu'ya kadar daha birçok noktada inanılmaz petrol ve doğal gaz rezervi ortaya çıkacak. Yalnız bütün bunlar olurken çok ilginç bir ayrıntı da dikkatli bakanların gözünden kaçmadı. Bu kadar önemli bir olay, belki de düşen uçağımızın gündemin merkezine oturmasıyla, belki kasıtlı olarak, Türkiye'de hiç ama hiç tartışılmadı. Belki son iki haftada bulunan kaynakları, ilk defa burada okuyanlar bile olabilir. Değerli dostlar, aslında potansiyelimiz sadece bilinen klasik kaynaklar ile de sınırlı değil. Türkiye "petrol taşı" rezervinde Amerikalı yetkililere göre dünya üzerindeki en önemli 14 merkezden biri.
284 milyon tonluk kapasite
Bakın bu konu ile ilgili Amerikan ve Türk gazetelerinde çıkan bir haber; "Türkiye'de varlığı uzun yıllardır bilinen 5.8 milyar ton rezerve sahip petrol taşlarını gündeme getirdi. ABD Jeolojik Araştırmalar Servisi'nin (USGS) hesaplamalarına göre, Türkiye petrol taşı rezervinden 284 milyon tonluk petrol üretebilecek kapasitesi var. Rezervin 115 milyon tonu Bolu Göynük'te. Yıllık petrol tüketiminin 33 milyon ton olduğundan yola çıkarak Türkiye 8 yıllık tüketiminin tamamını petrol taşından karşılayacak bir potansiyel barındırıyor. ABD'nin yer altı zenginliklerinin envanterini çıkarmakda olan ABD Jeolojik Araştırmalar Servisi'nin (USGS) bütün dünyadaki petrol taşları rezervlerini değerlendiren 2005 tarihli bir raporu bulunuyor. Hemen hemen bütün ülkelerde petrol taşları bulunuyor. Ekonomik olarak işleme potansiyeli olanların sayısı ise çok sınırlı görülüyor. USGS'in raporunda Türkiye, petrol taşı bakımından önem taşıyan 14 ülke arasında değerlendiriliyor."
Petrol Kanunu'na dikkat
Sevgili dostlar, bu gerçek ortada dururken Türkiye'de neler oluyor? Ne olduğu çok açık, bu kaynaklar elimizden alınmaya ve yapılan düzenlemeler ile kontrolü yabancı şirketlere transfer edilmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanı Sezer'in "engellediği" ama TBMM'den sorunsuz geçen ve hatta Irak Parlamentosu'ndan "silah zoruyla" geçirtemedikleri petrol kanunundan birkaç maddeyi yeniden hatırlayalım.
* Petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak için yapılan başvurunun değerlendirilmesinde, önceki yasanın ilk kriteri olan talebin milli menfaatlere uygun olması ölçütü yasadan çıkarılarak, öncelikle ülke yararını gözetme anlayışından vazgeçilmiştir.
* "Yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolayısıyla idaresinde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahısların, petrol faaliyetinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları" hükmü yeni yasa ile çıkarılarak, stratejik öneme sahip bir konuda yabancı devletlerin belirleyici olması önündeki engeller ortadan kaldırılmıştır.
Yabancılara sınırsız hak
* Yabancı şirketlere ürettikleri petrol üzerinde sınırsız tasarrufta bulunarak, tamamını ihraç etme hakkı getirildi. Olağanüstü durumlarda bile üretilen petrolün ülke içinde kullanılması ve memleket ihtiyacını gözetme zorunluluğu kaldırıldı.
* Yabancı şirketlere sınır tanımaksızın her yerde faaliyette bulunma hakkı getirildi.
* Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın mevcut yasada bulunan devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak, özelleştirilmesinin önü açıldı.
* TPAO yabancı şirketlerle aynı statüde değerlendirilmeye alındı. Önceki yasada yer alan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın diğer şirketlerden daha fazla arama ruhsatı alabilme hakkı, tasarı ile kaldırıldı. TPAO'nun ruhsat sayısındaki avantajlı konumu yok edildi..."
Bize yedirmek istemiyorlar
Evet, yanlış okumadınız, bu maddeler TBMM'den "aynen geçti"! Sezer olmasaydı, iş bitmişti. Uzun lafın kısası, Türkiye'de inanılmaz bir kaynak var. Buna aklımla, kalbimle, eldeki verilerle sonuna kadar inanıyorum. Tek sorun bunu "bize yedirmeden" nasıl çıkaracaklar. Bir petrol kanunu denemesi oldu, yine olacak. Türk Milleti olarak uyanmalı ve bu konunun üstüne gitmeliyiz. Yeraltı kaynaklarımızı çıkarabilirsek, ekonomik göstergelerimizin tamamı değişir. Değişir ama "bizim olanı, bize bırakmamak" için büyük bir savaş var!
Sonuç: Türkiye'de "dikkatör" bir rejim oluşmasına, demokrasi aşığı yabancılardan neden hiç ses çıkmıyor. Acaba Türkiye'de demokrasi olmasa, halk hiçbirşeye sahip çıkamasa onlar için daha mı iyi olur. Zaten petrol zengini hangi ülkede demokrasi var ki. Demokrasi olsa o ülkelerdeki diktatörlerin petrol şirketleri ile anlaşmaları sorgulanabilir hale gelmez mi!
Son söz: IMF'ye en borçlu ülkelerden biri olan Brezilya birkaç yılda borcu kapattı, IMF'ye hibe yardımı yapmaya başladı. 2001'de en fazla borcu yapan ama ekonomide son 8 yılda mucize yaratan ülkem 2009 yılında yine en buyuk borcu alıyor. Bu mu kalkınan Türkiye!