Sayfa 1 Toplam 7 Sayfadan 12345 ... SonuncuSonuncu
Toplam 67 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Yiðit Bulut

  1. #1
    Üyelik tarihi
    22.Mayýs.2007
    Nereden
    Ýstanbul-Rize
    Mesajlar
    352
    Teþekkür / Beðeni

    Standart Yiðit Bulut

    Geçen birkaç hafta içinde aþaðýdaki yazýyý ele almýþ ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir Genelkurmay Baþkaný'nýn ekonomik konsept ile ilgili çok önemli ifadeler ortaya koyduðunu belirtmiþtim. Bu noktada bu yazýdan bazý alýntýlar yapmak istiyorum. Genelkurmay Baþkaný’nýn geçtiðimiz hafta yaptýðý konuþma seçim telaþý içine girmiþ Türk kamuoyunda yeterince sorgulandý mý? Soruya algýlamanýza göre, fazla bile sorgulandý veya hayýr, detaylar algýlanmadý, gibi cevaplar verebilirsiniz. Ýzin verirseniz yapýlan açýklamada ekonomik anlamda çok önemli bulduðum bölümlerden yola çýkarak bazý tespitlerimi sizlere aktarmak istiyorum.

    Amacým 'Genelkurmay Baþkaný ne kadar önemli þeyler söyledi' demek deðil, 1946’dan bugüne uluslararasý finans kapitalin elinde oyuncak olan ekonomik sistemimizin, ilk defa devletin içinden çýkan bir refleks ile ekonomik güvenlik kavramý eþliðinde yeniden sorgulanma yoluna girilmiþ olmasý. Tekrar etmek istiyorum: Bugüne kadar laiklik kavramý dýþýnda devletin ekonomik dinamiklerine karýþmayan, hatta seçilmiþlerin yaptýklarýna bazý kavramlara dokunmadýklarý sürece ses çýkarmayan kurumlarýn, 1923-1946 sonrasý dönemde ilk defa "sistemin tümü sorgulanmaz ise güvende olamayýz" mesajý vermeleri çok önemli.



    Devlet reflekssiz kalmadý


    Bu noktada geriye dönmek ve ilk devalüasyon ile tam manipülasyona açýk hale kademe kademe getirilen Türk ekonomik sisteminden, daha doðrusu ortaya çýkan temel çeliþkiden bahsetmek istiyorum. 1946 sonrasý ortaya çýkan soru çok net: Türk ekonomisinin ana unsuru ne? Üretim mi? Yoksa sýcak para akýþý ile belli bir süre genleþen ve bir süre sonra kendi üstüne kapanýp halkýn varlýklarýný transfer eden yapý mý?

    Sonuç 1: Yukarýda aktardýðým dinamikler ve bazý kavramlara dokunulmadýðý sürece devletin kurumlarýnýn reflekssiz kalmasý durumu Genelkurmay'ýn son açýklamalarý ile 1946’dan bugüne ilk defa deðiþti. Bazý kavramlara dokunulmadýkça ortaya çýkmayan devletin bir bölümü ilk defa Genelkurmay Baþkaný’nýn son iki konuþmasýnda deðindiði ekonomik güvenlik ve yabancý unsurlarýn ekonomik manipülasyonlarý gibi kavramlar ile konseptin deðiþtiðini çok net ortaya koydular.



    Ekonomik model deðiþmeli


    Sonuç 2: Bu deðiþimin anlamý çok açýk. Askerin de müdahil olacaðý bir ortamda Türkiye 1946’dan beri içine düþtüðü temel ekonomik model çeliþkisinde yeni bir arama-tarama eþiðine doðru itilecek. Bu noktada aklýnýza þu soru gelebilir: Sorgulamanýn baþlamasý yapýnýn deðiþeceði anlamýna gelir mi? Haklýsýnýz, çok kýsa vadede gelmez fakat sadece bazý kavramlara odaklanan ve devletin ana reflekslerini temsil eden kurumlardan biri olan Silahlý Kuvvetler'in ekonomik güvenlik kavramýný ortaya atmasý büyük bir deðiþime veya en azýndan büyük bir deðiþime yol açabilecek sorgulamaya doðru itileceðimizi gösteriyor.

    Son söz: 2003 yýlýnýn ilk 6 ayý içinde dolar kuru 1.7 YTL seviyesini ve üstünü test etti. 2007 yýlýn ilk 6 ayý içindeyiz ve kur 1.3 YTL seviyesine doðru geriliyor. Bu süre içinde geçen 4 yýllýk süreçte Türkiye dünyanýn en yüksek faizini veren Hazine bonolarýnýn neredeyse tamamýný sýcak para arz edenlere sattý. Dolarýn yüzde 20-25 arasýnda deðer kaybettiði bu yapýya, YTL bazýnda kazanýlan faizi de ekleyin ve lütfen þu soruya cevap verin: Sýcakçýlarýn kâr ettiði aradaki fark nereden karþýlandý? Cevap çok açýk: Bizim olmasý gerekenlerin baþkalarýnýn cebine girmesiyle. Umarým, yýllardýr anlatmaya çalýþtýðým kavramlar Genelkurmay’ýn ekonomik güvenlik kavramýnýn da ivmesiyle daha fazla yayýlýr ve varlýklarýmýzý transfer eden var olan sýcak para tabanlý modelden bir an önce kurtulabiliriz.”



    Bir dinamik yýkýlýyor

    Deðerli dostlar, bu yazýyý yazdýðým saatten bugüne gelinen nokta: Oyakbank’ýn tamamý yabancýlara satýldý. Son 48 saattir telefonum susmuyor. Tasfiye edilen Türkiye fikrinden korkan ve sarýlacak elde kalan son dal olarak Türk Silahlý Kuvvetleri’ni gören birçok Türk vatandaþý, hayatýný hiçe sayarak savaþan personel, yakýnlarýný þehit veren cesur insanlarýmýz sürekli arayarak hayal kýrýklýklarýný belirtiyorlar. Söyledikleri çok açýk: Hepimiz þoktayýz, hepimizin caný yanýyor, daha da acýsý bizim canýmýz yanarken ulusalcý söylemleri her zaman varmak istedikleri nokta için tehlike görenler, yaþananlar üzerine þimdi zil takýp oynuyorlar.

    Sonuç 1: Güngör Uras iki gündür Milliyet gazetesinde net olarak ortaya koyuyor: Oyak bu satýþa, Coþkun Ulusoy’un yaptýðý hatalar sonucu geldi. Yola kýrmýzý-beyaz tiþörtler giyip çýkan, ihale sürecinde salondakilere slogan attýrmaya kadar iþi vardýran Ulusoy’un hesap bilmezliði yüzünden Türk kamuoyu, tarihinin en büyük psikolojik darbesini aldý. Sorun sadece bankanýn satýlmasý deðil. Türk insaný inandýðý, güvendiði, geleceðinin garantisi olarak gördüðü bir dinamiðin, bir þahsýn hatalarý sonucu yýkýlmasýný, yok olmasýný seyrediyor. Türk insanýna karþý yürütülen psikolojik harekâtta kazanýlan bu safhayý inanýn kimse beceremezdi. Ulusoy’u kutlamak gerekli.

    Sonuç 2: Dünden beri telefonlarým susmuyor. Özellikle bu ülke uðruna savaþýrken þehit düþmüþ canlarýmýzýn aileleri, akrabalarý arýyorlar. O insanlarýn içinde bulunduklarý durumu, yýkýlmýþlýklarýný duymanýz, görmeniz gerekli.



    Satmayýn, halka açýn

    Son söz: Buradan Oyak yönetimine sesleniyorum. Oyakbank’ýn satýþý gibi Türk halkýnýn psikolojik dinamiklerini etkileyecek bir olay sadece para ile deðerlendirilemez. Bu hareket tamamlanýrsa Türk halkýna karþý yýllardýr yürütülen psikolojik harekâtýn dahi veremediði bir zarar ortaya çýkacak. Sizlere net bir tavsiyem var: Türk halkýnýn bankalarda ve sistem dýþýnda bugün itibariyle 80 milyar dolarýn üzerinde birikimi var. Satýþý iptal edin, Ulusoy’u görevden alýn ve gelin bankanýn tamamýný yabancýlara satýlan fiyat üzerinden halka açalým. Ayný maddi giriþ saðlanacaðý gibi deðeri milyarlarca dolarla ölçülemeyecek bir adým Türkiye adýna atýlmýþ olur.

  2. #2
    Üyelik tarihi
    22.Mayýs.2007
    Nereden
    Ýstanbul-Rize
    Mesajlar
    352
    Teþekkür / Beðeni

    Standart Bu ülkeye gerçekten inanýyorlarsa faiz düþer

    Ýddia edildiði gibi sistem iyi olma yolunda ilerliyorsa; her þeyden önce faizin düþmesi, yani sisteme para sokanlarýn düþük risk primi talep eder hale gelmeleri gerekir. Dünyanýn en yüksek faizinin ödendiði bir ortamda kimse 'Biz ekonomik mucize yarattýk' diyemez.



    Perþembe günü öðleden sonra özellikle borsadaki yükseliþle baþlayan dalga içinde en sýk yapýlan yorum: "Siyasi risk düþüyor, ABD ile Kuzey Irak konusunda anlaþma saðlandý, yabancýlar alýma geçti, Türkiye’ye inanýlmaz bir güven var, algýlanan herhangi bir sorun yok."

    Bu noktada aklýma bir soru geliyor: Madem her þey bu kadar parlak, faiz neden ayný tepkiyi vermiyor? Faiz neden net bir þekilde düþmüyor? Neden yüzde 18’li seviyelerin altýna gelmiyor? Neden dünya genelinde ödenen en yüksek reel faiz Türkiye’de?



    Yüksek olmasý kime yarar


    Deðerli dostlar, faizin neden düþmediðini salt piyasa dinamikleri açýsýndan sorgulamayý baþka bir yazýya býrakýyor ve defalarca bu detaylara dikkat çekmeme raðmen en zayýf noktamýz olduðunu bildiðim için bir kez daha ele alarak bir soru sormak istiyorum: Yüksek kalan faiz kimin için olumlu?

    Cevabý çok zor deðil; parayý veren, sistemi dengede tutmak açýsýndan parayý alan için olumlu. Daha açýkçasý; borç verenler, bankalar ve borç alýp kuyruðu dik tutmaya çalýþan siyasi otorite için. Peki bu dengede vatandaþ nerede? Sokaktaki vatandaþ bu denklem içinde yok.

    Daha açýkçasý; Türkiye'de paranýn yüzde 90'ýndan fazlasýnýn yüzde 10'un elinde olduðunu bilir ve bu gerçeðe Türkiye'ye rant kazanmaya gelen yurtdýþý kaynaklý para gerçeðini de eklerseniz, ortaya þöyle bir sonuç çýkar: Faiz yükselince, halk cebine girmesi gereken paranýn daha büyük bir bölümünü risk görüp daha fazla prim talep edenlere aktarýr. Uzaða gitmeyin; 2004'te 70 katrilyon, yani o günün kuru ile 52 milyar dolar faiz harcamamýz var. Bu para nerede? Bakýn bakalým cebinize girdi mi?



    Hastalýk mý dengeleyici mi

    Çýkarýmlar:

    1- Tarihte birçok belgeye, hatta kutsal kitaplara bile "haram" tespitiyle giren ve modern ekonomistlerin "katalizör" veya "dengeleyici" olarak tanýmladýklarý faiz dinamiði, ekonomideki hastalýðýn belirtisidir.

    2- Hastalýk, daha doðrusu sistemdeki iltihap yayýldýkça faiz artar, hastalýk azaldýkça faiz düþer.

    3- Hastalýðýn her zaman gerçek olmasý da gerekmez, sanal ve beklenti kýrýlmasý odaklý da olabilir. Sebebi çok açýktýr; saðlýklý bir ortamda ülkede paralarýný tutmak isteyenler düþük risk primi talep eder. Ortam bozuldukça risk primi istekleri artar ve sonunda, onlarý davet etmemenize raðmen sistem öyle kurulduðu için, aynen 2004'teki gibi, bütçenizin yarýsýný onlara aktarýr hale gelirsiniz.

    4- Faiz bir ekonominin dengeleyicisi gibi görünse bile aslýnda sistemi kuranlarýn kurnazlýðý sonucu dengeleyen konumunda sistemdeki varlýðý emen bir yapýdýr. Faizin yüksek olduðu bir yapýda adil bir ekonomik paylaþýmdan bahsedilemez.

    5- Ýddia edildiði gibi sistem iyi olma yolunda ilerliyorsa; her þeyden önce faizin düþmesi, yani sisteme para sokanlarýn düþük risk primi talep eder hale gelmeleri gerekir.

    6- "Ýyiye gitme" kavramýna "Referansýnýz ne" sorusu ile birlikte cevap aramak gerekir. Yüksek faiz sýcak para sahipleri için iyi olurken, birikimi olmayan yerli halký bitirir.

    Son söz: Yüksek faiz hastalýk belirtisi olduðu gibi dünyanýn en yüksek faizinin ödendiði bir ortamda kimse "Biz ekonomik mucize yarattýk" diyemez.

    Not: Türkiye’de mortgage ile ilgili dünya üzerinde örneði olmayan bir uygulama yapýldý ve borçlunun bütün varlýðýna ödememe durumunda el konabilecek þekilde hukuki zemin oluþturuldu. Bu ülkede banka alýp yüksek faizle borç daðýtan uluslararasý sermayeyi koruma adýna bu, halka atýlmýþ bir kazýktýr.

  3. #3
    Üyelik tarihi
    22.Mayýs.2007
    Nereden
    Ýstanbul-Rize
    Mesajlar
    352
    Teþekkür / Beðeni

    Standart Petkim'de taban fiyat 3 milyar dolar

    Petkim'de ihale bedeli 3 milyar taban ile oluþmaya baþlamalý ve özellikle Tüpraþ’la arasýndaki rasyoyu da dikkate alýrsak, sonuçta bu þirketi kontrol etmek isteyen en az 2 milyar dolar bir bedele hazýr olmalý.


    Piyasada Petkim ile ilgili olarak, bana göre kasýtlý bir þekilde, þu anda piyasada iþlem gördüðü deðerin iyi bir fiyat olduðu ve bu fiyata yakýn bir deðer ile satýlmasýnýn doðru olabileceði konuþuluyor. Ne güzel 650-700 milyon dolar arasý bir para veren Petkim’i kontrol edecek!

    Bu noktada ben de bunu söyleyen alýcýlara veya dýþarýdan yorum yapanlara diyorum ki; “Ne gerek var, bedava verelim!”

    Deðerli dostlar, “Petkim ihalesinde oluþmasý gereken taban fiyat bugün piyasada iþlem gördüðü deðerin en az iki katý olmalýdýr” tezini ortaya atmak ve sorular eþliðinde detaylandýrmak istiyorum.



    ÝMKB geride kaldý


    Soru 1: Türk sermaye piyasalarý bugün dünyada son dönemde oluþan hareketi yansýtýyor mu? Uzun süreden beri bu köþede “2006 Mart baþýndan beri dünya genelinden koptuk, onlar gitti biz baktýk" söylemini matematik ispatý ile aktarmaya çalýþýyorum. Bu yazýyý yazdýðým saate kadar okuduðum bütün gazetelerde Ali Babacan’ýn da ayný tip sözlerine (ilk defa) rastladým. Ýþte Babacan’ýn cümleleri:

    Devlet Bakaný ve Baþmüzakereci Ali Babacan, nisan ayýndan bu yana geliþmekte olan ülkelerin borsalarýnýn ortalama yüzde 10 arttýðýný, Türkiye’de ise yüzde 2 gerilediðini kaydederek, "12 puanlýk makasýmýz açýlmýþ durumda. Bu, 'acaba' soru iþaretinin Türkiye’ye getirdiði maliyet. Bir þey olmuyor derken, dýþarýda iþler çok iyi gitti, bu dönemde."

    Gördüðünüz gibi hükümetin bakaný bile net olarak ortaya koyuyor, dünya genelindeki hareketten çok geri kaldýk. Babacan’a göre Nisan 2007’den beri yüzde 12 geride kaldýk, bana göre Mart 2006’dan beri yüzde 20-25.

    Soru 2: Dünya genelindeki harekete uyum saðlayamadýk ise, Pektim ile bunun ilgisi ne? Çok açýk, bugün “Petkim’in piyasa deðeri iyi” diyenlerin tezi gerçekçi deðil. Dünya genelinde geride kalmýþ bir genel piyasa yapýsý içinde þirketin deðeri iyi olamaz.

    Soru 3: Þirket piyasaya göre primli olamaz mý? Þirketin deðeri “ederinde hatta üstünde” diyenler acaba þirketin dolar bazýndaki hisse grafiðine hiç baktýlar mý? Ýþte görünen...

    Dolar bazýnda 2000 yýlý deðerine ve hemen sonra bugün iþlem gördüðü deðere bakýn ve sonra lütfen þu soruya cevap arayýn: 2000 yýlýndan bugüne Türkiye’de neler oldu? Neler hangi fiyatla satýldý? Dünya genelinde neler oldu? Finansal trendler nasýl deðiþti?

    Bu sorulara cevap arayalým ve sonra elimizi vicdanýmýza koyup sonuca gidelim, ne dersiniz Petkim’in fiyatý iyi mi?

    Tüpraþ 2000 yýlýný geçti


    Soru 4: Tüpraþ ile Petkim’i 2000 yýlý hisse deðerlerine göre nasýl karþýlaþtýrabiliriz? Tüpraþ’ta ihale öncesi piyasada satýldýðý fiyata göre oldukça düþük bir deðerden iþlem görüyordu, fiyat oldukça yüksek çýktý, sonrasýnda hisse deðeri bu fiyata gelmedi ama 2000 yýlý zirvesini geçti, bu dinamik nasýl sorgulanabilir?

    Tüpraþ’ýn dolar bazýndaki grafiðini de aktarayým.

    Grafik üzerinde net olarak görüldüðü gibi, ihale sonrasý fiyat “kontrol hissesini satýn alan” seviyesine gelmiyor fakat 2000 yýlý dolar bazýndaki zirveyi geçiyor. Bu grafik sonrasý lütfen bir kez daha Petkim’in dolar bazýndaki yukarýdaki grafiðine bakýn ve þu soruya cevap arayýn. Genelden özele saydýðýmýz bütün þartlar dahilinde sizce bugün görülen ve iyi olduðu hatta yüksek olduðu iddia edilen deðer doðru olabilir mi?



    Taban 3 milyar dolar


    Sonuç 1: Bana göre ihale bedeli 3 milyar taban ile oluþmaya baþlamalý ve özellikle Tüpraþ’la arasýndaki rasyoyu da dikkate alýrsak, sonuçta bu þirketi kontrol etmek isteyen en az 2 milyar dolar bir bedele hazýr olmalý.

    Sonuç 2: Madem iddia edildiði gibi iþler iyi, umarým “fiyatý bu iyi havadan etkilenerek, bu þekilde tahmin etmemize de” bazýlarý bozulmazlar.

    Sonuç 3: Bu þirketler halkýn malý ve ille de satýlacaksa (bence satýlmamalý) ne kadar yüksek fiyat ile satýlýrsa bizim için o kadar iyi.

    Not: Liman özelleþtirmelerinde oluþan fiyatlara bir bakalým ve sonra gelip 6 rýhtýmý, karayolu baðlantýsý ve Ýzmir’e göre derinlik avantajý olan Petkim Limaný’ný da ayný dinamikler içinde sorgulayalým. Bu tesis, bazý fiyatlar “iyi diye” bize algýlatýlarak bedavaya elimizden alýnmak üzere. Türk halkýna duyurulur.

  4. #4
    Üyelik tarihi
    22.Mayýs.2007
    Nereden
    Ýstanbul-Rize
    Mesajlar
    352
    Teþekkür / Beðeni

    Standart Aþaðýdaki olaylarýn akþýný okuyun, sonra bir soru soralým

    ABD ve Avrupa Birliði’nin bölgemizde uygulamak istedikleri politikalarda karþýlarýnda gördükleri en büyük engel TSK. Böylesine organize büyük bir gücün varlýðýndan rahatsýz olduklarý gibi, bu gücü kendi planlarý doðrultusunda kanalize edememeleri de onlarý adeta deli ediyor.



    Hiçbir yorum yapmadan bir kronolojiyi aktarmak istiyorum.

    1- Bill Clinton Mayýs 1997’de “Yeni bir yüzyýl için Ulusal Güvenlik Stratejisi” adý verilen belgeyi imzaladý. Belgenin özü ABD çýkarlarýna dayanan ekonomik milliyetçiliðin, gerekirse silah gücüyle dünyaya egemen kýlýnmasý üzerine bina edilmiþti. Ayný belgede Türkiye ve bulunduðumuz bölge ile ilgili þu cümleler yar aldý: “Ýki yüz milyon varillik petrol rezerviyle Hazar Denizi bölgesi (Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kafkasya, Ýran, Kuzey Irak, Doðu ve Güneydoðu Anadolu) dünyanýn artan enerji talebini karþýlamada önemli bir rol oynamaya adaydýr. Kendi petrol kaynaklarýmýz tükeneceðinden bu bölgedeki kaynaklara ulaþmak, ABD’nin yaþamsal çýkarlarýndan biridir.”

    2- Bölgedeki dinamiklerin ve ABD’nin tavrýnýn deðiþtiðini düþünen Türk Genelkurmay’ý, 1997 yýlýnda “Milli Askeri Strateji Konseptini (MASK)” deðiþtirdi ve “aktif güvenlik politikasý, bölgenin baðýmsýzlýðý, TSK’nýn modernize edilerek baðýmlý olduðu noktalarýn süratle tespit ve iyileþtirilmesi” gibi dinamiklere farklý bakmaya baþladý. Bu deðiþim aslýnda Orta Doðu’da yerleþme derdini yavaþ yavaþ ortaya döken ABD’nin en yapmak istediðini ilk algýlayan yapý olma özelliðinden kaynaklanýyordu.



    ABD rahatsýz oldu


    3- MASK’ýn deðiþmesi ABD’yi herkesten fazla rahatsýz etti. 1997-2000 arasýnda yaþananlar ve daha da ortaya dökülen ABD amaçlarý, 2000 yýlýnda ABD Hava Harp Akademisi Türkiye Masasý Þefi Albay Hitckok’un hazýrladýðý raporla iyice gün yüzüne çýktý. ABD, kendi yapmak istediklerine karþýlýk, TSK’nýn bölgede barýþçýl merkezli bir yapýya sýcak bakmasýndan ve kararlarýn Brüksel veya Washington yerine Ankara’dan alýnmasýndan ciddi anlamda rahatsýz olmuþtu. Ayrýca MASK’ýn ABD’ye danýþmadan deðiþtirilmesi eleþtiriliyor ve aynen þu ifade kullanýlýyordu: “Türkiye’nin bölgede baðýmsýz bir güvenlik faktörü olarak güçlenmesi ve artan askeri gücü, bölgedeki istikrarsýzlýðý arttýrmaktadýr.”

    4- Ayný dönemde yazýlan sorgulamaya yönelik ABD makamlarýnýn raporlarýnda Türkiye’nin 2015 yýlýna kadar alacaðý tavrýn ve ülke içindeki geliþmelerin ABD’nin ana çýkarlarýnýn bulunduðu Büyük Orta Doðu bölgesinde belirleyici olacaðý belirtiliyordu.



    Karar sürecinde yokuz


    5- TBMM’den geçmeyen tezkere ve TSK’nýn ABD’nin istekleri doðrultusunda Büyük Orta Doðu Projesi'ne dahil edilememiþ olmasý okyanus ötesindekileri daha da kýzdýrdý. 2004 yýlýnýn nisan ayýnda BOP’u anlatan ABD Dýþiþleri Bakaný Colin Powel Türkiye’yi “Ýslam Cumhuriyeti” olarak tanýmladý ve aynen þu cümleyi kullandý: “Irak; Türkiye, Pakistan ve diðer Ýslam Cumhuriyetleri gibi bir Ýslam Cumhuriyeti olacak.”

    6- Orta Doðu ve Orta Asya’da kendi amaçlarý doðrultusunda TSK’yý tasarrufu altýna almak isteyen sadece ABD deðildi. Avrupa Birliði de ayný amaçta birçok giriþ yaptý ve maalesef kaðýt üstünde bazý kazanýmlar elde etti. Milli Savunma Bakaný Vecdi Gönül (bu arada hatýrlatalým; bazý çevrelerin cumhurbaþkaný adayý) 2005 yýlýnda Avrupa Birliði Savunma Bakanlarý Konseyi toplantýsýna katýldý ve “Türkiye’nin Avrupa Birliði muharebe guruplarýnda” yer almasýný öngören anlaþmayý imzaladý. Bu anlaþmaya göre, Türkiye, karar mekanizmalarýnda yer almayacak ama “Avrupa Birliði’nin herhangi bir bölgedeki olaylara müdahale etmesini” saðlamak amacýyla oluþturulacak yapýya güç verecekti. Lütfen dikkat buyurun: Karar mekanizmalarýnda yokuz ama kaynak saðlamada tam baðýmlýyýz aynen Gümrük Birliði ve diðer Avrupa Birliði iliþkilerimiz gibi.

    Deðerli dostlar, yukarýdaki hatýrlamalar sonrasý yeniden gelelim baþlýkta bahsettiðim “soralým” dediðim sorumuza. Son 5-6 yýldýr ve özellikle son birkaç yýl içinde neden içeride ve dýþarýda TSK’nýn yýpratýlmasýna yönelik faaliyet arttý?

    Kronolojik olaylarý da hatýrlayarak tartýþalým, inanýn cevap çok zor deðil.



    En büyük engel TSK


    1- ABD ve Avrupa Birliði’nin bölgemizde uygulamak istedikleri politikalarda karþýlarýnda gördükleri en büyük engel TSK. Böylesine organize büyük bir gücün varlýðýndan rahatsýz olduklarý gibi, bu gücü kendi planlarý doðrultusunda kanalize edememeleri de onlarý adeta deli ediyor.

    2- Büyük Orta Doðu Projesi’nde, Türkiye’nin dönüþtürülmeye çalýþýldýðý Ýslam Cumhuriyeti modeline de en büyü engel yine TSK.

    Sonuçlar;

    1- Bu amaçlarý, yukarýdaki detaylarý ve son dönemde TSK aleyhine yürütülen kampanyalarý üst üste koyun, göreceksiniz ki, her þey yerine oturacak.

    2- Bu noktada bilerek, bilmeyerek, isteyerek, rüzgâra kapýlarak Türk Silahlý Kuvvetleri’ne sert eleþtiriler getiren bu ülkenin finansal-entelektüel dinamiklerine (“asker piyasayý bozdu” diyenler olduðu için “finansal”ý da koydum) seslenmek istiyorum: Yukarýdaki makro planýn bir parçasýysanýz, yolunuz belli, size sözüm yok. Ama “hayýr ben buna alet olmam” diyorsanýz, yazdýðýnýz her satýra, söylediðiniz her söze lütfen çok dikkat edin.

    Çok kritik bir dönemden geçiyoruz ve yukarýdaki kronolojiyi de gözden geçirince sonuç çok açýk, bizim olan, bizim kalan bir orduya çok ihtiyacýmýz var.

  5. #5
    Üyelik tarihi
    22.Mayýs.2007
    Nereden
    Ýstanbul-Rize
    Mesajlar
    352
    Teþekkür / Beðeni

    Standart 'Ekonomik anomali' önce parlar, ya sonra

    Bugünkü finansal yapý, dýþarýdan akan paranýn yüksek bir þekilde nemalandýðý ve kendi yararýna sistemin patlamasýna yani, cari açýk, siyasi risk gibi unsurlarýn algýlanmasýna izin vermediði bir dinamik üzerine oturmuþ durumda.



    Baþlýktaki ifadeyi baþka bir cümle ile anlatmaya çalýþalým. Bataklýk gazý birikir ve patladýðý zaman ciddi bir ýþýltý yaratýr, ama bu ýþýða yol açan sadece ve sadece sýkýþan bataklýk gazýdýr.

    Deðerli dostlar, bu ifadeleri neden yazdýðýmý merak ediyorsunuz, hemen aktarayým. Son günlerde Türkiye’nin ekonomik karnesinin aslýnda içinde yer aldýðýmýz dünya dinamikleri referans alýndýðýnda ne kadar zayýf olduðunu gösteren çok gerçekçi analizler çýkmasýna raðmen, hâlâ bazý siyasetçiler ve köþe yazarlarý ekonomik mucizeden bahsediyorlar.

    Peki hangi taraf doðru söylüyor? Parlayan daha doðrusu parlýyor görünen birikip patlayan bataklýk gazý mý, yoksa gerçek bir geliþme mi var? Ekonomik anomali gösteren yapýlar iyi algýlanan bir dönem geçirirler mi? Sonrasýnda neler olabilir?



    Riskler algýlanmýyor


    Sentezi size býrakýyor ve kendi düþüncelerimi aktarmak istiyorum.

    * Bir ülke ekonomisi sürekli artan cari açýk ile kavruluyor ama finansal pozisyon sahiplerinin "Dünya piyasalarýnda hâlâ ana trend devam edebilir, pozisyonlarýmýzý koruyalým" kararý, diðerlerinin durumu algýlamasýna izin vermiyorsa,

    * Finansal pozisyonlar üzerine titrenmesine raðmen piyasalar dünya dinamikleri kadar tepki vermeyi dahi beceremiyorsa,

    * Bir ülke üretmeden dünyanýn en yüksek faizini vererek varolan durumunu korumaya çalýþýyorsa,

    * "Dünya genelinde 26 zengin çýkardýk" deyip, o zenginlerin toplam serveti GSYÝH'nýn yüzde 10'una yakýnsa,

    * O ülke, zengin sayýsýnda ve ekonomik büyüklükte ilk 20'ye giriyor ama Birleþmiþ Milletler Ýnsani Geliþmiþlik Endeksi'nde ilk 100'de sonlara düþüyorsa,

    * Her 100 liralýk gelirin yarýsý daha dolaþýma çýkmadan, en zengin yüzde 10'luk gelir sahibi tarafýndan transfer ediliyorsa,

    * Kayýt dýþý ekonomi kayýtlý ekonomiden daha büyükse,

    * Yabancýlar sermaye ve para piyasalarýndaki kazançlarýndan vergi ödemiyor, yerliler ödüyorsa,

    * Önemli þirketleri yabancýlara satýlmýþsa,

    * Üretmeden tüketiyor ve artan ithalat rakamlarý yok sayýlarak sadece artan ihracat dikkate alýnýyorsa,

    O ülke ekonomisi dünya üzerinde eþi benzeri olmayan bir ekonomik anomalidir.



    Gerçekler örtülüyor


    Peki sistem nasýl çalýþýyor? Bataklýk gazý nasýl birikip, patlýyor ve parlak bir görüntü yaratýyor?

    Onu da detaylandýralým:

    1- Bugünkü finansal yapý, dýþarýdan akan paranýn yüksek bir þekilde nemalandýðý ve kendi yararýna sistemin patlamasýna yani, cari açýk, siyasi risk gibi unsurlarýn algýlanmasýna izin vermediði bir dinamik üzerine oturmuþ durumda. Riskler algýlanmýyorsa, bu sistemden aþýrý getiri saðlayanlarýn yapýnýn bozulmasýndan duyduklarýnýn kaygýnýn gerçekleri örtmesinden kaynaklanýyor.

    2- Sýcak para tabanlý sistemlerde dalga boyu düþer ama içerideki birikim, yani yerli tasarruf sahiplerinin varlýklarý veya çalýþanlarýn katma deðer ve ödedikleri vergileri yurtdýþýndan gelen sýcak para tarafýndan emilir. Daha açýkçasý; birikip patlayan bataklýk gazý ortamýn bileþenlerini de bu ýþýltýlý bayram sýrasýnda yok eder.

    Sonuç: 1999-2007 Þubat arasýnda bu ülkeye giren sýcak para içeride çalýþýp, didinen halkýmýn sýrtýndan, cebinden milyar dolarlar kazandý. Ýþte giriþte de aktardýðým ekonomik anomali de burada. Bugün bütün normal dýþý verilere raðmen sistem patlamýyorsa iþin sýrrý yapýnýn dünya genelindeki devam eden trend eþliðinde pozisyon sahipleri tarafýndan devam ettirilmesinde gizli.

    Daha açýkçasý, alabilecekleri kadarýný almaya devam edecekler, bataklýk gazý birikecek patlayacak ve dýþarýdan bakanlara bayram var havasý vermeye devam edecek. Fakat bir gün gelecek ve bittiði, hatta hiç olmadýðý ortaya çýkacak, iþte o gün neyin ne olduðu ortaya dökülecek.

  6. #6
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaþ
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teþekkür / Beðeni

    Standart Piyasalarýmýzda 'idrak' noktalarý

    Piyasalarýmýzda 'idrak' noktalarý

    21.07.2007 / Yiðit Bulut

    Perþembe sabahý gazetelerde paylaþýlan anketler doðruysa, piyasada gördüðümüz deðerler olmasý gerekenin çok altýndaydý ve anketler sonrasý olmasý gerekene doðru hamle yaptý.

    Türk piyasalarýna, özellikle 2006 Mart baþýndan beri dünya adeta uçarken “süt dökmüþ kedi” gibi ancak yüzde 12 tepki yapan borsamýza ne oluyor? diyenlere tek bir cümle ile cevap vereceðim. Vereceðim ama o tek cümleye gitmeden kurguyu yapmamýz ve özellikle anlatacaklarýmýzý aklileþtirmemiz gerekli.
    Deðerli dostlar, perþembe sabahý yani borsamýzýn aþýrý tepkili olduðu iki seans öncesinde hemen hemen bütün gazetelerde, “yüzde 47,5 ile tek baþýna bir iktidarýn” çýktýðý, son anketlere dayanan, muhtemel seçim sonucundan bahsediliyordu.
    Anket KONDA tarafýndan yapýlmýþtý ve bir tek partinin yüzde 48’lik bir oy almasý açýsýndan bir ilkti. Bahsi geçen anketler nasýl yapýldý bilemem, konu halkkýnda uzmanlýk alaným olmadýðý için, teknik olarak "doðru olmuþ, yanlýþ metot” gibi bazý yazarlar gibi, fikir de belirtmem.

    Global piyasalar zirvede

    Yalnýz bildiðim bir þey var ve bu detay bize anket ve sonrasý süreçte özellikle borsada ne olduðunu açýklayabilir. Bu noktada perþembe gününe dair bir not düþmemde yarar var. Bizim piyasalarýmýz anket algýlamasý içinde dünya ile korele olma yolunda eksik kalan adýmlarý atmaya çalýþýrken, ayný gün öðleden sonra dünya piyasalarýndan yeni rekor” seviyeler geldi.
    BOVESPA 58.000-60.000 bandýna girdi ve DOW 14.000 üstünde kalmayý baþardý.
    Bu giriþ sonrasý giriþte bahsettiðim “ne olduðunu açýklayan” tek cümleye ve ilgili detaylara dönersek. Kýsaca aktarayým: Türk piyasalarý küresel likidite dinamiði içinde 2003 yýlýndan 2006 Mart baþýna kadar dünya ile eþ zamanlý hareket etti ve 2006’nýn ilk üç ayýnda yani en noktalarýný test ettiðimiz süreçte, ÝMKB’de 48.192 seviyesini, dolarda 1.30-1.25 bandýný ve en önemlisi faizde 13’lü rakamlarý gördük.
    Yandaki grafik dünya ile eþzamanlý olduðumuz dönemde oluþan faizi gösteriyor. Peki ne oldu da biz kendi zaman dilimimize kaydýk?

    ÝMKB 60 bini geçmeli

    Dünya ile eþ zamanlý olma durumumuz Merkez Bankasý Baþkaný atama sürecinin baþlamasý ile durdu. Atama sürecine bulaþan ideolji özellikle yabancýlarý yaklaþan cumhurbaþkanlýðý seçimi konusunda tedirgin etti. 2006 Haziran döneminde bozulup-hýzla düzelen küresel likidite dinamikleri, bu dönemden sonra dünya piyasalarýný rekorlara taþýrken, Türk piyasalarý reel olarak hâlâ 2006 baþýnda gördükleri deðerlere gelemediler. Borsa "orayý geçti” diyorsanýz, küçük bir hesap yapalým. 2006 Mart zirvesinden bugüne sadece bono faizini üstüne koyarsanýz, ÝMKB’nin 60.000 üstünde olduðu bir deðer o günün 48.192’sine eþit olur.
    Bu noktada BOVESPA ve ÝMKB’nin grafiklerini ve 2006’nýn baþýndan itibaren olan hareketleri karþýlaþtýrabilirsiniz.
    Deðerli dostlar, süreci yeterince açýkladýk ve aklileþtirebildiysek, bu noktada baþlýða dönelim ve bahsettiðimiz gibi tek bir cümle ile sonuca gitmeyi deneyelim. Eðer iddia edildiði gibi “her türlü zýtlaþmayý” aldýðý yüksek oy oraný ile bitirecek bir hükümet ortaya çýkabilecekse, yani perþembe sabahý gazetelerde paylaþýlan anketler doðruysa, piyasada gördüðümüz deðerler olmasý gerekenin çok altýndaydý ve anketler sonrasý olmasý gerekene doðru hamle yaptý. Perþembe oluþan hareketi anlatacak en doðru cümle bence bu.

    Kritik gün pazartesi

    Not: Bu noktada çok önemli iki soru daha var.
    1- Anketler doðru deðilse pazartesi sabahý neler olabilir?
    2- Ýddia edildiði gibi anketler doðru ise kýsa vadede her þey olumlu olabilir fakat özellikle orta ve uzun vadede durum nasýl deðiþir? Özellikle TSK ile yeni hükümet arasýnda cumhurbaþkanlýðý seçiminde oluþacak sistemik risk piyasalara nasýl yansýr?
    Sonuç: Dünya ile korele olma-eþ zamanlý tepki verme yoluna girmekte haklý olup olmadýðýmýzý pazartesi sabahý hep birlikte anlayacaðýz. Sizlere yapacaðýnýz seçimin Türkiye Cumhuriyeti için hayýrlý olmasýný dileyerek, “yeni bir Türkiye’de buluþmak umuduyla” görüþmek üzere diyorum.

  7. #7
    Üyelik tarihi
    22.Mayýs.2007
    Nereden
    Ýstanbul-Rize
    Mesajlar
    352
    Teþekkür / Beðeni

    Standart Seçimin ardýndan aklýmda kalanlar ve takýlanlar

    Adalet ve Kalkýnma Partisi artýk merkez saðýn en güçlü partisi ve baþarý, zýtlaþmadan ve ideolojik baþkaldýrýdan deðil, sistemi daha iyiye taþýma iddiasýndan geliyor.



    Seçimi takip eden 24 saat içinde aklýmda kalan ve aklýma takýlanlarý maddeler halinde sizlere aktarmak ve bu detaylardan bazýlarýný özellikle önümüzdeki günlerde piyasa dinamiklerini sorgularken kullanmak üzere idetaylandýrmak istiyorum.

    1- Seçim sonuçlarý bize net olarak, “mazot 1 YTL sloganýyla özetleyebileceðimiz” ekonomik popülizm dinamiklerine Türk halkýnýn prim vermediðini gösterdi. Genç Parti’nin her türlü ekonomik vaade ve oynadýðý maðduriyet dramasýna raðmen oy alamamasý, bu konuda Türkiye’deki sosyal-ekonomik dinamiklerin yeniden ciddi anlamda sorgulanmasý gerektiðini gösteriyor. Türk halký realist olma noktasýna kayarken maðdur olduðunu iddia edene destek olmadý.



    Mumcu kime hizmet etti
    2- Bu seçimde “karþý tarafta” görünmesine raðmen, AKP’nin baþarýsýna katký saðlayan birçok isim var. Bana göre en önemli olan ikisini paylaþmak istiyorum. Kimler mi? Erkan Mumcu ve OYAK Genel Müdürü Coþkun Ulusoy. Erkan Mumcu AKP’den ayrýlýp dýþarýdan yaptýðý atak ile AKP’yi daha güçlü kýlarken, sona doðru çok önemli bir görevi daha yerine getirdi. DYP-ANAP birleþmesi öncesi DYP’nin anketlerdeki oyu yüzde 12-14 arasýndaydý. Birleþme çalýþmalarý ve birleþememe süreci DYP’yi kulvar dýþýna iterken, son olarak DYP’nin DP’ye dönüþerek seçime girmesi ve Mumcu’nun kendini son anda dýþarý atmasý, Mumcu hakkýnda çok ciddi bir “kime hizmet ediyor” sorgulamasý yapmamýzý gerektiriyor.



    Ulusoy da görevini yaptý
    OYAK Genel Müdürü Coþkun Ulusoy’a gelince. E-müdahale yapmýþ ve arkasýndan tepesindeki isim yani Genel Kurmay Baþkaný, ekonomik düzen ile ilgili ciddi çekincelerini açýklamýþ bir kurumun, seçimden hemen önce sahip olduðu bankanýn tamamýný yabancýlara satmasý, ulusalcý-millici tezi savunan kesime büyük darbe vurdu. Ulusoy da Mumcu gibi görevini yaptý. Seçim sonrasý beklenemez miydi?

    Seçimden çok kýsa bir süre önce Türk Silahlý Kuvvetleri'ni (TSK) bankanýn tamamýný yabancýlara satmaya ikna ederek, varolan gidiþe karþý çekincelerini ortaya koyan TSK'nýn ortaya attýðý teze derinden darbe vurdu. Bu hareket ile “gidiþe” karþý duranlarýn bütün dayanaklarý elinden alýndý. AKP bu satýþ sonrasý kazandýðý psikolojik harekât etkisini baþka hiçbir olayda kazanamazdý. Mumcu için sorduðumuz ayný soruyu Ulusoy için de soralým; kime hizmet etti?

    3- Bu seçim sonucu ile Mumcu, Aðar ve Baykal’ýn siyasi hayatlarý bitti. Mumcu ve Aðar bunu kabullenmiþ görünürken hatta Aðar hemen gereðini yaparken, ortaya dökülen tabloya itiraz edebilecek tek isim, Baykal. Bu noktada Baykal’ýn itirazlarýnýn da odaklanacaðý asýl konu, baþarý. Ne dersiniz, Baykal baþarýlý oldu mu? Çok kesin ve net: Bir ülke, tarihinin en büyük ulusalcý tepkisini verdiði bir dönemden geçiyor, milyonlar sokaklara dökülüyor ve muhalefet partisi (CHP+DSP) son seçimlerde aldýðý oy oranýný bir “milim bile” ileri taþýyamýyorsa, o partinin lideri için gitme vakti gelmiþ demektir. Baykal þunu anlamalý: Bu halk onu istemiyor.



    Yýlmaz, Köþkü istiyor
    4- Birçok analizde Mesut Yýlmaz merkez saðýn lideri olarak içeri girdi þeklinde detaylar var. Buna kesinlikle katýlmýyorum. Mesut Yýlmaz’ýn esas amacý: Cumhurbaþkanlýðý seçimine giderken ortaya çýkacak bir kaos durumunda, TBMM içinde “herkesin çözüm adayý” olarak yer almak. Yýlmaz’ýn amacý merkeze” yerleþmiþ bir AKP varken merkeze oynamak deðil merkezin cumhurbaþkaný adayý olabilmek…

    5- Seçim sonuçlarýnýn açýklandýðý saatlerde ve sonrasýnda, eski hayatlarýnda Türk devleti ile sorunlar yaþayan, bugün geldiðimiz noktada “Ýkinci Cumhuriyet”çi gibi kavramlar ile kendini tanýmlayan birçok eski tüfek aydýn, AKP’nin zaferini kendi çizgileri ile özdeþleþtirmeye çalýþtýlar. “Sistemle zýtlaþma” ve “AKP’nin aldýðý zafer” gibi kavramlarý ayný potada eritmeye çalýþýp böyle sundular.

    Yaptýklarý bu çýkýþlar kesinlikle doðru deðil. Evet, AKP uç noktadan gelen bir partiydi ama 4.5 yýllýk iktidar ve son ortaya çýkan sonuç, bu gerçeði net olarak deðiþtirdi. AKP artýk merkez saðýn en güçlü partisi ve baþarý, zýtlaþmadan-ideolojik baþkaldýrýdan deðil, sistemi daha iyiye taþýma iddiasýndan geliyor.



    Merkez olma görevi
    Sonuç: Türk halký AKP’ye merkez olma görevi verdi. Bu görev doðru anlaþýlýr ve özellikle yukarýda tarif ettiðim aydýn kesimin zorlama etkisi devre dýþý býrakýlabilirse, sistem ile barýþýk bir merkez AKP iktidarý, özellikle küresel genleþmenin olduðu bir dönemde Türkiye için fazlasýný yapabilir.

    Son söz: Adalet ve Kalkýnma Partisi kadrolarýna naçizane bir düþüncemi iletmek istiyorum. Ýdeolojik saplantýlý bazý arkadaþlarýn, sizlere Türk halký tarafýndan verilen yeni merkez olma görevini gölgelemelerine ve baþarýnýza ortak olmalarýna lütfen izin vermeyin. Yapýlacak çok iþ var ve küresel genleþme bozulmadan Türkiye için herkes elinden geleni yapmalý.

  8. #8
    Üyelik tarihi
    12.Haziran.2007
    Yaþ
    51
    Mesajlar
    1,375
    Teþekkür / Beðeni

    Standart

    yýlmaz CB adayýmý
    iddialý tahmin.bomba tahmin...

  9. #9
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaþ
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teþekkür / Beðeni

    Standart

    Alýntý MAGGGMA Nickli Üyeden Alýntý Mesajý göster
    yýlmaz CB adayýmý
    iddialý tahmin.bomba tahmin...
    Bu kadar bomba bir senaryo olmaz, çok düþündü mü bu teoriyi bulabilmek için sn. ekonomi yazarý...

  10. #10
    Üyelik tarihi
    12.Haziran.2007
    Yaþ
    51
    Mesajlar
    1,375
    Teþekkür / Beðeni

    Standart

    Alýntý simurg Nickli Üyeden Alýntý Mesajý göster
    Bu kadar bomba bir senaryo olmaz, çok düþündü mü bu teoriyi bulabilmek için sn. ekonomi yazarý...
    düþünmüþtür herhalde
    böyle bir dedikodu çýkarsa ilk ben düþündüm diyecek birþeyi olsun ...

    yuuuuh ya bu olacak iþmiki yani...

Sayfa 1 Toplam 7 Sayfadan 12345 ... SonuncuSonuncu

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanýcýlar

Þu anda 1 kullanýcý bu konuyu görüntülüyor. (0 kayýtlý ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •  
YASAL UYARI
Ekonomi, Borsa ve Para piyasalarý" bölümünde yer alan yatýrým bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatýrým danýþmanlýðý kapsamýnda deðildir. Yatýrým danýþmanlýðý hizmeti Sermaye Piyasasý Kurulu tarafýndan yayýmlanan Seri:V, No:52 Sayýlý "Yatýrým Danýþmanlýðý Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara Ýliþkin Esaslar Hakkýnda Teblið" çerçevesinde aracý kurumlar, portföy yönetim þirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müþteri arasýnda imzalanacak yatýrým danýþmanlýðý sözleþmesi çevresinde sunulmaktadýr. Burada ulaþýlan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanlarýn kiþisel görüþlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceðinden sadece burada yer alan bilgilere dayanýlarak yatýrým kararý verilmesi saðlýklý sonuçlar doðurmayabilir.Yatýrýmcýlarýn verecekleri yatýrým kararlarý ile bu sitede bulunan veriler, görüþ ve bilgi arasýnda bir baðlantý kurulamayacaðý gibi, söz konusu yorum/görüþ/bilgilere dayanýlarak alýnacak kararlarýn neticesinde oluþabilecek yanlýþlýk veya zararlardan www.keyborsa.com web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.
Google Privacy Policy
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193