Otomotiv

[simurg]

-otomotivciler Hayallerine Kavustu...
-oyder Genel Koordinatoru Mufit Ataseven:
-''ihracatta Otomotiv Lokomotif Sektor Oldu,
30 Yillik Ruyamiz Gerceklesti''
-''ihracat Yapan Buyuk Firmalarda Uretim
Kapasitesi Yuzde 100'e Dogru Gidiyor''

(fotografli)

Gaziantep (a.a) - 24.06.2007 - Zeynep Yucetas - Otomotiv Yetkili
Saticilar Dernegi (oyder) Genel Koordinatoru Mufit Ataseven, Turkiye'nin
Ihracatinda Otomotivin Lokomotif Sektor Oldugunu Ifade Ederek, ''ruyamiz
Gerceklesti'' Dedi.
Ataseven, Aa Muhabirine Yaptigi Aciklamada, Bu Yilin Ocak-mayis
Doneminde Toplam Otomotiv Ana Sanayi Ve Yan Sanayi Ihracatinin Yuzde 36
Artisla 7.5 Milyar Dolar Olarak Gerceklestigini Animsatarak, Sektorel
Ihracat Siralamasinda Birinci Sirada Yer Aldigini Vurguladi.
Ataseven, Sunlari Soyledi:
''bu, Yillardir Yapilan Calismalarin Turkiye'ye Getirdigi Sonuctur.
Turkiye Bir Otomotiv Ussu Oldu, Cok Onemli Uretim Kapasite Artislari
Saglandi. Ihracatta Otomotiv Lokomotif Sektor Oldu, 30 Yillik Ruyamizin
Gerceklesmesinden Gurur Duyuyoruz. Bunca Yilin Sonunda Ekonomiye Cok
Buyuk Katkisi Olan Dev Bir Sektor Haline Geldi. Ihracat Yapan Buyuk
Firmalarda Uretim Kapasitesi Yuzde 100'e Dogru Gidiyor. Butun Gucumuzle
Ihracata Devam Etmeliyiz.
Her Fabrikada Yeni Projeler Dusunulmektedir. Herkesin Hayalleri Buyuk.
Sartlar Olgunlasinca Projeler Devreye Girecek.''
Yabanci Yatirimcilarin Otomotiv Sektorune Ilgisinin Cok Iyi Olduguna
Isaret Eden, Firmalarin Hepsinin De Yabanci Ortakli Oldugunu Belirten
Ataseven, ''turkiye Bu Bakimdan Herkesin Guvenine Eristi. Cok Saglam Bir
Yere Ulasti. Ama, Bu Dengeleri Iyi Tutmaliyiz. Her Zaman Kalitemizi,
Desteklerimizi, Vergi Tesviklerini Yuksek Tutmaliyiz'' Iye Konustu.

-''otomotiv Alicilari Taleplerini Erteledi''-

Ic Piyasada Ise Dolardaki Dalgalanma Ve Faizlerin Yukselmeden Dolayi
Gecen Yil Otomotiv Satislarinin Yuzde 15 Dustugunu Hatirlatan Ataseven,
2007 Yilinin Ilk Dort Ayinda Da Yuzde 30 Dusus Yasandigina Dikkat Cekti.
Ataseven, Sunlari Kaydetti:
''bu Cok Buyuk Bir Surpriz Degil. Gecen Yil Mayis Ayindan Baslayan Dusme
Egilimi Devam Ediyor. Biz Bunu Bir Surpriz Olarak Degerlendirmiyoruz,
Ama Bu Dusus Piyasada Ve Yetkili Saticilarin Faaliyetlerinde Onemli Bir
Sikinti Yaratiyor. Satis Sonrasinda Da Bir Daralma Soz Konusu. Secimin
Bu Doneme Rastlamasi Sektordeki Durgunlugu Etkiledi. Otomotiv Alicilari
Bekliyor, Taleplerini Ertelediler. ''
Ic Pazarin Daralmasinda Yuksek Faizlerin De Etkili Olduguna Isaret Eden
Mufit Ataseven, ''sektorumuzde Kredi Faizlerinin Etkisi Cok Buyuk.
Otomotiv Alimlarinin Yuzde 70'i Tuketici Kredisiyle Yapiliyor. Tuketici
Kredileri Bu Sektorde Onemli Belirleyici. Su Anda Bankalar Tuketici
Kredisi Vermek Icin Caba Gosterse De Bunun Maliyetleri Cok Dusuk Degil.
Faiz Oranlari Dusmedigi Surece Tuketimde Daralma Devam Edecektir'' Diye
Konustu.

-''ic Piyasa Eylulden Sonra Canlanir''-

Ataseven, Ic Pazarin Eylul Ayindan Sonra Canlanmasini Beklediklerini
Ifade Ederek, Soyle Devam Etti:
''bu Donemlerde Buyuk Krizlerden Bahsetmemiz Cok Dogru Olmaz. Bunla
Belli Degisimlerdir, Ama Dalgalanmanin Hos Olmayan Donemindeyiz. Peki Ne
Olacak? Turkiye, Pazari Her Zaman Potansiyeli Yuksek Bir Pazar Ve
Ekonomisi Istikrarli. Bu Tur Hafiften Inis Cikislar Bir Kriz Degil. Her
Zaman Inis Cikis Olabilecek Vaziyette. Secimin Sonrasinda Daha
Istikrarli Bir Ortamla Bu Pazarin Biraz Daha Toparlanmasini Bekliyoruz.
Bu Sene Ilk Donem Dusuk, Ikinci Donem Daha Iyi Olacak Diye Dusunuyoruz.
Ama Yine De Bu Yil, Gecen Yilin Rakami Yakalanamayacak. 2007 Yili
Satislari 550 Bin Civarinda Kalacak Gibi Gozukuyor. Ikinci Yarida
Baslayan Pozitif Gelismeler Bir Sonraki Yila Yansiyacak. 2008 Yilinda
650 Binleri Geceriz.''
(zey-asl-irf)
10:19 24/06/07
--aa--

[simurg]

Otokar'ın 2007 ciro hedefi 300 milyon YTL24.08.2007 / Bu yılın ilk yarısında gerek ticari, gerek eskeri araçlarda belirlenen hedeflerin tümünü tutturduklarını belirten Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, askeri araçlarda 2007 yılının başlarında hem Türk Silahlı Kuvvetleri ile, hem de yurt dışı ülkelerle pek çok sözleşme imzaladıklarını söyledi. Bu sözleşmelerle ilgili üretimlerin 2007 ve 2008'de devam edeceğini ifade eden Görgüç, bu yılın ilk altı ayında Doruk adını verdikleri 9 metre sınıfındaki aracı da satışa sunduklarını kaydetti.

İhracat 100 milyon dolar

Doruk'un yeni sınıf araçlarından oldukça ümitli olduklarını belirten Görgüç, “Doruk aracımız kendi sınıfında Türkiye'de başarılı bir ürün olarak algılanıyor. Doruk'un Avrupa'da da aynı sınıf içerisinde ayrıcalıklı bir yeri olacağını düşünüyoruz. Bu yüzden Doruk aracının değişik tipleri üzerinde çalışacağız” dedi. 2007 yılı ciro hedeflerinin 300 milyon YTL olduğunu ifade eden Görgüç, 2006 yılında da askeri sınıf araçlarda 100 milyon dolarlık ihracatla Türkiye birincisi olduklarını ve bu başarıların devamını getireceklerini söyledi.
Otokar Arifiye üretim merkezinde bu yıl dördüncüsü düzenlenen Otokar Ödülleri töreninde, “Müşteri mutluluğu yaratanlar”, “İşbirliği geliştirenler”, “Yaratıcı ve girişimci yıldızlar”, “Yılın projesi”, “İşçi sağlığı ve güvenliği hizmet ödülü” ve “Öneri şampiyonluğu” gibi dallarda toplam 90 çalışana ödülleri verildi.

[simurg]

Çin,İran ve Hint otomobillerine izin çıktı, satış başlıyor10.09.2007 / Mehmet Ali Kantarcı / HaberTürkiye’ye ithalatı uzunca bir süredir askıda kalan Doğu menşeili araçlar için izinler çıkmaya başladı. Hintli Mahindra 20 bin YTL’den ticari araç satışına başlarken, İranlı Samand ekim sonunda, Çinli Chery ise kasım sonunda pazara girecek.

Yaklaşık 40 marka ve 220'ye yakın modelin satıldığı Türkiye otomotiv pazarındaki rekabete 3 marka daha katılıyor. Türkiye’ye ithalatları uzunca bir süredir askıda kalan Hintli Mahindra, İranlı İkco ve Çinli Chery markaları için izinler çıkmaya başladı. Otomobil Distribütörleri Derneği (ODD) ve Doğuş Otomotiv Grubu eski Başkanı İlhan Çetinkaya’nın başında bulunduğu İlçe Otomotiv AŞ, Hintli Mahindra’nın ticari modellerinin satışını gerçekleştiriyor. Otomotiv Distribütörleri Derneği Başkanı Yüksel Mermer’in sahibi olduğu Mermerler Otomotiv Chery markasını kasım sonunda getirmeyi hedeflerken, ilk bayiyi Antalya’da açacak. MYS Otomotiv ise İran’dan araç ve yedek parça ithalatına başlarken, Samand LX modelini ekim sonunda 19 bin 900 YTL’den satışa sunmaya hazırlanıyor.
Otomotiv sektöründe dünyada ve Türkiye’de gittikçe artan rekabet ortamına her geçen gün yeni markalar ekleniyor. Doğu ve Uzakdoğu menşeili bazı üreticilerin Avrupa’da tip onayı izni almasının ardından ülkemizde de paralel gelişmeler yaşanmaya başladı. Doğu menşeili üreticiler “ucuz” otomobil ile Türkiye’deki sektörden pay almak için kolları sıvıyor. Yeni markalardan biri Samant LX İran'dan geliyor. MYS Otomotiv Genel Müdürü Yiğit Seskır, resmi izinlerin tamamlandığını belirterek, İran’dan araç ve yedek parçaların yola çıktığını söyledi. Yıl sonuna kadar Türkiye çapında 40 bayi ile hizmet vereceklerini belirten Seskır, ekim sonunda pazara sunacakları Samand LX’in 19 bin 900 YTL’den satılmasının planlandığını belirtti. Şirketin merkezini Bursa’dan İstanbul’a taşıyacaklarını da söyleyen Seskır, şunları söyledi: "Türk piyasasına sunacağımız Samand LX araçlarda 1600 cc 110 Bg Peugeot motoru Airbag, ABS, klima, elektirikli koltuklar, yol bilgisayarı, CD-Mp3 player, arka park sensörü, alarm gibi standartlar mevcut. Araçları 3 yıl veya 100 bin km garanti ile satacağız. Ortadoğu’nun en önemli otomotiv markası IKCO (İran Khodro Industrial Group) Samand modeli ile, dünya klasmanında da otomobil üreticisi firmalar arasında 14'üncü sırada yer alıyor. Bu modelin ardından bu yıl Pars ve Soren modellerini de getireceğiz. İlk yıl satış hedefimiz 3 bin adet seviyesinde olacak. Ortadoğu'nun en büyük otomotiv firması olan İranlı Khodro 2005’te 740 bin adet otomobil üretimiyle aynı zamanda bir rekorun da sahibi olarak bilinmekte, 2008 yılında ise bir milyon araç üretmeye hazırlanıyor.”

Chery bayilik veriyor
Öte yandan uzun süredir ithalat izni için uğraşan Çinli Chery mutlu sona yaklaştı ve bayilikler vermeye başladı. İlk bayisini Antalya Havalimanı bölgesindeki otomotiv caddesi üzerinde açacak olan (Yıldızlı Otomotiv) Chery Türkiye, resmi izinleri tamamlamak üzere. İstanbul'un Anadolu yakasında E-6 yolu üzerinde de showroom çalışmalarına başlayan şirket, 1 yıl içinde 50 showrooma ulaşmayı planlıyor. Mermerler Otomotiv'in Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği Çinli markanın hedefi kısa sürede tüm Türkiye'ye yayılmak.
Chery Türkiye'nin Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Mermer, Chery Alia modeli için İngiltere'den onay alındığını hatırlatarak, "Kısa süre içinde 4x4 modelimiz Tiggo başta olmak üzere toplam 4 aracın AB'ye uygundur izinleri çıkacak. Biz de bu araçla ramazan ayı sonrasında pazara girmiş olacağız" dedi. Bayilik konusunda ince eleyip sık dokuduklarını söyleyen Mermer, Chery showroomlarının büyüklüklerine göre Platinium, Diamond ve Prestige olarak sınıflandırılacağını sözlerine ekledi. Yüksel Mermer, Çinli Chery'lerin satış fiyatıyla ilgili henüz bir net rakam veremediklerini, pazarlıkların sürdüğünü belirterek, "Fiyatlarımız çok rekabetçi olacak" dedi.

Mahindra satışa çıktı
Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu ve Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) eski Başkanı İlhan Çetinkaya’nın firması İlçe Otomotiv AŞ de Hintli marka Mahindra’nın ticari araç satışlarına başladı. Tata’dan sonra Türkiye pazarına giren ikinci Hint markası olan Mahindra, SUV ve hafif ticari araçların yanı sıra traktör üretimi de gerçekleştiriyor. Türkiye’de geçtiğimiz günler itibarıyla ilk olarak ticari araçların satışına başlayan İlçe Otomotiv, tek ve çift kabinli Mahindra pick-up modellerini 20 bin ile 30 bin YTL arasında satışa çıkardı. Türkiye genelinde bayilik ve servis çalışmalarını sürdüren İlçe Otomotiv önümüzdeki günlerde Mahindra’nın SUV ve diğer modellerinin ithalatını planlıyor.

İthal izni için 1.5 yıl beklediler
Türkiye’ye ithali planlanan Chery, Mahindra ve İkco Samand’ın işlemleri yaklaşık 1.5 yıldır sürüyor. Çinli üretici Chery Automobile ülkenin bugün en büyük otomobil üreticisi konumunda bulunuyor. AB normlarına uymadığından Türkiye’ye ithali gerçekleşmeyen Chery'nin Alia modeli, İngiliz hükümetinin otomobillere sertifika veren resmi kuruluşu VCA'dan "Avrupa Birliği'ne uygundur" belgesi almayı başarınca, Türkiye için de ithalat yolu açılmış oldu. Hintli Mahindra’nın ise "tip onayı"nın olması ve Avrupa’da satılmasına rağmen Türkiye ve Hindistan arasındaki dengesiz dış ticaret rejimi yüzünden ithalatına izin verilmiyordu. Aynı zamanda önemli bir traktör üreticisi de olan Mahindra’nın Türkiye’de imalata girmesi de öngörülüyor. Ortadoğu’nun en önemli otomotiv markası IKCO Samand modeli ile dünya klasmanında da otomobil üreticisi firmalar arasında 14'üncü sırada yer alıyor. Fransız Peugeot ile işbirliği içerisinde bulunan IKCO, Peugeot Renault ve Mercedes otomobillerini de, İran’da üretip pazarlıyor.

[simurg]

Tofaş'tan 370 milyon euroluk yatırım
15.10.2007 / ANKA / Haber





Koç Holding ve Fiat Group Automobiles ortaklığı ile Türkiye'de faaliyet gösteren Tofaş, Avrupa pazarları için tasarlanacak "263" adlı yeni hafif ticari aracın 370 milyon Euro yatırımla Bursa'da üretileceğini açıkladı.

Tofaş CEO'su Ali Pandır, "263 Projesi ile birlikte 2007-2009 arasında toplam yatırımımız 870 milyon euro (1.2 milyar dolar) civarına çıkacak. Tofaş yeni projelerin devreye girmesi ile yüzde 70'ten fazlası ihraç olan ve 360 bine çıkacak kapasitesinin tamamını kullanan dev bir şirket olacak" dedi.
Tofaş'ın 2007 yılında hayata geçirdiği ve 550 milyon Eruo'ya mal olan Fian Linea ve MiniCargo yatırımlarının ardından hizmete sunacağı "263 Projesi"nin ayrıntıları, Tofaş Genel Müdürlük Binası'nda düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu. Toplantıya Tofaş CEO'su Ali Pandır, Tofaş Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nezih Olcay ve Tofaş Ar-Ge Direktörü Kemal Yazıcı katıldı.



Hedef 120 bin üretim

Tofaş CEO'su Pandır, toplantıda yaptığı konuşmada, "263 Projesi" ile amaçlarının modern, dayanıklı ve ilgi çekici olması planlanan kompakt, ekonomik ve çok amaçlı bir hafif ticari araç tasarlamak olduğunu belirtti. 263'ün Tofaş tarafından Fiat markası altında üretilecek çevreci ve çok amaçlı bir araç olacağını ifade eden Pandır, "Türkiye'de yeni bir model üretmek üzere yapılan bu yatırım, Fiat'ın Türkiye'ye ve Tofaş'a olan 39 yıllık güveninin bir göstergesidir" dedi.

2007-2009 yılları arasına yayılacak 263 Projesi ile yılda 120 bin adetlik üretim ve yüzde 70 oranında ihracat hedeflediklerini kaydeden Pandır, proje için gerçekleştirilecek toplam yatırım miktarının 370 milyon Euro'yu bulacağını söyledi.



Ar-Ge’ye 147,5 milyon euro
Pandır, bu tutarın 222.5 miyon eurosunun sabit yatırımlara geri kalan 147.5 milyon euro'sunun ise Ar-Ge yatırımlarına harcanacağını dile getirdi. 263 Projesi'nin 8 yıllık bir proje olduğunu belirten Pandır, 263'ün üretime geçmesinin ardından Fiat Doblo üretimine son verileceğini vurguladı. 263 Projesi için harcanak 370 milyon Euro'nun finansmanı için 2 yıl geri ödemesiz 10 yıl vadeli bir dış finansman sağladıklarını dile getiren Pandır, söz konusu finansmana ilişkin anlaşmanın 1-2 ay içinde sonuçlanacağını da kaydetti.



Yeni model yaratılacak
Pandır, bu yıl Tofaş olarak 340 bin euroluk yeni yatırım gerçekleştireceklerini, geçmiş dönemde hayata geçirdikleri yatırımlarla Bursa'daki Tofaş tesisleri içinde yeni bir fabrika kurduklarını belirterek, şunları söyledi:

"Bu yatırım rakamından da görülecei gibi, 263 Projesi mevcut Doblo modelinin bir yenilenmesi değil, otomobil, ticari araç ve MPV özellikleri ikapsayan yepyeni bir aracın yepyeni bir platform üzerinde, sıfırdan başlayarak geliştirilmesidir. Fiat Doblo'nun başarısından sonra bu yeni modelin de Türkiye'de üretilmesinden daha doğal birşey olamazdı. Doblo, bulunduğu türe ismini vererek, 2000 yılından beri 700 bin adet üretildi ve bunun 530 bini ihraç edildi."



10 yılın garanti projesi

263 Projesi'nin fikri mülkiyet haklarının, MiniCargo'da olduğu gibi Tofaş'a ait olacağını vurgulayan Pandır, alım garantisinin "al veya öde" prensip anlaşması kapsamında gerçekleştirileceğinden dolayı, 263'ün Tofaş için ihracat riski içermeyen kapsamlı ve sürekli bir proje olacağını söyledi. Pandır, 263 Projesi ile birlikte ihracat tutarının 750 milyon euroya ulaşacağına, şirketin cirosuna da 2008 yılında 2 milyar euroya çıkacağına dikkat çekerek, "263 Projesi ile Tofaş'ın önümüzdeki 10 yılını garantiye alacağız" dedi.



İtalya-Polonya arasından sıyrıldık
Pandır, Türkiye'de hafif ticari araç uzmanlığının çok geliştiğine dikkat çekerek, "263 Projesi için İtalya ve Polonya'nın arasından sıyrıldık. Koç Grubu'nun bu yıl açıkladığı odaklanma stratejisinde otomotiv önemli bir rol oynuyor. Geçen yıl toplam otomotiv üretiminin yüzde 47'sini gerçekleştirdik. Bu oran önümüzdeki yıllarda da artarak devam edecek" diye konuştu.



Türk mühendisleri yapacak

Tofaş Ar-Ge Direktörü Kemal Yazıcı da, MiniCargo'nun yaratılma aşamasında İtalyan mühendislerle işbirliği yapan Türk mühendislerin 263 Projesi'nde daha aktif görev alacağını belirterek, "263'ün tamamını biz yapacağız. 300'ün üzerinde mühendisimiz bunun için çalışacak. Büyük rüzgar tünelleri gibi aero-dinamik süreçlerin dışındaki tüm süreçler Türkiye'de gerçekleştirilecek" dedi. Yazıcı, aracın tasarımını da Türk mühendislerin üstleneceğini ancak stil konusunda Fiat ile ortak hareket edeceklerini bildirdi.

Çevreye duyarlı olarak tasarlanacak 263 için bio yakıtlar üzerinde çalışmalara başladıklarını ifade eden Yazıcı, "Karbon salınımı konusunda sıkıntılara destek verecek bir araç geliştirmek istiyoruz. Araç Euro-5 emisyonuna uyumlu olacak. Ayrıca, son dönemlerde hafif ticari araçlardan beklenen konforu sağlamak için de elektronik sistemlere ağırlık vereceğiz" diye konuştu.

[anibal]

--------- TRAKTÖR ------------------------------------------------------

'Çin yetmedi Romanya'da kapanan fabrikanın traktörü bile bizde'
22.10.2007 / Selma Bektaş / Haber





Geçen yıllarda motosiklet pazarında yaşanan kalitesi düşük ve ucuz Uzakdoğu ürünleri furyası, şimdi de traktör pazarını etkisi altına aldı. "Döviz kurundaki düşüşle birlikte ucuz ve kalitesiz ürün ithalatı patladı" diyerek isyan eden yerli üreticiler önlem alınmadığı takdirde Türkiye'nin traktör çöplüğüne döneceğini söylüyor. Erkunt Tarım Makinaları Genel Müdürü Zeynep Erkunt Armağan, "Çin, Hindistan, Rusya, Kore yetmedi Romanya'da kapanan traktör fabrikalarından bile Türkiye'ye traktör gelmeye başladı. Türkiye yakında ucuz traktör çöplüğüne dönecek. Konuyu Tarım Bakanı Mehdi Eker'e de ilettik" açıklamasını yaparken, Başak Traktör Pazarlama Direktörü Atilla Gezer ise yerli üreticilerin rekabet gücünü kaybetmeye başladığına dikkat çekti. Gezer, "İthal edilen ürünlerin bayak bir kısmının teknolojisi çok eski. Çözüm üretilmezse hem çiftçi hem sektör kaybedecek" dedi.

Türkiye'de yıllık ortalama 35-40 bin adet arasında traktör satılıyor. Mevcut traktör sayısı ise 1.3 milyon adet. Erkunt, Tümosan, Türk Traktör, Başak ve Uzel yerli üretici firmalar arasında. Pazarda ithal traktörlerle birlikte marka sayısı 35'e ulaşmış durumda. 1992 yılında 60 bin adet satış rakamına ulaşan Türkiye, traktör firmaları için potansiyel bir pazar olarak görülüyor. Üstelik 1.3 milyon traktörün 600 bin adedi 20 yaşın üzerinde yani yenilenmeyi bekliyor. Türkiye'deki 1.3 milyon traktöre karşılık, Bulgaristan'da 120 bin, Macaristan'da sadece 20 bin traktör bulunuyor.



40-50 yıl öncesinin traktörleri

Yerli üreticilerin ucuz ithal traktörlerle fiyatta rekabet etmesinin mümkün olmadığını belirten Zeynep Erkunt Armağan, "Gelen traktörlerin büyük bir kısmı 40-50 yıl öncesine ait teknoloji ile üretilmiş, satış sonrası hizmetleri şaibeli ürünler" diye konuştu. Armağan, ucuz diye tercih edilmiş olan traktörlerin ömrünün bir iki yıl olduğunu söyledi.

Konuyu diğer üretici firmalarla birlikte yetkili birimlere taşımak için harekete geçtiklerini anlatan Armağan, şöyle devam etti: "Tarım Bakanı Eker'le görüştük. Bu hafta Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan ve Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen ile görüşeceğiz. Hedefimiz üretici firmaların bu konuda bir platform kurması." Bu sorunu aşmak için finansal çözümler üzerinde de çalıştıklarını söyleyen Armağan, "Çiftçinin bu tip ürünlere yönelmesini engellemek için Ziraat Bankası yerli üreticiden alınan ürünler kapsamında uygun faizli kredi verebilir. Türkiye'de üretim yapan firmaların böyle bir ayrıcalığının olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü biz hem istihdam sağlıyoruz hem de yerli sanayiyi destekliyoruz" dedi.



Aylardır yedek parça bekleyen var

Başak Traktör Pazarlama Direktörü Atilla Gezer de Türkiye'ye giren ithal traktörlerin yerli sanayinin rekabet gücünü azalttığını açıkladı. Döviz kurundaki düşüşün sektördeti ithalatı artırdığını belirten Gezer, satış sonrası hizmet konusun da cidddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çekti.

"Ucuz ürün nedeniyle 3 aydır yedek parça gelmesini bekleyen çiftçiler var. Oysa çiftçinin traktörünü çalıştıracağı dönemler bellidir. Bu dönemde yedek parça gelmiyorsa o çiftçi kaybeder" diyen Tümosan Traktör Pazarlama Sorumlusu Sabri Özaltın, bir süre sonra bu ürünlerden alan çiftçinin servis hizmeti için muhatap bile bulmayacağını belirtti. Özaltın "Rusya, İran, Hindistan, Çin'den gelen bu ürünleri alan çiftçiler yarın sorun çıktığında karşılarında bir muhatap bile bulamayabilir. Çiftçi dikkatli olmak zorunda" dedi. Uzel Makina Sanayi Pazarlama Direktörü Jülide İyigün "Bu tip ürünleri alan çiftçi ürün fiyatından elde ettiği avantajı, ürün kalitesinde ve satış sonrası servis hizmetlerinde fazlasıyla kaybediyor. Kalitesiz ürün girişinde artış devam ederse traktör parkındaki kalitesizlik çok daha net ortaya çıkacak."

REFERANS GAZETESİ...

[anibal]

18 Kasım 2007

60 bin eski kamyon ve otobüs için hurdaya çıkma yolu göründü




Ulaştırma Bakanlığı, yılbaşından itibaren 35 yaş ve üzerindeki kamyon, tanker, çekici ve otobüs gibi ticari araçları trafikten çekecek. Trafikten çekilecek yaklaşık 60 bine yakın araçların sahiplerine özelliğine göre ödeme yapılacak.

ULAŞTIRMA Bakanlığı, 35 ve üzeri yaştaki 60 bine yakın kamyon, tanker, çekici ve otobüsü trafikten çekecek. Hurdaya ayrılacak bu araçların özelliğine göre sahiplerine 1650 ile 7 bin 500 YTL arasında değişen tutarlarda ödeme yapacak. Ulaştırma Bakanlığı’nın bir kısım motorlu taşıtın piyasadan çekilmesine ilişkin tebliği dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Uygulama, modeli 1972 ve öncesi yıllar olan, izin verilen azami yüklü ağırlığı 3 bin 500 kilonun üzerinde ve yük, eşya taşımak için imal edilmiş kamyon, tanker ve çekiciler ile sürücüsü dahil 16 adet ve üzerinde koltuğu olan otobüsleri kapsıyor.

"HURDAYA AYRILMIŞTIR" KAŞELİ: Bu kapsama giren motorlu taşıtları, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Hurda İşletmesi Müdürlüğü"nün "Kırıkkale Hurda Müdürlüğü", "İzmir - Aliağa Hurda Müdürlüğü", "Kocaeli-Seymen Hurda Müdürlüğü"nden herhangi birine teslim ederek alacağı "hurdaya ayrılmıştır" kaşeli trafik tescil belgesini sunan taşıt sahiplerine Ulaştırma Bakanlığı’nca belirlenen miktarlarda ödeme yapılacak. Söz konusu araçların trafikten çekilerek hurdaya ayrılması işlemleri kademeli olarak gerçekleştirilecek.

35 YAŞI DAHA ALT SEVİYELERE İNDİRMELİ: Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Tamer Dinçşahin, bir kısım taşıtın piyasadan kaldırılmasıyla ilgili olarak 35 yaşın daha alt seviyelere çekilmesi gerektiğini söyledi. 20 yaş üzeri taşıtlarla Orta Doğu’ya bile yük taşınamadığına dikkat çeken Dinçşahin şöyle konuştu: "Zaten hurdaya çıkan taşıtlar sadece yurtiçinde taşıma yapabiliyordu. kurumsal taşımacılık yapan şirketler bu araçları kullanmıyor. Daha çok bireysel kamyonculuk yapan taşımacılar bu taşıtlara ilgi gösteriyor. Bakanlığın aldığı kararla standardı yükselecek olan taşımacılık sektörünün Türk ekonomisine daha fazla değer yaratabilmesi adına 35 yaşı biraz daha alt seviyelere çekilebilir."

700 BİN ARAÇ YÜK TAŞIYOR: Türkiye’deki yaşlı araç standartlarının düşürülmesi sırasında taşıt sahiplerinin mağdur edilmemesi gerektiğini savunan Dinçşahin, "Türkiye’de kayıtlı 700 bin araç yük taşıyor. Bunların bir kısmı artık yük taşımaya elverişli değil. Bunları karayollarından uzaklaştırırken sahiplerini de düşünmek lazım" dedi. Hurdaya ayrılacak araçlara yapılacak ödemelerin makul seviyelerde olduğunu belirten Dinçşahin, "35 yaşındaki bir aracı belirlenen fiyatlara zaten satmak mümkün değil. Bu araçlar kazandığını tamirhanede harcıyordu. Eğer bu araçların hurdaya çıkış yaşı düşürülecekse yapılan uygulamadaki gibi değerler göz önüne alınarak ödeme yapılmalıdır" diye konuştu.

Hürriyet...

[simurg]

Avrupa'ya en hazır sektör otomotiv

12.01.2008 | Tutku Ayvaz | Haber

İhracatın lokomotifi 6 sektör arasında Avrupa Birliği'ne en hazır sektör otomotiv çıktı. Kimya sektöründe çevre konusunda düzenlemelere ihtiyaç duyulurken tekstilin AB'ye uyumu ise kolay olacak.

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), 6 lokomotif sektörde Avrupa Birliği (AB) müktesebatının uygulanışının etkilerini araştırdı. "AB Müktesebatı ve Sektör Raporları" isimli çalışmayla otomotiv, kimya, seramik, çimento, tekstil-konfeksiyon ile gıda sektörleriyle doğrudan ilgili en önemli müktesebat başlıklarının uygulamada sektörler üzerindeki olası etkileri ortaya kondu. Buna göre; AB sürecine en hazır sektör otomotiv oldu. Sektör için AB sürecinin öngörülmeyen bir etki doğurması beklenmezken 2. el motorlu taşıt ithalatı önümüzdeki dönem sektör için en zorlu alan olacak. Sektörün bu konudaki yaklaşımı bu taşıtların ithalatının üyelikle birlikte aşamalı olarak serbest bırakılması yönünde.

Çalışmada, kimya sektörü de özellikle çevre konusunda düzenlemeye en çok ihtiyaç duyulan ve yatırım bekleyen sektör olarak tanımlandı. Diğer sektörlerden tekstil ve konfeksiyonun AB'ye uyumu yüksek bulunurken seramik sektörü çevre mevzuatında "sınıfta kaldı." Çimento sektörü iş sağlığı ve güvenliği alanında ilerleme nedeniyle övgü alırken gıda sektöründeki AB uyumu ise "sınırlı" düzeyde kaldı. Çalışma, her sektördeki dernek veya birlikle ortaklaşa yapıldı.

Hazırlanan çalışmaya göre otomotiv sektöründe Kasım 2006 tarihine kadar 96 AB direktifi uyumlaştırıldı. Çevre mevzuatında hayata geçirilmesi planlanan yaklaşık 300 düzenlemeden yüzde 40'ı tamamlanırken sektörün tamamında "çevre yönetim sistemi" uygulandığı ve atık su arıtma tesislerinin bulunduğu belirtildi. Ancak servislerde atık yönetiminin geliştirilmesi ve mevzuattaki gerçek emisyon seviyesini temsil etmeyen ölçme ve kontrol yönteminin değişmesi gerekliliği de ortaya kondu. Bağımsız tamircilerin neredeyse tamamının yetkili servis mevzuatına uyumsuz olduğu belirtilirken bayi satışıyla servislerin hizmet için pazar potansiyelinin AB'nin 6-7 misli gerisinde olduğu ifade edildi.

Çalışmada, kimya sektörünün çevre mevzuatı kapsamında uyumlaştırılması gereken 170 kadar düzenleme olduğuna dikkat çekildi. Çalışmaya göre mevzuatın sınırlı sayıda "uzun geçiş süresi tanıyan uygulama takvimi" nedeniyle sektörde uyum için bir an önce harekete geçilmesi gerekiyor. Ayrıca uygulama alanında ciddi altyapıya ihtiyaç var. Seramik sektörüne ilişkin değerlendirmelere bakıldığında ise Çin rekabetine karşı telif hakları ve patent korunması uygulamasıyla CE işaretlemesine ihtiyaç duyuluyor. Çimento sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konusunda gelişmeler öne çıkıyor. Bu konuda bugüne kadar 27 yönetmelik çıkarıldı. Çevre düzenlemelerine bakıldığında sektörün emisyon değerlerini yönetmeliklerin ötesinde sınırlandırmayı taahhüt ettiği görülüyor.

Gıdada Çin'den sonra en çok uyarı Türkiye'ye

Çalışmada, Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü AB ile entegrasyonu en fazla tamamlamış sektörlerden biri olarak tanımlanırken buna neden olarak sektörün Gümrük Birliği ile birlikte AB'nin sektörel kuruluşlarıyla ilişkilerini yoğunlaştırmış olması gösteriliyor. Çalışmada, AB sanayi politikalarında sektörün öncelikli yer almadığı belirtilirken AB'ye uyum çalışmalarında Türkiye'nin sanayi önceliklerini gerçekçi biçimde tespit etmesi istendi. Gıda sektörüne ilişkin değerlendirmelere göre ise fındıktaki aflatoksin oranı, hayvan sağlığı ve hijyen gibi konularda Türkiye 2006 yılında Çin'den sonra en çok uyarı alan ikinci ülke oldu.

[simurg]

Otomotiv Sanayi Gecen Yil, 3 Milyar 505
Milyon Dolar Dis Ticaret Fazlasi Verdi.
Otomotiv Sanayii Derneginden (osd) Yapilan Aciklamada, Turkiye
Istatistik Kurumu (tuik) Verilerine Yer Verildi.
Aciklamaya Gore, Gtip 87.00 Kapsamindaki Motorlu Kara Tasit Araclari Ile
Bunlarin Aksam Ve Parcalari Dis Ticaretinde, 2007 Yilinda 12 Milyar 397
Milyon Dolar Ithalata Karsilik, 15 Milyar 902 Milyon Dolar Ihracat
Gerceklestirildi.
Bunun Sonucu, 2007 Yilinda Dis Ticaret Dengesinde 3 Milyar 505 Milyon
Dolar Fazla Verildi.
Aciklamada Ayrica, Otomotiv Urunleri Dis Ticaretinde 1996-2000 Doneminde
Dis Ticaret Aciginin 13 Milyar 735 Milyon Dolar Oldugu, 2001-2007
Doneminde Ise 2 Milyar 520 Milyon Dolar Dis Ticaret Fazlasi Olustugu
Bildirildi.
Sektor Bazinda Gecen Yil Gerceklestirilen Ithalat, Ihracat Ve Dis
Ticaret Farki Soyle:

Ithalat Ihracat Fark
Fasillar (bin $) (bin $) (bin
$)
-------------------------- ----------- -----------
-----------
Orme Giyim Esyasi Ve Aks. 538.865 8.021.169
7.482.304
Orulmemis Giyim Esyasi Ve Aks. 858.607 5.444.234
4.585.628
Motorlu Kara Tasitlari, Trak. 12.397.077 15.902.346
3.505.269
Yenilen Meyveler, Kabuklu Yem. 252.576 2.670.404
2.417.828
Demir Veya Celikten Esya 1.834.834 4.133.181
2.298.346
Mensucattan Mamul Diger Esya 123.849 2.109.226
1.985.377
Sebze, Meyve, Bitki Parcalari 76.999 1.313.462
1.236.463
Gemiler, Suda Yuzen Tasit. 711.744 1.817.730
1.105.986
Tuz, Kukurt, Toprak Ve Taslar 387.603 1.452.031
1.064.427
Mineral Yakitlar, Mineral Yag. 33.876.331 5.147.343
-28.728.988
Makinalar, Mekanik Cihazlar 22.581.239 8.746.983
-13.834.257
Demir Ve Celik 16.171.092 8.351.604
-7.819.488
Elektrikli Makina Ve Cihaz. 13.285.918 7.420.548
-5.865.370
Plastik Ve Plastikten Mamul. 8.684.177 2.820.930
-5.863.246
Organik Kimyasal Mustahsallar 3.993.884 374.237
-3.619.646
Inciler, Kiymetli Tas Ve Metal 5.904.461 2.623.599
-3.280.862
Eczacilik Urunleri 3.522.960 357.264
-3.165.696
Optik, Fotograf, Sinema, Olcu 3.010.373 303.200
-2.707.173
Bakir Ve Bakirdan Esya 3.146.484 880.243
-2.266.241
Kagit Ve Karton 2.468.974 860.023
-1.608.950
Muhtelif Kimyasal Maddeler 1.536.147 280.058
-1.256.089
Pamuk, Pamuk Ipligi 2.829.538 1.611.153
-1.218.384
Debagat Ve Boyacilik, Macun. 1.528.699 356.688
-1.172.010
----------------------------------------------------------------------------
Toplam 169.986.851 107.153.918
-62.832.933


-aa-
|

[güneşş]

Türkiye otomotiv pazarında 2008 yılı Ocak-Nisan kümülatif binek ve hafif ticari araç toplam pazarı 168 bin 128 adet olarak gerçekleşti.

Otomotiv Distribütörleri Derneği tarafından yapılan açıklamada, 136 bin 557 adet olan Ocak-Nisan 2007 binek ve hafif ticari araç pazar toplamına göre satışlarda yüzde 23,1 artış yaşandığı bildirildi. 2008 yılı Ocak-Nisan döneminde toplam binek otomobil satışları geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 30,4 artarak 104 bin 244 adete ulaştı. Toplam hafif ticari araç satışları da aynı dönem için geçen yıla oranla yüzde 12,8 artarak 63 bin 884 adet olarak gerçekleşti.

Öte yandan Türkiye otomotiv pazarında 2008 yılı Nisan ayı binek otomobil satışları 30 bin 313 adet, hafif ticari araç satışları 17 bin 388 adet olmak üzere toplamda 47 bin 701 adet oldu. Geçen yılın Nisan ayı binek otomobil satışlarına göre yüzde 20,3 artış, hafif ticari araç satışlarında da yüzde 1,3 artış görüldü. Nisan ayı binek ve hafif ticari araç toplam satışlarında ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12,6 oranında artış oldu.

[güneşş]

Otomotiv Sektörünün mayıs ayı ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28 artarak 2 milyar 383 milyon dolar seviyesine ulaştı.

Sektör ihracatı, 2008 yılı ocak-mayıs döneminde ise önceki yıla göre yüzde 46 artış göstererek 11 milyar 374 milyon dolar seviyesini yakaldı.

Uludağ İhracatçılar Birliği (UİB) Genel Sekreteri İbrahim Okur tarafından açıklanan verilere göre, ihracat kalemleri arasında 753 milyon dolar ile binek otomobilleri ilk sırada yer aldı.

Bunu, 705 milyon dolar ile Otomotiv ve Yan Sanayi, 599 milyon dolarla Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar, 159 milyon dolar ile Otobüs-midibüs-minibüs, 86 milyon dolarla ile Gemiler ve Suda Yüzen Taşıtlar ve 41 milyon dolar ile çekiciler izledi. Özel Amaçlı Motorlu Taşıtlar ihracatında ise gerileme yaşandı.

Mayıs ayı ihracatı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28 artarak 2 milyar 383 milyon dolar seviyesine ulaşan ihracat, geçtiğimiz yılın aynı ayında 1 milyar 866 milyon dolar seviyesinde kalmıştı.

Sektör, yılın ilk 5 ayında 151 ülkeye ihracat gerçekleştirdi. Yoğun olarak Avrupa ülkelerine gerçekleştirilen ihracatta, Almanya ilk sırada yer alırken, bunu İtalya, Fransa, Birleşik Krallıklar, Rusya Federasyonu ve İspanya izledi.

Mayıs ayında Macaristan, Cezayir, Mısır ve Norveç'e yapılan ihracatta ise azalış görüldü.