Toplam 3 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 3 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Tevfik Güngör

  1. #1
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Tevfik Güngör

    Amerikalılar, Çin ile uğraşmaya başladı

    24/05/2007 00:48:01


    OLAYLARIN İÇİNDEN / Tevfik Güngör

    Amerikalılar uzun süredir Çin'den, milli para birimi yuanın değerlendirmesini istiyor. Bunun için baskı yapıyor. Çinliler ise ihracatlarını engelleyeceği, ithalatı artıracağı için yuanın değerini yükseltmemek için direniyor.
    Fakat Amerikalılar, Çin ile dış ticaret açığının büyümesinden hiç de mutlu değiller.
    Çin'in rekabet gücünü azaltmak için değişik girişimleri başlattıkları görülüyor.
    Amerika'nın ünlü sendika liderlerinden James P. Hoffa şimdilerde Çin'de hükümet yetkilileri, Çinli sendikacılar ve daha da önemlisi Çin'de büyük yatırımları bulunan ABD firmaları ile temaslarda bulunuyor.
    Hoffa diyor ki, "Çin'deki sendikalar hükümet güdümünde. Serbest sendikacılık yok. İşçi ücretleri çok düşük. İşçilerin hiçbir hakkı yok. Çin'de yatırım yapan Amerikan firmaları da bunlardan yararlanıyor. Bu durumda Amerika'nın rekabet şansı yok oluyor. Amerika'nın rekabet şansının yok olması demek' Amerika'daki işçilerin işsiz kalması demektir."
    Çin'de 100 milyon işçinin sendikasız olduğu belirtiliyor.
    Amerikalılar'ın ümidi, bu işçileri sendikalaşmaya teşvik etmek. Sendikalaşan işçilerin ücret artışı ve sosyal haklar için mücadeleye başlaması. Sonuçta Çin'de de işçilik ücretlerinin artması. Çin'in rekabet gücünün azalması.
    Amerikalı Sendika Lideri Çin'de istihdam ile ilgili mevzuatın çıkarılması için Çin hükümeti yetkilileri ile de görüşmeler yapmaya çalışıyor.
    Hoffa'ya ABD'de 6 milyon işçiyi çatısı altında toplayan diğer sendikaların da liderleri eşlik ediyor.
    Amerikalılar'ın şimdilerde Çin'den tarım ürünü ve gıda maddesi ithalatını önleme konusunda da önemli bir girişimleri var.
    Çin'de yapılan ve ABD'ye ithal edilen bazı köpek ve kedi mamaları çok sayıda ev hayvanının ölmesine yol açtı.
    Bu olumsuz tablo genel olarak Çin'den ithal edilen gıda maddelerinin sağlık şartlarına uyup uymadığı konusunda şüpheler yarattı.
    Fakat bu olumsuz tablo Çin'den gelen gıda ürünleri ile rekabet edemeyen ABD üreticilerinin elini de güçlendirdi.
    Birçok firma özellikle çocuk mamaları konusunda Çin mallarının güvenilmez olduğunu öne sürdü.
    Kraft Foods gibi büyük firmalar bu fırsatı değerlendirerek ABD hükümeti nezdinde lobby faaliyeti başlattı.
    Çin için tarım ürünü ihracatı çok önemli. Çin şimdilerde ABD pazarına tavuk eti ihraç etmeye çalışıyor. Halbuki kanatlı hayvan üretimi Amerika için çok önemli bir sektör.
    Çinliler ABD pazarına deniz ürünleri de ihraç ediyor.
    Amerikalı tüketici sağlık şartlarına çok dikkat ediyor. İste bunun için Çin tarım ve gıda ürünleri ile rekabet gücü kalmayan ABD'li firmalar bu fırsatı iyi değerlendirme arayışı içinde.
    Ama görülüyor ki, zaman içinde, bir yanda içeride maliyet artırıcı faktörlerin etkisinde, öte yanda rekabet gücünü kaybetmek istemeyen küresel güçlerin baskısında Çin, ucuz üretim ayrıcalığını elden kaçırmaya mahkum.

  2. #2
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Eski politikacılar tarıma önem verirdi

    Eski politikacılar tarıma önem verirdi29/06/2007 09:32:07
    OLAYLARIN İÇİNDEN / Tevfik Güngör

    Eskiden seçim dönemimde yoğun biçimde tarımın sorunları ve çiftçinin durumu gündeme gelirdi.
    Bu seçimde tarımdan ve çiftçiden söz eden yok. Halbuki Türkiye'de tarımda büyük bir değişim var. Tarım ürünleri destekleme politikası değişti. Belli tarım ürünleri para etmiyor. Tarımın girdilerinde artış olurken, tarım ürünleri fiyatları fazla değişmedi. İthal tarım ürünlerinin pazar payı büyümeye başladı. Eskiden toprak için cinayet işleyenler şimdilerde toprağı işlemez oldu. Köyler boşalıyor.
    Koruma duvarlarının kalkması sonucu Türk tarım ürünlerinin ithal ürünlerle rekabet şansı giderek yok oluyor.
    İşte bu konular seçim döneminde gündeme bir türlü gelmiyor.
    Eski ve kurt bir politikacı olarak, tarım kesiminde olan biteni çok iyi izleyen Süleyman Demirel'in son günlerde kamuoyuna yansıyan değerlendirmesi bu bakımdan çok çok önemlidir.
    Ankara Ticaret Borsası'nın (ATB) yayın organı Borsavizyon'un son sayısında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in tarımdaki son duruma ilişkin değerlendirmeleri yayınlandı.
    Türkiye'nin birçok sorunu bulunduğunu, bu sorunların başında da yoksulluk bulunduğunu belirten Demirel, Türkiye'nin nüfusunun yüzde 30'unun halen tarımda olduğunu hatırlatıyor.
    70 milyonluk Türkiye'de nüfusun 21 milyonunun da halen tarımda çalıştığına dikkat çeken Demirel, "Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman nüfusu 10 milyondu. Yani halen Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu zamanki nüfusun iki misli insan tarımdadır. Bu nüfusun yüzde 30'u, Gayri Safi Milli Hasıladan (GSMH) ancak yüzde 10 alır. Bu da köylü nüfusa 1000 ila 1500 dolar demektir. Yoksulluğun kökünde bu yatmaktadır. Ülkemizde yoksulluk sınırı budur. Eğer bir ülkede 20 milyon insan yoksulluğun sınırında ise ve bunun önemli bir kısmını da tarımla uğraşan vatandaşlarımız teşkil ediyorsa sorun burada yatıyor" diyor.
    Dünyada tarımın bugün bir endüstri ve sanayi haline geldiğini, eski usullerle tarım yapmanın mümkün olmadığını belirten Demirel, Türkiye'de tarımda verimsizliğe neden olan birtakım unsurlar bulunduğuna dikkat çekiyor..
    Demirel, tarımdaki ortalama arazi büyüklüğünün 60 dönüm ve kimi yerlerde bununda altında olduğunu hatırlatıyor.
    "Biz halen 100 milyon dönüm buğday ekeriz, 20 milyon tondan fazla buğday çıkartamayız. Biz dönüm başına 100 kilo buğday çıkartırız, bu nispet Avrupa'da 550 kilo, Amerika'da da 450-500 kilodur. Bunu Türk tarımının her kesimine uygulayabilirsiniz. Bunun da altından yoksulluk çıkar. Yoksulluk neticesinde Türkiye'de tarımda çalışan nüfus şehirlere göçmektedir. Çünkü şehirlerde daha iyi hayat şartlarını bulacağını ummaktadır. Ancak, her zaman bunu bulamaz, yani çok kere şehirlere göçen halkın şehirlerin etrafından meydana getirdiği yerleşim yerleri, geldiği köyden daha da kötüdür. Bu haliyle konuya bakıldığında tarım, Türkiye'de bir ekonomik mesele değil, bir sosyal mesele olarak ele alınmalıdır. Yani devletin, gelmiş geçmiş hükümetlerin bunca gayretlerine rağmen geldiğimiz nokta budur. "diyor.
    Demirel, Türkiye'nin AB'ye tam üye olacağına inanıyor. Fakat buna henüz hazır olmadığımızı söylüyor. Demirel'e göre, "Avrupa Birliği'nin Ortak Tarım Politikasına uyabilmemiz şu halimizle mümkün değildir". Çünkü devlet, tarımı yeterince desteklememektedir.
    Demirel diyor ki "Bizim hane başına yaptığımız destek 1.500 dolardır. Bu, Avrupa'da 15 bin, Amerika'da ise 16 bin dolardır. Yani tarımın bünyesinde birtakım eksiklikler vardır. Bu eksikliklerin önemli bir kısmını ölçek büyüklüğü oluşturmaktadır. Türkiye'de tarım ve hayvancılık iç içedir. Avrupa ve Amerika tarımında bu oran yüzde 50, yüzde 50'dir. Yani yarı yarıyadır. Hatta iyi tarım yapan bazı küçük Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde 60 hayvancılık, yüzde 40 tarım şeklindedir. Bizde ise hayvancılık yüzde 20, tarım yüzde 80 şeklindedir. Oysa ki hayvancılık çok yararlı, istifadeli bir üretim şeklidir
    Bunun yanı sıra bizim hayvancılıktaki verimliliğimiz de çok düşüktür."
    Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikasının çok şumullü bir politika olduğunu da belirten Demirel, bu politikada veterinerlik hizmetlerinden tutun da tarım ürünlerinin saklanmasına ve taşınmasına kadar kayıtlar yer aldığını ve bunların yerine getirilmesi gerektiğini söylüyor...
    Demirel, 'kırsal alanda kalkınmanın önemine' işaret ederek "Bunun için Avrupa Birliği ile müzakerelerde kendimizi savunmaktan çok, Avrupa seviyesine nasıl çıkacağımızı öğrenmemiz lazımdır" diyor. Avrupa Birliği'nin 105 milyar Euro bütçesi bulunduğuna, bunun 45 milyar Eurosu'nun tarım için ayrıldığına işaret eden Demirel, Avrupa'nın bir taraftan sanayisini düzeltirken, tarımı da ayağa kaldırdığını hatırlatıyor. Demirel'in bu anlatımında yer alan konuların hiçbirini seçime katılan partilerin programlarında göremiyoruz.Bu konular maalesef parti liderlerinin ve adaylarının konuşmalarında yer alamıyor.

  3. #3
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    9,262
    Teşekkür / Beğeni

    Standart Seçim öncesi 11 milyar YTL'lik yük

    Seçim öncesi 11 milyar YTL'lik yük05/07/2007 00:37:21
    OLAYLARIN İÇİNDEN / Tevfik Güngör



    Mahfi Eğilmez, Radikal'deki köşesinde, seçim öncesi AKP hükümetinin seçmene hoş görünmek için yaptıklarını şöyle özetliyor: (1) 220 bin geçici kamu işçisinin kadroya alınması. (2) Turizm ve gıda ürünlerinde 10 puanlık KDV indirimine gidilmesi. (3) Buğday alım fiyatlarına yüzde 13 oranında zam yapılması. (4) Çiftçinin Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine kredi borçlarının affı ve Ziraat Bankası'nca bazı alanlarda düşük faizli kredi uygulamasına geçilmesi. (5) Kamu kesimi işçilerine yüzde 10-35 arasında ücret zammı verilmesi. (6) Hazine'nin belediyelerden olan alacakları nedeniyle bütçeden belediyelere yapılan gelir aktarımlarına kesinti uygulamasının ertelenmesi.
    Bu gelişmelerin iki etkisi söz konusu.
    (1) Bunların bir bölümü merkezi yönetim bütçesi üzerinde yük oluşturacak. Bu yük, seçimden sonra görülebilir hale geleceği için bu düzenlemelerin bir anlamda ölçülüp biçilip uygulanmış olduğu izlenimini yaratıyor.
    (2) Bu düzenlemeler (KDV indirimi dışında kalanları) enflasyonu yukarı itici etkiler yaratacak. KDV indiriminin enflasyonu bir miktar aşağı çekici etki yaratacağı için bu artışı biraz sınırlayacağını söylemek mümkün. Enflasyondaki artış etkisi de seçimden sonra görüleceği için o da ölçülüp biçilmiş izlenimi veriyor.
    Gerek bütçedeki bozulma, gerek enflasyondaki sapma yılın ikinci yarısında, daha ağırlıklı olarak da son çeyrekte ortaya çıkacak. Yani seçimler yapılıp her şey bittikten sonra.
    Bu düzenlemeleri muhalefetin eleştirme şansı da pek yok. Çünkü bunlar görünürde muhalefetin de eleştirdiği alanlarda yapılmış düzeltmeleri hedefliyor. Oysa bu adımların hepsi seçim sonrası için birer saatli bomba niteliği taşıyor. Üstelik geçici işçilerin kadroya alınması, KDV indirimi ve enflasyondan yüksek ücret zammı gibi düzenlemeler bir daha geri alınması mümkün olmayan yeni temeller oluşturduğu için gelecek yılları da etkisi altına alacak bozulmalar yaratıyor.
    Mahfi Eğilmez'in işaret ettiği gelişmeleri NTV ekonomisti Murat Caner şöyle rakama döküyor:
    218 bin 733 geçici işçinin kadroya alınmasının yıllık maliyeti 867 milyon YTL.
    Kamu işçilerinin maaşlarının belirlendiği toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri, 4. turunda sonuçlandı.
    2007 bütçesinde öngörülen zam oranı yüzde 4.9 olmasına rağmen yüzde 10 ila yüzde 34 arasında zam yapılması, "seçim yatırımı" olarak yorumlandı. Zamların bütçeye maliyetinin 800 milyon YTL olması bekleniyor.
    Kuraklıktan etkilenen çiftçilerin borçları 1 yıl ertelenirken, destekleme primi ve tohum yardımı yapılacak. Uzmanlar bu düzenlemenin maliyetinin 1 milyar YTL'ye kadar ulaşabileceğini belirtiyor. Yine çiftçiye yönelik "sulama kredisi"nin faizinin Hazine ve Tarım Bakanlığı tarafından karşılanmasının da bütçeye yük getireceği vurgulanıyor. Çiftçilerin kefalet borçlarına getirilen af dolayısıyla Hazine'nin yüklendiği fatura ise 400 milyon YTL düzeyinde.
    Seçim öncesinde, köy altyapısını destekleme projesi "KÖYDES" ve belediyelerin altyapısını destekleme projesi "BELDES"e aktarılan kaynak ise 950 milyon YTL'ye ulaştı.
    Henüz tam olarak ölçülemese de 1 Ocak 2008'de yürürlüğe girecek turizm ve gıdadaki KDV indirimlerinin maliyetinin de 1 milyar YTL'nin altında kalmayacağı belirtiliyor.
    Belediyelere, genel bütçe gelir vergisi tahsilatı üzerinden verilen paylardan yapılan kesintiler 1 Ağustos'a kadar durduruldu. Böylece belediyelere daha fazla harcama yapma imkanı tanındı.
    30 Mayıs'ta süresi dolan yeşil kartların kullanma süresi 2 ay daha uzatıldı.
    En çok eleştiri gören konulardan biri olan, "yaz ortasında kömür yardımı" da 2008 bütçesinde gedik açacak uygulamalardan biri olarak değerlendiriliyor. Hükümetin yaptıklarının yanı sıra, yapmadığı şeyler de seçim yatırımı olarak yorumlanıyor ki bunların başında da "elektriğe zam yapılmaması" geliyor. 3 yıldır elektriğe zam yapılmadığını hatırlatan uzmanlar, maliyetin katlandığına dikkat çekiyor. Tüm bunlar alt alta konulduğunda ortaya çıkan fatura ise kabaca 11 milyar YTL'yi aşıyor.

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
YASAL UYARI
Ekonomi, Borsa ve Para piyasaları" bölümünde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır. Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.keyborsa.com web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.
Google Privacy Policy
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193